๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Peygamberi => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 13 Ocak 2011, 11:47:48



Konu Başlığı: Devlet sınırlarının genişlemesi ve devletin bölünmesi
Gönderen: Hadice üzerinde 13 Ocak 2011, 11:47:48
Devlet Sınırlarının Genişlemesi ve Devletin İdari Bölünmesi


1070. Resulullah (AS)’ın yabancılarla olan medenî ilişkileri ve uyguladığı ruhanî-dünyevî politikalar sonucunda elde ettiği olumlu sonuçları irdeleyerek bu incelememizi bitirelim. Muhammed (AS), başkanı olduğu Devleti asla bir başkasından ya da babadan oğula geçen bir yönetim anlayışıyla devralmamış –ki böyle bir uygulama zaten bu ülkede mevcut değildi-, onu, en ince ayrıntısına varıncaya dek kendi elleriyle kurmuştur. Ve bu Devlet, küçük bir şehir ya da kasabanın belli bir bölümünden başlayarak, kuruluşundan tutun da, onu kuran kişinin hayatının son günlerine kadar devam eden on yıllık bir süreçte yayılıp genişlemiştir.

1071. İslam’ın ilk dönemlerinde yaşamış olan (klasik) yazarlarda veya bizden önceki yazarların kitaplarında başkaca veriler bulunmadığı için, bu Devlete ait ülke sınırları ve topraklarının genişlemesiyle ilgili bilgileri, ittifak anlaşmalarını ve nihaî fetihle sona eren askerî seferleri incelemek suretiyle yeniden ortaya koymaya çalışabiliriz:

H. 1. yıl: Medine’de bir Şehir-Devlet’in kuruluşu; Medine ile Kızıl Deniz arasındaki bölgede yaşayan kabilelerle nüfuz (dostluk) alanı oluşturulması ve özellikle Cuheyne kabilesiyle kurulan ilişkiler.

H. 2. yıl: Benu Damralılarla yapılan savunma anlaşmaları sonucunda, bu ilişkilerin Medine’nin güney ve güneybatı bölgelerine doğru pekiştirilerek yayılması. Resulullah (AS), savaşta ele geçen ganimetleri sadece İslam toprakları üzerinde sefere katılanlar arasında bölüştürüyordu. Bedir savaşında ele geçen ganimetlerin Safra vadisi yakınındaki Seyer mevkiinde bölüştürüldüğüne işaret edelim (bk. İbn Hişam, s. 458). Aynı yıl, Resulullah (AS), Medine’nin doğusunda Suleym ve Ğatafanlıların arazisi üzerindeki Karkaratu’l-Küdr üzerine kendi komutasında bir cezalandırma seferi düzenlemiştir.

H. 3. yıl: Medine’nin doğusundaki Necd bölgesinde, Zatu’r-Rika’ya, Karade’ye vb. bir çok askeri sefer düzenlendiğine işaret edilir.

H. 4. yıl: Daha da doğuda, Necd’deki Feyd bölgesine kadar düzenlenmiş bir çok sefer.

H. 5. yıl: Arabistan’ın en kuzey taraflarındaki Dûmetu’l-Cendel bölgesine ve güneyde, Mekke’ye fazla uzak sayılmayan Mureysi’ bölgesindeki Benu Musta’likler üzerine de birer sefer düzenlenmiştir. Bu kabilelerin de Müslüman olmasıyla, İslam ülkesi, Mekke sınırlarına kadar genişlemiş oldu.

H. 6. yıl: Medine’nin doğusundaki Necd bölgesine birçok sefer düzenlendi. Ayrıca, Mekke’nin hemen yakınlarındaki ‘Usfân’a ve Kura’l-Ğamim’e de birer sefer düzenlendi.

H. 7. yıl: Medine’nin kuzeyinde uzanan Hayber, Vadi’l-Kurâ ve Fedek düzlükleri de İslam topraklarına ilhak edildi. Necd üzerine daha birçok askerî sefer düzenlenmiştir. Yarımadanın doğu ve güney-doğusunda uzanan Bahreyn (bugünkü Ahsâ) ve ‘Uman bölgeleri de İslam Devletine bağlanmıştır.

H. 8. yıl: Mekke ve daha güneyde, Kızıl Deniz kıyıları üzerinde bulunan Tihame fethedilerek, aralarında Mu’te ve Zat Atlah gibi şehirlerin de bulunduğu Filistin topraklarına birçok askerî sefer düzenlenmiştir.

H. 9. yıl: Yarımadanın güney bölgelerinde bulunan Yemen vs. ile kuzeyde Dûmetu’l-Cendel’den Filistin’e kadar uzanan topraklardaki Maknâ, Eyle, Cerba’, Ezruh vb. şehirleri ülke sınırlarına katıldı. Bu yıl, “Âmu’l-vüfûd (Elçiler Yılı) adıyla ün kazandı. Gerçekten de Resulullah (AS) o yıl Arabistan’ın her yöresinden gelen heyetleri ayrı ayrı huzuruna kabul etmiştir. Irak’ın güneyi ile Filistin’deki bazı bölgelerin fethedilerek itaat altına alınmasıyla, Yarımada’nın fetih ve itaat altına alınma işlemi tamamlanmış oldu.

H. 10. yıl: Yemen’den Aden’e kadar uzanan bazı dağlık bölgeler tamamen ve kesin bir biçimde itaat altına alındı. Resulullah (AS), Mekke’ye yaptığı Veda Haccı sırasında, Arabistan’ın çeşitli bölgelerinden gelmiş bulunan 100.000’i aşkın Müslüman onu dinleme imkân ve fırsatını bulmuştur.

H. 11. yıl: Bu yılın üçüncü ayında Resulullah Muhammed (AS), bu fani dünyadan göç ederek Refîk-i A’lâ’ya (En Yüce Dost Allah’a) kavuşmuştur.

1072. Arabistan Yarımadası 3 milyon km2 lik bir yüzölçümüne sahiptir. Gerçekleştirdiği fetih hareketinin 10 yıllık bir süre içinde tamamlanabilmesi, günde ortalama 845 km2 lik toprağın ülke sınırları içine katılması anlamına gelmektedir. H. 10 yılında 140.000 kadar Müslüman, Hac için Mekke’ye gelmiştir. Ayrıca Hacca katılamayıp kendi ülkesinde kalan daha ne kadar Müslüman vardı, bilemiyoruz. Başka hangi din kurucusu, bizzat kendisi hayatta iken davasını yayma çalışmaları sonunda böyle bir başarı elde etmiştir?