> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kültürü K-Z > Zulüm
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Zulüm  (Okunma Sayısı 1540 defa)
01 Şubat 2010, 12:49:14
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 01 Şubat 2010, 12:49:14 »



Zulüm
Bir kimse evliyânın büyüklerinden Ahmed bin Hadraveyh (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine gelip, "Fakir ve bitkin bir kimse­yim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?" dedi.
Onun bu arzusu üzerine; "Git bütün mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz. Bir torbaya doldur bana getir." dedi.Fakir kimse söylenilen şeyi yapıp tekrar huzuruna geldi. Yanına ge­lince, getirdiği torbaya elini sokup bir kâğıt çıkardı. Kâğıdın üzerinde "vurgunculuk" yazıyordu.
Kâğıdı adama verip; "Senin vurgunculuk yapman gerekiyor." dedi.

Adam önce şaşırdı sonra da; "Madem ki bu zat böyle söyledi, bunu çâresiz yapmam gerekiyor." dedi. Sonra yolkesen harâmilerin yanına gidip, kendisinin de yol kesip vurgunculuk yapmak istediğini söyledi."Kabul! Ancak bir şartımız var ne dersek yapacaksın. O zaman seni aramıza alırız" dediler.

"Peki bu şartınızı kabul ettim." diyerek onlara katıldı.

Birkaç gün yolkesicilerin arasında kaldı. Bir gün bir kervanın önüne çıkıp, soymak istediler. Kervanda çok zengin bir tüccar vardı. Bu adamı yakalayıp, aralarına yeni katılan kimseye; "Bunun başını kes!" dediler. Bu teklif karşısında şaşırıp durakladı. Kendi kendine; "Şu eşkiyânın reisi haksız yere kan döküyor. Tüccarı öldüreceğime onu öldüreyim daha iyi olur." diye düşündü.

Eşkiyâ reisi ise ona ısrarla; "Eğer iş yapmak için geldiysen, işin bu­dur bunu yapman lazım. Yoksa git kendine başka bir iş bul." dedi. Bu sözler üzerine kılıcını çekip eşkıyâ reisinin başını kesti. Diğer vurgun­cular reislerinin öldüğünü görünce, kaçıp dağıldılar. Böylece kervan so­yulmaktan kurtuldu. Ölümden ve soyulmaktan kurtulan zengin tüccar, onun yaptığı işten çok memnun olup, ona pek çok altın ve gümüş verdi. Böylece zengin oldu fakirlikten ve vurguncu olmaktan kurtuldu.

Evliyânın büyüklerinden Alâeddîn Âbizî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine birgün Abdülkâdir-i Yemenî hazretleri "Zulüm nedir?" diye sorunca; "Bir şeyi lâyık olduğu yerden başka bir yerde kullanmaktır." cevâbını verdi.

Tâbiînin meşhurlarından, tefsîr, hâdîs ve fıkıh âlimlerinden Alkame bin Kays (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri Âyet-i kerîmeleri tefsîr ederken ha­dîs-i şerîflere mürâcaat ederdi. En´âm sûresi seksen ikinci â- yet-i kerî­mesinin tefsîri hakkında İbn-i Mes´ûd´dan şöyle rivâyet etmiştir: Meâlen; "Îmân edip de, îmânlarını bir zulm ile karıştırmayan kimseler yok mu? İşte korkudan emin olmak onlara mahsustur, hidâyete erenler de onlar­dır." âyet-i kerîmesi nâzil olunca Eshâb-ı kirâm; "Hangimiz zu- lüm etmiş bulunuyoruz?" diye Resûlullah´a sordular. Resûl-i ekrem; "Bu sizin hak­kınızda değildir." dedi ve sonra; "Hani Lokman da oğluna nasî- hat ede­rek demişti ki: "Oğlum, Allah´a şirk koşma! Şüphe yok ki bu şirk pek bü­yük bir zulümdür." (Lokman sûresi: 13) meâlindeki âyetini okudular. Bu âyet-i kerîme ile En´âm sûresi 82. âyetindeki zulmün, Allah´a ortak koş­mak olduğunu bildirmiştir.

Evliyânın meşhurlarından Ebû Bekr Verrâk (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Günahlara baktık, îmânın gitmesine sebeb olan en kötü günahın, Allahü teâlânın kullarına zulmetmek olduğunu gördük.

Büyük velîlerden Ebû Osman Mağribî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin Nişâbûr´da bulunduğu sırada Karâmita sapıklarının Mek­ke´de müslümanlara yaptıkları mezâlimi ânında haber verip, "Onların önlerinde siyah bir köle, başlarında kırmızı sarık vardır. Din bilgisi olan kimselerle konuşmaktan çekinirler, müslümanları aldatmak için önce herkesin inandığı şeyleri müdâfaa edip, sonra da ibâdetlere lüzûm yok­tur, iş, kalbin temiz olmasıdır derler." buyurdular.

Evliyânın büyüklerinden İbrâhim Gülşenî (rahmetullahi teâlâ aleyh) zamanında Sultan Hasan, oğlu Halil´i iyi bir idâreci olabilmesi için Fars vilâyetine vâli tâyin etti. Halil gittiği vilâyette halka zulüm etmeye baş­ladı. Zulmünden bıkan halk, durumu Sultana anlattı. Sultan, buna çok üzülüp, İbrâhim Gülşenî ile Kâdı Hasan´ı huzûruna istedi. Sonra; "Oğ­lum Halil zulme başlamış. Yazdıracağım emri ona götürüp, insanların içinde korkmadan okuyun." dedi. Sultan Hasan´ın hanımı, durumu acele oğluna bildirdi. Halil haberi alınca, yollara adamlarını koyup; "Gelenleri yakalayıp derhal huzûruma getirin." diye emir verdi. Bu sırada İbrâhim Gülşenî ile Kâdı Hasan yola çıkmışlardı. O yere yaklaştıklarında, Halîl´in adamları onları yakalayıp vâlinin huzûruna çıkardılar. Halîl, İbrâhim Gül- şenî´ye hürmet eder görünmeye çalıştı. Herkesin bulunduğu bir sı­rada İbrâhim Gülşenî´ye: "Efendim! Tebrîz´den çıkalı kaç gün oldu?" diye sordu. O da; "On yedi gün" deyince, Halîl alay ederek; "Efendim! Teb- rîz´den buraya bir ayda ancak gelinir. Hele bu kış mevsiminde yollar buzlu ve karlıdır. Daha uzun zamanda gelmek gerekmez mi?" deyip, i- nanmadı. İbrâhim Gülşenî hazretleri; "Biz ömrümüzde hiç yalan söyle­medik. Yalan söyleyeni de sevmeyiz. Fakat şunu iyi biliniz ki, Allahü teâlânın sevdiği kulların himmeti dağları eritir. Bizim bir aylık yolu on ye- di günde gelmemiz şaşılacak şey değildir ki... İnanmıyorsanız işte mek- tup. Bugünkü târihe, bir de mektuptaki târihe bakınız." buyurdu. Bu hal karşısında, duraklayan Halîl, mektubu aldı ve yanındaki dîvân be­yine verdi. Târihi okudular, tam on yedi gün olduğunu gördüler. Mahcûb olan Halîl; "Efendim! Bu, sizin kerâmetinizden başka bir şey değildir." dedi. İbrâhim Gülşenî de; "Mâdemki evliyânın tasarruf etme gücüne inanıyor- sunuz, öyle ise babanıza karşı gelmemelisiniz." Eğer bozuk ni­yetinizi düzeltmezseniz, sizi bu gece cezâlandırırız." dedi. O sırada Vâli Halîl; "Yarın İbrâhim Gülşenî´yi öldürteyim." diye düşünüyordu. O gece rüyâsında, İbrâhim Gülşenî´nin kendi boğazını sıkarak; "Bre zâlim! Yap­tığın zulümler yetmez mi ki, cenâb-ı Hakk´ın hâlis kullarına da kötülük düşünürsün?" dedi. Halîl boğulacak gibi oldu. Yattığı yerde ellerini kaldı­rarak tövbe etti. Uyandığında ter içinde kalmış, çok korkmuştu. Yatağın­dan kalkıp düşünmeye başladı. İbrâhim Gülşenî, o gece Kâdıasker Alâyi´nin evinde misâfirdi. Gece yarısı olunca, ev sâhibini uyandırdı ve; "Haydi Vâli Halîl´in konağına gidelim." buyurdu. Gece yarısı Halîl´in ko­nağına girdiler. Yattığı yerin kapısına gelince, yüksek sesle; "Ey Halîl! Tövbe ettin mi, yoksa hâlâ beni öldürme fikrinde misin?" dedi. Vâli Halîl, ağlıyarak kapıdan çıktı ve İbrâhim Gülşenî´ye; "Efendim! Yaptıklarıma pişmân oldum. Tövbe ettim. Yalvarıyorum bana duâ buyurunuz. Bundan sonra hiç kimseye zulüm etmiyeceğim." dedi.

Tâbiînin ve âlimlerin büyüklerinden veli Ebû Eyyûb Meymûn bin Mihrân (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri, ?Kişi hem namaz kılar, hem de kendisine lânet edebilir.? buyurdular. ?Bu nasıl olur?? dediler. Bunun üzerine; ?Bilin ki Allahın la?neti zâlimlerin üzerine olsun.? meâlindeki âyet-i kerîmeyi okudu ve buyurdu ki, ?Bâzı kimseler, hem namaz kılar, hem de bâzı günahları işlemek sûretiyle kendilerine zulmederler. Baş­kasının malını, izinsiz olarak almak, haklarına riâyet etmemekle onlara zulmetmiş yâni zâlim olmuştur.?

Evliyânın büyüklerinden ve kendilerine ?Silsile-i aliyye? denilen bü­yük âlim ve velîlerin yirmi ikincisi olan Muhammed Bâkî-billah (rahme- tullahi teâlâ aleyh) hazretleri´nin komşularından birine, doğru­luktan ve mürüvvetten uzak bir asker, eziyet ediyordu. Muhammed Bâkî-billah hazretleri, bu zulmü görerek, rahat edemeyip, askere nasîhat etti. Fakat o zâlim asker nasîhatlerini kabûl etmedi. Bâkî-billah, maz­luma merha- metinin çokluğundan, o zâlime şöyle dedi: "Merhameti gibi gayreti de çok olan büyük velîlerin komşularına yaptığınız bu iş sizi he­lâk eder. Haberiniz olsun!" İki, üç gün sonra o zâlim askeri açıkça hır­sızlık yapma suçundan yakaladılar ve öldürdüler.

Oniki imâmın dokuzuncusu, tanınmış büyük velîlerden Muhammed Cevâd (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Zulüm yapan, zâlime yardım eden ve bu zulme râzı olan, bu zulme ortaktır. Zâlimin adâletle geçen günü, kendisine, mazlumun zulüm gördüğü günden daha ağır gelir."

Horasan taraflarında yaşayan büyük velîlerden, tefsîr, kelâm ve ha­dîs âlimi Muhammed bin Eslem Tûsî (rahmetullahi teâlâ aleyh) haz- retleri buyurdu ki:

AZÂB ÇOK ÇETİN



Muhammed bin Eslem ki, evliyâyı kirâmdan,

Pek ziyâde kaçardı, şüpheli ve haramdan.



Riyâdan da çok fazla, sakınırdı kendini,

Hep gizli yapıyordu, gece ibâdetini.



Allah için ağlayıp, yaş dökerdi gözünden,

Rabbinden çok korktuğu, okunurdu yüzünden.

Yemezdi başka bir şey, arpa ekmeği hâriç,

Devamlı hüzünlüydü, kahkaha etmezdi hiç.



Nişâbura gelmişti, bir işini görmeğe,

Koşuştu herkes ondan, bir şeyler dinlemeye.



Sohbetini dinleyen, insanlardan nihâyet,

Tam elli bin kişiye, nasîb oldu hidâyet.



Abdullah bin Tâhir ki, Horasan vâlisiydi,

Çok güzel, yakışıklı, nûr yüzlü birisiydi,



Bir ara Horasan?dan, gelmişti Nişâbur?a,

Halk onu görmek için, dökülmüştü yollara.



Bu mübârek vâliyle, görüştü hep ahâli,

Sonunda bir husûsu, merak etti bu vâli.



Dedi: ?Beni görmeye, bu gelenlerden hâriç,

Tanınmış kimselerden, gelmeyen kaldı mı hiç



Dediler ki: ?Gelmeyen, iki zât kaldı ki hem,

Ahmed ibni Harb ile, Muhammed ibni Eslem.



?Ne için gelmediler diye sordu o vâli,

Dediler: "Bu ikisi, âlimdir hem de velî,



Allah adamıdırlar, ibâdet ederler hep,

Rablerinden gayriyi, etmezler aslâ talep,



Halk ile ilgileri, olmuyor pek o kadar,

Dünyâ adamlarıyla, olmazlar alâkadar.



Vâli dedi: Öyleyse, biz gidelim onlara.

Gittiler be...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Zulüm
« Posted on: 18 Nisan 2024, 10:25:01 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Zulüm rüya tabiri,Zulüm mekke canlı, Zulüm kabe canlı yayın, Zulüm Üç boyutlu kuran oku Zulüm kuran ı kerim, Zulüm peygamber kıssaları,Zulüm ilitam ders soruları, Zulümönlisans arapça,
Logged
01 Temmuz 2016, 22:14:33
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 01 Temmuz 2016, 22:14:33 »

Esselamu aleykum.Rabbim muslumanin zulum etmesinden ve zuluma sebeb olacak durumdan kacinmasini emir etmistir.Rabbim bizleri birlik beraberlik icinde baris icinde yasamayi emir etmistir.Rabbim razı olsun bilgilerden kardesim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Temmuz 2016, 22:35:58
✿ Yağmur ✿

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.684


Site
« Yanıtla #2 : 01 Temmuz 2016, 22:35:58 »

Ve aleykum  selam;
Kişi gerçekten iman ettiğine inanmalıdır...İnsanın  zulümü bir başkasına yaptığı zulüm kadar kötü değildir...İnsanın en büyük zulümü kendisinedir...Nefsinedir...Rabbim zulüm eden kişilerden eylemesin inşalalh...Rabbim zulümsüz bir dünya nasip etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Temmuz 2016, 22:36:19
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 01 Temmuz 2016, 22:36:19 »

Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizleri her türlü zulüm yapmaktan muhafaza eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

22 Nisan 2017, 00:53:39
Ruhane
Yeni Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.473


« Yanıtla #4 : 22 Nisan 2017, 00:53:39 »

Zulumkar olmak müslümanlara yakışmaz ve rabbimzide bizlere yasaklamıştır bu durumu. allah paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes