> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Ehli dalalet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ehli dalalet  (Okunma Sayısı 809 defa)
12 Şubat 2010, 19:28:58
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Şubat 2010, 19:28:58 »



EHL-İ DALÂLET




Doğru yoldan, sırat-ı müstakîmden, Hz. Peygamber´in sünnet yolundan ayrılmış, bütün İslâm dışı din ve düşünce akımları.

Doğru yoldan çıkıp kaybolmak anlamıyla kullanılan dâlle (yalın hali dalâle, dalâl), Kur´ân´da çeşitli kullanımlarla geçmektedir.

Dalâlet veya dalâl; doğru yoldan sapma, sapıklık, sapkınlık demektir. Dalâl; doğru yoldan bilerek veya bilmeyerek sapmak anlamına da gelir (Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur´ân Dili, I, 135). Gaflet, hayret, gaybûbet, helâk mânâlarına da kullanılır. Dâllîn, sapıklar demektir ve Kur´ân buyruklarınâ göre onlar dost edinilmeyecek, Allah´ın gazâbına uğramış azıp-sapmış kişilerdir, dinlerini bölük bölük yapanlardır (el-Fâtiha, 1/5-7; el-Enbiyâ, 9/159). Allâh, cemaatten ayrılmamayı emretmiş, dinde çekişenleri reddetmiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) dinde her yeni şeyin bid´at, her bid´atin de dalâlet olduğunu söylemiştir (İbn Mâce, Mukaddime, 46). Kur´ân´da hak ehli müminlere dalâlet ehli olan kâfirlerin nasıl karşı durdukları birçok âyetlerde anlatılır. Hz. Peygamber zamanında insanlar mümin, kâfir (müşrik) ve münâfık diye üç ayrı gruptu. Müminler ehl-i İslâm, kâfirler ve münâfıklar ehl-i dalâlet olarak tanımlanmıştır. Bunlar için Rasûlullah, "Ben onlardan uzağım, onlar da benden " buyurmuştur. Bunlar ayrıca "siyah yüz sahipleri" diye tanımlanır (Âlu İmrân, 3/106). Onlar, müteşâbih âyetlere uyarlar (Âlu İmrân, 3/7). Ehl-i Sünnet âlimleri onları ehl-i kitab (Yahudi ve Hristiyanlar), ehl-i İslâm´dan sapan sapık bid´at firkaları (Bâtınîlik, Dürzîlik, Hulûliye, Cehmiye, Cebriye, Kaderiye, Neccâriye, Müşebbihe, Hàriciye, Keşfiyye, Habıtiyye, Bahâiye vb ...) şeklinde târif etmişlerdir.

İslâm´da ehl-i dalâlet´in öncüleri; İslam şeriatının ahkâm ve akîdesini zedeleyen sapık yollar ve bid´atlere dalan Cehmiye, Mu´tezile ve filozoflardır. Çağdaş dünyada dalâlet ehlinin tarifini belirlemek için Kur´an-ı Kerîm´deki dalâl ifadelerinin anlaşılması gerekmektedir.

İman; doğru yola girmek,İslâm´a teslim olmak demektir. Küfr ise imanın, ihtidânın karşıtıdır; doğru yoldan çıkıp kaybolmaktır. Kur´an-ı Kerîm küfrü bu dalâl anlamında çeşitli kullanımlarla bize göstermektedir: "Doğrusu babamız apaçık bir dalâl içindedir" (Yusuf, 12/8) âyetinde Hz. Yâkub´un oğullarının, kardeşleri Yusuf´u kıskanmalarına ilişkin olarak; "Erkek onun aklını basından almış, doğrusu biz kendisini apaçık dalâl içerisinde görüyoruz dediler..." (Yusuf, 12/30) âyetinde Mısır hükümdarına karşı şehirli kadınların sözü olarak; doğru yoldan ayrılmak manasını ahlâkı bağlamda kullanarak ele alınmaktadır.

Dalâl´ın dinî kullanım alanı ise Kur´an´ın bütün âyetlerinde sık sık vurgulanmaktadır:
"...her kim yoldan şaşarsa (dâlla) kendi zararına şaşar..." (el-İsrâ, 17/15); "Doğrusu O´nun yolundan kimin şaştığını (yadillu) ve kimlerin doğru yolda olduğunu en iyi Rabbin bilir" (el-En´âm, 6/117); "Onlar, huda (irşad)dan mahrumiyet pahasına dalâleti (sapıklığı) ve aftan mahrumiyet pahasına da cezayı satın alanlardır" (el-Bakara, 2/175); "Hayır! Ahirette iman etmeyenler azab ve derin bir dalâl içerisindedirler" (Sebe, 34/8); "Onlar bundan evvel bâriz dalâl içindeydiler" (Âlu İmrân, 3/164); "Onların sürüden farkı yoktur; onlar yollarını daha da çok şaşırmış durumdadırlar" (Furkan, 25/44); "Doğrusu iman etmeyip Allah´ın yoluna engel olanların sapması (dâllu) büyük bir sapmadır" (en-Nisâ, 4/167); "İşte Rablerine iman etmeyenlerin misâli: Onların amelleri fırtınalı bir günde rüzgârda kalan küllere benzer; elde ettiklerini elde tutamazlar. Dalâl´in büyüğü işte budur" (İbrahim, 14/18).

Kâfirler de mü´minleri dalâlde olmakla suçlarlar!: "Ne zaman kendilerine bir uyarıcı gelse, kâfirler ona yalancı demekte ve şunu söylemektedirler: Allah birşeyi indirmemiştir, siz büyük dalâl içindesiniz" (el-Mülk, 67/9). Hz. Peygamber ise şöyle cevap verir: "O merhametlidir. Biz O´na inanır ve O´na bağlanırız ümitle. Siz kimin gerçekten dalâl içerisinde olduğunu az zaman sonra öğreneceksiniz" (Muhammed, 47/29). Her ümmete hak yolu göstermek üzere peygamberler gönderilmiş ve genelde o ümmetlerin ileri gelenleri peygamberlere şöyle demişlerdir: "Doğrusu biz seni apaçık bir dalâl içerisinde görüyoruz." Meselâ Hz. Nuh şöyle cevap vermiştir: "Ey milletim, bende dalâlet yok; ancak her bir yaratığın Rabbi olanın elçisiyim" (el-Ârâf, 7/59-61).

Kur´an´da küfrün en karakteristik görünümlerinden biri olarak şirkin, putperestliğin bir dalâl hali olarak zikredildiğini görürüz: "Müşrik, Allah´tan başka kendisine ne zarar verebilecek ne de faydası dokunabilecek olanı anar. Bu gerçekten dalâlin derin olanıdır" (el Hacc, 22/12); "İbrahim, babası Azer´e ´Putlara ilahlık mı yakıştırıyorsun? Doğrusu ben seni de senin milletini de açık bir dalâl içersinde görüyorum dedi" (el-Enâm, 6/74).

Küfür, her türlü şekliyle gerçekten dalâldir. İşte vahyi yalanlayanlar için inen buyruklar: "O halde seyredin siz saşkınlar (dâllun), kıyâmet gününe yalandır diyenler; cehennemin zakkum ağacından yiyeceksiniz siz" (Vâkıa, 56/52).

Ve onların sonları, acıklı âkıbetleri için şöyle buyurulur:
"Her kavimden elçiler yolladık; Allah´a kulluk edin, putlardan uzak durun diye. Kimini Allah yola koydu ama onlardan bazıları dalâlete eğilimliydiler. Gez, gör, yeryüzünü, bak iftiracıların sonu ne olmuş" (en-Nahl, 16/36).

Kalpleri katılaşanlar hakkında: "Yazıklar olsun kalbi Allah´ın zikredilişine karşı katı olanlara. Bunlar açıkça dalâl içerisindedirler" (Zümer, 39/22).

Kötülük haksızlık yapanlar ile zâlimler de dalâlet ehlidir:
"Vay haline o masum gündeki toplantıda iman etmeyenlere; kötü işleri isleyenler, bu gün apaçık dalâl içerisindedirler" (Meryem, 19/37-39; Ayr. bk. Lokman, 31/11).

Şüpheciler, Allah´tan ümit kesenler de aynı yoldadır:
"İman edenler son vakitten yana korku içerisinde, onun hakikat olduğunun iyice farkındadırlar. Evet, hakikaten o saatten yana kuşkuları bulunanlar derin bir dalâl içindedirler" (Es-Şûra, 42/18); "Rabbinin rahmetinden, yoldan ayrılanlardan (dâllune) başka kim ümit keser ki " (el-Hicr, 15/56).

Dâlla kelimesinin eşanlamlı kullanışları da aynı maksatla doğru yoldan sapanlar için zikredilmektedir: Gâviye, gevâ, gâvi gibi. "Cennet müttakîlerin, cehennem ise gâvilerin yanına getirilecektir. Orada birbirleriyle çekisip dururken cehennem ateşindeki kafirler, ´Allah´a yemin olsun, muhakkak sizi bütün varlıkların Rabbi ile eşit ilâhlar kılmakla apaçık dalâlde bulunmuşuz. Gerçek su ki, bizi yoldan çıkaran günahkârlar oldu´ diyecekler" (eş-şuarâ, 26/96-99).

İrşâd olunmak anlamındaki ihtidânın aksi itâatsizlik için:
"Adam, ebediyet ağacının meyvesinden yiyerek Rabbine itâatsizlik etti ve yoldan uzaklaştı. Ne var ki sonra Rabbi onu seçti, yeniden ona doğru döndü ve onu tekrar yolun doğrusu üzerine koydu" (Tâhâ, 20/121-122) âyetleri örnektir.

Zâğâ fiili de yan dönmek, doğru yoldan sapmak anlamındadır: "Sana bazı âyetleri tek anlamlı, bazı âyetleri ise çok anlama gelebilecek o kitabı indirmiş olan O ´dur. Kalplerinde zeyğ (sapma eğilimi) olanlar bu şüpheli kısma eğilirler; amaçları ihtilâf çıkarmaktır. İlmen ehil olanlar ise şöyle der: ´Biz ona iman ediyoruz; hepsi Rabbimizdendir. Ey Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi döndürme" (Âlu İmrân, 3/7-8).

Emihe yahut Emehe fiili, gözleri kapalı ve kafası hangi yola gireceği konusunda tamamıyle karışmış olarak sonu belirsiz yollara düşme diye anlamlandırabileceğimiz, bu dünyada bir o yana bir bu yana giden, doğru istikamete de asla ulaşamayan kâfirlerin halini ifade için kullanılmıştır: "Doğrusu âhirete iman etmeyenlere gelince; biz onlara yaptıkları işleri güzel göstermekteyiz ki, yolların karıştırsınlar" (en-Neml, 27/4).

Kayıtsızlık, dikkatsizlik anlamındaki gaflet de dalâle yakındır: Dalâl´ın dini kullanımdaki anlamının irşâd çizgisinden kopmak olmasına karşılık gafletin manası ona karşı tamamıyle kayıtsız kalmaktır: "Onlar sığır sürüsü gibidirler. Hayır, daha da şaşkındırlar. Bunlar, aldırışsızlardır" (el-A´raf, 7/179). Kur´an´a muhâtap olmayanları gâfiller olarak niteleyebiliriz: "Biz sana bu Kur´an´ı vahyetmeden önce sen de gâfillerdendin " (Yûsuf, 12/3); "Ey Muhammed bunu sana babalarının uyanmamış olması yüzünden kendileri de gaflete düşmüş olanları uyarmak için Kadir ve Rahîm olan vahyetmektedir" (Yâsin, 36/5-6).

Şu âyette de aldırmazlık, küfr zulüm ve şirk ile yakın alakalıdır:
"Hak olan vaad (cehennem azâbı) yaklaştığı zaman, gör kâfîrlerin gözleri nasıl yuvalarından fırlayacak gibi bakar. Vay başımıza gelenlere derler; biz, bundan yana vurdumduymaz, gaflet içinde idik; biz zâlimlerdik. Doğrusu siz ve Allah´tan başka taptığınız ne varsa hepsi cehennem için yakacaktır. şimdi gireceksiniz oraya" (el-Enbiyâ, 21/98).

"Allah, kâfirlere rehberlik etmez. O onların kalplerine, kulaklarına, gözlerine mühür vurmuştur. Onlar aldırmazlar" (en-Nahl, 16/107-108). "Ey Muhammed onlara o üzücü günün haberini ilet ki, onlar gaflet içinde ve inanmaz iken son karar verilecektir" (Meryem, 19/39).

Hevâ ehli olarak dalâlet
: "Ben sizin ahvânıza uyacak değilim. Zira o takdirde yolumu şaşırırım ve doğru yolu bulanlardan olmam de" (el-En´âm, 6/56); "Allah´tan bir irşâd olmaksızın kendi hevâsına uyandan daha şaşkın kim olabilir? Doğrusu Allah zâlimleri, doğru yola iletmez" (el-Kasas, 28/50); "Geçmişte yolunu kaybetmiş ve birçok insanı da yoldan çıkarmış, şimdi de düz yoldan kopmuş olanların ehvâm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ehli dalalet
« Posted on: 24 Nisan 2024, 09:20:22 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ehli dalalet rüya tabiri,Ehli dalalet mekke canlı, Ehli dalalet kabe canlı yayın, Ehli dalalet Üç boyutlu kuran oku Ehli dalalet kuran ı kerim, Ehli dalalet peygamber kıssaları,Ehli dalalet ilitam ders soruları, Ehli dalaletönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes