> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi >  Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri  (Okunma Sayısı 750 defa)
15 Ocak 2011, 22:22:49
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 15 Ocak 2011, 22:22:49 »



Rukâne, Ömer, Hamza ve Ebû Musâ’nın İslam’a Girişleri


190. Rukâne, Mekke’de tanınmış bir güreşçi idi. O kadar iri yapılı ve güçlü biriydi ki, yere serilen bir sığır ya da deve postunun üstünde ayakta dursa ve insanlar onu çekmeye çalışsalar, o durduğu yerden kımıldamaz, ama post yırtılırdı. Yine bir gün, Rukâne koyun sürüsünü otlatırken, Muhammed (AS) kendisine rastladı ve her zamanki gibi onu İslam’a davet etti. Bu konuda, muhtemelen aynı olayla ilgili ve iki ayrı kimse tarafından nakledilen iki farklı rivayet vardır: Rukâne, ilâhi görevine kanıt olarak, onun ağaçlara emretmek suretiyle onları yürütmesini istemiştir. Muhammed (AS) ona şöyle cevap vermiştir: “Şurada bir ağaç var, ona git ve benim adıma ona yürümesini ve ötede duran diğer ağacın yanına varmasını söyle.” Rukâne, asıl mesleğinde kendini daha emin hissediyordu; ağaçların yürümesi mucizesinden tatmin olmadığı için, ona kendisiyle güreşmesini önerdi. Eğer kendisini yenerse İslam’ı kabul edecekti. Üç defasında da Muhammed (AS) onun sırtını yere getirmesine ve yürüyen ağaç mucizesini göstermesine rağmen, Rukâne İslâm’ı kabul etmedi.236 (Ama Mekkeli müşriklere koşarak, onlara Muhammed’i ellerinde iyi saklamalarını ve diğer kabilelerle yapılacak üstünlük kanıtlama yarışmalarında kendisinden yararlanmalarını istedi; zira onun olağanüstü şeyler yapabilecek, dünyanın en büyük sihirbazı olduğunu söyledi.) Başka bir rivayette ise, onun güreş tutma isteğine, Muhammed (AS) şöyle karşılık verdi: “Peki, ama ben seni yenersem sürünün üçte birini alırım.” Üç kez karşılaşmalarına rağmen yenilince, Rukâne, tüm sürüsünü kaybettiği için ağlamaya başladı, çünkü karısından korkuyordu. Muhammed (AS) ona şöyle dedi: “Korkma! Sana hem art arda yenilme hem de tüm sürünü kaybetme duygusunu yaşatmak istemem. Şimdi sürünü al ve selâmetle git.” Gördüğü mucizelerin yanı sıra bu davranıştan da etkilenen Rukâne, içinden gelerek haykırdı: “Senin ALLAH’ın Elçisi olduğuna iman ediyor ve dinini kabul ediyorum.”237

191. Ömer’in İslâm’a girişi ise daha çarpıcı ve heyecan vericidir:

192. Ömer, İslam’dan önce erkeklerinin yanı sıra kadınlarının da okur-yazar olduğu, Mekke’nin önemli ailelerinden Benû Adiy’e mensuptu. Kendi soyunun başkanı olarak Ömer, Mekke Şehir-Devletinin Onlar Meclisi’nde bir sandalyeye sahipti ve dış ilişkiler gibi önemli bir görev üstlenmişti. O kadar uzun boylu biriydi ki, Hicret’ten sonra Medine’de Mescid-i Nebevî’nin inşası sırasında başı tavana değiyordu. Yaratılış olarak atılgan ve sahip olduğu yeteneklerle övünen biriydi.

193/1. Resulullah (AS)’ın ilâhî tebliğ görevini yerine getirmesini engellemek için Kureyş’in girişimleri Muhammed (AS)’ın kabilesinin onu terk edip yalnız bırakmaktan kaçınması engeliyle karşılaşınca, müşrikler büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardı. Kararlı ve önüne geçilmez bir gurur sahibi olan Ömer’in, bir gün, kendi kabilesiyle Muhammed (AS)’ınki arasında çıkabilecek bir savaşı da göze alarak, onu öldürüp şehri bu “Muhammed”den kurtarmaya karar vermesinden de onların bu hayal kırıklığını anlamak mümkündür.238 Ömer, cinayetini işlemek üzere çıktı ve yolda kendi akrabasından biri olan Nuaym ibn Abdullah en-Nahhâm’la karşılaştı. Kendisine sorması üzerine, Muhammed’i öldürmeye gittiğini ona açıkladı. Daha önceden gizlice Müslüman olan Nuaym, Ömer’in tabiatını bildiği için ona şöyle dedi: “Böylece şehirdeki bölünmeleri daha da artırıp Muhammed’in kabilesiyle bir savaş çıkmasına yol açacaksın. Şehirdeki işlerden önce kendi ailenle ilgili işleri yoluna koy.” Ve Nuaym şöyle ekledi: “Kendi kız kardeşin ve enişten de Müslüman oldular.” Bunun üzerine Ömer öfkelenip, kız kardeşinin evine koştu. Kapıda, içerden gelen birtakım nağmeler duydu. Kapıyı şiddetle çaldı. O sırada evde, ailenin Müslüman olmuş bireylerine Kur’an öğretmek için gelmiş bir öğretmen bulunuyordu, aceleyle saklandı. Ömer’in kız kardeşi Fâtıma, Kur’an’ın sayfalarını giysisinin altına saklayıp kapıyı Ömer’e açtığında, ortada kuşku uyandıracak bir şey kalmamıştı. Ama tüm bunlar Ömer’i yanıltamazdı. Kısa bir tartışmadan sonra eniştesi Sa’îd ibn Zeyd’i yakalayıp dövmeye başladı. Fâtıma araya girdiyse de, sadece Ömer’in dayağını yemekle kaldı. Aldığı darbelerle yaralanıp gözünden yüzünden kan akmaya başladı. Tam bu sırada dayanamayıp, karşısındakini aşağılayan bir gururla: “Ne istiyorsun? Evet biz Müslüman olduk; bundan da asla vazgeçmeyeceğiz. İstediğini yap!” dedi. Kendi eliyle yaraladığı bu kadını görünce, Ömer pişman olup, kız kardeşini teselli etmek istedi. Ona şefkatle eğilerek şöyle dedi: “Az önce okuduğun sayfaları bana göster bakayım.” Henüz öfkesi dinmeyen Fâtıma şöyle cevap verdi: “Sen temiz değilsin! Bu kutsal sayfalara el sürmeye hakkın yok.” Ömer tamamen değişmişti: Odadan çıkıp banyoya gitti, biraz sonra beden ve ruh hali bakımından temizlenmiş bir halde geri döndü. Kız kardeşinin atalardan kalma dinini niçin değiştirmiş olduğunu çok merak ediyordu. Kız kardeşi ona birkaç sayfa verdi. Aşağıda çevirisi verilen şu ayetleri239 okumaya başladı:

        “Tà Hâ.

        Biz sana Kur’an’ı sıkıntı çekesin diye değil,

        Aksine, ALLAH’tan korkanlara bir uyarı olması için gönderdik.

        O, Yeryüzünü ve yüce gökleri yaratan ALLAH tarafından indirilmiştir.

        Rahmân olan ALLAH, Arş’ın üzerine yerleşmiştir.

        Göklerde, yeryüzünde ve her ikisi arasındakiler, ayrıca nemli toprağın altındakiler hep O’nundur.

        Ve sen sesini yükseltip haykırsan bile!... Bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

        ALLAH, kendisinden başka ilâh olmayandır! En güzel isimler O’na aittir. Sana Musa’nın haberi geldi mi?

        Hani o, ateşi görünce, ailesine: “Durun, bekleyin! Eminim bir ateş gördüm. Belki size ondan bir yakınlık getiririm veya ateşin yakınlarında bir kılavuz bulurum” demişti.

        Sonra oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): “Ey Musa! Kuşkusuz ben senin Rabbinim. Öyleyse ayağındaki pabuçlarını hemen çıkar. Çünkü sen Kutsal Tuvâ vadisindesin” diye seslenildi.

        Ben, seni seçtim. O halde şimdi sana indirilecek olana kulak ver:

        “Kuşkusuz ben senin Rabbinim: Benden başka ALLAH yoktur. Bana kulluk et; beni anmak için namaz kıl!

        Kuşkusuz Kıyamet günü yaklaşmaktadır; her can kendi gayretince ardından koştuğu şeyin karşılığını bulsun diye, neredeyse onu (kendimden bile) gizleyeceğim.”

        Bu âyetleri okuyan Ömer: “Ne kadar güzel ve hikmet dolu sözler, diye haykırdı. Artık gizlenmesine gerek kalmayan öğretmen Habbâb da Ömer’in karşısına çıkarak ona şöyle dedi:

        “Sana yeminle söyleyeyim ki, daha dün, Resulullah (AS): “ALLAHım! İslâm’ı Ebû Cehil ya da Ömer’in iman etmesiyle kuvvetlendir” diye dua etmişti. Ümit ederim ki bu dua senin üzerinde gerçekleşir. ALLAH’tan kork, ya Ömer!”

        Ömer, Resulullah (AS)’ın bulunduğu yeri öğrendi, sonra tamamen silahlı olarak Dâru’l-Erkam’ın yolunu tutup, kapıyı çaldı. Resulullah (AS)’a Ömer’in geldiğini ve silahlı olduğunu bildirdiler. Fakat o, şöyle buyurdu: “Korkmayınız, onu buraya getiriniz.” Ömer (RA), hiç gecikmeden, tüm cemaatin coşkulu katılımıyla, Müslüman olduğunu açıkladı. O sırada namaz vakti geldiği için, Resulullah (AS), her zamanki gibi, müminlerle birlikte evin içinde namazı eda etmek istiyordu. Ömer kendisine şöyle dedi: “Artık gizlenmemize hiç gerek yok: Gidip Ka’be’de namazlarımızı kılalım.” Halk, Müslümanların böyle kimseden çekinmeden, Ka’be’de cemaatle namaz kılmak üzere topluca geldiklerini görünce çok şaşırdı; hele Ömer’in onlara bekçilik ettiğini görünce hepten şaşırıp kaldı.240

193/2. Başlangıçta insanlar İslam’a geçtiklerini gizliyorlardı. Ömer’in mizaç ve yaratılışı ise buna izin vermezdi. Hal böyle olunca, hiç vakit kaybetmeden, anne tarafından kuzeni ve Resulullah (AS)’ın şehirdeki en azılı düşmanı olan Ebû Cehil’e koşarak, onu kuşkusuz büyük bir kedere ve öfkeye boğacak olan İslam’ı kabul ettiği haberini bizzat bildirdi.241 Daha sonra, sır tutmada ağzı pek sıkı olmayan Cemîl ibn Ma’mer’i buldu. Gerçekten bu adam, haberi alır almaz, Ömer kendisini arkadan izlerken, Ka’be’nin karşısında bulunan Kureyşlilerin kaldıkları yerlere koşup, onlara haberi bağırarak yetiştirdi. Bazı kendini bilmez kimseler Ömer’i azarlamak için hemen atıldılar. O ise, hiç korkup çekinmeden kendisini uzun bir süre savundu. Neyse ki deneyimli bir üyenin araya girmesiyle, yaşlı ve bilge kimselerin oluşturduğu meclis ağırlığını koyarak, Ömer’in oracıkta linç edilmesini engellemiş ve gitmesine izin vermişti. (Bk. İbn Hişâm, s. 229)

194. Ömer (RA)’in Müslüman oluşunun üzerinden çok geçmeden, Resulullah (AS)’ın amcası Hamza da, yukarıda (bk. § 179) dile getirdiğimiz nedenlerle İslam’ı kabul ettiğini açıklamıştır. Kaynaklar,242 ünlü Yemenli sahabe Ebû Musa el-Eş’arî’nin de, o sıralarda Mekke’den geçerken Müslüman olduğunu kaydederler. Ömer ve Hamza’nın İslam’ı kabul etmelerinin, şehirdeki müşriklerin düşmanlıklarını tamamen ortadan kaldırmasa bile, Mekke’de İslam’ı daha da kuvvetlendirmiş olması gayet doğaldır. Bu iki şahsiyet, İslâm’ın geçici bir olay olmadığı gerçeğini hemen fark etmişlerdi. Bu İslam’a geçiş hareketleri Resulullah (AS)’ın ilahi tebliğ görevine başlamasının 5. yılına ve hicretten önce 5. yıla rastlar. Bu yıllarda Mekke’deki İslam topluluğu o kadar zayıf ve tehdit altında idi ki, bizzat Resulullah (AS), sahabelerine, ülkeyi terk edip Habeşistan’a hicret etmelerini tavsiye ediyordu. Hicret hareketiyle ilgili gelişmeler bundan sonraki bölümde ele alınacaktır.


236 İbn Hişâm, s. 258; Belâzurî, I, § 337-338; Ebû Nu’aym, s. 140-141.

237 İbn Kayyım, El-Furûs...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri
« Posted on: 27 Nisan 2024, 01:03:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri rüya tabiri, Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri mekke canlı, Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri kabe canlı yayın, Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri Üç boyutlu kuran oku Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri kuran ı kerim, Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri peygamber kıssaları, Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleri ilitam ders soruları, Hamza ve Ebû Musâ’nın islama girişleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes