> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Yarıcılık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yarıcılık  (Okunma Sayısı 688 defa)
07 Nisan 2010, 11:39:44
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Nisan 2010, 11:39:44 »





 
YARICILIK



Ürünün tarla sahibi ile emek sahibi arasında eşit olarak bölüşüldüğü ortaklık akdi anlamında bir İslâm hukuku terimi.

Yarıcılık: Tarla bir taraftan, emek bir taraftan olmak üzere, tarla sahibi ile emek sahibi arasında yapılan emek tarla ortaklığıdır. Bu akdin İslâm hukuk terminelojisindeki adı müzaraadır.

Müzaraa, sözlükte ekin ekmek, tohum atmak, ekin bitirmek gibi manalara gelir (Feyyumî, Mısbahu´l-Münir, zeraa mad.), "Müzaraanın terim karşılığı-değişik mezheplere ait kaynaklarda farklı ifade edilmiştir. Ancak hepsi birden göz önüne alındığında şöyle bir tarif elde edebiliriz: "Çıkacak mahsul aralarında ortak olmak üzere, tarla sahibi ile emek sahibi (müzari´) arasında yapılan bir ortaklık akdidir" (bk. Semerkandî, Tuhfetu´l-Fukaha, III, 263; Kâsânî, Bedâiu´s-Sanai´, VI,175; İbn Kudame, el-Muğnî, V, 581; Molla Hüsrev, Dürer, II, 686). Mecellede bu akit: "Müzaraa, bir taraftan arazi, diğer taraftan amele yani ziraat olarak hasılat beynlerinde taksim olunmak üzere bir nevi şirkettir" diye tarif edilmektedir (Mecelle, madde, 1431). Müzaraaya, çeşitli bölge veya dönemlere göre, "muhabera", "muhakale", "kırah" gibi isimler verilmiştir (İbn, Âbidin, Reddu´l-Muhtar, VI, 274). Burada şuna işaret etmemiz gerekir: Muhaberanın müzaraa ile eş anlamda kullanılması Şafiilerin dışındaki alimlerin görüşüdür. Şâfiilere göre ise aralarında fark vardır; tohum tarla sahibi tarafından verilirse müzaraa, emek sahibi yani yancı tarafından verilirse muhabera olur (Nevevî, Ravzatu´t-Talibin, V,168; Şerhu Sahihi Müslim, X, 192,193). Diğer alimlere göre ise tohum hangi taraftan verilirse verilsin, kurulmuş olan akde hem "müzaraa" hem de "muhabera" denilir.

Yapılan bu tarifler, boş arazi üzerine yapılmış olan yarıcılık sözleşmesine aittir. Sözleşme boş arazide değil de, meyve bahçesinde, üzüm bağında veya bahçeye dikili patlıcan, domates, biber gibi gövdeli sebzeler üzerine olursa bu tür ortaklıklara müsakat denilir (bk. Merginânî, Hidâye, IV, 59; Zeylaî, Tebyînu´l-Hakaik Şerhu Kenzi´d-Dekaık, V, 234; Halebî, Mülteka, 11, 213; Mecelle, madde, 144). Boş bir araziyi, yetişecek fidan aralarında ortak olmak üzere yarıcılığa verme olayına da muğarase denilir (Ebu Ali es-Suğdî, el-Fetava, II, 549; İbn Hazm, el-Muhalla, VIII, 228). Memleketimizde yarıcılık denilince akla gelen sadece müzaraadır. Onun için burada açıklanacak konu müzaraa olacaktır.

Müzaraada tarla sahibine; rabbu´larz, emek sahibine; amil veya müzari denilir. Türkçemizde emek sahibi için daha çok yarıcı tabiri kullanılmaktadır. Mecelle şarihi, Hacı Reşit Paşa, genelde teamül, çıkan mahsulü yarı yarıya bölüşmek şeklinde olduğu için Osmanlı çiftçilerinden müzaraa yoluyla ekin ekenlerine yarıcı denildiğini söylemektedir (Hacı Reşit Paşa, Ruhu´l-Mecelle, VI, 339).

Meşruiyeti: Müzaraa, meşruiyeti alimler tarafından en çok tartışılan konulardan birisidir. Ebu Hanife´ye göre hiç bir şekilde caiz değil, İmam Mâlik ve İmam Şâfiî´ye göre ancak müsakatla birlikte ve ona tabi olarak -bahçe ve tarlayı, bahçeden elde edilecek meyve ve tarladan elde edilecek ekin aralarında ortak olmak üzere yarıcılığa vermek suretiyle- caiz olur. Ahmed b. Hanbel, Hanefilerden Ebu Yusuf ve Muhammed´e göre ise mutlak olarak caizdir (Taberî, Ihtilâfu´l-Fukaha,147; Aynî, İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 582-583; Umdetu´l-Kârî, Şerhu Sahîhi Buharî, XII, 164-167; eş-Şevkânî Neylü´l-Evtar, V, 308; İbn Âbidîn, Reddu´l-Muhtar, VI, 275).

Bu tür muamelelerin asırlar boyu dünyanın her tarafındaki müslümanlar tarafından yaygın olarak uygulanması, bu akdin caiz olduğunu söyleyenlerin görüşlerinin daha çok kabul gördüğüne delalet etmektedir. Müzaraayı meşru görenlerin delili, Hz. Peygamber´in Hayber´i fethettikten sonra oradaki bahçe ve arazileri eski sakinlerine yarıcılığa vermesi, Medine´ye göç eden muhacirlerin, Hulefâi Raşidin de dahil, hemen hemen hepsinin müzaraa akdi yapmış olmaları (bkz. Buharî, Sahîh, el-Hars ve´l-müzaraa, 4, 8, 11; Müslim, Sahîh, Müsâkat, 1-6) ve insanların bu muameleye olan ihtiyacıdır. Çünkü her tarla sahibi tarlasını işletme imkanına sahip olamayacağı gibi, çalışma imkanına sahip herkes de işleyecek tarla sahibi olamayabilir Müzaraa sayesinde hem tarla sahibi hem de yarıcı tarlasının veya emeğinin muattal kalmasını önlemiş hem fert hem de ülke ekonomisine katkıda bulunmuş olurlar.

Müzaranın caiz olmadığı görüşüne sahip olanlar ise, Hz. Peygamber´in müzaraadan men ettiğini bildiren haberlerdir. Ebu Hureyre, Rafi b. Hadic, Ebu Saîd el-Hudrî, Cabir b. Abdullah, Zeyd b. Sabit ve Sabit b. Dahhâk´tan Hz. Peygamber´in muhaberayı yasakladığını; tarlası olanların tarlalarını ya kendilerinin ekmelerini, ya da karşılıksız olarak müslüman kardeşlerine ektirmelerini tavsiye ettiğini bildiren hadisler vardır (Buharî, el-Hars ve´l-müzaraa, 7,18; Müslim, Bûyû, 113,117; Ebu Davut, Sünnen Bûyû, 30; İbn Mace, Rühun, 9). Şüphesiz müzaraayı caiz kabul edenler bu kabil haberleri değişik biçimlerde değerlendirmişlerdir. Bu değerlendirmeler maddenin işlenmesi esnasında işaret edilen kaynaklarda görülebilir.

Müzaraanın Şartları

Müzaraanın sahih olması için bir takım şartların bulunması gerekir. Bunlar:

1- Tarafların, muavaza akitlerini yapmaya ehil olmaları gerekir. Buna göre, tarla sahibi ve yarıcının akıl baliğ olması, hukuki tasarruftan men edilmesini gerektiren maninin bulunmaması gerekir.

2- Müzaraa müddetinin belirli olması gerekir. İmam Muhammed´in dışındaki Hanefî müctehidlerine göre süresi belli edilmeyen müzaraa fasittir. İmam Muhammed´den rivayet edilen bir görüşe göre müddet belirtilmeyen müzaraa sahihtir, bir tek mahsul alınması ile sona erer.

Müzaraa müddeti bittiği zaman mahsul hasad edilmişse, yarıcı tarlayı sahibine teslim eder. Mahsul hasat edilmemişse, hasat vaktine kadar mahsul tarlada kalır.

3- Müzaraa akdine konu olan tarlanın ziraata elverişli olması gerekir. Çünkü müzaraa akdinin hedefi, arazinin ekilip mahsul alınmasıdır.

4- Tarla ile yarıcı arasını tahliye; tarla sahibi tarlasını boş olarak ve ekime mani hiç bir engel bulunmadan yarıcıya teslim etmek zorundadır. Dolayısıyla varsa kendi mahsulünü toplayacaktır. Bu yüzden, müzaraada tarla sahibinin, arazide çalışması şart koşulamaz. Çünkü bu, tahliyeye manidir.

5- Tarlaya ekilecek olan mahsulün belli edilmesi gerekir. Ancak bu örfle biliniyorsa, ayrıca beyan edilmesine gerek yoktur.

6- Taraflardan her birisinin, çıkacak mahsulden alacakları hisse, nisbet olarak belli edilmelidir. Yani tarafların hisseleri, yarı yarıya", "üçte bire" gibi oranlarla belli edilmelidir. Böyle olmayıp da, bir taraf için maktu bir miktar -çıkacak mahsulün 50 ölçeği birisinin, kalanı diğerinin veya aralarında ortak olmaları şartıyla- şart koşulursa bu akit fasid olur.

7- Tarafların alacakları hisse bizzat akde konu olan tarlanın mahsulü olması icab eder. Bundan dolayı, tohumun veya verginin verilmesinden sonra kalanın aralarında ortak olması şartıyla yapıları ortaklık fasid olur.

8- Tohumun kimin tarafından verileceği belirtilmelidir. Bu, Şafiilerin dışındaki alimler için söz konusudur. Çünkü Şafiilere göre tohumun tarla sahibi tarafından olması şarttır.

Çeşitli Müzaraa Şekilleri

Hanefilere göre, müzaraanın çeşitli biçimlerde kurulması mümkündür. Ancak bu şekillerin hepsi caiz değildir. içlerinde ittifakla caiz olanlar olduğu gibi caiz olmayanlar da vardır. Bazı çeşitlerinin cevazı ise ihtilatlıdır. Şimdi bunları görelim:

Caiz Olan Müzaraa Şekilleri

a- Arazi, tohum ve araç gereç bir taraftan, emek karşı taraftan;

b- Arazi bir taraftan, tohum, emek ve gereçler karşı taraftan;

c- Arazi ve tohum bir taraftan, emek ve alet karşı taraftan,

Caiz Olmayan Müzaraa Şekilleri

Bu bölümde ele alacağımız müzaraa şekilleri, Zahirî rivayete göre caiz değildir. Ancak bunlardan ilk dördü hakkında Ebu Yusuf tan, caiz olduğu tarzında rivayetle vardır. Bu müzaraa şekilleri de şunlardır:

a- Arazi ve araç bir taraftan, emek ve tohum bir taraftan;

b- Tohum ve araç bir taraftan, tohum ve emek karşı taraftan;

c- Tohum bir taraftan, arazi, araç ve emek bir taraftan;

d- Arazi ve araç bir taraftan, tohum ve emek bir taraftan;

e- Tohumun, ikisi tarafından birlikte verilmesi (Kasânî, a.g.e., VI,179; Merginânî, a.g.e., IV, 55).

Müzaraanın Hükmü

Müzaraa, tohum sahibi açısından, tohum ekilmeden önce gayri lazım (bağlayıcı olmayan), atıldıktan sonra ise lazım (bağlayıcı) bir akittir. Tohumu vermeyen taraf açısından ise her halükarda lazımdır. Yani, tohumu veren şahıs istediği zaman müzaraayı feshedebilir. Karşı taraf ise feshedemez. Ulemanın çoğunluğu bu görüştedir. İbn Kudâme, Ahmed b. Hanbel´in, müzaraanın gayri lazım bir akit olduğu görüşünde olduğunu söylemektedir (bkz. İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 568).

Şartlarının haiz olan bir müzaraa sahih; şartlarından birisi bulunmayan veya içerisinde akdi ifsad eden bir şart bulunan müzaraa ise fasıddır. Sahih ve fasid müzaraalardan her birisi için özel hükümler vardır.

Sahih Müzaraanın Hükmü

1- Mahsulün alınabilmesi ve ıslahı için yapılması gereken faaliyetler tamamen yarıcıya aittir. Başka bir ifade ile, ekin olgunlaşmadan önce gerekli olan faaliyetler yarıcıya aittir.

2- Mahsulün daha iyi olması için yapılması gereken, gübreleme v.s. türlerinden harcamalar ve hasat için gereken masraflar taraflar arasında, mahsulden alacakları oran ölçüsünde ortaktır.

3- Müzaraa neticesinde elde edilen mahsulün vergisi (öşür veya haraç) kimin tarafından verilmesi gerektiği arazinin durumuna göre farklılık arzeder. Şayet arazi haracî arazi ise, haraç tarla sahibine aittir; öşrî arazi ise, öşür, İma...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yarıcılık
« Posted on: 26 Nisan 2024, 23:31:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yarıcılık rüya tabiri,Yarıcılık mekke canlı, Yarıcılık kabe canlı yayın, Yarıcılık Üç boyutlu kuran oku Yarıcılık kuran ı kerim, Yarıcılık peygamber kıssaları,Yarıcılık ilitam ders soruları, Yarıcılıkönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes