> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kültürü A-İ > Ana-Baba
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ana-Baba  (Okunma Sayısı 1082 defa)
07 Nisan 2010, 15:22:05
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 07 Nisan 2010, 15:22:05 »



Ana-Baba

Âlim ve evliyâdan Amr bin Mürre (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretle­rinin talebesi Selîm bin Rüstem anlatır: Amr bin Mürre talebele­rine ana-baba hakkına çok riâyet etmelerini söyler ve Peygamber efen­dimizin bu hususta buyurdukları şu hadîs-i şerîfi rivâyet ederlerdi. "Birisi Resûlullah efendimizin yanına geldi ve; "Ey Allahü teâlânın peygamberi! Ben beş vakit namazı kılıyorum, Ramazân-ı şerîf orucunu tutuyorum. Zekâtımı veriyor ve haccımı yapıyorum. Benim için başka bir şey var mı?" diye sordu. Peygamber efendimiz de; "Kim ana ve baba hakkına ri­âyet ede­rek bunları yerine getirirse, peygamberlerle ve sıddîklarla berâ­ber olur." buyurdu.

ANNEYE HİZMET




Bâyezîd-i Bistâmî, çocuk iken kendisi,

İlim için mektebe, göndermişti, annesi,



Hocasını büyük bir dikkatle dinliyordu,

Öğrendiği şeyleri, hemen ezberliyordu.



Bir gün normal vaktinden, erken geldi evine,

Annesi merak edip, sorduğunda kendine,



Dedi ki: "Anneciğim, bugün birşey öğrendim,

Duânı almak için, erkenden eve geldim.



Hak teâlâ Kur´ânda, buyuruyor ki bana,

İtâat eyleyeyim, kendisine ve sana.



Duâ et de yapayım, Rabbime çok ibâdet,

Sana da lâyıkıyla, yapayım iyi hizmet."



O günden itibâren, sarıldı ibâdete,

Koyuldu annesine, gece gündüz hizmete.



Karlı ve dondurucu, soğuk bir kış gecesi,

Yatağından seslenip, su istedi annesi.



Fırladı annesinin, emri için yerinden,

Lâkin testi boş idi, çeşmeye koştu hemen.



Testisini doldurup, döndüğünde evine,

Gördü ki vâlidesi, uykuya dalmış yine.

.

Onu uyandırmağa, gönlü râzı gelmedi,

Buzla kaplı testiyle, başucunda bekledi.



Biraz sonra annesi, uyandı "Su, su" diye,

Gördü ki oğlu bekler, elinde testi ile.



Dedi ki: "Ey evlâdım, niçin oturmuyorsun?

Başucumda, ayakta, öylece bekliyorsun?"



Dedi ki: "Anneciğim, beklerim şu sebepten,

Hemen verebileyim suyu geciktirmeden."



Vâlidesi silerek, yaşaran gözlerini,

Oğluna duâ için, kaldırdı ellerini:



"Yâ Rabbî, ben oğlumdan râzıyım sonsuz kere,

Sen de ondan râzı ol, kavuştur nimetlere."



Bâyezîd-i Bistâmî, hürmetine ilâhî,

Anne duâsı almak, nasîb et bize dahî.



Tâbiînden, meşhur hadîs âlimi ve velî İbn-i Muhayrız (rahmetullahi teâlâ aleyh) anne babaya çok hürmet edilmesini emir ve tavsiye buyurur, onlara hürmetsizlik edilmesini istemezdi. "Kim anne ve babasının önün- de yürürse, haklarına riayet etmemiş olur. Ancak anne ve babasının yolu üzerindeki ezâ ve cefâ veren bir şeyi almak için öne geçmesinde bir mahzur yoktur. Kim anne ve babasını ismiyle veya lakabıyla çağırırsa edebsizlik etmiş olur. Ancak babacığım, anneciğim diye söylemesi müs- tesnâdır."

Tâbiînden, meşhûr hadîs hâfızlarından ve velî Mekhûl eş-Şâmî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdular ki: ?Ana babaya itâat, büyük gü­nâhlara keffârettir. Bir kimse âilesi içinde yaşlılar bulunduğu müddetçe, Allahü teâlânın rızâsını kazanma imkânına sâhiptir.?

Nişâbur´da yetişen velîlerin büyüklerinden Ebû Bekr el-Ferrâ (rah-metullahi teâlâ aleyh) hazretleri sohbetlerinde büyüklere hürmet et­menin ve ana-babanın rızâsını almanın ehemmiyeti üzerinde çok durdu. Ev- liyâdan olan Ammû-ı Hirevî rahmetullahi aleyh şöyle anlatır: "Bir za­man bir cemâatle, hacca gitmek üzere yola çıktık. Nişâbur´a vardığı­mızda, ben Ebû Bekr el-Ferrâ ile görüşmek istedim. Arkadaşlarım bana; "Onu ziyâret edersen, anne ve babanın rızâsını alman için seni geri gönderir. Kendisini hacdan dönüşte ziyâret edersin." dediler. Fakat bende bu arzu çok fazla olduğu için, arkadaşlarımın tavsiyelerine aldır­mayıp, Ebû Bekr el-Ferrâ´nın rahmetullahi aleyh bulunduğu mescide git­tim. Selâm verdim. Selâmıma karşılık verip; "Nerelisin?" diye sordu. "Heratlıyım." dedim. "Nereye gidiyorsun?" dedi. "Hacca gidiyorum?" de­yince; "Baban var mı?" diye sordu. "Evet." dedim. Geri dön ve onun rı­zâsını al." buyurdu. "Peki efendim, dediğiniz gibi yapacağım." dedim. Oradan ayrılıp yol ar- kadaşlarımın yanına gittim. Bana geri dönmemem için ısrâr ettiler. Ben; "Acaba eve dönmesem mi?" diye düşündüm. Ertesi gün tekrar huzûruna vardığımda bana; "Ahdini bozdun." dedi. O hâlime tövbe ettim. "Söyle- diğinize uygun hareket edeceğim." deyince, bana te­veccüh ettiler ve duâ buyurdular. Eğer kendisini görmeyip, duâ ve tevec­cühlerine kavuşma- saydım, tasavvuf yolunda ilerleyemezdim."

Yemen´in büyük velîlerinden Ebû Muhammed Talhâ bin Îsâ (rah- metullahi teâlâ aleyh) hazretlerine Abdullah Yâfiî´nin oğlu gelip, bir mesele için hakem yapmak istedi. Bunu kabûl etmedi. Niçin kabûl etme­diği sorulunca; "Bana kendi meselesi için hakemlik yapmamı teklif edince, babası bana göründü ve; "O benim oğlumdur, fakat boynumda bir yüktür." dedi. Babasının ondan râzı olmadığını bildiğim için, bu tekli­fini kabûl etmedim." buyurdu. Yine bir gün Mekke-i mükerremede, aynı zâtın oğullarından biri kendisinden duâ istedi. O zaman yine babası gö­ründü ve; "Efendim, bu oğlumu gözetmenizi istiyorum." dedi. Ebû Muhammed Talhâ da o gence dönüp; "Evlâdım, şunu bil ki, hoca talebe­sini gözetir ve korur." buyurdu. Daha sonra Ebû Muhammed Talhâ ya­nındakilere; "Ben, Abdullah Yâfiî gibi evlâdını bu derece gözetip kollayan başka birini gör­medim." buyurdu.

Kendilerine ?Silsile-i aliyye? denilen büyük âlim ve velîlerin altıncısı olan Ebü´l-Hasan-ı Harkânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) şöyle anlatır: "İki kardeş vardı. Her gece sırayla annelerinin hizmetiyle uğraşır, diğeri Allahü teâlâya ibâdet ederdi. Bir akşam, Allahü teâlâya ibâdet eden kar­deş, yaptığı ibâdet, duyduğu hazdan dolayı çok memnun oldu. Bu se­bepten ertesi gün kardeşine; "Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibâdet edeyim." dedi. Kardeşi kabûl etti. İbâdet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüyâ gördü. Rüyâsında bir ses ona; "Kardeşini affet­tik, seni de onun hâtırı için bağışladık." deyince, genç; "Ben, Allahü teâlâya ibâdet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni, onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz." dedi. Ses ona; "Evet, senin yaptığın ibâdetlere bizim hiç ihtiyâcımız yok. Fakat kardeşi­nin annene yaptığı hizmetlere, annenin ihtiyâcı vardı." dedi."

Tâbiînin, zâhid, âbid ve müttekilerinden ve velî Sâbit bin Eslem el-Benânî (rahmetullahi teâlâ aleyh) gecelerini ibâdetle geçirir ve çoluk ço­cuğuna; "Kalkın, Allahü teâlâya ibâdet edin. Şunu hiç unutmayın ki, gece kalkıp ibâdet yapmak, kıyâmetin şiddet ve dehşetinden daha hafiftir." derdi.

Büyük velîlerden Süfyân-ı Sevrî (rahmetullahi teâlâ aleyh) buyurdu­lar ki: "Ana-babaya, helâl ve mubah olan işlerde itâat edilir. Haram ve şüphelilerde değil."

Kendilerine ?Silsile-i aliyye? denilen büyük âlim ve velîlerin on seki­zincisi olan Ubeydullah-ı Ahrâr (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri ile ilgili olarak, Reşehât kitabının müellifi şöyle anlatmıştır: "Hâce Ubeydul- lah-ı Ahrâr´ın huzûruna ilk gelişimde, Mevlânâ Sa´deddîn Kaşgârî haz- retlerinin oğlu Mevlânâ Hâce Külân ile berâberdim. Sene­lerce sohbet ve hizmetinde bulunmakla şereflendim. Bâzan sohbet sıra­sında bana; "Ni- çin Horasan´a dönmüyorsun? Dön! Annen ve baban be­nim rahatımı bo- zuyor" buyururdu. Ben, başkaları arasında bu sözü işi­tince çok uta- nırdım. Nihâyet berâber geldiğim Hâce Külân, Horasan´a dönmek üzere izin istemişti. Ona izin verip, bana da; "Sen de bununla birlikte süratle Horasan´a anne ve babanın hizmetine dön! Benim raha­tımı bozuyorlar" buyurdu. Bunun üzerine onunla berâber Horasan´a dön­düm. Annemin ve babamın yanına ulaşınca, hocam Ubeydullah-ı Ahrâr´ın kendileri hakkın- da buyurduğu sözü söyledim. İkisi birden ağ­laşmaya başladılar ve; "Biz her namazdan sonra, Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine teveccüh edip, se- ni göndermesi için ağlayıp, duâ ediyorduk" dediler. Bir müddet annemin ve babamın yanında kaldım. Sonra tekrar hocamın yanına dönmem için ağlayarak, yalvararak müsâade etmelerini isteyince izin verdiler. İkinci defâ hocamın sohbetiyle şereflendim. Sonra bir daha, Horasan´a git bu- yurmadı.

Tâbiîn devrinde Medîne´de yetişen büyük âlimlerden Atâ bin Yesâr (rahmetullahi teâlâ aleyh) anlattı: Yolculuk yapmakta olan bir kervân, bir yerde mola vermişti. Fakat bu sırada bir merkebin sesi onların uyumala­rına mâni oldu. Bunun üzerine bu sesin geldiği tarafa doğru gittiler. Sesin geldiği yere varınca kıldan yapılmış çadır içerisinde, yaşlı bir kadınla karşılaştılar. O kadına; "Bu merkep sesi nereden geliyor. Onun sesinden bir türlü uyuyamadık?" dediklerinde, kadın; "O merkep gibi ses çıkaran benim oğlumdur. Hayatta iken bana eşek diye hitâb ederdi. Allahü teâ- lâya onu eşek yapması için bedduâ ettim. Onun için böyle her gece sabaha kadar merkep gibi ses çıkarır." dedi. Bunun üzerine kervan sâ­hipleri o kadına; "Bizi onun kabrine götür, onun kabirdeki hâline bir ba­kalım." dediler. Kabre gidip, açıp baktıklarında, boynunun eşek boynu gibi olduğunu gördüler.

Kendilerine ?Silsile-i aliyye? denilen büyük âlim ve velîlerin beşincisi olan Sultân-ül-Ârifîn Bâyezîd-i Bistâmî (rahmetullahi teâlâ aleyh) küçük yaşta iken annesi, kendisini mektebe gönderdi. Bâyezîd hazretleri, bü­yük bir dikkatle derse devâm ediyordu. Bir gün Kur´ân-ı kerîm okumak için gittiği mektepte, okuduğu bir âyet-i kerîmenin (Lokman sûresi: 14) tesiri ile erkenden eve döndü. Annesi merak edip niçin erken döndüğünü suâl edince, şöyle cevap verdi: "Bir ayet-i kerîme gördüm. Allahü teâlâ o âyet-i kerîmede kendisine ve sana hizmet ve itâat etmemi emrediyor. Ya...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ana-Baba
« Posted on: 23 Nisan 2024, 15:09:28 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ana-Baba rüya tabiri,Ana-Baba mekke canlı, Ana-Baba kabe canlı yayın, Ana-Baba Üç boyutlu kuran oku Ana-Baba kuran ı kerim, Ana-Baba peygamber kıssaları,Ana-Baba ilitam ders soruları, Ana-Babaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes