> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Nisa suresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nisa suresi  (Okunma Sayısı 530 defa)
14 Mart 2010, 16:39:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Mart 2010, 16:39:26 »




NİSA SURESİ




Kur´an-ı Kerim´in dördüncü suresi. Yüz yetmiş altı ayet, üç bin yedi yüı kırk beş kelime ve on dört bin beşyüz otuz beş harften ibarettir. Fasılası elif, lâm, mim ve nun harfleridir. Medenî surelerden olup, nüzûl sırası Mümtehine suresinden sonra gelmektedir. Bazı bölümlerinde kadınlarla alakalı hükümlerden bahsedildiği için bu adı almıştır. Bakara suresinden sonra Kur´an´ın en uzun suresidir. Hz. Âişe´den rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: Kur´an´ın yedi uzun suresini kim öğrenip bellerse, o kişi bilgin sayılır" (Ahmed b. Hanbel, VI, 73, 82; Hakim, II, 305) buyurmuştur. Nisa suresi de bu sureler arasındadır.

Nisa suresi, Uhud savaşının peşinden başlayarak hicri sekizinci seneye kadar uzanan bir zaman zarfında bölüm bölüm nâzil olmuştur. Sureyi oluşturan bölümlerin nüzûl tarihlerinin tesbit edilmesi zor olmakla birlikte, ele aldığı konular ve bunların dayandığı sebepler gözönünde bulundurularak belirgin olmamakla birlikte nüzûl seyrini takibetmek mümkündür. Örneğin, şehitlerin miraslarının varislerine dağıtılması ve yetimlerin haklarının korunması problemi, Uhud savaşında yetmiş müslümanın şehadetinin peşinden ortaya çıkmış olduğuna göre, bu konuda düzenlemelerde bulunan surenin başından yirmi sekizinci ayetine kadar olan bölümün bu dönemde nazil olduğu söylenebilir.

Sure, Âl-i İmran ve Bakara surelerinde olduğu gibi teşekkül etmekte olan İslâm toplumunun karşılaştığı problemlerin çözümünü içermektedir. Bilindiği gibi, Mekke dönemi daha çok, insanların akidelerini şirkin, putperestliğin pisliklerinden temizlemek için yapılan mücadeleye sahne olmuştur. Medine´ye hicret ile İslam devlet haline gelmiş ve bünyesinde topladığı insanların ahlakî, sosyal, ekonomik ve siyasi yönden gerekli olan eğitimlerinin verilmesi durumu ortaya çıkmıştı. Bir taraftan, genç İslam devletini her taraftan kuşatan müşrik güçlerle savaşırken aynı zamanda İslam savaş hukuku prensipleri vazediliyor, diğer taraftan da ilahi hikmetin gereği olarak gelişen olaylar birer nüzûl sebebi kılınarak toplumu ilgilendiren bütün konuların Rabbanî emirler çerçevesinde tanzim edilmesi olayına şahit olunuyordu.

Bu suredeki hükümlerin bir kısmı daha önce inen bir takım ayetlerle kıyaslandığı zaman, teşriin tedrici olarak, yaşanan hayata uygulandığı görülür. Bunun sebebi, yerleşmiş olan değerlerin tek hareketle sökülüp atılmasının zorluğudur. İslâm dışı ahlakî, kültürel, sosyal, ekonomik ve politik değerlerin atılıp, yerine yenilerinin konması bir sürecin takip edilmesini gerekli kılıyordu.

Nisa suresi bu sürecin önemli bir merhalesini oluşturmaktadır. Cahilî putperest düzenin inananlar üzerindeki etkilerini yoketmek, onlara kendine has yepyeni bir kimlik kazandırmak için toplumun temelini oluşturan esaslar üzerinde düzenlemelerde bulunmaktadır. Bu yeni şekil, ilahî bir kaynaktan geldiği için tarih içindeki belirli bir zaman dilimini değil kıyamete kadar insanların bütün ihtiyaçlarını karşılayacak mükemmelliktedir. Zaten teşrideki tedricilikden gözetilen hedef, İslâmın hükümlerinin peşisıra gönderilip, seçkin bir topluluk tarafından pratiğe dökülerek, sonraki nesillere bir örnek teşkil etmesidir.

Surenin, cahiliyetin pisliklerinden temizlemeyi hedef aldığı toplumun içinde bulunduğu durumu incelediğimiz zaman, çağlar boyu aynı kalan bir süreklilik içerisinde cahili ve müşrik toplumların aynı haksızlıkları ve zulümleri işledikleri görülür. Yani o zamanki Arap toplumu ve içinde bulunduğu durum, bugünün müşrik putperest cahilî toplumlarının ve düzenlerinin içinde bulunduğu durumdan hiç te farklı değildir.

Nisa suresinin değiştirmeyi hedef aldığı toplum nasıl bir toplumdu? Bakıldığında, güçsüz kimselerin haklarının çiğnenmekte, özellikle yetim kızların hakları, kendilerini ve mallarını korumaları gereken vasîleri tarafından gasbedilmekte ve kadınlara hiçbir hak tanınmadan zulmedilmekte olduğu görülür. Kadınlar, mirastan mahrum bırakılmaktaydı ve bir eşya gibi kocası öldüğünde ona elkonulmakta ve evlere hapsedilerek hakları çiğnenmekteydi.

Sureye, insanoğlunun yaradılışı hatırlatılarak durumunu değerlendirmesi ve gönderilen emirlere uyması için bir uyarı yapılarak girilmektedir. Aynı şekilde bu ilk ayet sosyal hayatın üzerine bina edildiği İslâm´ın temel kaidelerinden birisini oluşturmaktadır. Akrabalık, toplumun sosyal ve ahlakî bütün değerlerini içeren bir kurum olarak telakki edildiğinden ALLAH Teâlâ, ilk ayetle birlikte, akrabalık bağlarının koparılmaması hususunda kendisinden korkulması gerektiğini bildirmektedir:

"Ey insanlar, sizi bir tek nefisten yaratan, ondan da eşini yaratan ve bu ikisinden bir çok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun. Adına bir birinizden dilekte bulunduğunuz ALLAH´tan korkun ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Muhakkak ki ALLAH, sizin üzerinizde tam bir gözeticidir" (1).

Bu uyarının hemen peşinden yetimlerin haklarının korunması konusundaki emir ve hükümler yer almaktadır: "Yetimlere mallarını verin. Temizi murdara değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır" (2).

Yetimlerle ilişkiler düzenlenirken evlilik ve nikâh konusu da gündeme getirilerek, yürürlükte olan çarpıklıklar yeniden bir düzenlemeye tabi tutulmaktadır. ALLAH Teâlâ, eşit davranılmak ve haksızlıktan emin olunmak kaydıyla birden fazla evliliğe izin vermektedir. Ancak bu aynı anda dört kadınla evlilik kurmakla sınırlandırılmıştır.

Kadınların mehir konusundaki haklan zikredilirken aynı zamanda yetimlerle alakalı hükümler ve uyulması icabeden prensipler ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmaktadır. Bu arada, miras hukukunun esasları tesbit edilerek aile fertlerinden her bireyin tahakkuk eden hakkının kendisine verilmesi tenbihlenmektedir:

"Bunlar, ALLAH´ın sınırlarıdır. Kim ALLAH´a ve Resulüne itaat ederse, ALLAH onu, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada ebedi kalırlar. İşte büyük kurtuluş budur. Kim de ALLAH´a ve O´nun Resulüne karşı gelir, O´nun sınırlarını aşarsa, ALLAH onu ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır" (13-14).

Peşinden zina suçu zikredilerek verilmesi gereken cezalar bildirilmektedir (15-16). Ancak buradaki hükümler daha sonra nazil olan Nûr suresindeki ayetlerle değiştirilmiştir.

Eşlerinden ayrılmak isteyenler, mehir konusunda onlara haksızlık yapmamaları için uyarılarak, evlenilmesi haram olan kimseler zikredilmektedir (23).

ALLAH Teâlâ, evlilik, aile içi ilişkiler, evlenilmesi helâl ve haram olan kimseler ve bunlara ait hükümleri teferruatlı olarak bildirdikten sonra bu konudaki malumatın ayrıntılı bir şekilde verilmesinin hikmetini şöyle ifade etmektedir:

ALLAH size dininizin hükümlerini açıklamak, sizden önceki doğru kimselerin yoluna iletmek ve sizin günahlarınızı bağışlamak istiyor. Çünkü ALLAH Âlimdir, hüküm ve hikmet sahibidir" (26).

Hemen peşinden iman edenler, mallarını aralarında batıl yollarla yememeleri konusunda uyarılarak karşılıklı rızaya dayanan ticaretle geçimlerini temin etmelerinin helâl olduğu bildirilmekte, sonra, tekrar ana-baba ve akrabalarla alakalı miras konusuna dönülmekte (33) ve erkeklerin eşlerine, bazı olumsuz hareketleri karşısında nasıl davranmaları gerektiği üzerinde durulmaktadır.

İman eden kimselerin çevrelerine karşı bazı sorumlulukları vardır. ALLAH Teâlâ, kendisine ibadet edilmesini ve hiçbir şeyin kendisine ortak koşulmamasını bildirdikten sonra, müminlerin beraberinde yaşadıkları insanlara iyilikte bulunmalarını emretmektedir: ALLAH´a ibadet edin. O´na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz ALLAH, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez" (36).

İşte bu kibirlenen, diğer insanlara karşı büyüklük taslayan kimseler mallarından muhtaç olanlara hiçbir harcama yapmazlar ve diğer varlıklı kimselere de kendileri gibi olmalarını tavsiye ederler. ALLAH Teâlâ, bu davranış şeklini kâfirlere ait bir özellik olarak nitelerken şöyle buyurmaktadır:

"Bunlar cimrilik ederler ve insanlara da cimriliği emrederler. ALLAH´ın kendilerine lutfundan verdiği nimeti gizlerler. Biz, kâfirlere alçaltıcı bir azap hazırladık" (37).

Daha sonra namazla alakalı bazı hükümler bildirilmektedir. Ancak, ayetin; "Ey iman edenler! Sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın..." (43) mealindeki kısmı daha sonra nâzil olan; "Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları sadece şeytanın işinden birer pisliktir. Bu pislikten kaçının ki, kurtuluşa eresiniz" (el-Maide, 5/90) mealindeki ayet ile neshedilmiş ve içki kesin olarak yasaklanmıştır.

Peşinden gelen ayetler, kitap ehlinin içinde bulunduğu sapıklıkları ve inanan insanları imanlarından döndürmek için gösterdikleri gayretleri ortaya koymakta ve onların ALLAH´a iftira edip, puta ve şeytana inandıkları; inkarcıları müminlere tercih ettikleri, ALLAH´ın kitabındaki gerçekleri tahrif ettikleri ve bu kimselerin ALLAH tarafından lanetlendiği bildirilmektedir:

ALLAH´ın lânet ettiği kimseler, işte bunlardır. ALLAH kime lânet ederse artık sen ona bir yardımcı bulamazsın " (52).

ALLAH Teâlâ, iman edip salih amel işleyenlerin mükafat olarak elde edecekleri cennet ve oradaki nimetleri zikrettikten hemen sonra, emir sahiplerinin, topluma ait görevlere atamalarda bulunurken ve inananların idarecilerini seçerken nasıl davranmaları gerektiğini ve hükmederken adil olmaları icabettiğini bir emir şeklinde bildirmektedir:

"ALLAH size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmederken adaletle hükmetmenizi emrediyor. ALLAH size ne güzel nasihat ediyor. ALLAH Semi´dir, Basir´dir" (58).

Sure´de toplumun küçük birimlerinde meydana gelen evlilik...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nisa suresi
« Posted on: 26 Nisan 2024, 12:39:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nisa suresi rüya tabiri,Nisa suresi mekke canlı, Nisa suresi kabe canlı yayın, Nisa suresi Üç boyutlu kuran oku Nisa suresi kuran ı kerim, Nisa suresi peygamber kıssaları,Nisa suresi ilitam ders soruları, Nisa suresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes