> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Vicdan
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Vicdan  (Okunma Sayısı 8221 defa)
07 Nisan 2010, 11:19:38
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 07 Nisan 2010, 11:19:38 »




VİCDAN




Bulma, bir şeyi bir halde görme; kalple hissetme, duygu; kendinden geçme, dalma; iyiyi kötüden ayıran ve seçen bir yapıya sahip olan kalpteki gizli his.

İnsanın maddî olan vücudundan başka ruhî yönü de vardır. İnsanın bedeni öyle harika bir makinadır ki Çağımızda tekniğin en ileri seciyedeki imkanları ile yapılmış motor ve makinalar bunun yanında çok basit kalır. İnsan bedeninin planı tafsilatıyla anlatılmaya kalkışılsa bunun bilgisi her bir cildi biner sayfa olmak üzere bin ciltlik bir kitap eder. İnsan vücudu çeşitli elementlerden teşekkül etmiştir. Bunların % 98´i çokluk sırasına göre O, C, H, N, P, S, dir. Ca, K, Na, Mg ise bedenin % 1,3´ünü, geriye kalan elementler ise % 0,70´ini oluştururlar. İnsan vücudunda çok olan elementlerden lipitler (yağlar), karbonhidratlar, protein ve nükleik asit molekülleri oluşturulmuş ve bunların tertiplenmesinden hücreler ve hücrelerden de doku, kas ve organlar vücuda getirilmiştir. Vücudda pek çok kimyasal ve fiziksel olaylar ve değişmeler cereyan eder. Zaman içinde arka arkaya vücudda meydana gelen bu fizyolojik olaylardan başka bir takım ruhî hâdiseler vardır. Fizik, kimya konularına irca edilemeyen şuur ve iradeden başka, iyiliğe, mutlak adalete ve güzelliğe, hayır ve fazilete doğru temayül ve özleyiş; sevinme, üzülme, beğenme: nefret etme, istikbal endişesi, beka ve edebiyete meyil ve sevgi, emniyet hissi; haya, insaf, merhamet, adalet, vicdan azabı çok darda kaldığında inançsız bile olsa Allah´a sığınıp yalvarma gibi duygular vardır. Bunların kaynağı da insan ruhunun vicdan denilen yönüdür. İnsan ve diğer canlılarda canlılık faaliyetlerini yürüten bir de nefes (can) vardır. Nefis, canlının şehvet, hırs, nesli muhafaza ve hayat koruma olgularını, beş duyunun duygularını. tad alma ve acı duymayı, büyümeyi ve bedenin diğer ihtiyaçlarını idare eder. Buna "hayvani nefis" de denilir.

İnsani nefis denilen ruha gelince; bu, yalnız insanlara verilmiştir. Buna "nefs-i natıka" da denilir. Hayvani nefis vasıtasıyla bedene tealluk eder ve onu bir alet gibi kullanır.

Ruh bedende, ona bitişik ve ondan ayrılmaksızın bulunur. Bedenden tamamiyle olmayacak tealluku kalmak üzere ayrıldığı zaman beden aykırıdadır (bk. ez-Zümer, 42). Eğer canla beraber tamamen ayrılırsa beden ölür.

Maddeden örgülenmiş beden ise; a) Atom ve moleküllerden düzenlenmiştir. Fizik ve kimya konularına irca edebilir ve bölünüp parçalanır. b) Değişir. c) Atıldır. Canı ve ruhu çıktığında kendiliğinden işi ve gücü yoktur. d) Maddidir. e) Şuursuzdur, düşünemez ve varlıkların bilgisine sahip olamaz. Üzüntü ve sevinme gibi duyguları yoktur. g) Bazı cüzleri hariç enerjiye dönüşerek yok olabilir. h) Bir insanın organları başkalarına nakledilebilir.

Ruhun da başlıca iki özelliği veya kuvveti vardır:

1- Akıl: Ruha konulmuş bir kuvvettir ki, şuur faaliyetlerinin hepsini idare eder. Düşünüp bilen, delillerin delalet yönlerini anlayan, bilgileri kazanan, düşünüp anlayarak bilenin kendisi olduğunu idrak eden, hatırlayan, bilgileri tertipleyerek hükümlere varan, dileyip karar veren, işte ruhun bu akıl yönüdür.

2- Vicdân: Buna kalb gözü veya basiret veyahut sadece kalb de denilir. Allah Teâlâ´nın ruha koymuş olduğu insaf ve merhamet hissi ve hakkın bir saikidir. Ruhun hayrı şerden ayırd eden fitri bir melekesi ve kuvvetidir. Ruhun hakka ve iyiliğe yönelişi ve bağlanışı ve hakka bir çeşit bakışıdır; şer ve kötülüklerden nefretidir. Merhamet, haksızlık ve kötülük karşısında üzülme, iyilik karşısında safa bulma gibi deruni hislerin kaynağı ruhun vicdan denilen bir yönüdür. Gerçi hayvanların nefislerine de nesillerin devamı için analık şefkati ve acıması gibi bazı hisler konulmuştur. Cenabı Allah Kur´ân-ı Kerim´de insan ruhunun bu özelliğini şöyle diyerek belirtir: "Her bir nefse (ruha) ve onu düzenleyene, sonra da ona hem kötülüğü, hem de ondan sakınmayı ilham edene and olsun ki, onu (ruhunu) kötülüklerden tertemiz yapan muhakkak, felah buldu. Onu alabildiğine kötülüklere batırıp günah ile örten ise elbette hüsrana uğradı"(eş-Şems, 7-10)

Bir nefse (ruha) fücûr (kötülük) ve ondan korunmayı ilham etmek sözünden; kötülük ve ahlâksızlık yapmamasını ve bunlardan korunmasını kalbine (vicdanına) duyurmak ve onu ikisi arasında serbest bırakmak manası zannedilebilirsin de, asıl mana; fücuru tanıtıp bunun nefse (ıvha) zarar verici ve bozukluk olduğunu ve kötülüklerden nefsi korumanın iyi olduğunu duyurmak, binaenaleyh fücuru terketmek ve şer olan işlerden sakınmak, iyi ve hayırlı işleri yaparak kötülüklerden korunmak lazım geldiğini telkin eylemektir. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ her insanın ruhuna bir iyilik, kötülük, kâr ve zarar duygusu, iyiliklerden hoşnud olma ve kötülüklerden azab duyma hissi vermiştir. İşte bu duygu ve hisse vicdan denilir.

Peygamberimiz (s.a) vicdanın kötülük ve günahlardan rahatsız olacağını şöyle beyan etmiştir:

"Bir (iyilik ve taat) güzel ahlâktır; ism (günah ve kötülük) de vicdanını tırmalayan, seni rahatsız ve huzursuz eden ve insanların mutlali olup bilmesini istemediğin şeydir" buyurmuştur (Sahihü´l-Müslim bi Şerhi´n Nevevî, Cüz 16, 111; Beyrut, 1972/1392).

Bedenin hastalığa yakalanmayıp sağlam kalabilmesi ve hatta ölmemesi için nasıl su ve gıdalara ihtiyacı varsa, vicdanın da sağlam kalıp bozulmaması ve ölmemesi için İmân´a yani Allah´a, peygamberlerine ve ahiret gününe iman etmeye ihtiyacı vardır. Bunun yanında vicdanın temizlik ve saflığını korumak için de, onu, önünü örtecek olan ahlaksızlık ve kötülüklerden uzak tutmak gerekir. Vicdan´ın Allah´a iman ve itaat, riyazet (nefis terbiyesi), nefısle mücadele ve deruni tecrübe ile tehzib ve tasfiye edilerek hak ve iyiliği tanıması sağlanır. Batıl inanışlar, kötü örf ve adetler, fena çevreler ve fuhşiyatın vicdan üzerinde menfi te´sirleri vardır. İyilik ve fazilet telkin eden bir terbiye ile inkişaf etmemiş, yetirmiş katı ve paslı bir ruh, kirli, elastiki ve kör bir vicdan, hakkı ve hayrı tanımaz, inkar ve kötülüklerinden dolayı deruni bir azab duymaz. Nasıl ki uyuşturucu (anestezik) ve sarhoş edici şeyleri kullanmâk, duyuların duymasını giderirse, vicdanı ihmal ederek kötülüklere alışmak meyil ve hükümlerine karşı gelerek isyan etmek vicdanı zayıflatır ve nihayet onu büsbütün öldürür. Bu hususlara şu âyet delâlet eder: "Hayır, hayır onları (kâfirlerin) kazandıkları günahlar, kalblerini paslandırıp yenmiştir" (el-Mutaffıfın, 83/14).

Allah´a, hakka ve doğruya iman etmiş bir kimsenin ruhuna melekler de hayır telkin ederek vicdanına yardımcı olurlar: Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Âdemoğlunun kalbine şeytan ve melek vasıtasıyla bir takım şeyler hutur eder. Şeytanın ilke eylediği, şer ve hakkı tekziptir. Melekler vasıtasiyle gelen şeyleri ise hayır, iyilik ve hakkı tasdiktir. Kalbinde hayır bulanlar bilsinler ki o, Allah´tandır. Binaenaleyh Allah´a hamd etsinler. Kalblerinde şerr bulunanlar da şeytandan Allah´a sığınsınlar" (Mansûr Ali Nâfıs, et-Tâc, IV, 69, Ist. 1382).

Allah Teâlâ da şöyle buyurmuştur:

"Gerçek şudur ki, iman edenler ve Rablerine güvenip dayananlar üzerinde şeytanın ve azdıranların hiç bir hâkimiyeti ve nüfuzu yoktur" (en-Nahl, 16/99). Ruhun tatmin ve ıztırablarını teskin ederek buhranlardan kurtulmak için Âlim, Hâkim, Kadir ve Kayyum olan bir Allah´a, onun peygamberine ve ahiret gününe iman etmek lazımdır. Ebedî bir hayata yönelmeyen ve inanmayan bir ruhta hakiki saadet yoktur. İman; vicdanların sesi, gönüllerin ıstıraplarının teskini, üzüntülerin ilacı, ruh ve vicdanlarda duyulan boşlukların gerçekle doldurulması, akıl ve şuurların hakka çağırışıdır.

İnsandaki ruh bunalım ve aklı bozuklukların başlıca iki sebebi vardır:

a- Bedendeki, bilhassa beyin ve sinirlerdeki bozukluk ve eksiklik. Bu bozukluklar anadan doğarken olduğu gibi sonradan bir kaza ile de meydana gelebilir.

b- Ruhî tatminsizlik ve ruhla nefis arasındaki dengesizlik ve irtibat bozukluğudur. Bu dengesizlik anadan doğarken bulunduğu gibi sonradan emniyetsizlik, itimatsızlık ve vicdani ıztırablarla ortaya çıkar.

Akıl hastalıklarını organik istisnaî durumlar haricinde ruhî sebeplerle izah eden dinamik psikiyatrideki bütün ekollerin gelip üzerinde durdukları nokta, ruhi tatminsizlik ve vicdani rahatsızlıklardır. Üzüntü, sıkıntı ve vicdani rahatsızlıklardan husule gelen ruhi dengesizlikler her meslek ve meşrebteki kimselerde ortaya çıkmasına rağmen, sadece gerçekten iman edip Allah´a güvenip dayanan ve istikamet üzere giden kimselerde bir istisna teşkil eder:

"Gerçekten "Rabbimiz Allah´tır" deyip dosdoğru hareket edenlere hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de" (el-Ahkaf, 46/13). İnanmayanlar ise vicdani rahatsızlıklar ve ıztırab bataklıkları içerisinde kıskıvrak kıvranıp duracaklardır: "Biz elbette onlara (imansızlara) büyük azaplarından önce bu dünya azabından tattıracağız ki küfür ve inkardan imana dönsünler" (es-Secde, 82/21).

İmansızlık sebebiyle "Asya, Amerika ve Avrupa´da huzursuzluk ve intibaksızlık türlü şekilleriyle o derece ve yaygın ve şiddetli olarak görülmektedir ki, bundan dolayı asrımızın şizofrenizasyonundan bahsedilmiştir" (Dr. Mehmet Tevfik Özcan, Ruhi bunalımlar ve İslam Ruhiyatı,139. Prof. Bornztein, Annales Medico Psycholoğıques, t. 2, No. 2, 1968´ten alınmıştır).

Hülasa, akıl ve vicdan insanları Allah´a bağlılığa götürürken, şehvet ve nefsaniyet buna engel olur ve kişileri hayvanlık istikametine çekerse bu çekişmeden insanların vicdanı tabiatıyla rahatsız olacaklardır.

Psikolojinin büyükleri sayılan Freud, Adler, Jung ve Otto Rank gibi Psikoanafitik ve Neopsikoanalitik materyalist psikolog ve psikiyatrisiler ruhun ve vicdanın varlığını inkar etmişler, insanı bir makina, ruh ve vicdanı bu makinanın içindeki bir nevi tehavvül etmiş enerji saymışlardır. Bunl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Vicdan
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:53:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Vicdan rüya tabiri,Vicdan mekke canlı, Vicdan kabe canlı yayın, Vicdan Üç boyutlu kuran oku Vicdan kuran ı kerim, Vicdan peygamber kıssaları,Vicdan ilitam ders soruları, Vicdanönlisans arapça,
Logged
18 Mart 2014, 16:33:08
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #1 : 18 Mart 2014, 16:33:08 »

Vicdanlarımız bir çok kez bizleri hatadan dondürmüştür..İçimizdeki o rahmani ses iyi ki var.Mevlam bizleri vicdanını dinleyen, hayır yolda ilerleyen kullarından kılsın..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

18 Mart 2014, 18:46:36
Arife 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 410



« Yanıtla #2 : 18 Mart 2014, 18:46:36 »

Vicdanlarımız bir çok kez bizleri hatadan dondürmüştür..İçimizdeki o rahmani ses iyi ki var.Mevlam bizleri vicdanını dinleyen, hayır yolda ilerleyen kullarından kılsın..

çok doğru söylediniz (hocam iyiki oses var)
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

GEÇMİŞİM İÇİN ;
... ESTAĞFURULLAH...
BUGÜNÜM İÇİN ;
... ELHAMDÜLİLLAH...
YARINIM İÇİN ;
... İNŞALLAH...
18 Mart 2014, 18:52:56
nurcancortge

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 56


« Yanıtla #3 : 18 Mart 2014, 18:52:56 »

vicdana allah tarafından bize  verinen kalbe değen bir sızı sonucu yardıma muhtaç etmektir allah  bizi vicdansız eylemesin .... AMİNNN

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
18 Mart 2014, 20:11:42
Gülbahar Aktay
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 581



« Yanıtla #4 : 18 Mart 2014, 20:11:42 »

Vicdanlarımız bir çok kez bizleri hatadan dondürmüştür..İçimizdeki o rahmani ses iyi ki var.Mevlam bizleri vicdanını dinleyen, hayır yolda ilerleyen kullarından kılsın..

çok doğru söylemişsiniz.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes