> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Ümmü habibe(r.a)
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ümmü habibe(r.a)  (Okunma Sayısı 591 defa)
04 Nisan 2010, 23:44:04
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Nisan 2010, 23:44:04 »




ÜMMÜ HABİBE (r.a)





Hz. Peygamber´in temiz eşlerinden, mü´minlerin annelerinden.

Ebu Süfyan´ın kızı olan Ümmü Habibe´nin ismi Remle´dir. Tarihçilere göre nesebi, Remle binti Ebu Süfyan Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdi´ş Şems b. Abdi Menaf b. Kusay b. Kilâb b. Mürre b. Ka´b b. Lüey b. Gâlib b. Fihr b. Mâlik el-Ümeviyye el-Kureşiyye´dir (İbn Sa´d, et-Tabakatu´l-Kilbrâ, Beyrut 1960, VIII, 96; İbn Abdi´l-Berr, el-İstlâb Fi Esmai´l Ashab, Mısır,1939, IV, 269). Annesi ise Safiyye binti Ebu´l-As´dır (İbn Abdil-Berr, el-İstiâb, IV, 296; İbn Hacerel-Askalâni, el-İsâbe fı Temyizi´s-Sahabe, Mısır 1939, IV, 298) Arap örf ve âdetlerine göre, ilk evliliğinden doğan kızı Habibe´den dolayı "Ümmü Habibe" künyesini almıştı. Ilk evliliğini Hz. Peygamberin halası Ümeyme binti Abdu´I-Muttalib´in oğlu Ubeydullah b. Cahş b. Riâb b. Ya´mur el-Esedî ile yapmıştı (İbn Hişâm, es-Siretu´n-Nebsviyye, Kahire (Tarihsiz), III, 197; İbn Abdi´I-Berr, ensâbe, IV, 297).

Ümmü Habibe, İslâm gelmeden önce Hanif dinine bağlı idi. İslâm dini gelince, kocası Ubeydullah ile birlikte, onu ilk kabul eden Müslümanlardan olmuştu. Bu yüzden kocası ile müşriklerin ezâ ve baskılarına en çok maruz kalanların başında geliyorlardı. Ubeydullah, bu sıkıntıdan kurtulmak için hanımı Ümmü Habibe ile birlikte ikinci kafile içinde Habeşistan´a hicret etmişti. Dini uğrunda memleketini terk edecek kadar inançlarına bağlı olan Ubeydullah b. Cahş, orada irtidad ederek (İslâm´dan dönme) Hıristiyanlığa girmişti.

Ümmü Habibe, Habeşistan´da kocasında yavaş yavaş meydana gelen değişikliklerin farkında idi. Fakat durumu henüz tam bir açıklık kazanmadığı için bir şey diyemiyordu. Nihayet onun (kocasının) "Önceleri din konusunu uzun uzadıya düşünmüştüm, Hıristiyanlıktan daha hayırlı bir din görmeyip Hristiyan olmuştum. Sonra Muhammed´in dinine girdim ve şimdi tekrar Hıristiyanlığa döndüm" sözleri ile kocasının gerçekten İslâm´dan çıktığını anladı. Bu sözleri duyan Ümmü Habibe, ona rüyasında kendisini çok kötü bir şekilde gördüğünü anlatmış ise de kocasını tekrar İslâm´a döndüremedi. Buna karşılık Ubeydullah, kansının Hristiyan olması için büyük bir baskı uygulamış, fakat bunda muvaffak olamamıştı. Bu mübarek kadın, her şeye rağmen dininde sebat gösterdi ve sonunda kocasından ayrıldı (Şemseddin Muhammed b. Ahmed b. Osman ez-Zehrebî, Siyeru A´lami´n-Nubela, Beyrut 1985, II, 221; Ziya Kazıcı, Hz. Muhammed´in Eşleri ve Aile Hayatı, İstanbul,1991, 295). O, Mekke´nin yüksek aristokrat ailesinden birine mensuptu. Bu yüzden de kolay kolay kimse ile evlenmezdi. Bu sebeple yabancı bir diyarda kimsesiz kaldı. Korunmaya muhtaç bir duruma düştü. Babası Ebu Sufyan ise henüz Müslüman olmadığı gibi, Müslümanların da en büyük düşmanı idi. Bu sebeple Ümmü Habibe, babasının yanına da dönemezdi. Hz. Peygamber durumdan haberdar oldu. Onu teselli için Habeşistan´a bir elçi gönderdi. Bu elçinin vazifesine ve Ümmü Habibe´nin Peygamber´imizle evlenmesine temas etmeden önce, onun Müslümanlığı kabul edişinden bahs etmemiz gerekir.

Ümmü Habibe´nin hangi yılda Müslüman olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber, daha önce de belirtildiği gibi, ilk kocası ile birlikte kabul edenlerdendir. Bu sebeple ilk kadın Müslümanlar arasında sayılmaktadır (Geniş bilgi için bk. Aynur Uraler, Ümmü Habibe´nin Rivayetleri, Basılmamış Y. Lisans Tezi, İstanbul 1990, 9). Kocası Ubeydullah b. Cahş ile birlikte müşriklerin baskılarına dayanamayarak Habeşistan´a hicret (göç eden) ikinci kafile ile birlikte oraya gitmişlerdi. Fakat, kocasının orada Hristiyanlığı kabul etmesi ve kendisinin ondan ayrılması üzerine büyük sıkıntılara katlanmak zorunda kalmıştı. Kocasının bütün teklif ve ısrarlarına rağmen Müslüman olarak kalmıştı. Onun bu durumu, Hz. Peygambere ulaşınca bundan çok memnun oldu. Fakat Ümmü Habibe bu diyarda büyük sıkıntılara düştü. Günlerce devam eden bu sıkıntılı anlarında düşünmekten kendini alamıyordu. Memleketini, ana babasını ve yakınlarını niçin terk etmişti? Bütün bu sıkıntılar ne içindi? Kendisi ile birlikte gelen kocası neden Hristiyan olmuştu? Günlerce kafasını ve benliğini meşgul eden bu sorular karşısında, bir gece rüyasında gördüğü ve kendisine "Ya Ümme´l-Mü´minin" diye hitâb eden sesle kendine gelir gibi olmuştu. Ümmü Habibe, bundan sonrasını ve Hz. Peygamberle olan evliliğini şöyle anlatır:

"Habeşistan´da iken Necaşi´nin elçisi Ebrehe adındaki câriyenin getirdiği haber kadar hayatta hiç bir şey beni heyecanlandırmadı. Ebrehe, Habeşistan Kralı Necaşi´nin kıyafet ve kokuları (parfüm) ile ilgilenen birisi idi. Bir gün benden izin isteyerek konuşmak istediğini bildirdi. Ben de kabul ettim. "Rasulüllah Kral´a seninle evlenmek istediğini bildiren bir mektup yazmış" dedi. Ben de "Allah sana da hayırlı müjdeler versin" dedim. Fakat söylediklerinden emin olmak için bunu ona birkaç tekrarlattım. Nihayet Ebrehe, "Kral nikahını kıymak için bir vekil tayin etmeni istiyor" dedi. Bunun üzerine Saîd b. As´ın oğlu Halid´i çağırdım ve onu kendime vekil tayin ettim. Sevincimden Ebrehe´ye el ve ayaklarımda ne kadar takı varsa hepsini verdim. Söz kesildiğinin ertesi günü Necaşî, Cafer b. Ebu Tâlib´e orada bulunan bütün Müslümanları toplamasını emretti. Toplantıda kısa bir konuşma yaptıktan sonra

"Rasulüllah´ın isteği üzerine Ebu Süfyan´ın kızı Ümmü Habibe´yi 400 dinar mehir ile ona nikahladım" dedi. Bu teklif Hz. Ümmü Habibe´nin vekili Halid b. Saîd b. Âs tarafından da kabul edilerek evlenmeleri gerçekleşmiş oldu (İbn Abdi´l-Berr, el-İstiâb, IV, 422; l´bn Hacer, el İsâbe, IV, 299; Ayşe Abdunahman, Terâcim Seyyidât Beyti´n-Nilbilvve, Kahire t.y., 383-384). Necaşi, mehir olarak tesbit edilen parayı Halid b. Saîd´e teslim ettikten sonra kalkmak üzere olan ashab-ı kirama "Nikahtan sonra yemek vermek peygamberin sünnetidir" diyerek düğün yemeği ikram etmişti (İbn Abdi´l-Berr, el-Istiâb, IV, 423; Ahmed b. Abdullah et-Taberî, es-Suntu´s-Semin fi Menakıb-i Ümmehati´l-Mü´minin Haleb 1928, 97).

Nikahtan sonra "Ümmü´l Mü´minin" olarak sabahlayan Ümmü Habibe, eline mehir geçtiği zaman kendisine müjdeyi getiren câriye Ebrehe´yi çağırtarak "O gün evinde olanı vermiştim. Başka param yoktu. Şimdi Allah bana bunu ikram etti. Mehrimden elli dinar (veya miskal) al" dedi. Ebrehe, verilen parayı kabul etmediği gibi, Ümmü Haibe´nin daha önce verdiği dört gümüş bilezikle âyak parmaklarındaki gümüş yüzükleri de iade etti. Zira Necaşî, ondan, Ümmü Habibe´den bir şey kabul etmemesini istemişti. O (Necaşî), bununla da yetinmeyerek hanımlarından da ona yardım etmesini istemişti. Ayrıca Necaşî, hanımlarına yanlarındaki bütün güzel kokulan Hz. Ümmü Habibe´ye göndermelerini emretmişti. Ertesi gün bu parfümleri getiren Ebrehe, Hz. Ümmü Habibe´nin çeyizinin hazırlanmasında kendisine yardımcı oldu.

Hz. Ümmü Habibe (r.a), Medine´ye geldiğinde Hz. Peygamber´e nikah merasimini anlatmış ve kendisine hediye edilen güzel kokulan göstermişti. Rasûlüllah bunların kullanılmasını yasaklamadı. Ümmü Habibe, İslâmiyet´i kabul eden câriye Ebrehe´nin selamını da Hz. Peygamber´e iletmişti (Ahmet b. Abdullah et-Taberî, es-Simtu´s-Semin, 98; Ayşe Abdurrahman, Teracim Seyyidât, 384).

Hicretin yedinci yılında meydana gelen bu olay, Ümmü Habibe´nin dine bağlanışının bir mükafatı idi. Bu evlilik, Ebû Süfyan´ın henüz Müslüman olmamakla birlikte Hz. Peygamber´e olan kin ve düşmanlığının azalmasına sebep olmuştu. Zira bu evlilikten sonra Ebû Süfyan´ın Hz. Peygamberle Müslümanlara karşı yavaş yavaş yumuşadığı görülür (Kazıcı, a.g.e., 297).

Gerçekten de Hicretin altıncı senesinde Mekkeli müşriklerle yapıları Hudeybiye Antlaşmasından sonra Medine artık bir devletin başkenti olarak tanınmaya başlandı. Müşriklerle yapılan antlaşma, Müslümanların da artık söz sahibi olduklarının ve devlet olarak tanındıklarının bir ifadesi idi. Bundan sonra Hz. Peygamber komşu hükümdarlara elçiler göndermeye başladı. İşte bu elçilerden biri de Amr b. Ümeyye ed-Damrî idi. Amr´ın iki memuriyeti bulunmaktaydı. Bunlardan biri Hz. Peygamberin mektubunu Necaşi´ye teslim etmek, diğeri de Habeşistan´a hicret edip henüz dönmemiş olan Müslümanları istemek ve Ebû Süfyan´ın kızı Ümmü Habibe´yi Hz. Peygamber´e nikahlamaktı. Rivâyete göre bunun için de ayrı bir mektup götürmüştü. Necaşî, Hz. Peygamber´in elçisine hürmet ve saygıda kusur etmedi. Cafer b. Ebî Talib´in huzurunda Müslüman olduğunu bildirdi (İbnu´l-Esir, Usdü´l-Gâbe fı Marifeti´s-Sahabe, Mısır, 1280, V, 457-458).

Necaşi, Ümmü Habibe´yi Hz. Peygamber´le evlendirdiği gibi Habeşistan´da bulunan diğer Müslümanları da iki gemiye bindirerek Arabistan tarafına gönderdi. Hz. Peygamber, Hayber Gazasında Ketibe kalesinin fethi ile uğraşırken onlar da geldiler. Peygamber Efendimiz "Bilmem ki bu iki şeyin hangisi ile sevineyim. Hayber´in fethi ile mi, yoksa Cafer´in gelişi ile mi?" diye sevincini belirtmişti. Bu arada Hayber´den alınan ganimetlerden Habeşistan muhacirlerine de hisse verildi (İbn Hişâm, Sire, III, 196).

Hz. Peygamber´in diğer hanımları bu yeni eşi (kumalarım) iyi bir şekilde karşılamak istediler. Başlangıçta Hz. Aişe onda kendisini kıskandıracak bir şey bulamadı. Zira o, yaş itibarı ile kırkına yaklaşmıştı. Onda Hz. Safiyye´nin büyüleyici tavrı, Hz. Cüveyriye´nin tatlılığı, Hz. Ümmü Seleme´nin güzelliği ve Hz. Zeyneb´in çekiciliği yoktu. Bunun için Hz. Aişe onu kendi tarafına çekmek istiyordu. Halbuki Ebû Süfyan´ın kızı bunu istemiyordu (Ayşe Abdurrahman, Teracim Seyyidat, 385).

Arap örf ve âdetlerine göre, kendisi ile evlenmek istenilen kadın için önce babasına, o yoksa amcasına veya amcasının oğullarına müracaat edilirdi. Ancak, Hz. Peygamber´in Ümmü Habibe ile evlendiği dönemde Ebû Süfyan henüz Müslüman olmadığı için, bu evlilikten haberi olmamıştı. Kızının kendisine danışmadan düşmanı ile evlenmesinden dolayı Ebû Süfyan´ın kızması beklenirken aksine onun bir bakıma m...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ümmü habibe(r.a)
« Posted on: 26 Nisan 2024, 14:05:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ümmü habibe(r.a) rüya tabiri,Ümmü habibe(r.a) mekke canlı, Ümmü habibe(r.a) kabe canlı yayın, Ümmü habibe(r.a) Üç boyutlu kuran oku Ümmü habibe(r.a) kuran ı kerim, Ümmü habibe(r.a) peygamber kıssaları,Ümmü habibe(r.a) ilitam ders soruları, Ümmü habibe(r.a)önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes