> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Hibe
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hibe  (Okunma Sayısı 602 defa)
20 Şubat 2010, 14:59:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Şubat 2010, 14:59:55 »



HİBE



Karşılıksız vermek, bağışlamak, karşılıksız bağış, bağışlanmış şey.

İvaz (bedel) şart koşulmaksızın bir malın derhal temlik edilmesi: Arapçada genel olarak atıyye, nihle, sadaka ve hediyye sözcükleri de bû anlamda kullanılmaktadır. Mecelle 833. maddesindeki tarif şöyledir: "Hibe, bilâ ivaz bir malı temlik etmektir". 855. maddede, ivaz şartına bağlı hibe, her ne kadar başlangıç itibariyle hibe ise de, sonuçlan bakimından satıştan ibarettir.

İbnü´l-Hümâm (ö. 861/1457), hibenin tarifinde bilâ ivaz (bedelsiz) kaydından maksadın: "bilâ iktisab-ı ivaz", yani bir bedel kazanmamak şartıyla bir malı başkasına temlik olduğunu belirtir (İbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadl, Mısır 1315-17, VII,113; Ali Haydar, Düreru´l-Hukkâm şerhu Mecelleti´l-Ahkâm, II,614).

Hibe ile teberru sözcükleri arasındaki ilişki şöyle ifade edilebilir. Gerçek veya tüzel bir kişinin, başka bir şahsın mal varlığı lehine, kendi mal varlığında meydana getirdiği eksilmeye "teberru" denir. Teberru sözcüğü, ivazsız hukukî tasarrufların hepsini kapsayan geniş bir kavram olup, hibeyi de içine alır: Buna göre "heber hibe bir teberrudur, fakat her teberru bir hibe değildir."

Teberru çeşidine giren başlıca hukukî tasarruflar şunlardır: Hibe, vasiyet, vakıf, ibrâ, ibâha, sadaka ve âriyet. Vasiyet; vasiyet edenin ölümünden sonra sonuç doğuran ve mirasçılar razı olmazlarsa sadece terekenin üçte birinde geçerli olan bir tasarruftur. Hibe kabzla tamam olurken vasiyet Iehine vasiyet edilenin kabulü ile tamamlanır. Vakıf; bir malı, genel olarak bir akan, bir hayır cihetine ebedî olarak tahsis etmektir. İbrâ; alacaklının, alacağını almadığı halde, borçlusunu ödemeden muaf tutmasıdır. ibrâ, mecaz yoluyla hibe sayılır ve borçlunun bunu kabul etmesi şartı aranmaz. Hibe temlîkî bir tasarruf olduğu halde, ibâha genellikle yapıldığı anda lehine teberru yapılan şahısça tüketilen, yenilip içilen bir bağış çeşididir. Meselâ; bir kimseye yemek parası vermek bir hibe, onu eve götürüp yemek ikram etmek bir ibâha tasarrufudur. Sadaka; Allah rızası için ve sevap kazanmak amacıyla birine yapılan bir teberrudur (Mecelle, mad. 835). Âriyet; menfaatin meccânen temliki, yani kullanma ve yararlanma hakkının teberru edilmesidir. Hediye ise; birine ikramda bulunmak amacıyla verilen şeylerdir. Hanefilere göre, hibeden dönmeye (rucu´) engel hallerden birisi yoksa, hediyeden dönülebilir. Diğer fıkıh ekolleri hediyeden dönmeyi caiz görmezler (Bkz. el-Bakara, 2/263, et-Tevbe, 9/60,104; Mecelle, mad, 834, 862, 863, 864, 874; Ali Haydar, a.g.e. Mecelle, mad. 834 şerhi; İbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtar, Mısır 1286 IV,776; el-Mevsılî, el-İhtayar, III, 48; Ö. Nasuhi Bilmen İstilahat-ı fıkhiye Kamusu, İstanbul 1967, IV, 262-283).

İslâm hukukuna göre, rüşvet olarak verilen şeyler hibe veya hediye sayılmaz ve bunların aynen geri verilmesi gerekir. Bu gibi şeyler tüketilmiş ise kıymeti ödettirilir (Ali Haydar, Mecelle, 834, mad, şerhi).

Hibenin meşrûluğu kitap, sünnet ve icmâ delillerine dayanır. Kur´ân-ı Kerîm´de açık olarak hukukî anlamda hibeden söz eden âyet yoktur. Kur´an´da sık sık geçen sadaka ve infak terimleri teberru ve hibeyi de içine alacak geniş kapsamlı sözcüklerdir. Verme ve lutfetme anlamlarında kullanılan hibe yerine, daha çok bu kökten türetilmiş olan fiil ve sıfatlar kullanılır: "Mallarını Allah yolunda harcayanların hali, yedi başak bitiren, her başakta yüz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir" (el-Bakara, 2/261). "Ey iman edenler, sadakalarınızı-malını insanlara gösteriş için harcayan, Allah´a ve ahiret gününe inanmayan bir kim gibi başka kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyin" (el-Bakara, 2/264). "Eğer sadakaları açık olarak verirseniz o, ne güzel. Eğer onları gizler ve bu şekilde yoksullara verirseniz, içte bu, sizin için daha hayırlıdır" (el-Bakara, 2/271). Hibe, kişiyi cimrilikten korur. Âyette; "Nefsinin cimriliğinden korunanlar gerçekten kurtuluşa erişmiş kimselerdir" (el-Haşr, 59/9) buyurulur. Bağışlarda orta yolun izlenmesi tavsiye edilir. "Onlar harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar; ikisi orası orta yoldan giderler" (el-Furkân, 25/67). "Elini bağlı olarak boynuna asma, onu büsbütün de açıp saçma. Sonra kınanmış ve pişman bir halde oturup kalırsın" (el-İsrâ, 17/29).

Hz. Peygamber´den hibe konusunda çeşitli hadisler nakledilmiştir. Rasulullah (s.a.s.) Kendisi hediye kabul eder ve karşılığında da hediye verirlerdi (Buhârî, Hibe,11). O şöyle buyurur. "Karşılıklı hediyeleşiniz. Böylece dostluğunuz artar ve aranızdaki düşmanlık yok olur" (Mâlik, el-Muvatta, Hüsnü´l-Huluk,16). Başka bir hadiste şöyle buyurulur "Nu´mam b. Beşir, (ö. 44/664) oğlu Muhammed´e bir şey bağışlamış; fakat karısı Amre binti Revâha ona; Hz. Peygamber´i buna şahit yapmazsan razı olmam, demiştir. Bunun üzerine Numan b. Beşir, Hz. Peygamber´e gelip; Amre binti Revâha´dan doğmuş olan bu oğluma bir şey bağışladım; o da seni bu işe şahit yapmamı istedi, demiş; Hz. Peygamber ise; "öteki çocuklarına da bunun benzerini bağışladın mı?" diye sormuş; hayır, cevabını alınca; "çocuklarınız orasında adâletli davranın" buyurmuştur" (Buhârî, Hibe,13). Başka bir rivâyette, Allah elçisi, "hayır, cevabını alınca; o halde bağışlananı geri al" demiştir (bkz. Buhârî, Hibe,12; Müslim, Hibât, 9; Muvatta´, Akdiye, 39).

Ebû Hanîfe (ö. 150/767), Ebû Yûsuf (ö. 182/798), İmam Muhammed (ö. 189/805), İmam Şâfiî (ö. 204/819) ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel´e (ö. 24/855) göre, bir kimse çocuklarından bazılarına mal bağışlayıp, diğerlerine bir şey vermese, bu tasarruf geçerli olur. Onlara göre hadisteki "geri al" emri, vücûb için değil, fazîlet ve ihsan kabilindendir. Nitekim, Enes (r.a)´ten rivayete göre, erkek çocuğunu öperek dizine, daha sonra gelen kız çocuğunu önüne oturtan bir adama Hz. Peygamber; "Bunların ikisini de eşit tutsana" buyurmuştur. Bu emir, vücub için değil insaf ye ihsan niteliğindedir (Sahih-i Müslim, Tercüme ve Şerh, Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1978, VIII, 155).

Hibe bir akit olup, diğer akitler gibi rükünleri icap ve kabuldür. Mecelle´nin 837. maddesinde; "hibe, icap ve kabul ile mün´akid ve kabz ile tamam olur" denilmiştir. Hibe yaşayanlar arasında cereyan eder.

Hibenin Şartları:


1. Bağışlananın, bağışlama sırasında mevcut olması. Hanefi, Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve Zâhirîlere göre, hibe konusu olan şeyin, bağışlama sırasında, bağışlayanın mülkünde mevcut olması şarttır. Buna göre, bir hayvanın doğacak yavrusunu, bağın meydana gelecek üzümünü hibe etmek geçerli değildir. Ma´dûmun satışı caiz olmadığı gibi, hibesi de geçerli olmaz (el-Kâsânî, Bedâyiu´s-Sanâyi´, Mısır 1327-1328, VI,119; İbn Âbidîn, a.g.e, IV, 782; İbn Hazm, el-Muhallâ, Mısır 1347-1352, IX,116; M. Kadri Paşa, el-Ahkâmü´ş-Şeriyye, mad. 508; Mecelle, mad. 856).

2
. Bağışlanan malın, bağışlayanın kendi mülkün olması gereklidir. Buna göre, kiracı, kiraladığı malı, âriyet alan, elindeki emânet şeyleri hibe edemez. Ayrıca hibe edilecek şeyin mütekavvim mal olması da şarttır (el-Cezîrî, a.g.e., III, 403; Mecelle, mad. 857).

3.
Bağışlanacak malın belirlenmiş olması gereklidir. Taraflar arasında bir anlaşmazlığa yol açmaması için hibe edilenin, muayyen ve bilinir olması şarttır (İbn Hazm, a.g.e., IX,116; Mecelle, mad. 858).

4.
Bağışlayanın âkıl ve bâliğ olması. Bağışlayanın teberru ehliyetine sahip olması gereklidir. Bu, Mecelle´nin 859. maddesinde şöyle ifade edilir:

"Vâhibin, âkıl ve bâliğ olması şarttır binaenaleyh sağîr (küçük), mecnûn ve ma´tuh (bunak) un hibesi sahih değildir; Amma bunlara hibe sahihtir."

5.
Tarafların rızasının bulunması. Rıza bulunmaksızın cebir ve ikrah ile yapılan hibe geçerli değildir. Hata ve hile hallerinde hibe akdinin iptali istenebilir (Abdulkadir Şener, İslâm Hukukunda Hibe, Ankara 1984, s. 36).

Bir satım akdinde, icap ve kabulden sonra, satıcı, malı alıcıya teslim etmekle yükümlüdür. Hibe akdinde ise İslâm hukukçularının çoğunluğuna göre, bağışlayanın teslim zorunluluğu yoktur. Hibe bir teberru olduğu için, kabza kadar, bağışlayanın mülkiyetinden çıkmaz ve bu yüzden hibeden dönmek mümkün olur. Ebu Hanîfe, Şâfiî ve Hanbelîlere göre hibede kabz şarttır. Kabzdan önce, mücerred hibe akdi ile, mülkiyet nakledilmiş olmaz (el-Kâsânî, a.g.e, VI,115 vd.; İbn Kudâme, a.g.e., VI, 246-248).

Şartlı ve mükellefiyetli hibe:


Bir hibe tasarrufunda, şart veya mükellefiyetin bulunmaması asıldır. Hanefilere göre, şart veya mükellefiyeti de içine alabilen ivazlı hibe başlangıç itibariyle hibe ise de, sonuç itibariyle satımdan ibarettir, bu yüzden de câizdir. Hatta İmam Züfer´e (ö. 158/775) göre, bu çeşit hibe tam olarak satım akdi hükmündedir. Şâfiî ve Mâlikîler de, bu konuda Züfer´le aynı görüştedir (es-Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-1331, XII, 79; Sahnun, el-Müdevvenetü´l-Kübrâ, Kahire 1323-1324, XV, 79; Mâlik, el-Muvatta´. Kahire 1348, II, 128).

İvaz şart koşulan hibe ile ilgili Abdullah b Abbas´tan (ö. 68/687) şöyle bir hadis nakledilir: "Hz. Peygamber´e (s.a.s) birisi bir deve hibe etmiş, o da karşılığında bir ödemede bulunduktan sonra, o şahsa ran oldun mu? diye sormuş; o şahıs, hayır deyince, onu razı edinceye kadar mukabil ivazı arttırmıştır" (Ahmed b. Hanbel, I, 295; Abdurrezzak, el-Musannef, IX, 105). Tirmizî aynı hadisi naklettikten sonra, bedelin "altı tane genç deve" olduğunu belirtir. İbn Hibbân´ın rivayetinde, Hz. Peygamber´in: "Vallahi Kureyş´ten veya Ensar´dan yahut Sakîf´ten olandan başka hiç. bir kimseden hibe almamak içimden geçti" dediği nakledilir (el-Askalâni, Bulûğu´l-Merâm, Terc. ve Şerh, A. Davudoğlu, İstanb...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hibe
« Posted on: 30 Nisan 2024, 06:52:11 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hibe rüya tabiri,Hibe mekke canlı, Hibe kabe canlı yayın, Hibe Üç boyutlu kuran oku Hibe kuran ı kerim, Hibe peygamber kıssaları,Hibe ilitam ders soruları, Hibeönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes