> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları M-Z > Mabed
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mabed  (Okunma Sayısı 676 defa)
02 Mart 2010, 17:06:35
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 02 Mart 2010, 17:06:35 »



MABED




İbadet mahalli, ibadete mahsus bina, cami, mescid bir dine bağlı olanların belirli zamanlarda toplu olarak veya tek başlarına ibadet etmeleri için yapılmış özel bina, ibadethâne, ibadetgâh. Türkçe´de yeni bir terim olarak kullanılmakta olan tapınak sözü ise, İslâm´ın dışındaki dinlerin mabedlerini ifade eder.

Bu kavram Lâtince´de "templum" kelimesinin karşılığı olup, kâhinlerin kuşların uçuşunu gözetlemek için kullandıkları yüksekçe mekan, herhangi bir mekan, gökyüzü, mabed veya tanrılara tahsis edilmiş yer, kapalı ve çevrili her yer, sığınak, mezar, bir mabedteki heykel, veya mabedde heykelin bulunduğu yer, bir çatının kalınlığı veya eni, gibi anlamlara gelip Fransızca ve İngilizce´de mabed anlamına gelen "temple" kelimesine de kaynaklık etmiştir. Temple de kaynağını çağrıştıran bir anlama bağlı kalmış olup, Yahudilik ve Hristiyanlıkta ibadet etmeğe mahsus yeri (Place of God, house of God), putperestlerde ise bir tanrıya adanan veya kurban kesmeye yarayan yeri ifade eder. Yunanlılarda, Romalılarda ve Kudüs Yahudileri´nde mabed her iki amacı gerçekleştirmek için inşa edilmiştir. Hint dinlerindeki mabedler -halkın ibadet yerleri olmaktan çok- tanrıların yeryüzündeki ikamet yerleridir. Mısır ve Sâmi mabedleri de bu espriyi andıran bir tarzda ev (house) veya saray (palace) kelimeleriyle ifade edilir (M. Affred De Wailly, Nouveau Dictionnaire Latin Français, Paris 1861, s. 938; Shailer Mathews-Gerald Birney Smith, A Dictionary of Religion and Ethics (U.S.A) 1921, s. 439-440; E. Royston Pıke, Encyclopedia of Religion and Religons, London 1951, s. 371).

Yahudilik terminolojisinde ibadet yerleri için genel anlamda mabed (temple); daha özel anlamda Süleyman Mabedi (Solomon Temple), Kudüs Mabedi, Bet ha-Mikdaş (Beytü´l-Makdis), Sinagog (Synagogue), Bet ha-keneset gibi kelimeler kullanılmıştır (The Jewish Encyclopedia, (U.S.A) 1905, XI, 619-620, XII, 93-94; The Universal Jewish Encyclopedia, (U.S.A) 1948, X, 119, 194; Encyclopedia Britannica, (U.S.A) 1970, XXI, 827-828; Pıke, a.g.e., s. 371). Hristiyan ibadet yerleri de Katakomp (Catacomp), Kilise (Churc), Katedral (Cathedral), Manastır (Monastery) gibi kelimelerle ifade edilmiştir (S.G.F. Brandon, A Dictionary of Comparative Religion, London 1971, s.177, 178, 196; Pıke, a.g.e., s. 84, 86, 101).

İslâm´da genel mabedler için mescid ve cami; Kâbe için hem "Beyt" hem de mescid kelimeleri kullanılır. Ancak, Kur´ân-ı Kerim´de de zikredildiği gibi, beyt ve mescid kelimeleri yalın halde değil daha çok Beytü´l-Haram, Beytü´l-Muharrem, el-Kâbe el-Beytü´l-Haram, Beytül-Atîk, Beytü´l-Ma´mur, Mescid, Mescid-i Haram şeklinde tamlamalı olarak kullanılır (Beyt´in ve diğerlerinin geçtiği yerler için bk. el-Bakara, 2/125,127, 158; Âl-i İmrân, 3/96, 97; el-Mâide, 5/2, 97; et-Tevbe, 9/108; el-Enfâl, 8/34; Yunus, 10/87; İbrâhîm, 14/37; el-A´raf, 7/29-31; el-Kehf, 18/21; el-Hacc, 22/25, 29, 33, 40; et-Tûr, 52/4; el-Cin, 72/18). Ayet ve hadislerde İslâm mabedlerinin yanısıra, diğer dinlerin mabedlerinden de söz edildiğini görmekteyiz. Nitekim Sion Dağı´ndaki Süleyman Mabedi için Mescid ve Mescid-i Aksâ; Sinagog karşılığında Salavat (Havra), Kenîsetü´l-Yehûd; Kilise karşılığında da Bîa ve Kenîse kelimeleri kullanılır (el-İsrâ,17/1-17; el-Kehf,18/21; el-Hacc, 22/40; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 416; II, 222; VI, 25). Kur´ân-ı Kerim´de münâfıklar tarafından sözde ibadet ama gerçekte İslâm toplumunu bölmek için bir toplanma yeri olarak yapılan mekâna da mescid denilmesi dikkate değer.

"Zarar vermek, inkâr etmek, müminlerin arasını ayırmak, Allah ve Peygamberi´ne karşı savaşanlara daha önceden gözcülük yapmak üzere bir mescid kurup; Biz sadece iyilik yapmak istedik" diye yemin edenlerin yalancı olduklarına şüphesiz ki Allah şahiddir. Ey Muhammed! O mescide hiç girme!.." (et-Tevbe, 9/107).

Görüldüğü gibi Kâbe için hem Beyt hem de Mescid kelimeleri kullanılmıştır. Beyt; "Allah´a ibadet için tahsis edilmiş şanı yüce ev" demektir. Mescid ise adını, namazın önemli rükünlerinden olan ve kulun Allah´a en yakın olduğu anı belirleyen Arapça´da dik durmak, eğilmek, baş eğmek, alnını yere koymak manalarına gelen "se.ce.de" kökünden bir mekân ismidir (Johns Pedersen, "Mescid" İA İstanbul 1979, VIII, 1).

Şu halde secdenin, namazın önemli bir rüknü ve namazın da İslâm´da en önemli ibadetlerden oluşu, bu ibadetin îfa edildiği yere secdeye itibarla mescid; ibadete itibarla da mabed denildiğini gösterir. İslâm örfünde de öteden beri beş vakit namaz için tahsis edilen yere mescid denile gelmiştir. Beyt ve Mescid kelimeleri aynı fonksiyonu îfa ettikleri halde beyt, daha ziyade ibadet için ayrılan kapalı, sınırlı ve belli bir mekanı gösterir. Mescid ise, sınırsız, açık veya kapalı her yeri, diğer deyişle yeryüzünün her tarafını gösterir. Nitekim hadiste; "... Bana yeryüzü mescid ve temiz kılındı" buyurulmuş olması da bunun böyle olduğunun en güzel delilidir (Buhârî, Teyemmüm, 1; Salât, 56; Müslim, Mesâcid, 3, 4, 5; Ebû Dâvud, Salât, 24; Tirmizî, Mevâkît, 119, Siyer, 5; Nesâî, Ğasl, 26; İbn Mâce, Tahâret, 90; Dârimî, Salât, 111; Siyer, 28; Ahmed b. Hanbel, I, 250, 301, II, 222, 240).

Hz. Peygamber zamanında ve onu takip eden dönemlerde vakit namazlarının yanında özellikle cuma namazı kılınan yerler için "insanları bir araya toplayan yer" anlamında Cami veya el-Mescidü´l-Cami gibi ifadeler kullanılmıştır. Asr-ı saadet ve halifeler döneminde cami denince, akla beş vakit namaz ve cuma namazı kılınan yerler geliyordu. Sadece vakit namazları kılınan yerlere ise; mescid, mahalle mescidi veya kabile mescidi deniliyordu. Daha sonraki dönemlerde cuma namazının -cami, mescid ayırımı yapmaksızın- her ikisinde de kılınmasıyla kelimeler arasındaki anlam farkı belli ölçüde ortadan kalktı. Buna rağmen günümüzde -her iki yerde de cuma namazı kılındığı halde- kenar semtlerde, mahalle aralarında, okul ve bazı iş yerlerinde ibadet için tahsis edilen yerlere genelde mescid; şehir merkezlerindeki ibadet yerlerine de cami denilmektedir (İbn Mâce, İkâmetü´s-Salât, 198).

Kur´ân-ı Kerim´de bütün mescidlerin Allah´a ait olduğu, hadiste de bütün yeryüzünün mescid olduğu bildirilmiştir (bk. el-Cin, 72/18; Buhârî, Salât, 56; Müslim, Mesâcid 3, 4, 5; Ebû Dâvud Salât, 24). Bununla beraber Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Ancak şu üç mescide ibadet ve ziyaret amacıyla yolculuk yapılır, bunlar; Mescid-i Haram, benim mescidim (Mescid-i Nebi) ve Mescid-i Aksâ" (Buhârî, Fadlu´s-Salât fi Mescidi Mekke vel-Medine, 1, 6)´dır. Hz. Peygamber, kendilerinde yapılan ibadetin derecesi açısından bu üç mescidin diğerlerine olan üstünlüğünü de şöyle dile getirmiştir: "Kişinin evinde kıldığı namaza bir, kabile mescidinde kıldığı namaza yirmi beş, cuma namazı kılınan yerlerde kıldığına da elli namaz sevabı verilir. Mescid-i Aksâ´da kıldığı namaza elli bin; benim mescidimde kıldığı namaza da elli bin; Mescid-i Haram´da kıldığı namaza ise yüz bin namaz sevabı verilir (İbn Mâce, İkâmetü´s-Salât ve´s-Sünnetü Fihâ,198). Hz. Peygamber bu üç mescidin kendi aralarında farklı derecelere sahip olduklarına da şöyle işaret etmiştir.

Mescid-i Haram´da kılınan bir namaz. diğerlerinde kılınan yüz bin namazdan daha faziletlidir" (Zebidî, Tecrîdu´s-Sarîh, (terc. Kamil Miras) Ankara 1985, IV, 204).

"Mescid-i Haram´da kılınan bir namaz. Mescid-i Aksâ´da kılınan bin namazdan daha hayırlıdır" (Zebîdî, a.g.e., IV, 200).

"Benim mescidimde kılınan bir namaz -Mescid-i Haram hariç- diğerlerinde kılınan yüz namazdan daha faziletlidir" (Zebîdî, a.g.e., IV,199).

"Benim mescidimde kılınan bir namaz -Mescid-i Haram hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namazdan daha faziletlidir. Mescidi Haram´da kılınan bir namaz da benim mescidimde kılınan yüz namazdan daha faziletlidir" (Zebîdî, a.g.e., IV, 204).

Benim mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Aksa´da kılınan dört (yüz) namazdan daha faziletlidir" (Zebîdî, a.g.e., IV, 200).

Mescid-i Aksâ´da kılınan bir namaz -Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebi hariç- diğer mescidlerde kılınan bin namaz kadar sevaptır" (İbn Mâce, İkâmetü´s-Salât, 196).

Yukarıdaki hadislerden de anlaşılacağı gibi; bu üç mescid, kendi aralarında -yapılan ibâdetin sevabı bakımından- Mescid-i Haram (Kâ´be), Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksâ şeklinde derecelendirmeye tabi tutulmuştur. Bunların dışında kalan mescidlerde yapılan ibadetin sevabı aynıdır.

Bu üç mescidi diğerlerinden ayıran özellikleri şu şekilde özetlemek mümkündür:

a- Mescid-i Haram: Ayet ve hadislerde belirtildiğine göre yeryüzünde insanlara mabed olarak kurulan ilk evdir. Âlemlere uğur, bereket ve hidâyet kaynağı olarak kurulmuştur. Onda açık açık deliller, İbrahim (a.s)´in makamı vardır. Ona giren güvene erer. Yine o, bütün müslümanların kıblesi, Hanîf Dîni´nin sembolüdür. Hac ve Umre sebebiyle tüm dünya müslümanlarının buluşma ve kaynaşma yeri olup ibâdet ve dinin merkezi, duâ ve niyazın kabul edildiği, günahların bağışlandığı yerdir. Yeryüzünde Peygamber eliyle yapılan ilk mabed olma özelliğine de sahiptir (bk. Âlû İmrân, 3/96-97; Buhârî, Enbiyâ, 10, 40; Müslim, Mesâcid, 1, 2; Ahmed b. Hanbel, V, 150, 156, 157, 160, 166).

b- Mescid-i Nebî: Hicret yurdunun dinî merkezi, Peygamber eliyle yapılan ve Hz. Peygamber´in ömrünün geri kalan kısmını geçirdiği, ömrünün sonuna kadar imamlığını yaptığı; pek çok dînî, içtimaî ve siyasî hadiselere sahne olan, çok sayıda dinî şahsiyetin öğrenim gördüğü, Suffa´nın sığınağı, ilmin beşiği, İslâm´ın ilk üniversitesi ve Peygamber Ravzası´nın bulunduğu yerdir. Bu yer hakkında Hz. Peygamber. "Evimle minberim arasında Cennet bahçelerinden bir bahçe vardır" buyurmuştur (Buhârî, Mescid-i Mekke ve´l-Medine, 5, 12, Rikâk, 53, İ´tisâm, 16; Tirmizî, Menâkıb, 67; Nesâî, Mesâcid 7; Muvatta´, Kıble, 10, I 1; Ahmed b. Hanbel, III, 4. Ayrıca Kur´ân-ı Kerim´de zik...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mabed
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:42:37 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mabed rüya tabiri,Mabed mekke canlı, Mabed kabe canlı yayın, Mabed Üç boyutlu kuran oku Mabed kuran ı kerim, Mabed peygamber kıssaları,Mabed ilitam ders soruları, Mabedönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes