> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Hayatını Anlatan Eserler > İslam Peygamberi > Ficâr savaşı ve hılful fudûl
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ficâr savaşı ve hılful fudûl  (Okunma Sayısı 3114 defa)
18 Ocak 2011, 11:18:24
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 18 Ocak 2011, 11:18:24 »



Ficâr Savaşı ve Hılfu’l-Fudûl

98. İslam öncesi Arabistan’ında barışçı amaçlı bir takım malî kaynaklar arasında, ithal edilen ticarî mallardan alınan ve tahsil edildiği şehir ya da fuar bölgesinin başkanına giden öşür şeklinde bir vergi görürüz. Bu bölgeye yabancıları çekebilmek için, Allah’ın emniyet ayları (Eşhuru’l-hurum) adlı güzel bir uygulama getirilmişti. Gayet doğal olarak, bir fuar bir hac ile ya da dinî bir bayramla aynı günlere denk düşmekteydi. Kabileler arası rekabet yüzünden, bu kutsal aylar çeşitli bölgelere göre değişmekteydi. Bu uygulama ile, Receb ayı boyunca, Mudar kabilelerinin oturduğu her yerde tam bir sükûnet görülüyordu.100 Ramazan ayı da, Rabî’a kabilelerinin arazisini yabancılar için bir sığınak haline getiriyordu.101 Böylece, Arabistan yarımadasının yarıdan fazla bölümünde barış egemen oluyordu. Mudarlılar Ramazan ayında Rabî’alıların bölgesinde ticaret yaparken, Rabî’alılar da Receb ayında Mudarlıların topraklarında seyahat edebiliyorlardı. Mekke-Taif-Medine üçgeni ise, üçü peşpeşe gelen dört barış ayı nedeniyle, özellikle elverişli bir yer haline geliyor ve bu da, Arabistan bölgesinin en uzak bölgelerine gidiş-dönüş biçimindeki iki yönlü yolculukları mümkün kılıyordu. Genel olarak, bu ateşkes durumuna büyük bir titizlikle uyuluyordu. Ne zaman silaha başvurarak bu uygulamaya gölge düşürülmeye çalışılsa, bu büyük skandala “Ficâr savaşı” deniliyordu. Bu uygulamanın aslının nereye dayandığı pek bilinmemekle birlikte, İslam’dan önce Mekke’de dört ihlâl olduğundan söz edilir. Nedenleri genellikle pek çocukça olan bu savaşların ayrıntılarına girmeksizin, Muhammed (AS)’ın gençliğinde bunlardan son ikisine katılmış olduğunu ve ilerde anlatacağımız iki küçük olayın aslında tek bir savaşla ilgili olduğunu söylemekle yetineceğiz. Gerçekten, bu Ficâr savaşlarından birinde, Muhammed (AS), mızrağı ile meşhur savaşçı Ebû Berâ Mula’ib el-Esinne’yi yaralamış olduğunu okuruz.102 Diğer bir hikâyeden öğrendiğimize göre ise,103 Muhammed (AS), dördüncü Ficâr savaşında, amcalarına ok ikmâli yaparak yardım etmiştir. (İbn Sa’d’in naklettiğine göre,104 daha sonra bu işe gönüllü olarak katıldığını söylemiştir.) Oysa, Müla’ib el-Esinne dördüncü savaşta düşman tarafının komutanıydı;105 ancak üçüncü savaş da aynı kabileler arasında patlak vermişti.

Hılfu’l-Fudûl

99. Savaşın çok basit bir nedeni vardı ama çok kan dökülmesine yol açmıştı. Sadece kendi kabilesini savaşa sürüklemekle kalmayıp,106 bu münasebetle Mekkeli kurmaylar içinde savaşta etkin bir rol üstlenmiş olan Resulullah (AS)’ın amcalarından Zübeyr, bu durumdan pişman gibiydi. Çünkü birçok defa, dünyevî amaçlarla107 kurulmuş olan Hılfu’l-Fudûl teşkilâtının kurulmasına o önayak olmuştu.108 Gençlerden ve yaşlılardan oluşan çok sayıda Mekkeli, zengin ve saygın bir insan olan Abdullah ibn Cüd’an’ın evinde düzenlenen törene katılarak, şu yemini etmişlerdi:

      “Allah’a and olsun ki biz hepimiz, zulmeden zulmettiği kişiye hakkını geri verinceye kadar, zulmedene karşı zulme uğrayanla birlikte tek bir el gibi olacağız; bu birlikteliğimiz, denizin bir kıl tanesini suya batırmaya güç yetirebileceği zamana kadar, Hira ve Sebîr dağları yerlerinde kaldığı sürece ve zulme uğrayanın maddî durumunda tam bir eşitlik sağlanıncaya kadar devam edip gidecektir.”109

100. And içenler arasında Hâşim Oğulları (Muhammed’in ailesi), akrabaları ve müttefikleri olan Muttalib Oğulları ile Zuhre Oğulları (Resulullah’ın annesinin ailesi) ve Teym oğulları’nın (Ebû Bekir ve Abdullah ibn Cud’ân’ın ailesi) bulunduğu belirtilmektedir. İbn el-Cevzî’ye göre (Vefâ, s. 137-138), katılanlar arasında Esed Oğulları (Varaka ibn Nevfel ve Hatice’nin ailesi) ile birlikte Mekke’li müttefik kabileler topluluğunu oluşturan Ehâbîşler de vardı. Bunlar, ne Mekke’de ne de Ehâbîşlerin yurdunda, hakkı olduğu şey kendisine iade edilinceye kadar yardımına koşulmamış hiçbir mazlum bırakılmaması konusunda yemin etmişlerdi. Muhammed (AS), Allah’ın Elçisi sıfatını elde ettikten sonra bile, Abdullah ibn Cud’ân’ın evindeki Hılfu’l-Fudûl’e katılmış olmaktan her zaman gurur duyar ve “bu şerefi, kızıl tüylü bir deve sürüsüne bile değişmeyeceğini, şimdi bile çağrılacak olsa buna cevap vermeye daima hazır olduğunu” söylerdi.110 Gerçekten de, bu teşkilâtın üyeleri her zaman için, Mekke’de önüne geçilmeyen bir güç olmuştu. Bu konuda birkaç örnek verelim:

101. Has’am kabilesinden bir Yemenli, kızıyla birlikte Hac için Mekke’ye gelmişti. Mekke’nin kudretli kişilerinden Nubeyh ibn el-Haccâc bu kızı zorla alıkoydu. Kızın babasına, yardım etmesi için Hılfu’l-Fudûl’a başvurmasını tavsiye ettiler. Derhal Nubeyh’in evi kuşatıldı. Kendisini savunamayacağını anlayan saldırgan, gönlünü çalan bu güzel kızla hiç olmazsa bir gece birlikte olmalarına izin verilmesi için yalvardı. Hiçbir şey Fudûl mensuplarının kararlılığını bozamadı ve Nubeyh daha fazla gecikmeden kızı babasına teslim etti.111

102. Yine, Sumâle (ya da Ezd) kabilesinden bir başka yabancı, ticaret mallarından bir bölümünü, Mekke’nin ileri gelen reislerinden Ubeyy ibn Halef’e satmış, ama bu kişi, anlaştıkları parayı vermek istememişti. Çaresiz kalan Sumâleli, Fudûl teşkilâtına başvurdu. Onlar da şöyle dediler: “Ubeyy’e git ve ona Fudûlîlerin yanından geldiğini, eğer derhal sana ödemeyi yapmazsa bizim gelişimizi beklemesini söyle.” Bu kez, Ubeyy söz konusu parayı ödemekte gecikmedi.112

103. Zubeyd kabilesinden bir tüccar bazı mallarını satmak için Mekke’ye gelmişti. Daha sonra kendisinden birçok defa bahsedeceğimiz Ebû Cehil, öteki tüccarların Zubeydli ile alışveriş etmelerine engel oldu ve kendisi de ona çok düşük bir fiyat önerdi. Ebu Cehil’in etkisi o kadar büyüktü ki, kimse daha yüksek bir fiyat vermeye cesaret edemedi. Bu duruma üzülen satıcı Muhammed (AS)’ın yanına vardı; o da üç deve yükü malı sahibinin istediği fiyattan satın aldı. Ama kötü huyu dillere destan olan Ebû Cehil ile aralarında şiddetli bir ağız dalaşı yaşandı.113

104. İlâhi tebliğin başladığı tarihlerde meydana gelen bir olayı anlatarak bu konuyu bitirelim: Aynı Ebû Cehil, Araş kabilesine mensup bir Arap’tan bir şeyler satın almış ve belirlenen ücreti ödemek istememişti. Çaresiz kalan satıcı, Ka’be’nin önüne gelerek yakınmaya başladı. Ebû Cehil, o sıralarda Muhammed (AS)’ın Mekke’deki en azılı düşmanı haline gelmişti. Kötü şakacı biri, Araşlıya, orada bulunan Muhammed (AS)’ye durumu anlatmasını söyleyip, Ebû Cehil ile olan bu sorunu ancak onun halledebileceğini ekledi. Bu sadece bir şakaydı ve zaten Muhammed (AS) ile Ebû Cehil arasındaki kötü ilişkiler herkesçe bilinmekteydi.. Durumdan habersiz olan Araşlı, Resulullah (AS)’ın yanına gelip, kendisine yardım etmesi için yalvardı. Muhammed (AS) derhal kalkıp, Araşlı ile birlikte Ebû Cehil’in evine vardı. Ziyaretinin nedenini sorduktan sonra, Ebû Cehil derhal borcunu ödedi. Daha sonraları, bu duruma şaşıran arkadaşlarına, kapıya vurulduğunda bunun bütün evde bir deprem etkisi yaptığını ve bundan dehşete kapıldığını; Muhammed (AS)’ın yanında, ağzından köpükler saçan dev gibi azgın bir devenin bulunduğunu anlatarak, şöyle dedi: “Eğer Muhammed’i yatıştırmakta gecikseydim, o azgın deve beni parçalayıp yiyecekti.”114

105. Ne olursa olsun, Mekkeliler, uzun yıllar boyunca birçok kez arabuluculuk görevi üstlenen bu kurumla gurur duymuşlardır. İşin kötü yanı ise, yeni üyelerin kabul edilmemesiydi ve yirmi-otuz yıla kalmadan, son üyenin vefatıyla bu kurum da dağılıp gitmiştir.

Bir Başka Kurum (Hılfu’s-Silâh)

106. Zubeyr ibn Bekkâr’ın Neseb-i Kureyş115 adlı eserinde, kuruluş tarihini bilmediğimiz bir başka kurumdan söz edilmektedir: Mekke’deki Zuhre ve Gayâtil (Sa’d ibn Sehl oğulları) kabileleri, Kureyşliler ve Ehâbişler arasında kimsenin birbirine zarar vermemesi ve ihtilaf çıkarmaması, tarafların uzlaştırılıp haksızlıkların giderilmediği bir durum bırakılmaması konusunda anlaştılar. Buna da Uzlaştırma İttifakı (hılfu’s-silâh) adını verdiler. Kureyş’in öteki kolları buna karşı çıkıp küçümsememişler, ama fiili bir destek de vermemişlerdir.


100 Bk. “Kureyşliler” bölümünde (§ 456) geçen “Resulullah AS’in Veda Haccı Hutbesi.”

101 Suheylî, Ravz, II, 351.

102 Kerâmet Ali tarafından Siret-i Muhammediyye’de (s. 45), Makrızî’nin İmtâ’ adlı eserinden naklen.

103 İbn Hişâm, s. 118-119, vs.

104 Tabakât, I/I, s. 80-82; İbn Habîb, Munemmak, s. 211.

105 İbn Habîb, Munemmak, s. 206.

106 İbn Habîb, Muhabbar, s. 169; aynı yazar, Munemmak, s. 199.

107 Suheylî, a.e.g.; İbn Manzûr, Lisânu’l-’Arab, bk. Fe-Dad-Lâm” maddesi.

108 Munemmak, s. 219; Suheylî, Ravz, I, 191; ayrıca bk. Câhiz, Fazl-ı Hâşim, s. 71-74.

109 Suheylî, a.g.e.; Munemmak, s. 219, 340-341. El-Egânî’ye göre (XVI, 66), yaptıkları yeminin göstergesi olarak, Ka’be’deki Haceru’l-Esved’i yıkamışlar ve bu kutsal suyu içmişlerdi.

110 Suheylî, I, 92; İbn Habîb, Muhabbar, s. 167; aynı yazar, Munemmak, s. 46-47, 203, 220, 341; İbn Hişâm, s. 86.

111 Suheylî, I, 92; Munemmak, 48-56, 341-343.

112 Munemmak, s. 47-48, 343-344.

113 Belâzurî, Ensâb, I, § 258, 261.

114 A.g.e., § 258; İbn Hişâm, s. 257.

115 Köprülü yazması, Varak 97/a.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ficâr savaşı ve hılful fudûl
« Posted on: 28 Mart 2024, 13:52:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ficâr savaşı ve hılful fudûl rüya tabiri,Ficâr savaşı ve hılful fudûl mekke canlı, Ficâr savaşı ve hılful fudûl kabe canlı yayın, Ficâr savaşı ve hılful fudûl Üç boyutlu kuran oku Ficâr savaşı ve hılful fudûl kuran ı kerim, Ficâr savaşı ve hılful fudûl peygamber kıssaları,Ficâr savaşı ve hılful fudûl ilitam ders soruları, Ficâr savaşı ve hılful fudûlönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes