๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İslam Kavramları M-Z => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 04 Nisan 2010, 23:54:50



Konu Başlığı: Va´d
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 04 Nisan 2010, 23:54:50

VA´D




Söz vermek, genel manada, iyilik, kötülük, mükâfat ve tehdit her türlü söz verme; Allah´ın va´dettiğinin gerçekleşmesi anlamında Akaid ve Kelâm terimi. Kötülük veya tehdîd ifade eden söz vermelerde ise; "Vaîd*" denilir. Cennet Allah´ın va´di, Cehennem ise vâıd´dir.

Va´d, kişinin iyiliğinden, vaîd ise kızgınlığından doğar. Onun için; va´di yerine getirmemek yalancılık, vaîdi yerine getirmemek ise iyilik sayılmıştır.

Kadı Abdülcebbar´a göre va´d; "Gelecekte birinden zararın uzaklaştırılması, ya da ona menfaat sağlanması ile ilgili her haberdir. İster bu kişi bunu hak etmiş olsun, ister olmasın, va´d edilen şey iyi olduğu gibi, kötü de olabilir. Meselâ birinin tam namaz vaktinin geçtiği bir sırada bir ziyafet va´detmesi, ya da kötü bir iş yapacağını va´d etmiş gibi (Şerhu´l-Usuli´l Hamse, 134, 609-689).

Va´d kelimesi bu anlamlarda Kur´ân-ı Keıım´in bir çok yerinde geçmektedir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor: "İmân eden ve iyi işler yapanları, içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah o söylenenleri hak bir söz olarak va´detti. Söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah´tan daha doğru sözlü olabilir?"(en-Nisâ, 4/122). Bir başka âyet şöyledir: "Hepinizin dönüş ancak O´nadır. Allah´ın va´di haktır (verdiği söz gerçektir)" (Yunus,10/4). İbrahim Sûresinde de şöyle buyurulmuştur: "(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki; -Şüphesiz Allah size gerçek olanı va´detti, ben de size va´dettim, ama yalancı çıktım." (İbrahim, 14/22). Bir başka âyette de şöyle buyuruluyor: "Allah´ın va´di haktır fakat bir çokları bunu bilmezler..." (Yunus, 10/55).

Görüldüğü gibi Kur´ân-ı Kerîm´de va´d, söz verme, geleceğe ait söz anlamında kullanılmıştır (Va´d kelimesinin kullanıldığı âyetler için bk. el-Mu´cemü´l-Mufehres Li Elfazi´l Kur´âni´l-Kerim, "Va´d" maddesi).

Hadis-i Şeriflerde de va´d kelimesi aynı anlamda kullanılmıştır: Aişe (r.an) şöyle demiştir: "Allah, Rasûlüne ne va´d etmişse, O ölmeden öce o sözün yerine getirileceğini kesinlikle biliyordu..." (Buhârî, Tefsir 2, 28).

Rasûlüllah (s.a.s) Bedir´de öldürülenlere geldi ve onlara seslenerek şöyle buyurdu: Ey Hişamoğlu Ebu Cehil! Ey Halefoğlu Ümmeyel Ey Rabiaoğlu Utbe ve Şeybe! Sizler Rabbinizin va´dettiği neticeyi gerçek olarak bulmadınız mı? Ben Rabbimin bana va´dettiğini gerçek olarak buldum..." (Buhârî, Cenâiz, 87; Müslim, Cenne, 76, 77).

Va´d kelimesinin geçtiği ve aynı anlamda kullanıldığı bir diğer hadis-i şerif de şöyledir: "..Kevser, Cennette Allah´ın bana va´ddettiği bir nehirdir" (Müslim, Salat, 53, 54 � Ebu Davud, Salat,122, Sünnet, 23; Nesâî, İftitah, 21, Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 102).

"Va´d" kelimesi "vaîd" kelimesi ile birlikte bir kelâmî ıstılah olarak da kullanılmaktadır. Va´d ve vâıd terimi, Mutezilenin beş önemli esaslarından biridir. Bu esaslar şunlardır: Tevhid, Adalet, Va´d ve vaîd, Menzile beyne´lmenzileteyn, Emr bi´l-maruf, Nehy ani´l-münker. (Ayrıca bk. "Vaîd" mad.)