> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Nur suresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nur suresi  (Okunma Sayısı 548 defa)
15 Mart 2010, 10:28:13
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Mart 2010, 10:28:13 »





 
NÛR SURESİ




Kuran-ı Kerimin yirmi dördüncü suresi. Altmış dört ayet, bin üç yüz on altı kelime ve beş bin üç yüz otuz harften ibarettir. Fasılâsı be, râ, lâm, mim ve nun harfleridir. Medenî surelerden olup, Haşr suresinden sonra nâzil olmuştur. Adını Allah´ın nurunu tasvir eden otuz beşinci ayetinden almıştır.

Hârise b. Mudarrib, bu sure hakkmda; "Hz. Ömer bize Nisâ, Ahzâb ve Nûr surelerini öğrenin, diye yazılı emir gönderdi" demiştir (Şevkâni, Fethul-Kadir, IV, 3).

Allah semaların ve yerin nûrudur". Bu sure´yi celilede Nûr, kalplerde ve ruhlardaki belirtileriyle zikredilmektedir. Sure, bu belirtilerin meydana getirdiği edep ve ahlâk temellerine oturtulmuştur. Bunlar, kalbi ve hayatı aydınlatan ruhî, ailevî ve içtimaî ahlâklardır. Bu belirtiler cihanşümul nûra bağlanmaktadır. Bunlar ruhlardaki nûr, kalplerdeki aydınlık ve vicdanlardaki berraklıktır. Hepsi de bu büyük nurun parıltısıdır.

Sure içerdiği cezaları ve mükellefiyetleri, edep ve ahlâkı, kuvvetli ve kesin bir şekilde tespitle söze başlar: Bu, indirip hükümlerini farz kıldığı bir suredir. Öğüt alasınız diye onda apaçık ayetler indirdi? (1).

Aile yuvasının korunması, kadın ve çocukların eğitimi ile ilgili önemli hükümleri de kapsayan surede yer alan konuları şöylece özetlemek mümkündür.

İkinci ayette zina eden erkek ve zina eden kadından her birine yüz değnek vurulması bildiriliyor:

"Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüzer değnek vurun. Eğer Allah´a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, Allah´ın dinini tatbik hususunda onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir topluluk da onların cezalarına şâhit olsun? (2).

İslâm hukukuna göre zina; arada nikâh akdi veya nikâh akdi şüphesi olmaksızın, aklî dengesi yerinde, ergin erkekle ergin kadının cinsel temasta bulunmasıdır. Zina suçu; zina eden kimsenin suçunu itiraf etmesi, kocasız olan kadının gebe kalması, zina fiilini dört kimsenin gözleriyle gördüklerine şahitlik etmesiyle sabit olur. Evli kimsenin zina etmesi halinde uygulanan recm (taşlayarak öldürme) cezası, Hz. Peygamber´in hadislerine dayanır. Zinada, dört tane görgü şahidinin istenmesi, cezada asıl amacın caydırıcılık olduğunu gösterir. Üçüncü ayette, zina eden erkekle kadının, ancak birbiriyle veya Allaha ortalı koşan birisiyle evlenmeye denk ve lâyık olduğu, bunların iffetli kimselerle evlenmeye lâyık olmadıkları bildiriliyor:

"Zina eden erkek, ancak zina eden veya Allah´a ortak koşan bir kadınla evlenebilir. Zina eden kadın da, ancak zina eden veya Allah´a ortak koşan bir erkekle evlenebilir. Böyle bir evlilik müminlere haram kılınmıştır" (3).

İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre, zina eden müslüman bu fiilinden dolayı tevbe eder ve kendini düzeltirse onunla evlenmek caizdir.

Dördüncü ayette, zina isnadını ortaya atıp da bunu dört şahidle ispat edemeyenlere seksen değnek vurulması ve bunların şahidliklerinin ebediyyen kabul edilmemesi hükmü yer alır :

İffetli kadınlara zina isnat edip de sonra bu iddialarını doğrulayacak dört şahit getiremeyenlere, seksen değnek vurun; onların şahitliklerini de ebediyyen kabul etmeyin. İşte onlar, fasıkların ta kendileridir" (4).

"Ancak, bundan sonra tevbe edip ıslah olanlar, bu hükmün dışındadır. Çünkü Allah "Gafûrdur, Rahim´dir" bağışlaması ve merhameti boldur" (5).

Zina isnad edene ceza uygulanmadan tevbe ederse, iftiraya uğrayan kadın onu affetmedikçe ceza düşmez.

Kendi eşine zina isnadında bulunan kimse de bunu ispat için dört şâhid getirmek zorundadır. Getiremediği takdirde "Lian" hükmü uygulanır. Li´anda koca, kendisinin doğru söylediğine dört defa yemin eder; beşincide, eğer yalan söylediyse Allah´ın lânetinin kendi üzerine olmasını söyler. Kadın da, kocasının yalan söylediğine dair dört defa yemin eder; beşincide, eğer kocası doğru söylemişse Allah´ın gazabının kendisi üzerine inmesini diler. Li´an yapıldıktan sonra nikâh akdi sona erer.

Hanımlarına zina isnat edip de, kendilerinden başka şahitleri olmayanların şahitliği, doğru söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah´ı şahit tutup yemin etmesiyle olur. Beşinci defasında, eğer yalan söyleyenlerden ise, Allah´ın lânetinin kendi üzerine olmasını diler. Beşinci defasında, kocası yalancılardan olduğuna dair Allah´ı dört defa şahit tutup yemin etmesi, cezayı kendisinden kaldırır. Beşinci defasında, kocası doğru söyleyenlerden ise, Allah´ın gazabının kendi üzerine olmasını diler" (6-9).

Yukarıdaki ilâhi hükümler, insan haklarını, kişilerin namus, iffet ve itibarını korumayı amaçlamaktadır.

Bundan sonraki on bir ayet, Hz. Âişe´nin iftiraya uğraması (İfk) ile ilgilidir. Hicretin beşinci yılında Medine´de, Mustalikoğullarına karşı çıkılan savaştan dönerken bir konaklama yerinde, ihtiyacını gidermek için, kendine ait mahfelden çıkıp uzaklaşan ve döndüğünde gerdanlığını düşürdüğünü anlayan Hz. Âişe, onu bulmak için geri döner. Bulup gelinceye kadar ordunun hareket ettiğini ve kendisine ait mahfelin ve bineğin götürüldüğünü görür. O tarihte kadınların örtünmeleri hakkında hükümler indiğinden, görevliler kapalı bulunan mahfeli, içini açıp bakmadan deveye yükledikleri gibi yollarına devam etmişler, Hz. Âişe´nin mahfelde bulunmadığını farkına varmamışlardı. Ordunun gerilerinde unutulan malzemeyi toplamakla görevli olan Safvân b. Muattal, Hz. Âişe´yi görünce, unutulduğunu anlamış ve yanındaki deveyi çökertip binmesini sağlamıştır. Kendisi deveyi yederek, arkadan orduya yetişmişlerdi. Başta Münafıkların reisi Abdullah b. Ubey olmak üzere bazı münâfıklar dedikoduya başlamış, Hz. Âişe (r.anhâ) hakkında çirkin iftirayı çıkarmışlardı. Hz. Âişe üzüntüsünden hastalandı. Allah Resulünün bu konuya ait sorularını cevapsız bıraktı. Cenab-ı Hakk´ın kendisini temize çıkaracağını ve durumunu O´na havale ettiğini söylemekle yetindi. işte daha sonra inen ayetler, Hz. Âişe´yi temize çıkardı. Yüce Allah, namuslu bir kadın hakkında ileri geri konuşanları, münâfık, iftiracı ve yalancı olarak niteledi ve onları azapla tehdit etti. Dört şahitle ispat edilmemiş olan ve hakkında hiçbir doğru bilgi bulunmayan bir konuda iftirayı dilden dile dolaştırmanın çirkinliğine işaret edildi. Buna göre, Kur´an Kerim, namuslu kadınları ahlaksızların iftirasından korumak için, zina isnadında dört şahidi şart koşuyor. Aksi halde iftiracının dünyada da ahirette de elem verici bir azaba uğratılacağı hatırlatılıyor:

"İftirayı işittiğiniz zaman, mümin erkeklerin ve mümin kadınların, kendiliklerinden hüsn-i zanda bulunup da; "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi? Bir de dört şahit getirmeleri gerekmez miydi? Mademki, bu şahitleri getiremediler, o halde onlar, Allah nezdinde, yalancıların ta kendileridir? (12-13).

Yirmi ikinci ayette bu gibi fitne ve dedikoduların yine de, müminler arasında uzun süren kin, buğz ve nefrete yol açmaması, müminlerin birbirini affetmesi gereği üzerinde durulur. Ayetin sonunda da; Allah´ın sizi affedip bağışlamasını sevip arzu etmez misiniz?" buyurulur. Hz. Ebû Bekir (r.a) çok yoksul olan teyzesinin oğlu Mistah´a önceleri yardım ederdi. Hz. Âişe´ye iftira dedikodusuna onun da adı karışınca, bundan sonra artık Mistah´a yardımda bulunmayacağına dair yemin etti. Mistah hem Muhâcirlerden, hem de Bedir gazvesine katılan sahabelerdendi. Ayrıca İfk olayında onun kötü bir niyeti yoktu. Yukarıdaki ayet inince, Hz. Ebû Bekir onu affetmiş ve yardıma devam etmişti.

Yirmi yedi-otuz üç arası ayetler, müminlerin ev ziyaretlerinde uyacakları âdâb ve kuralları, kadınların giyinme (tesettür) esaslarını bildirir. İslâm dini herkesin mal, can, namus, mesken ve iş yerini tecavüzden korumuştur. Bunun için selâm vermeden, izin almadan, ev sahibiyle bir alışkanlık sağlamadan, başkasının evine girmeyi yasaklamıştır. Diğer yandan başkasının kapı ve penceresinden içerisini gözetlemeyi günah saymıştır. Ancak içinde oturulmayan, terkedilmiş evlere girmekte bir yarar varsa, izinsiz girilebileceğine işaret edilmiştir:

"Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, izin almadan ve sakinlerine selâm vermeden girmeyin. Düşünseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Eğer orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilmedikçe içeriye girmeyin. Eğer size "geri dönün" denilirse, hemen dönün. Bu davranış sizin için daha temizdir. Allah yaptıklarınızı çok iyi bilir. İçinde eşyanız bulunan boş binalara izinsiz girmenizde bir sakınca yoktur. Allah, sizin açığa vurduğunuzu da bilir, gizlediğinizi de" (27-29).

İnanan erkeklere gözlerini ve iffetlerini haramdan korumaları bildiriliyor:

"Ey Muhammed! Mümin erkeklere söyle, gözlerini zinadan sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar."

Böyle davranmak onlar için daha temiz ve daha hayırlıdır. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır" (30).

Peşinden gelen ayette de inanan kadınlara göz ve iffetlerini korumalarına ilâve olarak, görünen kısımlar dışında süs yerlerini açmamaları ve başörtülerini yakaları üstüne salıvermeleri emrediliyor. Ayette; el ve yüz dışındaki süslerini ve süs yerlerini görebilecek erkek hısımlar şöyle sıralanıyor:

"Ey Muhammed! Mümin kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını ve namuslarını korusunlar, görünmesi zarurî olanlar hariç zinetlerini göstermesinler. Baş örtülerini yanlarına sarkıtsınlar. Ziynetlerini kendi kocalarından veya babalarından veya kocalarının babalarından veya kendi oğullarından veya kocalarının oğullarından veya kendi kardeşlerinden veya kardeşlerinin oğullarından veya kız kardeşlerinin oğullarından veya kadınlarından veya sahip oldukları cariyelerden veya cinsi iktidarı olmayan hizmetçilerden veya kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak çağda olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerini başkalarına bildirmek için ayakla...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nur suresi
« Posted on: 20 Nisan 2024, 02:32:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nur suresi rüya tabiri,Nur suresi mekke canlı, Nur suresi kabe canlı yayın, Nur suresi Üç boyutlu kuran oku Nur suresi kuran ı kerim, Nur suresi peygamber kıssaları,Nur suresi ilitam ders soruları, Nur suresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes