๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Peygamberi => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 13 Ocak 2011, 07:27:18



Konu Başlığı: Alkollü içkiler ve şans oyunları
Gönderen: Hadice üzerinde 13 Ocak 2011, 07:27:18
Alkollü İçkiler ve Şans Oyunları (Kumar):


1215. İslâm’ın diğer özelliklerinin yanı sıra, her türlü alkollü içeceği ve şans oyunlarını (loto, at yarışlarında bahis vs. gibi) kesinlikle yasakladığını da belirtmeliyiz.153

1216. Günümüzde alkolizmin neden olduğu hastalıklar herkesçe bilinmektedir; bunun üzerinde daha fazla durmak istemiyorum. Şans oyunları ise, millî servetin toplumu oluşturan bireyler arasında ölçülü ve dengeli dağılımını olumsuz yönde etkilemektedir. Binlerce ve yüz binlerce insan bir tek kişinin kazanabilmesi için kaybetmekte ve emek harcamadan elde edilen bu kazanç İslâm’ın her türlü toplumsal ahlâk anlayışına ters düşmektedir. Kur’an bunu “Şeytan işi” olarak adlandırmaktadır. Gerçekten de bu tür gündelik “küçük kayıplar” uzun süre devam edecek ve bunun zararları bütün topluma bulaşacak olursa, ekonomik hayat tamamen tahrip olacaktır; ve intihar olaylarına ya da diğer suçlara yol açması bir yana, bütün kalkınma ümitleri de suya düşecektir.

1217. Alkollü içkilerden başka, Kur’an domuz etini ve İslâmî usûllerle kesilmemiş hayvanların etini, ayrıca hayvan kanının içilmesini de yasaklamıştır.154 Kur’an ayrıca, kıtlık ve kuraklık gibi açlık ve susuzluktan ölme tehlikesi karşısında kalan kimselerin, yasak olmayan gıdaları bulamadıkları takdirde, bu tür yasaklanmış gıdaları yiyebileceklerini eklemektedir.

1218. Ödünç olarak verilen para üzerinden faiz alınması yasağı açık ve kesindir; Kur’an, böyle yapanların “Allah’a ve O’nun Resulü’ne karşı savaş açmış olacağını” beyan etmektedir.155 Bu konuya ilerde tekrar dönecek ve Kur’an’ın faizsiz kredi sistemini nasıl “millileştirdiğini” açıklayacağız; bu sisteme göre Devlet, geçici olarak kredi (kısa vadeli kredi) ihtiyacı duyan kimselere yardım etme sorumluluğunu kendisi üstlenmektedir. Kur’an, toplumun devamı için paranın vazgeçilmez bir unsur olduğunu da kabul etmektedir.156 Bu nedenle, Kur’an’ın, millî servetin az sayıda bir zengin insan topluluğunun eli altında toplanmasına izin vermeksizin, bu serveti, toplumun bütün bireyleri arasında dönüp duran bir varlığa dönüştürmek istemesi bizi şaşırtmamaktadır.157 Bu hedefe ulaşabilmek için, İslâm, örneğin faizle borç para vermeyi ve şans oyunlarını yasaklamış, hatta servetin tamamının tek bir kişinin eline miras olarak geçme ihtimalini ortadan kaldırmak için mirasın bütün yakın akrabalar arasında paylaştırılması ilkesini koymuştur.158 Buna göre ölen bir kimsenin mirasçıları, vasiyete gerek kalmaksızın, hukuken hisselerine düşen payı alırlar; meşru ve kanunî mirasçılar dışında kalan yabancılar ise, ölen kişinin bıraktığı servetin üçte birinden fazlasını, ortada lehlerine bir vasiyet bulunsa bile alamazlar.


153 Azrakî, s. 75-76; Buhârî, 64/48 (bk. Kitâbu’l-Megâzî, Mekke’nin fethi ile ilgili bölümler).

154 Çoktanrılı bir dinin tapınağı. (Çev.)

155 Mutahhar ibn Tâhir, El-Bed’ ve’t-Tarih, IV, 31-32; Lisân, bk. T-B-Ayn maddesi.

156 Dârimî, Sünen, Mukaddime, I, 3-4. Ayrıca bk. İbn el-Cevzî, Vefâ (s. 158) ve Samhudî (2. bs, s. 1225). Benzer bir olay Yenbû’ yakınlarındaki Ruhat’da geçer. Buna göre, tilkiler her gün gelerek, Suvâ adlı puta aynı “şerefi” sunmaktaydılar!

157 Belâzurî, Ensâb, I, § 248.

158 İbn Hişâm, s. 144; Suheylî, I, 146-147; İbn Habîb, Muhabbar, s. 171-172; Buhârî, 72/16; Ayrıca bk. elinizdeki bu kitabın 95. paragrafı