> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Ridde savaşları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ridde savaşları  (Okunma Sayısı 627 defa)
17 Mart 2010, 12:45:23
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 17 Mart 2010, 12:45:23 »




RİDDE SAVAŞLARI




Rasûlüllah (s.a.s)´in vefatından sonra dinden dönüp İslâm devletine savaş açanların isyanlarının bastırılması için yapılan askerî harekâtlar.

Rasûlüllah (s.a.s)´in vefat haberini duyan Yemen ve Necid bölgelerindeki bazı kabileler özellikle zekât ödemeyi reddederek isyan ettiler. Ayrıca Rasûlüllah (s.a.s)´in vefatı ile ortaya çıkan karışık ortamdan istifade etmek isteyen bazı kimseler de peygamberliklerini itan etmişler ve kendilerine inandırdıkları kalabalıkları peşlerine takarak İslâm hükümranlığını tehdit etmeye başlamışlardı. Rasûlüllah (s.a.s)´in sağlığında onun hakimiyetine boyun eğmek zorunda kalarak müslüman olan, ancak imanın kalplerine nüfuz edip yerleşmediği bu bedevî topluluklar, onun vefatıyla cesaretlenmiş ve kalplerinde gizlediklerini açığa çıkarmışlardı. Aslında onların bu durumu bilinmiyor değildi. Zira Allah Teâlâ onlar için bir âyet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: "Ey Muhammed! Bedeviler "İman ettik" derler. Sen onlara şöyle de: "Hayır! İman etmediniz. Siz ancak, müslüman olduk deyin. Çünkü iman henüz kalbinize girmemiştir" (el-Hucurât, 49/ 14).

İrtidat hareketlerinin başlamasıyla başkent Medine her taraftan düşmanlarla kuşatılmış bir duruma geldi. Öte taraftan Yahudi ve Hristiyanlar, ortaya çıkacak fırsatları değerlendirmek için müslümanların durumunu izlemeye başladılar. Tarihçiler müslümanların o zaman içinde bulundukları dehşet verici durumu; "Müslümanlar, peygamberlerini kaybetmeleri ve azlıkları ve düşmanlarının çokluğu yüzünden sanki şiddetli soğuk, yağmurlu karanlık bir gecede sahrada kaybolmuş koyun sürüsüsün durumunu andırıyordu" (Taberî, Tarih, Beyrut ty, III, 225; İbnül-Esir, Tarih, Beyrut 1979, II, 333) şeklinde ifade etmektedirler. Medine´nin bu şekilde ciddi olarak tehdit altında bulunmasını ileri süren bazı kimseler, Rasûlüllah (s.a.s)´in vefatından az önce yola çıkan Usame´nin ordusunu bu seferden alıkoyması için Ebu Bekir (r.a)´a müracaat ettiler. İslâm devletinin başına henüz geçmiş olan Hz. Ebu Bekir son derece net ve kararlı bir ifade ile bu tavsiyeyi yapanlara; Bilsem ki kurtlar burada beni parçalayacak; Usame´nin ordusu için Rasulullah (s.a.s)´nin emretmiş olduğu şeyi uygulayacağım" (Taberi, a.g.e., III, 225, 228; İbnül-Esir, a.g.e., aynı ver) dedi ve bu orduya yoluna devam etmesi için emir verdi.

İlk dinden dönme hareketi Peygamber (s.a.s)´in sağlığında Yemen´de ortaya çıkmıştı. Kendisinin peygamber olduğunu iddia eden Esved el-Ansî, topladığı kuvvetlerle önce Necran bölgesini, peşinden de San´ayı, Vali Şehr ile yirmi beş gün savaşarak ele geçirdi. Hz. Peygamber´in Amil ve muallimi olarak bölgeye gönderdiği Mu´az b. Cebel, Ma´rib´de bulunan Ebu Musa el-Eşari´ye iltihak etmiş daha sonra ikisi birlikte Hadramevt´e gitmişlerdi (Taberi, III, 229-230). İbnül-Esir´in ifadesiyle, "Esved´in çıkarmış olduğu fitne bir alev gibi, Hadramevt´ten Taif, Bahreyn ve Ahsa´dan Aden´e kadar her yeri kaplamıştı" (İbnül-Esir, II, 338). Hadramevt´te toplanan müslümanlar endişeli bir şekilde beklerken, durumu haber alan Rasûlüllah (s.a.s)´in, Yemen bölgesinde bulunan müslümanların tamamına yönelik, Esved´e karşı savaşılması emri bölgeye ulaştı. Veber b. Yuhannis vasıtasıyla gönderilen mektubta; dinin korunması, mürtedlere karşı savaşılması, Esved el-Ansî´nin açıkça savaşılarak veya gizli bir tertiple ortadan kaldırılması ve bu emrin İslam´da sebat eden bölgedeki bütün müslümanlara ulaştırılması gibi talimatlar yer almaktaydı (Taberi, III, 231; İbnül-Esîr, II, 338).

Rasûlüllah (s.a.s)´in emri San´a´daki müslümanlara ulaştığı zaman, planlanan bir suikast ile Esved el-Ansî, Firûz adındaki biri tarafından öldürülmüş ve Kenan bölgesi tekrar İslâm´ın hâkimiyetine girmişti. Onun öldürüldüğü haberi Medine´ye Rasûlüllah (s.a.s)´in vefat ettiği günün sabahında ulaşmıştı (geniş bilgi için bk. Taberî, III, 227 vd.).

Peygamber (s.a.s)´in ölüm haberi üzerine, Müseyleme ve Tuleyha, peygamberlik iddiasıyla ortaya çıktılar, Tay ve Esed kabileleri Tuleyha´ya tabi olarak dinden döndüler. Gatafan ise, Uyeyne b. Hısn´ın başkanlığı altında isyan etti. Uyeyne: "Esed ve Gatafandan bir peygamber, bize Kureyşten olan bir peygamberden daha sevimlidir. Muhammed öldü. Tuleyha ise hayattadır" diyerek, Tuleyha´ya tabi oldu (İbnül-Esîr, II, 342). Havazinliler ise zekâtlarını ödemeyeceklerini bildirdiler. Her taraftan irtidat haberleri Medine´ye ulaştığı zaman Ebu Bekir (r.a), elçiler göndermek suretiyle İslâm´a dönmelerini sağlamaya çalıştı ve Usame´nin ordusunun dönüşünü bekledi. Ancak, Abslar´la, Zubyanlar´ın Medine´ye saldırmaları üzerine bu tehlikeyi yok etmek için faaliyete geçmek zorunda kaldı. Bu arada diğer bir takım kabilelerin elçileri Medine´ye gelerek, namazı kılacaklarını, ancak zekât´ı ödemeyeceklerini bildirdiler. Ve bu durumun kabul edilmesini istediler.

Ebu Bekir (r.a) elçilere; "Zekat olarak vereceğiniz hayvanların, bağlanacakları ipleri vermediğiniz taktirde bile sizinle savaşacağım" şeklinde sert bir cevap verdi (Taberi, III, 244). Hz. Ebu Bekir (r.a) tarafından istekleri reddedilen bu elçi heyeti dönüşlerinde, Medine´de bulunan müslümanların azlığını kabilelerine bildirerek Medine´ye yürümek için onları heveslendirdiler. Ebu Bekir (r.a) sayılarının azlığını öğrenen mürtedlerin Medine´ye saldırabileceklerini anladığı için bir takım tedbirler aldı. Yakında olan düşman birliklerinin şehre girişini önlemek için Ali (r.a), Talha (r.a), Zübeyr (r.a) ve İbn Mes´ud (r.a)´ı şehre giren yollara yerleştirdi ve herkesin mescidde toplanmasını istedi. Nitekim o, düşüncesinde yanılmamış ve üç gün sonra mürtedler gece vakti harekete geçmişlerdi. Ancak yolları bekleyen birlikler onlarla savaşarak şehre girmelerini engellediler ve durumu Hz. Ebu Bekir´e bildirdiler. Ebu Bekir (r.a) mesciddekilerle birlikte hemen harekete geçerek onları geri püskürttü ve Zahusa´ya kadar onları takip etti. Burada mürted askerlerin uyguladıkları bir yöntemle müslümanların develeri ürkmüş ve geri dönmüşlerdi. Mürtedler, müslümanların korkarak geri döndükleri zannına kapıldılar ve Zül-Kassa´da toplananlara haber göndererek kendilerine katılmalarını bildirdiler. Öte taraftan Ebu Bekir (r.a), geceyi savaş hazırlığı ile geçirdi ve sabaha yakın, sağ kanatta Numan b. Mukarrin, sol kanatta Abdullah b. Mukarrin, ortada Suveyd b. Mukarrin şeklinde bir tabya düzeni ile yola çıktı. Merkezinde Ebu Bekir (r.a)´ın bulunduğu ordu yaya olarak (sadece aracı birlikte süvariler vardı) hızlı bir yürüyüş yaptı ve fecirde düşmanın bulunduğu yere geldi. Onlar hiçbir şeyden habersiz olarak dururken, müslümanların ani saldırısı karşısında çok sayıda ölü bırakarak kaçmak zorunda kaldılar. Hz. Ebu Bekir, kaçanları Zül-Kassa´ya kadar takip etti. Numan b. Mukarrin´i bir miktar askerle orada bırakarak Medine´ye döndü. İrtidat eden Absoğulları ile Zubyanoğulları, aldıkları bu yenilginin acısıyla kabileleri içerisindeki müslümanları öldürmeye ve çevrede bulunan diğer müslümanlara saldırmaya başladılar. Bu haber Ebu Bekir (r.a)´a ulaştığı zaman o, müthiş bir şekilde hiddetlendi ve müslümanları çeşitli şekillerde öldüren mürted kâfirlerin, öldürdükleri müslümanlara karşılık olarak korkunç bir şekilde öldürüleceklerine dair yemin etti (Taberî, III, 246; İbnül-Esîr, II, 345). Bu olaydan sonra, müslümanların moralleri düzeldi ve kabileler içerisinde irtidat eden kimselerin bir bölümü tekrar İslâma dönmeye ve yeniden zekat mallarını Medine´ye göndermeye başladılar. İbnül-Esir´in kaydına göre de kırk gün sonra Usame b. Zeyd seferden dönerek Medine´ye geldi. Hz. Ebu Bekir onları sefer yorgunluğunu üzerlerinden atmaları için Medine´de bıraktı ve tertip ettiği kuvvetlerin başına geçerek, Necd yönünde bulunan Zül-Kassa´ya doğru hareket etti. Bu nazik ortamda Hz. Ebu Bekir (r.a)´ın bizzat savaşa çıkmasını doğru bulmayan bazı kimseler ona müracaat ederek Medine´de kalmasını istediler. Bu kimseler, eğer Halife Ebu Bekir (r.a)´a bir şey olursa, içinde bulunulan kritik durumun müslümanlar için bir felakete dönüşmesinden endişe ediyorlardı. Ebu Bekir (r.a); müslümanları bizzat koruyacağını söyleyerek bu teklifi reddetti (Taberî, III, 247).

Yolda kendisine katılan komutanlarından Mukarrinoğlu Numan, Abdullah ve Suveyd kardeşlerle birlikte Rebezelilerin toplandığı Ebrak denilen yere kadar ilerledi ve burada yapılan savaşta mağlup olan ve komutanlarını kaybeden Abslar ve Benu Bekr´ler dağılarak suratli bir şekilde bölgeden uzaklaştılar. Günlerce Ebrak´da kalan Ebu Bekir (r.a), Benu Zübyan´ları mağlup etti ve topraklarını ganimet olarak değerlendirerek bu arazileri Benu Zübyan´lar için yasak bölge ilan etti. Onun bu galibiyeti üzerine mürtedlerin çoğunluğu tekrar İslâm´a döndü. Ebu Bekir (r.a), itaat altına aldığı bu kimselere karşı Rasûlüllah (s.a.s)´in sünnetine uyarak oldukça yumuşak davranmıştır. Öte taraftan, dağılan Abs ve Zübyan kuvvetleri peygamberlik iddiasında bulunan Tuleyha´nın yanına gittiler. Tuleyha, Sumeyra´dan hareket ederek Buzaha´ya yöneldi ve burada karargâh kurdu. Medine´ye dönen Ebu Bekir (r.a) savaş hazırlıklarına girişti ve orduyu on bir kısma ayırarak her birine bir bayrak verip görev sahalarını belirledi. Buna göre, Halid b. Velid, Buzaha´da bulunan yalancı peygamber Tuleyha ile savaşacak, peşinden Butah´da bulunan Malik b. Nuveyre üzerine yürüyecek, İkrime b. Ebi Cehl Müseyleme ile mücadele edecek, Muhâcır b. Ebî Ümeyye, Esved el-Ansî´nin bağlılarına karşı harekete geçecek, peşinden de Kays b. Makşuh ve onu destekleyen diğer Yemenliler´e karşı, Ebnalar´a yardım edecek ve sonra Kindelileri te´dip için Hadramut´a yönelecek. Halid b. Said, Suriye taraflarına; Amr b. el-As, Kuzâ´aya karşı yürüyecek; Huzeyfe b. Mıhsan, Deba halkıyla savaşacak; Arfece b. Herseme, Mehre kabilesiyle; Tureyfe b. Haciz, Benî Süleym´i ve onlarla birlikte hareket eden Havazinliler´i itaat altına alacak; Süveyd b. Mukarrın, Yemen´in Tıhame bölg...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ridde savaşları
« Posted on: 23 Nisan 2024, 10:21:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ridde savaşları rüya tabiri,Ridde savaşları mekke canlı, Ridde savaşları kabe canlı yayın, Ridde savaşları Üç boyutlu kuran oku Ridde savaşları kuran ı kerim, Ridde savaşları peygamber kıssaları,Ridde savaşları ilitam ders soruları, Ridde savaşlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes