> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Fena fillah
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fena fillah  (Okunma Sayısı 654 defa)
14 Şubat 2010, 14:22:19
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 14 Şubat 2010, 14:22:19 »



FENÂ FİLLAH




Allah´ta yok olma anlamında tasavvûfi bir tabir. Fenâ; yok olma, varlığın sona ermesi manalarına gelir. Tasavvufta fenâ, Allah´ın zatî hariç onun bütün sıfatları ile muttasıf olmak anlamına gelir. Kul, kulların sıfat ve fiillerini terkettikçe Allah´ın sıfatlarıyla yani Allah´ın görme, işitme vs. gibi sıfatlarıyla muttasıf olur. Kul Allah´a yönelip ona teslim olunca "Ben onun gözü ve kulağı olurum..." hadis-i şerifinde belirtildiği gibi olaylara Allah´ın nazarı ile bakmaya başlar.

Ayrıca fenâ; kötü huy ve özelliklerin terkedilip güzel olan sıfat ve özelliklere sahip olmak demektir (Tehânevî, Keşşâfu Istılâhâti´l-Funûn, İstanbul 1984, I, 1157).

Tasavvufî anlayışta kullanılan Fenâ fillah ve karşıtı olan Bekâ billah kavramları ilk devre sûfilerinde görülmemektedir. Bunların ilk defa Ebû Said Harrâz (297/910) tarafından kullanıldıkları kabul edilir. Ebu Saîd Harrâz´a göre "Fenâ fillah; kulun kulluğunu görmekten fânı olması, bekâ billah ise; kulun Allah´ın huzurunda bâki ve var olmasıdır."

Fenâ ve bekâ diye kısaltılarak kullanılan bu terimlere mutasavvıflar çeşitli yorumlar getirmişlerdir. "Kötü huy ve davranışlardan fânı, ilimle bakî olmak; gafletten fânı, zikirle bakî olmaktır" gibi tarifler çok yaygındır.

Fenâ´yı mahv, bekâ´yı da isbat ile yakından alâkalı görmek mümkündür. Bunlar, Kur´an-ı Kerîm´de: "Yeryüzünde bulunan her canlı yok (fânı) olacak. Ancak, azâmet ve ikrâm sahibi Rabbinin zatî bakî kalacaktır" (er-Rahman, 55/26-27).

Fenâ, manevî bir haldir. Sürekli olup olmadığı tartışılmış ve sûfilerce genel olarak geçici olduğu kabul edilmiştir. Bu hal, bir manevî sarhoşluk ve kendinden geçme hali olduğundan; sekr, gaybet ve cem´i ile benzerlikler göstermekte olup, bunların en üst derecesi olduğu kabul edilmektedir.

Fenâ, tevhîd´in başlangıcı, seyrü sulûkun geçilme yeri ve tasavvûfî terbiyedeki yolculuktur. Ebu Yakub Nehrecorı (330/941) "Fenâ; kulun, varlığını görmekten geçmesidir" der. Bu tarifin Muhyiddin b. el-Arabı (638/1240) ile Seyyid Şerif Cürcânî (816/1413) tarafından benimsendiği görülmektedir. Hatta İbnü´l-Arabî, fenâ halinin Cibril hadisinde geçen "İhsan; Allah´ı görüyormuşçasına ibâdet etmendir. Sen O´nu görmesen de, O, seni görür" kısmına uygunluğunu ileri sürer.

Cürcânî, riyâzet ve mücahededen sonraki fenânın, istiğrakta yaşanan fenâdan farklı olduğunu savunur (Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, İstanbul 1985, s.161-165).

Fenâ hâli, beşerî sıfat ve özelliklerden sıyrılarak ilâhi vasıf ve özelliklere kavuşma olduğundan bu halde "Vasıfta birlik" gözetilmiş olup, zatî birlik iddia edilmemektedir (Tehânevî, a.g.e., II, 1158).

Cüneyd Bağdâdı (297/910) Fenâ´yı üç kademede değerlendirir:

1)
Amel ve ibadetleri yerine getirmek için gayret etmek, nefse karşı çıkmak suretiyle kötü sıfatlardan fânı olmak.

2)
Tamamen Allah´a yönelerek, ibadetlerden zevk alma duygusundan da fâni olmak,

3) Nihayet, Allah´ı müşâhede etmenin farkına varmaktan da fâni olmak...

Fenâ hali, bekâ halinin varlığıyla sona erer. Buna Fenâü´l-Fenâ denir.

Cüneyd-i Bağdadî´ye göre fenâ fillah; "Allah´ın kulunu kendinde yok etmesidir." Fenâ, Allah´ın sevdiği kulunda gösterdiği bir haldir, çalışmayla elde edilmez (el-Kelâbâzî, et-Taarruf, s.128).

Fenâ fillah makamları, üç sarhoşluk (manevî) mertebelerini kapsar. Bunlar, Tevhîd-i Ef´al, Tevhîd-i Sıfat ve Tevhîd-i Zât´tır. Sâlik, bu mertebelerde kendi mevhum fiil, sıfat ve zatından ayrılır. Tasavvuftaki bu anlayışa göre insanın fiilleri ve sıfatlan Allah´ın fiil ve sıfatlarıyla birleşir yani Tevhîd-i Ef´al ve Tevhîd-i Sıfat olur. Son mertebede de Allah´ın zat-ı ile birleşir ki buna da "Tevhîd-i Zat" denir. Bu mertebelere seyr-i sulûk adı verilir. Bu da fenâ fillah yani Allah´ta yok olma anlamında kullanılmaktadır. Şayet kulun Allah´ın fiil ve sıfatlarını ideal kabul edip onlara benzemeye çalışıyorsa yani kulun Allah´ın ahlâkıyla ahlâklanması anlamında kullanılıyorsa bu İslâm akidesine aykırı bir durum arz etmez. Ancak kul bu mertebede ilâhı sıfatlarla muttasıf, Allah´ın sahip olduğu özelliklere sahip olur anlamı kastediliyorsa bu kesinlikle İslâmî akide ile uyuşmaz. Kişiyi sirke sürükler. Ayrıca "Tevhîd-i

Zat"tan kasıt sâlikin Allah´ın zâtı ile birleşmesi ve Allah ile sâlikin zatlarının bir ve aynı olması, anlamında kullanılıyorsa bu Budizm´deki Nirvana´nın bir başka ifadesi olup şirktir. Zira İslâm´da buna dair Kur´ân ve sünnette bir delil yoktur. Bu tâbirlerin Hz. Peygamber, sahabe ve Tabiun devrinde kullanılmadığı ve bilinmediği gayet açıktır.

Tehânevî, "Mecmaus-Sulûk" adlı tasavvufi eserden yaptığı nakle göre fenâ; Allah´tan başka hiçbir şeyi görmemek, kendini ve bütün eşyayı unutmak, o zamanda her şeyi ona rabb olarak görünür. Artık ondan başka hiçbir şey bilmez ve hiçbir şey görmez olur. Böylelikle ondan başka hiçbir şeyin olmadığına inanır, kendini de "o" sanır ve "Hak benim" der. Varlık aleminde de Allah´tan başka hiçbir şeyin olmadığına inanır (Tehânevî, a.g.e., II 1158).

Böyle bir durum mutasavvıflar, sofistlerin eşyanın hakikatını inkâr ettikleri gibi Cenâb-ı Allah´ın her eşyada teccelli ettiğini zannederler ki bu da Allah´ın eşya ile ittihadı demek olup Allah´ın vahdaniyet ve muhalefetun li´l-havadis sıfatlarına aykırıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fena fillah
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:21:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fena fillah rüya tabiri,Fena fillah mekke canlı, Fena fillah kabe canlı yayın, Fena fillah Üç boyutlu kuran oku Fena fillah kuran ı kerim, Fena fillah peygamber kıssaları,Fena fillah ilitam ders soruları, Fena fillahönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes