Konu Başlığı: Ruhul kudüs Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 17 Mart 2010, 12:58:13 RUHU´L-KUDÜS
Mukaddes ruh, vahiy meleği Ruhul-Kudüs, "ruh" ve "kudüs" kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu kelimelerin ikisi de Arapçadır. "Ruh"; hayat, idrak ve hareketin kaynağı, maddenin tanı mukabili, manevi varlık, vahiy, Allah kelâmı, Kur´ân-ı Kerim, kuvvet, vahiy meleği, Cebrâil, his, duygu ve benzeri manalar işin kullanılır (Raşid el-İsfahânî, el-Müfredât) Garibil-Kur´ân, Mısır 1961, "ruh" md.). Bununla beraber, ruh´un gerçek manasını Allah´tan başka kimse bilmez. Çünkü bu husus, Yüce Allah tarafından şöyle haber verilmiştir: "Sana ruhtan sorarlar. De ki: Ruh, Rabb´imin emrindendir. Size ilimden pek az bir şey verilmiştir" (el-İsrâ, 17/85). "Kudüs" kelimesinin aslı ise, "kuds"dür ve mukaddes, mübârek, her türlü fenalıktan arınma demektir. Bu iki kelimenin birleşmesinden meydana gelen "ruhul-kudüs", herhangi bir şaibe ile lekelenme ihtimali olmayan, mukaddes ve temiz ruh, vahiy meleği, Cebrâil demektir (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur´ân Dili, V, 3125). Ruh kelimesi Kur´ân´da birkaç yerde geçmekte ve değişik manalara gelmektedir. Ruhu´l-Kudüs ise, yalnız dört yerde geçmektedir. Bulunduğu âyetlerdeki manası hakkında âlimlerin farklı yorumları olmuştur. Ancak çoğunluğun kanaatına göre, vahiy meleği olan Cebrâil demektir. Ruhul-Kudüs kelimesinin geçtiği âyetlerden birinin meâli şöyledir: "Andolsun, Musâ´ya Kitâbı verdik, arkasından peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsaya da açık deliller verdik ve O´nu Ruhu´l-Kudüs (Cebrâil) ile destekledik " (el-Bakara, 2/87). Alimlerin bu âyette geçen Ruhul-Kudüs hakkındaki değişik görüşlerini şöyle sıralayabiliriz: 1- Ruhul-Kudüs, Yüce Allah´ın isimlerinden biridir. 2- Mukaddes kitap olan Kur´ân ve diğer bir görüşe göre İncil demektir. 3- Ruhul-Kudüs, Allah´ın ruhu demektir. 4- Vahiy meleği olan Cebrâil demektir. Alimlerin ekseriyeti bu görüştedir. Çeşitli hadislerde ve şairlerin şiirlerinde de, bu manada kullanılmıştır (et-Taberî, Camiu´l-Beyân, Mısır 1954, I, 404 vd.; el-Kurtubî, el-Camiu li Ahkâmil-Kur´ân, Mısır 1967, II, 24; er-Râzî, et-Tefsirul-Kebir, III, 177). Bu görüşü benimseyen alimlere göre, aşağıdaki âyetlerde geçen Ruhul-Kudüs de Cebrâil demektir: "İşte biz, o elçilerden kimini kiminden üstün kıldık. Allah onlardan kimiyle konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsaya da açık deliller verdik ve O´nu Ruhul-Kudüs (Cebrâil) ile destekledik " (el-Bakara, 2/253); "Allah demişti ki: Ey Meyrem oğlu İsâ, sana ve annene olan nimetimi hatırla, hani seni Ruhul-Kudüs (Cebrâil) ile desteklemiştim" (el-Maide, 5/ 110); "De ki: İnsanları sağlamlaştırmak ve müslümanlara yol gösterici ve müjde olmak üzere onu, Ruhul-Kudüs (Cebrâil), Rabb´inden hak (ve hikmet) gereğine indirdi? (en-Nahl, 16/102). Ruhul-Emin de, Ruhul-Kudüs ile eş anlamlıdır Yani o da Cebrâil demektir. Kur´ân´da yalnız bir yerde geçmektedir: "Onu, er-Ruhu´l-Emin (güvenilir ruh, yani Cebrâil) indirdi" (eş-Şuara, 26/ 193). Şair Hassan´ın naklettiğine göre, Hz. Muhammed (s.a.s) onun için dua etmiş ve duasında "Ya Rabbi, Hassan´ı Ruhul-Kudüs ile takviye et" demiştir. Hassan bunu söylerken, Ebu Hüreyre´yi de şahit olarak göstermiştir (Buhârî, Salat, 68; Müslim, Fedâilu´s-Sahabe, 151, 152; Neseî, Mesâcid, 24. Ayrıca bk. Cebrail mad.). |