> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Hendek savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hendek savaşı  (Okunma Sayısı 866 defa)
15 Ocak 2011, 09:24:43
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 15 Ocak 2011, 09:24:43 »



Hendek Savaşı


398. Müslüman-Yahudi ilişkileri Uhud Savaşı’ndan sonra daha da kötü bir hale gelmiş ve bu durum, Benû Nadir Yahudileri ile bir savaşa yol açmıştır. Bu kabilenin mensupları yenilip de teslim olunca, Resulullah (AS), bu Yahudilerin eski bir müttefiki olan Abdullah ibn Ubey’in de araya girmesi üzerine, kendisiyle savaşanları sınır dışı etmekle yetinip, kendilerine sahip oldukları arazileri satmaları, alacaklarını tahsil etmeleri ve sonra da tüm malvarlıklarıyla birlikte çekip gitmeleri için izin vermiştir. Bu konuya daha sonra döneceğiz. Bu Yahudiler, Medine’nin yaklaşık 200 km. kuzeyindeki Hayber’e yerleştiler Her halde bu durumdan hiç memnun olmadıkları için, derhal çevreye heyetler gönderdiler. Bunlardan biri de, Medine aleyhine tahrik ederek, düşmanca faaliyetleri yeniden başlatmak üzere Mekke’ye geldi; Hiç kuşkusuz, bu heyet, İslam Devleti’ne yönelik bir saldırı ittifakı tasarılarının ana hatlarını da ortaya koydu. “Sonra Yahudiler Gatafanlılara giderek, Resulullah (AS) aleyhine kendilerine yardım ederlerse bir yıl süreyle Hayber’in hurma rekoltesinin hepsini onlara vereceklerini söylediler. Bunlar da seve seve kabul ettiler. Fezâre kabilesinin başkanı Uyeyne ibn Hısn, bu öneriye en çabuk razı olan kişiydi. Son olarak, aynı amaçla Benû Suleymlere gittiler; onlar da kabul etti. Daha sonra Yahudiler çevredeki tüm Arap kabilelerini dolaştılar ve hepsi de onlarla birlik oldular. Kureyşliler bu sefere çıktığında, ittifak anlaşması yaptıkları kabileler ve Kinâne, Sakîf ve diğer topluluklar arasında bulunup da kendi etki ve nüfuzları altına almış oldukları tüm gruplar kendileriyle birlikte hazır durumdaydı. Böylece, başkanlarının komutasında çok sayıda Arap kabilesi ve kendi kabilelerinin tüm ileri gelenleri olduğu halde toplandılar.”426 Haritaya bir göz atacak olursak, Gatafân ve Fezâre kabilelerinin Medine’nin kuzeyinde; Benû Suleymlerin doğuda; Mekke, Kinane ve Sakîflilerin ise güneyde oturduklarını görürüz. Bir başka deyişle, Medine üç taraftan kuşatılmış ve tehdit altında idi. Bununla da bitmiyordu. Suriye ve Mezopotamya bölgelerinden Medine’ye gelen hububat yüklü kervanlar Dûmetu’l-Cendel’den (Arabistan’ın üst kuzey bölgesi) geçiyordu. Tam bu sırada, Dûmetu’l-Cendel bölgesinin başkanı Ukayzir’in bu kervanların hayatî önem taşıyan trafiğine engel olması basit bir rastlantı olamazdı.427 Olayların bu biçimde gelişmesini ancak Hayberli Yahudilerin ekonomik alandaki etkilerine bağlayabiliriz. Muhammed (AS), bunun üzerine, çok uzak olmasına rağmen Dûmetu’l-Cendel’e bir askerî sefer (seriyye) düzenleme gereği duyarak, ordusunun başında Medine dışına çıktı.

399. Yahudi-Mekke ittifakının benimsediği strateji şöyle özetlenebilir: Resulullah (AS)’ı Medine’den uzaklaştırıp, onun yokluğundan yararlanarak Gatafân, Suleym, Mekke ve diğer yerlerden toplanacak güçlerle şehre dört bir yandan saldırmak; daha sonra da baş şehrinden uzak kalmış olan Peygamberi ve beraberinde bulunan az sayıdaki arkadaşlarını kuşatarak bu sıkıntıdan sonsuza dek kurtulmak. Planın tutmaması için ortada bir neden yoktu. Ancak insan bir iş yapmaya niyetlenir, sonucu takdir edecek olan ise Allah’tır.

400. Nitekim, Yahudilerin niyetlendiği bu kötü niyetli girişimler başarısızlıkla sonuçlandı. Bunlardan ilki şu idi: Büyük bir kabile olan Huzâ’a içinde, yüzyıllardan beri Resulullah (AS)’ın ailesi ile dostluk ve ittifak bağları olan birçok kol vardı. Ayrıca, Mekkeli müşriklerle çok sıkı ittifak bağları olan ve Ehâbişlerin bir kolunu meydana getiren Benû Musta’lik gibi kabileler de vardı. Musta’likler, doğal olarak Mekkelilerin safında yer almış ve Medine’ye saldırmak üzere askerî yığınak yapmaya başlamışlardı. Bunlar, Kızıl Deniz kıyısındaki Kudeyd yakınlarında, Mekke ile Medine arasındaki el-Mureysî adlı su kaynağında oturdukları için, giriştikleri savaş hazırlıkları çok geçmeden Resulullah (AS)’ın kulağına kadar geldi. O da, Musta’liklerin yeğenleri olan Eslemliler arasından seçmiş olduğu özel görevlileri bilgi toplamaları için gönderdi. Düzenlenen komplonun tüm ayrıntılarını öğrenemese de, edindiği bilgilere dayanarak, H. 5 yılının428 Şaban ayında acil olarak savunma amaçlı bir askerî sefere çıktı ve Musta’liklere baskın yaptı. Tarihçilerin verdiği bilgiye bakılırsa, Müslümanlar bu baskında bir şehit vererek, bu bedevilerin hepsini kıskıvrak yakalamıştır. Bunların hayvan sürülerinin yanı sıra, hanımları ve kızları da esir alınmıştır. Ancak birkaç saat sonra, düşmanın Resulullah (AS)’ın en bağlı dostlarından biri haline geldiğini görürüz. Nedeni ise şuydu: Resulullah (AS), bu kritik dönemde, kendi sahabesinin de gönlünü kırmadan, onların desteğini kazanmak istiyordu. Ganimetin (hayvan sürüleri, kadınlar vs.) savaşçılar arasında bölüştürülmesinden sonra, Resulullah (AS), esir düşen kabile başkanının kızını, değerini ödeyerek satın aldı ve kendisine nikâhladı. Bu durumda, Müslüman savaşçıların ellerinde köle olarak bulunan savaş esirleri, Resulullah (AS)’ın hanımı dolayısıyla onun akrabası durumuna geldiğinden, bu, Müslümanlar için hoş bir durum değildi. Sonunda herkes, hiç tereddüt etmeden, kendi payına düşen ganimetten vazgeçti. İki yüz ailenin hiç beklenmedik bir biçimde özgürlüğüne kavuşması üzerine, Musta’likler, kaybettikleri on savaşçıyı çabucak unuttular ve sonunda onlar da İslam’ı kabul ettiler.429

401. İkinci başarısızlık ise şu idi: Medine’nin güneyinde sekiz günlük bir mesafeye gitmiş olan Müslüman savaşçılar, Musta’lik seferi dönüşü sırasında, Fezare kabilesinin kuzeyden baskın yaparak, o sırada savunma gücünden yoksun bulunan İslam baş şehrine saldırı düzenlemelerinden endişe ediyorlardı.430 Fakat Fezareliler sırlarını saklamak ve boşluktan yararlanarak öteki müttefiklerle birlikte Medine’ye saldırıya geçmek yerine, bu davranışlarıyla kendilerini ele verdiler ve böylece başarı şanslarını azalttılar.

403. Üçüncü başarısızlık: Münâfık Abdullah ibn Ubey’in, Medine’den sürülen Nadîrli Yahudilerin önde gelen dostlarından biri olduğu bilinmekteydi. Ona taç giydirilerek Medine kıralı yapılması tasarısı, Medinelilerin İslam’ı kabul etmesi üzerine suya düşmüştü. Kendisi de, ancak Bedir’de Müslümanların zafer elde etmesinden sonra İslam’a geçmişti. Uhud Savaşı esnasında, İslam ordusunun üçte birlik bölümünü peşine takarak, son anda Resulullah (AS)’ı yalnız bırakmıştı. Benû Nadir Yahudilerini Resulullah (AS)’ın haklı isteklerine karşı koymaya ve direnmeye kışkırtan da hep o idi. Sürekli olarak iki yüzlü davranıyor ve Müslümanlar arasında huzursuzluk çıkarmaya çalışıyordu. O sıralarda içinde bulunduğu yoğun faaliyetlere bakılırsa, herhalde onun da bu büyük komployu hazırlayanlarla işbirliği içinde olması gerekir. Musta’liklere karşı düzenlenen seferde Resulullah (AS)’ın yanında yer almıştır. Daha önce Ensar ile Muhacir arasına kurnazlıkla fitne tohumları ekmeyi başarmış ve Resulullah (AS), tarafları yeniden uzlaştırabilmek için büyük çaba harcamıştır.431 Giriştiği oyunda maskesi düşen Ubey, şeytanî bir şeyler arıyordu: Resulullah (AS) bu sefere eşi Ayşe ile birlikte katılmıştı ve kadınlar artık yüzlerini bir peçe ile örtüyorlardı. Doğal ihtiyaçlarını gidermek için karargâhtan uzaklaştığı bir gün, hizmetçileri onun yokluğundan kuşkulanmadıkları için -çünkü zayıf ve ince yapılı biriydi-, tahtırevanını içi boş olduğu halde devesine yükleyip yola koyulmuşlardı. Ordunun konakladığı yere gelen Ayşe etrafı bomboş görünce ne yapacağını bilememiş ve oturup ağlamaya başlamıştı. Biraz sonra, gönüllü olarak bu savaşa katılan Müslümanlardan biri bu yerden geçerken “ölmüş” ve defnedilmeden öylece bırakılmış bir kadın bulduğunu zannederek şaşırdı ve yaklaştı. Durumu öğrenince, Ayşe’yi devesine bindirip, kendisi de yaya olarak onu İslam ordusuna ulaştırdı. Ortada olağan üstü hiçbir şey yoktu. Ama Abdullah ibn Ubey intikam almak için bundan yararlandı ve Resulullah (AS)’ın temiz eşine her türlü iftirayı (ifk) attı. Resulullah (AS) Medine’ye döndüğünde durumu uzun uzun araştırdı ve sonunda gerçeği öğrendi. Nitekim Kur’an’ın bazı ayetlerinin nazil olmasıyla da bu olay tamamen aydınlanmış oldu.432 Bu münafığın çevirdiği oyun ve entrikalar, H. 8 yılında ölümüne kadar sürmüştür; O sırada, Resulullah (AS) bu Abdullah’ın oğlunu şefkatle sevdiği ve Abdullah kendi gömleğini Abbas’a (Peygamber’in Bedir’de gayrı müslim olarak esir düşen ve savaş sırasında gömleğini kaybeden amcası) verdiği için, Resulullah (AS) de kendi gömleğini, öldüğünde onurlu bir şekilde gömülmesi için Abdullah’a bağışlamıştı. Ancak Resulullah (AS)’ın gösterdiği bu kadirşinaslık tamamen kendi kişisel tutumu idi ve o sırada yeni nazil olan bir ayetle, Resulullah (AS) da olsa kimsenin münafık olduğu bilinen birinin cenaze namazını kılması yasaklanmış oluyordu.433

403. İslam düşmanlarının içine düştüğü dördüncü başarısızlık ise şu idi: Düşmanlarının da tahmin ettikleri gibi, Resulullah (AS) nihayet küçük bir askerî birliğin başına geçerek, Medine’nin kuzeyinde iki haftalık bir yolculukla varılan Dûmetu’l-Cendel halkını cezalandırmak üzere yola çıktı. İbn Hişâm’ın ifadesine göre,434 Resulullah (AS), alışkanlıklarının tersine, yarı yoldan geri dönerek hızla Medine’ye geldi. Birkaç hafta sonra da Medine şehri, Mekke, Hayber vs.den gelen müttefiklerce kuşatılmıştır.

404. Kur’an, Müslümanların o sırada içinde bulunduğu kaygı verici durumu şu cümlelerle tasvir ederken hiç de mübalağa etmemiştir:

        “Ve bakışların yıldığı, yüreklerin ağıza geldiği zaman…”435

405. Resulullah (AS)’ın Mekke bölgesinde yaşayan Huzâ’alılar arasındaki müttefikleri bu askeri harekât planından haberdar olur olmaz, derhal Resulullah (AS)’ı uyarmak için harekete geçtiler. Bindikleri hecin develeri, genellikle on günde aşılabilen yolu dört gecede aldılar.436 Bu habercilerin Resulullah (AS)’le buluşmak için Dûmetu’l-Cendel yolunu mu ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hendek savaşı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:05:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hendek savaşı rüya tabiri,Hendek savaşı mekke canlı, Hendek savaşı kabe canlı yayın, Hendek savaşı Üç boyutlu kuran oku Hendek savaşı kuran ı kerim, Hendek savaşı peygamber kıssaları,Hendek savaşı ilitam ders soruları, Hendek savaşıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes