> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Tağut
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tağut  (Okunma Sayısı 831 defa)
27 Mart 2010, 20:25:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 27 Mart 2010, 20:25:32 »




TAĞUT




Azgın, sapık, kötülük ve sapıklık önderi, zorba, şeytan, put, puthane, kâhin, sihirbaz. Allah´ın hükümlerine sırt çeviren kişi ve kuruluşların tümü. Arapça "Teğa" kökünden türetilmiş olup kelimenin masdarı olan "Tuğyan" Allah Teâlâ´ya isyan etmek anlamına gelmektedir.

Allah´ın indirdiği hükümlere muhalif olan ve onların yerine geçmek üzere hükümler icad eden her varlık tağuttur.

Tağut, Allah (c.c)´a karşı isyan etmekle beraber O´nun kullarını kendisine kul edinmek gayretinde olandır. Bu ise şeytan, papaz, dinî veya siyasî lider veyahut da kral olabilir. Bu sebepten bir insanın hakiki mümin olabilmesi için tağutu reddetmesi gerekmektedir.

Tağut kelimesi aslında çoğul manâsı taşımaktadır. Çünkü Allah (c.c)´ı inkâr eden, bir yerine birçok tağutun kulu olur. Bunlardan bir tanesi insanı çeşitli günahlara yönelten şeytandır. Diğeri, insanı ihtiras ve arzularının esiri kılan kendi nefsidir. Kezâ karısı, çocukları, hısım ve akrabaları, ailesi, arkadaşları ve milleti ile siyasî ve dinî liderleri ve hükümetleri gibi diğerleri de bulunmaktadır. Bütün bunlar o kimse için birer tağut olur ve o kişiyi kendi arzu ve ihtiraslarına esir etmek isterler. Bu pek çok efendilerin kulu olan kimse, tatminine bir türlü imkân olmayan bu tağutlardan her birini ayrı ayrı memnun etmek hayaliyle ömrünü boşa tüketir (Mevdudî, Tefhimu´l-Kur´an, Terc. Heyet, İstanbul 1986, I, 176).

Allah Teâlâ Kur´an-ı Kerîm´de: "Andolsun ki biz her kavme "Allah´a ibadet edin, tağuta kulluk etmekten kaçının " diye (tebliğ yapması için) bir peygamber göndermişizdir" (en-Nahl, 16/36), "İman edenler Allah yolunda cihad ederler, kâfirler ise tağut yolunda savaşırlar" (en-Nisa, 4/76) ayetleriyle müminlere tağut hakkında bilgi vermekte ve tağuta karşı takınmaları gereken tavrı açıklamaktadır. Alimler de tağut hakkında, ayet ve hadislerden çıkardıkları deliller çerçevesinde yaptıkları yorumlarla bu kavramı tefsir etmektedirler.

Bugün yeryüzünde yürürlükte olan rejimlerin hepsi, beşerî rejimlerdir ve hükümlerini kendileri koymaktadırlar. Dolayısıyla da Allah (c.c)´ın hükümlerine muhalefet etmektedirler. O halde bu rejimlerin hepsi "tağut" olarak isimlenir. Hatta kitlelere "en cazip ve hüsn-ü kabul gören bir rejim" olarak tanıtılan demokratik ve lâik rejimler de tağut hükmündedir.

Her ne şekilde olursa olsun, insanlar tarafından konulmuş ve Allah (c.c)´ın hükümlerine muhalefet eden hükümler "tağut" olarak isimlendirilirler.

Allah Teâlâ (c.c) Kur´an-ı Kerîm´de; "Sana indirilen Kur´an´a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye boş iddialarda bulunanlara bakmaz mısın? Onlar tağutun huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine boyun eğmek) istiyorlar. Halbuki tağutu inkâr etmekle (tekfir etmekle, lânetlemekle) emrolunmuşlardı. Şeytan onları uzak bir sapıklığa saptırmak ister" (en-Nisa, 4/60) buyurmaktadır.

Allah (c.c)´a, peygamberlere, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve inanmakla mükellef olduğu bütün hususlara inandığını açıklasa, fakat demokratik, lâik, sosyalist, kapitalist vb. rejimlerden herhangi birinin hükümlerini kabul edip itaat eden bir kimsenin irtidadına hükmedilir. Zira insanları yaratan Allah Teâlâ´dan başkası, insanların nasıl idare olunacağı hususunda ve onların sosyal yaşamlarına yönelik hükümler koyma yetkisine sahip değildir. Çünkü hüküm koyan insan, o hükme tâbi olmasını istediği insanlardan üstün ve herhangi bir ayrıcalığa sahip değildir. Allah Teâlâ katında üstünlük, sadece takva iledir. Nitekim Kur´an-ı Kerim´de Allah Teâlâ; "Şüphesiz ki sizin Allah katında en şerefliniz, takvaca en ileri olanınızdır? (el-Hucurat, 49/13) buyurmaktadır.

Kendisinde böyle yetkiler gördükten sonra, Allah Teâlâ´nın indirdikleriyle hükmetmeyip, heva ve hevesleri doğrultusunda hükümler koyanlar aynı zamanda "ilahlık" iddiası içindedirler. Dolayısıyla Allah Teâlâ´nın hükümleri dışında hüküm koyanlar ve o hükümlere tâbi olanlar da, tevhid akîdesinin dışına çıkıp kâfir olurlar. Allah Teâlâ Kur´an-ı Kerim´de: "Allah´ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar, fasıklardır" (el-Maide, 5/45) buyurmaktadır.

Tağutların hükümlerine göre yönetilen beldeler "Dâr´ul-Harp" durumundadırlar. Tağutun hüküm sürdüğü beldelerde yaşayan bütün müminlerin, din Allah´ın oluncaya, Allah´ın indirdikleriyle hükmedilinceye kadar cihad etmeleri farzdır. Bu cihaddan kaçıp, tağutun hükmüne razı olanlar ise, ister bilerek, ister bilmeyerek yapsın, kâfir olma durumundadırlar. Allah Teâlâ (c.c) bu hususta; "İman edenler Allah yolunda cihad ederler, küfredenler ise tağut yolunda savaşırlar" (en-Nisa, 4/76) buyurmakta ve müminin tağut karşısındaki yerini belirlemektedir.

Allah Teâlâ, Âdem (a.s)´dan, Resulullah´a (s.a.s) kadar bütün peygamberleri, insanları Tevhid´e, yani Allah´ın varlığına ve birliğine, ortağı olmadığına inanmaya; O´nun koyduğu hükümleri kabullenmeyerek kendi heva ve heveslerine göre hüküm koyma isteğinde olan "tağut"a karşı savaşmaya ve tağut kapsamına giren her şeye kulluk etmekten kaçınmaya çağırmaları için göndermiştir.

Nitekim Allah Teâlâ bu hususta; Andolsun ki biz her kavme, "Allah´a ibadet edin, tağuta kulluk etmekten kaçının " diye (tebliğ yapması için) bir peygamber göndermişizdir" (en-Nahl, 16/36) buyurmaktadır.

Bu tağutlar İbrahim (a.s) döneminde Nemrut, Mûsa (a.s) döneminde Firavun, Resulullah (s.a.s) döneminde de Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi Daru´n-Nedve´nin ileri gelenleri ve puta tapan şahsiyetleri olduğu gibi, diğer peygamberler döneminde de, kendilerine gönderilen peygamberlerin getirdiği tevhid akidesini inkâr edip, atalarından kalan inançları devam ettirme inatçılığı gösteren puta tapan kavimler olmuşlardır.

Gelen peygamberler, gönderildikleri kavimleri tevhid´e çağırdılar. Tapmaya devam edegeldikleri putlarının kendilerine ne bir fayda, ne de bir zarar veremeyeceklerini açıkladılar. Ancak pek azı müstesna olmak üzere, çoğunluğu peygamberleri yalanladılar, hatta öldürdüler. Allah Teâlâ´ya yönelecekleri yerde, atalarından devraldıklarını ileri sürdükleri tağuta yöneldiler. Allah Teâlâ bu inkârcı kavimler hakkında; Onlara; "Allah´ın indirdiğine ve o peygambere geliniz" denildiği zaman, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz yol bize yeter" dediler. Ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimseler idiyseler" (el-Maide, 5/72) buyurmakta ve nasıl bir çıkmazda olduklarını açıkça gözler önüne sermektedir.

Tağutların devri kapanmış değildir. Peygamber bulunsun veya bulunmasın, her dönemde tağutlar varlıklarını korumuşlardır. Tağut, sadece eski kavimlerde ortaya çıkıp yaşama imkânı bulan bir güç değildir. Tağut, bugün de müslümanın en büyük düşmanıdır. Tağut, devlet sistemlerini, ahlâki değerleri ele geçirmiş ve onları müslümana zarar verecek bir hale dönüştürmüştür. Kısaca tağut, müslümanı dört yanından kuşatmış bulunmakta ve müslümana hayat hakkı tanımamaktadır.

Müslüman Allah´ın hükümleri doğrultusunda yaşamak, O´nun koyduğu hükümler dışında konulan bütün hükümleri reddetmek, İlâhlık taslayan bütün güçleri yok etmek için çalışmakla mükelleftir. Şu bir gerçektir ki, Allah (c.c)´a iman edenler, O´nun yolunda tağutla savaşmak zorundadırlar. Çünkü tağut bir mümin için her şey demek olan imanını çiğnemek, ona hayat hakkı vermemek ve Allah´ın hükümlerini iptal edip, kendi heva ve hevesleri doğrultusunda hükümler koymak amacındadır. Nitekim Allah Teâlâ Kur´an-ı Kerîm´de; "İman edenler Allah yolunda cihat ederler, küfredenler ise tağut yolunda savaşırlar" (en-Nisa, 4/76).

Resulullah (s.a.s) de tağut hakkında bir hadis-i şerifinde; "Her kim (tağuta karşı) cihat etmeden ve onunla mücadele (ederek Hakk´ı hakim kılma) arzusunu ruhunda duymadan ölürse, nifaktan bir şube üzerinde ölür" buyurmaktadırlar" (Muhtasar Sahih-i Müslim, Hafız Münzirî, Hd. No: 103).

Bu ayet ve hadis, bir müminin tağuta karşı takınması gereken tavrı en anlaşılır şekilde ortaya koymaktadır.

Bir mümin; camilerinin ibadete açık olmasına izin veren, insanları dini inançlarında özgür bıraktığını iddia eden rejimlere karşı çok dikkatli olmak zorundadır. Bugün bu rejimler, İslâm dünyası için büyük bir tehlike arzetmektedirler. Bu rejimlerin hepsi tağuttur. Çünkü apaçık ortadadır ki Allah´ın indirdikleriyle hükmetmemektedirler. İnsanları kendi heva ve hevesleri doğrultusunda çıkarmış oldukları hükümlerle idare etmektedirler. Allah´ın hükümlerini, ortaçağ insanına hitab edebilen, sınırlı, bugünün gelişen ve düşünen insanının gerisinde kalmış hükümler olarak kabul etmektedirler.

Bir mü´min, tağutu, yani Allah Teâlâ´nın emirleri ve yasakları ile çatışan nefsini, diğer şahısları, önderleri, rejimleri ve ilkeleri red etmedikçe, hakimiyetin yalnız Allah´a ve O´nun düzeni olan İslâm nizamına ait olduğunu kabullenmedikçe imanın sembolü olan tevhid kulpuna yapışamaz. Allah Teâlâ bu konuda da şöyle buyurmaktadır: "Dinde zorlama yoktur. Hakikat, iman ile küfür apaçık meydana çıkmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp da Allah´a (O´nun kanunlarına) iman ederse, muhakkak ki kopması (mümkün) olmayan en sağlam kulpa sarılmıştır. Allah işiten ve bilendir" (Bakara, 2/256).

Dolayısıyla insanlar için iki yol vardır. Birincisi: Allahu Teâlâ (c.c)´ya iman etmek ve her türlü ilişkileri (hayatını) İslâm´ın hükümlerine göre değerlendirmek; ikincisi, tağuta kalben teslim olmak (iman etmek) suretiyle hevâ ve heveslerine göre yaşamak!.. Bu iki inanç ve yaşama biçiminin dışında üçüncü bir durumdan söz etmek mümkün değildir. İnsanlar kendi iradeleri ile, bu iki yoldan birisini tercih etmekte serbesttirler. Buna "Kesb" (kendi kazancı) denilir. İmam Taftazânî, "İnsanların sevap ve mükâfat almaya, ceza ve azab görmeye esas teşkil eden ihtiyari fiilleri vardır" (Taftazanî, Şerhu´l Ahaid, İstanbul 1980, s. 196) diyerek, bu konuda herhangi bir zorlamanın olmayacağına işar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tağut
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:26:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tağut rüya tabiri,Tağut mekke canlı, Tağut kabe canlı yayın, Tağut Üç boyutlu kuran oku Tağut kuran ı kerim, Tağut peygamber kıssaları,Tağut ilitam ders soruları, Tağutönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes