> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kültürü A-İ > Bidat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bidat  (Okunma Sayısı 1104 defa)
03 Nisan 2010, 13:43:46
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 03 Nisan 2010, 13:43:46 »



Bidat

Evliyânın meşhurlarından Abdullah bin Menâzil (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Allahü teâlâ çeşitli ibâdetleri bildirdi. Sabrı, sıdkı, namazı, orucu ve seher vakitleri istiğfâr, tövbe etmeği buyurdu. İstiğfârı en sonra söyledi. Böylece kula, bütün ibâdetlerini, iyiliklerini kusûrlu görüp, hepsine af ve mağfiret dilemesi lâzım oldu."

"Farzlardan birini edâ etmeyen, sünneti yapmama belâsına yakalanabilir. Sünneti terk edenin ise bid´ate, hurafeye düşmesi muhakkaktır."

Tebe-i tâbiînin büyüklerinden Abdullah bin Mübârek (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerinin her işi ilmine uygundu. Peygamberimizin (sal- lallahü aleyhi ve sellem) ilmine tam vâristi. Sünnete uyar, bid´atten ve bid´at ehlinden nefret ederdi. Böyle kimselerle oturmadığı gibi, oturanları da men ederdi. Zararını anlatır ve münâfıklık alâmetlerinden olduğunu söylerdi.

Horasan âlimlerinden Abdullah bin Ömer Serahbî şöyle buyurdu: "Bir keresinde bid´at ehliyle oturup yemek yedim. Abdullah bin Mübârek bun- dan haberdâr olunca, bana; "Seninle otuz gün konuşmayacağım." dedi ve öyle yaptı.

Tâbiîn devri velîlerinden Abdullah bin Zeyd (rahmetullahi teâlâ aleyh) bid´at yâni dinde sonradan ortaya çıkarılan ve dindenmiş gibi olan hurâfelere ve bid´at sâhiblerine çok kızar ve şöyle derdi:

"Bid´at ehli ile oturmayınız. Onlarla sohbet etmeyiniz. Zîrâ sizi dalâlete düşürebilirler veya bilmediğiniz kötülüklere bulaştırabilirler. Bir kimse bir bid´at ortaya çıkarırsa onunla harb ederim."

Anadolu evliyâsından Abdurrahmân Efendi (rahmetullahi teâlâ a- leyh) hazretleri,bir sabah odasından dışarı çıktı. Çok üzüntülü idi. Talebeleri, üzüntüsünün sebebini sordular. O da; "Erdebîl´deki Safiyyüddîn Erdebîlî´nin talebeleri, bu zamâna kadar temiz îtikâdlı, Peygamber efen- dimizin ve Eshâbının yolunda, bid´atlerden sakınıp, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet eden, kötülüklere meydan vermeyen kimselerdi. Ama şimdi, doğru yoldan ayrıldılar. İnançlarına bid´at pislikleri karıştırdı- lar. Şeytan, onları büyüklerin yolundan saptırdı." buyurdu. Çok geçme- den, Erdebîl tarafından bir haber geldi. Safiyyüddîn Erdebîlî´nin torunla- rından Cüneyd oğlu Haydar´ın, Ehl-i sünnet îtikâdından, Selef-i sâlihînin yolundan ayrılarak sapıttığı haberi verildi. Haydar, Eshâb-ı kirâm efen- dilerimizin bâzılarına dil uzatmış, pâdişâhlık dâvâsına kalkışmıştı.

Evliyânın büyüklerinden Adiyy bin Müsâfir (rahmetullahi teâlâ a- leyh) buyurdular ki: En küçük bid´atten bile kaçınmayandan, zararı dokunmasın diye siz ondan kaçın.

Büyük velî ve âlimlerden Ahmed bin Muhammed Hânî el-Esrem (rahmetullahi teâlâ aleyh) sohbetlerinde büyüklerden bahseder, insanların istifade etmesi için nakiller yapardı. Şöyle nakletmiştir:

Abdullah ibni Mes´ûd buyurdu: Resûlullah efendimizin sünnet-i se- niyyesine tâbi olunuz. Resûlullah efendimizin zamânında ve onun dört halîfesi zamanlarında bulunmayıp, dinde sonradan meydana çıkarılan ve ibâdet olarak yapılan, her türlü söz, iş ve usûl olan bid´atleri yapmayınız. Her bid´at, dalâlet ve sapıklıktır.

İbn-i Ömer: "İnsanlar güzel görse bile, her bid´at dalâlettir."

Yine şöyle nakletmiştir: İbn-i Abbâs: "Dosdoğru ol. Bid´attan ve bid´- atçı olmaktan çok sakın."

Tâbiîn devrinin tanınmış hadîs ve tefsîr âlimlerinden Atâ bin Meyse- re el-Horasânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) şeytanın hîlelerine aldanma- mak, bu hususda çok dikkatli olmak gerektiğini şöyle anlatmıştır:

"Kim bir fenâlık yapar veya nefsine zulmeder de Allah´tan mağfiret dilerse, Allah´ı çok bağışlayıcı, çok merhametli bulur." meâlindeki Nisâ sûresinin yüz onuncu âyet-i kerîmesi nâzil olunca, şeytan korkunç bir sesle feryâd etti. Sesi öyle yüksek çıktı ki, yeryüzündeki bütün askerleri işitip, yanına geldiler ve; "Nedir bu hâlin? Bu şiddetli feryâdın sebebi nedir?" diye sordular. O da; "Benim hîlelerim ile bu ümmete işlettiğim günahların af ve mağfireti hakkında Muhammed´e bir âyet nâzil oldu." dedi. Askerleri bunun hangi âyet olduğunu sorunca, Nisâ sûresi yüz onuncu âyetini onlara okudu. Sonra şöyle dedi:

"Bu âyette Allahü teâlâ istiğfâr edenlere af ve mağfiretini vâd etti. Allahü teâlânın vâdinde dönmek yoktur. Şimdi düşünün. Acabâ buna bir hîle yolu bulabilir misiniz?" Onlar; "Hayır, biz böyle bir hîle yolu bilmiyoruz." dediler. Bunun üzerine şeytan onlara; "Hele siz gidip biraz düşünün. Belki bir hîle yolu bulabilirsiniz. Bu arada ben de düşüneyim." dedi. Şeytanın askerleri oradan ayrıldıktan bir süre sonra, şeytan yine bir nâra attı. Bütün askerleri tekrar toplanıp geldi. Şeytan onlara; "Bir yol bulabildiniz mi?" diye sorunca, onlar; "Hayır!" cevâbını verdiler. Şeytan; "Ben bir hîle yolu buldum." dedi. Avânesi bunun ne olduğunu sorunca şöyle dedi:

"O büyük Peygamber âhirete intikâl ettikten sonra, ümmetine güzel amel sûretinde çeşitli bid´atler işletelim. Bunları ne Peygamberler, ne halîfeleri ne de eshâbı yapmış olsun. Böyle amelleri onlara güzel göstermek sûretiyle, onlar o bid´atleri sünnet sanıp ısrârla üzerine düşüp yaparlar. O yaptıkları amelden de tövbe ve istigfâr etmezler. Bu işledikleri bid´atlerle onların Cehennem´e girmelerini sağlar, murâdınıza erersiniz." dedi. Allahü teâlâ cümlemizi şeytanın şerrinden muhâfaza eylesin. Âmin!.

Osmanlı âlim ve velîlerinden Babazâde (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri; kâfir, bid´at sâhibi ve fâsıklara yaklaşmanın, müslümanların nûrunu azaltacağını söylerdi.

Bu hususta talebelerine bir sohbetinde de şöyle buyurmuştur: "İyi biliniz ki Peygamber efendimiz ve arkadaşlarının zamânında olmayan bir şeyi sonra ibâdet olarak yapan bid´at sâhibi ile oturmak, konuşmak, kâfirlerle arkadaşlık etmekten kat kat daha fenâdır. Bid´at sâhiplerinin en kötüsü Peygamber efendimizin eshâbına düşmanlık edenlerdir. Bunlara değer vermemeli, aşağı görmelidir. Bunlara kıymet veren İslâmiyet´i aşağılamış ona değer vermemiş sayılır. Çok dikkatli olunuz."

Kerâmet sâhibi evliyâ zâtlardan ve Hanbelî mezhebinin meşhûr fıkıh âlimlerinden Hasan bin Ali Berbehârî (rahmetullahi teâlâ aleyh) bid´at- lerden sakınır ve sakındırırdı. Ehl-i sünnet îtikâdının yayılması için çok hizmet ederdi. Bid´at ve bid´at ehline (Peygamber efendimizin ve O´nun dört halîfesi zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çı- karılan, uydurulan sözlere, yazılara, usûl ve işlere, ibâdet olarak ina- nanlara, bunları yapan ve yaptıranlara) karşı sert tutumu sebebiyle, birara Bağdat´tan Basra´ya sürülmüş, sonra tekrar Bağdât´a dönmüştür.

Hasan bin Ali Berbehârî hazretleri; Buyurdu ki: "Ortaya çıkarılan her bid´at, önce az bir şeyle başlatılır. Sanki hakka, doğruya benzer, buna dalan aldanır. Artık ondan kurtulamaz, iş büyür. Böylece bozuk bir yola girmiş olur. Bu iş dinden çıkmasına kadar uzanabilir. Zamânın insanlarının söylediklerine iyi bak. Acele etme. Âlimlerden işitmediğin ve onların nakletmediği bir işe dalma."

"Bid´at ehli olanlar, başlarını ve vücûdlarını toprakta gizleyip, kuyruklarını açıkta tutan ve yaklaşanı sokan akrebler gibidirler. İnsanlar arasında gizlenmiştirler, yanlarına yaklaşanı bid´ate düşürürler, bid´at yayarlar."

Evliyânın büyüklerinden Bündâr bin Hüseyin Şirâzî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyuruyor ki: "Bid´at ehlinin sohbetlerinde bulunmak, Allahü teâlâdan uzaklaşmaya sebeb olur."

Büyük velîlerden Ebû Hafs Haddâd en-Nişâbûrî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretlerine; "Bid´at nedir?" dediler. Şu karşılığı verdi: "İlâhî hükümleri çiğnemek, sünneti küçümsemek, şahsî istek ve düşüncelere tâbi olarak Kur´ân-ı kerîm ve sünnete uymayı terketmektir."

Tâbiînin meşhurlarından ve büyük velî, fıkıh âlimi Ebû İdrîs Havlânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: "Bir mescidde söndürmekten âciz olduğum bir ateş görmem, orada değiştiremiyeceğim bir bid´atı, din- de olmayıp da sonradan ortaya çıkarılan hurâfeleri görmemden daha iyidir."

İslâm âlimlerinin büyüklerinden ve evliyâdan Ebû İshâk el-Fezârî (rahmetullahi teâlâ aleyh) bid´atlere, Peygamber efendimiz ve eshâbı zamanında olmayıp da sonradan dîne ibâdet olarak sokulan şeylere şiddetle karşı çıktı. Bulunduğu şehrin sınırları içine bid´at sâhibi biri girse, onun derhal dışarı çıkartılması için çalışırdı.

Ehl-i sünnetin îtikâddaki iki imâmından biri ve büyük velîlerden E- bü´l-Hasan-ı Eş´arî (rahmetullahi teâlâ aleyh) sevdiklerinden bir topluluğa yazdığı mektupta şöyle buyurdu: Ey Bâb-ül-Ebvâb halkından olan âlimler ve büyükler! Allahü teâlâ sizleri yüce kudreti ile muhâfaza buyur- sun. Sizlere yardım eylesin. Medînet-üs-Selâm´da (Bağdât´ta) mektubu- nuzu aldım. Allahü teâlânın nîmetleri içerisinde olduğunuzu, hâ­linizin düzgünlüğünü yazıyorsunuz. Bu sebeple, kederim ve üzüntülerim dağıl- dı. Allahü teâlâya çok şükrettim. Size olan ihsânını tamamlamasını, size ve bize olan nîmetlerini artırması için Allahü teâlâya yalvardım. Duâları kabûl eden O´dur. Büyük lütuflarda bulunmak O´na lâyıktır. Allahü teâlâ yardımcınız olsun. Geçen sene bir takım suâller sormuştunuz. Mektubu- nuzda bundan da bahsediyorsunuz. Verdiğim cevapları beğendiğinizi, faydalı olduğunu, doğruluğunu kabûl ettiğinizi, şüphelerinizin gittiğini, sizi kendilerine inandırmak isteyenlerden yüz çevirdiğinizi yazıyorsunuz. Bunları okuyunca, dinde saptıranların, Resûlüne uymaktan alıkoyanların şüphelerinden bizi ve sizi muhâfaza buyurduğu için Allahü teâlâya ham- dettim.

Yine siz mektubunuzda, benden Selef-i sâlihînin asıl kabûl edip, dayandıkları bâzı hususları yazmamı istiyorsunuz. Sonra gelenler de bu asıllara (bilgilere) uymak sûretiyle, bid´at sâhiplerinin düştüğü, Kur´ân-ı kerîm ve Sünnet-i seniyyeye muhâlefet durumuna düşmekten kurtulmuşlardır. Bu bilgilere şiddetle ihtiyâcınız olduğunu bildirdiğiniz için, size olan hürmetim ve üzerimdeki hakkınızdan dolayı, suâllerinize ve isteklerinize cevap vermekt...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bidat
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:28:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bidat rüya tabiri,Bidat mekke canlı, Bidat kabe canlı yayın, Bidat Üç boyutlu kuran oku Bidat kuran ı kerim, Bidat peygamber kıssaları,Bidat ilitam ders soruları, Bidatönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes