> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Ehliyet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ehliyet  (Okunma Sayısı 605 defa)
12 Şubat 2010, 19:47:33
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Şubat 2010, 19:47:33 »



EHLİYET




İnsanın leh ve aleyhindeki haklara sahip olabilmesi, teklife muhâtap olma hâli.

Lügatta ehliyet; lâyık ve yeterli olmak demektir. Ayrıca; iktidar, liyâkat, istihkak, mahâret ve mensubiyet mânâlarına da kullanılır. Arapça "ehl" kelimesinden türemiş bir isim olan ehliyet, usûl-u fıkıhta akid ve tasarruflarda hüküm bahsinde bir ıstılah olarak kullanılır.

Sıhhat ve bâtıl olma durumlarındaki bütün fiil ve tasarruflarda mükelleflerin ehliyeti önem kazanır. Istılahta ehliyet; "insanın kendisine hüküm taalluk edecek bir durumda olması" seklinde târif edilmektedir (Hayreddin Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku, İstanbul 1986, I, 178). Ehliyet, şahısların akıl ve beden bakımından tedricî gelişmelerine bağlı bir vasıftır. Bu gelişme ile şahıs önce lehinde sonra aleyhinde hakların sübûtuna, sonra bazı muâmele ve tasarruflarının sıhhatine ve sonra da hukukun gereklerini ihlâlden sorumluluk, taahhüt ve bağlantıları sebebiyle borçlanma hususlarına tedricen ehil hâle gelir.

Hukuk ıstılahında ehliyet ikiye ayrılır:
Vücûb ehliyeti, edâ ehliyeti.

Vücûb ehliyeti
: İnsanın leh ve aleyhine olan meşrû´ hakların şahıs hakkında sübûtu, hak ve vecibelere yetkisidir. Başka bir deyimle şahsın borçlandırma ve borçlanma yetkisidir (Abdülkerim Zeydan, İslam Hukukuna Giriş, Çev: Ali şafak, İstanbul 1976, 455; H. Karaman, a.g.e." s.179). Vücûb ehliyeti zimmetle yüklenme ve mükellef olma durumu ile olur. Zimmet, insanın leh ve aleyhinde birtakım hak ve vazifelerinin vücûbunu gerektiren şer´î vasfıdır (H. Karaman, Fıkıh Usulü, İstanbul 1964, 168). Zimmet, ahd ve taahhüddür. İslâm ülkesinde oturan gayr-i müslimlere "ehlü´z-zimme", "ehlü´l-ahd " denilir. Ahdi bozmak kınamayı gerektirdiği için bunlara zimmet denmiştir. Vücub ehliyetinin dayanağı insanlık sıfatıdır, haklardan yararlanmak sağ olan herkes için sabittir; yaş, akıl ve rüşd ile alakalı olmayıp, her insan için bir haktır. İtibân bir durum olan zimmet, buna sahip olan kişinin mal varlığıyla bağlı kalmaksızın sınırsız bir genişliğe sahiptir. Bu sebeple kişinin gücüne, servetine, tasarrufunun sıhhatine bakılmaksızın bütün borçlanmaları sahih kabul edilmiştir.

Edâ ehliyeti
: Hukuk bakımından mûteber olması akla bağlı olan işleri şahsın bizzat yapma salâhiyet ve ehliyetidir (H. Karaman, Mukayeseli İslâm Hukuku, 180). Bu, temyiz çağında eksik olarak baslar, büluğ ve rüşd ile tamamlanır. Şahıs reşid olduktan sonra her hak ve borcun sahibi, taşıyıcısı ve âmili olma ehliyetini kazanır. Yani edâ ehliyetinin esâsi temyiz ve akıldır. Temyiz, akidler meydana getiren sözlerin manalarını, hüküm ve sonuçlarını, çok veya az aldatma ve aldatılmayı bilmektir. Kişi yedi yaşında akıl ve temyiz kudreti kazanır.

Vücûb, haklardan yararlanma ehliyeti
; edâ, hakları kullanma ehliyeti olarak insanın doğumundan ölümüne kadar tâm yahut eksik olur.

Ehliyetlere göre insanların hukukî neticeler doğuran fiilleri iki kısma ayrılır
: Fâilde aklın varlığına bakılmaksızın neticenin sırf maddî fiile bağlı bulunduğu hukukî fiiller ile hukukî neticelerinin husulü fiilinin akıl ve anlayış sahibi olmasına bağlı olan fiiller. Bütün akitler, kavlı ve fiilî medenî tasarruflar bu kabildendir. Namaz, oruç, hacc gibi ibadetler de bu ikinci türe girer. Edâ ehliyetine giren fiiller de ikiye ayrılır: Tam edâ ehliyetini gerektiren hibe, vakıf vb. fiiller ve eksik edâ ehliyetinin mûteber olmalarına yeterli geldiği fiiller. Bazı akit ve tasarruflar ve bazı ibadetler böyledir.

Dolayısıyla insanın ehliyeti ana rahmine düşmesiyle başlar, temyiz, büluğ, rüşd devrelerince değişir, tamamlanır. Ehliyetin değişme ve gelişmelerinin beş ana merhalesi tesbit edilmiş ve sözkonusu ehliyetler de bunlara bağlanmıştır. Bu devreler cenin, çocukluk, temyiz, büluğ, rüşd cağlarıdır.

Cenin Devresi: Ana rahmine düşmesinden doğuma kadar çocuğa cenin denir ve onun vücûb ehliyeti noksan sayılır. Bunun bu devrede edâ ehliyeti yoktur. İctihadlarla cenin için dört hakkın sübûtunda görüş birliği vardır: Neseb, miras, vasiyyet, vakıf. Sağ olarak dünyaya geldiği takdirde bunlara fiilen sahip olur. Ahmed b. Hanbel´e göre cenin mirasçısı olduğu kimsenin vefâtı anından itibaren miras hakkına sahip olur.

Çocukluk Devresi: Doğumdan temyize kadar olan çağdır. Temyiz, şahısta basit de olsa bir şuur ve anlayışın başlamasıdır ve bu dereceye gelmemiş çocuğa gayr-i mümeyyiz denir. Bu devrede edâ ehliyeti bulunmaz, vücûb ehliyeti de iki yönüyle yani lehinde ve aleyhinde olarak sâbit olur. Ancak onun bedenî cezâ ehliyeti bulunmaz. Çocuk, cinâî fiillerde aleyhine tazminatı yüklense de, alışveriş, teslim, vb. medenî fiillerinde mûteber addedilmemiştir: "Hacr, fiiller için değil, kaviller içindir´ şeklinde formüle edilmiştir.

Temyiz Devresi:
Temyizden büluğa kadar olan devredir. Mümeyyiz, iyi ile kötüyü ayırdedebilen kişidir. Fukâha, yedi yaşını başlangıç olarak kabul etmiştir. Mümeyyizin dinî edâ ehliyeti başlar, medenî edâ ehliyeti eksiktir; tamamen zararına olan tasarrufları sahih değildir, menfaatine olan tasarrufları sahihtir; iki duruma da ihtimali olan tasarruflarda kanunî mümessilinin izin ve muvâfakati geçerlidir. Muvâfakata kadar tasarruf sahihtir fakat mevkuf sayılır; izin verilmemiş olanlar hacr altındadır, bunlara mahcur denir; izin verilmiş olanlara me´zun denir.

Büluğ Devresi:
Ergenlik ile birlikte çocuk, bütün mükellefiyetleri yüklenir. Ergenliğin asgari haddi kızlarda dokuz, erkeklerde oniki yaştır. Bu biyolojik gelişmenin objektif ve açık belirtisinin âzamı sınırı da, Ebû Hanife´ye göre kızlarda onyedi, erkeklerde onsekiz yaştır. (H. Karaman, Mukayeseli İslam Hukuku, 186). Tercih edilen görüş diğer müctehidlerinkidir; bu, her iki cinste de onbeş yaştır. Büluğun asgarî ve âzamı hadleri arasındaki kişiye mürâhik denir. Fiilen büluğ; kızın ay hali, hamilelik; erkeğin ise ihtilâmıdır. Bâliğ, iman, ibadet, sosyal ve hukukî bütün vecîbeleri yüklenir.

Rüşd Devresi: Reşid, malını koruma konusunda boş yere tüketmek, saçıp savurmaktan uzak olan kimsedir. Zıddı sefihtir. Kişi şer´î ve cezaî mükellefiyete ehil olâbilir fakat malı tasarrufları bakımdan reşid olmayâbilir. Rüşd, büluğ demek değildir; ondan önce ve sonra da olabileceği gibi büluğlâ da olabilir. Kişi sadece büluğa erince değil, reşid olunca edâ ehliyetini bütünüyle kazanmış olur, üzerinden vesâyet kalkar, veliye ihtiyacı kalmaz, malında tasarruf hakkı doğar, mallarını teslim alır (bk. en-Nisa, 4/5). Rüşd yasının tesbiti ulu´l-emre bırakmıştır. Ebû Hanife´ye göre, büluğa eren şahıs sefîh ve müsrif de olsa tasarruf hürriyetine kavuşur ancak malı tedbir açısından reşid oluncaya kadar veya yirmibeş yaşına kadar alıkonur. Diğer fukahâ ise, reşid olmadan büluğa eren şahsın mahcuriyeti devam eder ve rüşdü beklenir demiştir.

Ehliyetin Arızaları:
Ehliyetleri tamamen ortadan kaldırarak veya değiştirerek tesir eden arızalar, ehliyete müessir haller bulunmaktadır. Arızalar, semâvî ve müktesebe şeklinde ikiye ayrılır.

Semâvî Arızalar:
Şahsın irâdesi dışında olanlardır. Akıl hastalığı (cünun), bunama (ateh), bayılma (iğma), uyku (nevm), ölümle sonuçlanan hastalık (Maradu´l-Mevt), kölelik (rıkk), küçüklük (sığar), unutma (nisyan), ölüm (mevt), ay hali (hayız), lohusalık (nifas).

Mükteseb Arızalar
: İrâdîdir, ihtiyârîdir. Sarhoşluk (sekr), sefâhet (sefeh), yolculuk (sefer), bilmemek (cehl), yanılmak (hatâ) gayr-i ciddîdavranmak (hezl).

Ancak bunlardan küçüklük, unutma, ölüm, ay hali, lohusalık, cehl, yanılma ve hezl mutlak anlamda bir eksiklik değildir. Semâvî ve müktesebe arızalar vücûb ehliyetini kaldırmamakta, edâ ehliyeti açısından birtakım özel durumları ortaya çıkarmaktadır. Bazısı edâ ehliyetini tamamen kaldırır; akıl hastalığı gibi. Bazısı daraltır; ölüm hastalığı gibi. Edâ ehliyetini ortadan kaldıran arıza, şahsı çocukluk çağına döndürmüş olur, daraltan arıza da temyiz çağına indirmiş sayılır.

Delilik: Deliden bütün ibadetler düşer. Arıza yirmidört saati geçerse namaz, bir ayı geçerse oruç, bir yılı geçerse hacc düşer. Gelip geçici deliliklerde tasarruflar mûteberdir. Delilik, hacr sebeplerinden biridir.

Bunama: İdrak ve temyiz kudreti kalmamış bunak, deli gibidir; vücûb ehliyeti vardır, edâ ehliyeti bulunmaz. İdrak ve temyiz kudreti olsa da akıllılarınki gibi tam olmayan bunak, mümeyyiz çocuk gibidir; edâ ehliyeti eksik sayılır, ibadetlerini yerine getirip getirmemesi bir şey değiştirmez, kul haklarıyla sorumludur. Borçlandığı takdirde velisi borçlarını ödemekle yükümlüdür.

Sarhoşluk: Bazı âlimler sarhoştan edâ ehliyetinin düştüğünü, bir kısmı da sarhoşun tasarruflarını mûteber kabul ederler. Ancak mübah sarhoşlukla tedâvi için ilaç almak gibi durumlarda hüküm baygınların durumu gibidir; bunların beyânı sahih değildir, kanunî hüküm işlemez, tasarruflar meydana gelmez. İhtilâf, haram olan sarhoşluktadır. Zâhirîler, Câferîler, Tahâvî, Kerhî, Ebû Yûsuf, Züfer, İbnu´l-Kayyım, Leys ve bir görüşünde Ahmed b. Hanbel haram yolla sarhoş olan kişinin hiçbir sözünü mûteber saymazlar (Abdülkerim Zeydan, a.g.e., 483). Genelde Hanefi mezhebi, Mâlikîler, Şâfiîler ise sarhoşun sözlerini ve hukukî neticelerin kabul eder, sözlü tasarruflarını mûteber sayar.

Uyku
: Geçici, ve doğal bir arı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ehliyet
« Posted on: 29 Mart 2024, 15:51:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ehliyet rüya tabiri,Ehliyet mekke canlı, Ehliyet kabe canlı yayın, Ehliyet Üç boyutlu kuran oku Ehliyet kuran ı kerim, Ehliyet peygamber kıssaları,Ehliyet ilitam ders soruları, Ehliyetönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes