> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Ehl'i kıble
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ehl'i kıble  (Okunma Sayısı 746 defa)
12 Şubat 2010, 19:37:26
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 12 Şubat 2010, 19:37:26 »



EHL-İ KIBLE




Kıbleye dönüp namaz kılan müslümanlar, Ehl-i İslâm.

Ehl-i Sünnet* yahut ehl-i bid´atten olup kıbleye yönelerek namaz kılan bütün müslümanlara ehl-i kıble denilir. Ehl-i bid´at mezheplerinden bazısının diğer müslümanları tekfir etmesine rağmen, ehl-i sünnet´e, göre kim olursa olsun ehl-i kıbleden hiç kimse tekfir edilmez; onların arkasında namaz kılmamazlık edilmez; büyük günâh da işleseler onların cenaze namazı kılınır ve hayır dua edilir (İbn Mâce, Cenâiz, 31; Aclûnî, Keşfü´l-Hafâ, II, 32).

Kerrâmiye´de ehl-i kıble tâbiri ile, kelime-i şehâdet getiren herkes kastedilir. Ehl-i sünnet uleması ehl-i kıbleyi, "Kâbe´ye yönelerek namaz kılmanın farziyetini kabul edenler" diye târif etmiştir. Ali el-Kâfi (1014/1606) bunun için daha geniş bir tanım yaparak şöyle der: Ehl-i kıble zarûrât-ı diniye üzerinde ittifak eden kimselerdir" (Ali el-Karı, Şerhu´l-Fıkhı´l Ekber, 139). Ehl-i kıbleyi, ehl-i sünnet ve ehl-i bid´at şeklinde ikiye ayıran âlimler Mutezile, Şia, Kerrâmiye, Mücessime, Müşebbihe, Mürcie gibi bid´at mezheplerini de ehli kıbleden saymışlar; fakat açıkça İslâm´ın temel nasslarını değiştiren, bozan, reddeden Batınîlik, Gulât-ı Şia, Hâriciye, Cehmiye, Bahâiye, Kadıyânilik, Ahmedîlik, Nusayrilik, Dürzilik gibi fırka ve mezhepleri ehl-i dalâletten saymışlardır. Çünkü bunlar arasında meselâ Hâricî* Ezârika mezhebi gibi müslümanın kanını, malını, canını helâl sayarak birçok müslümanı katletmiş olanlar bulunmaktadır. İslâm da tekfiri, ayrılığı, bölük bölük fırkalara ayrılmayı, cedeli, te´vili, inanç esaslarının tartışılmasını ehl-i bid´at mezhepleri ortaya atmışlardır. Bunların içinde de, dalâlet ehli olanlar, hevâlarına uyanlar İslâm için en tehlikeli olanlardır.

Öte yandan ehl-i sünnet mezhepleri içerisinde de muamelâtta bazı noktalarda görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Meselâ Hanbelîler, tembellikle de olsa özürsüz namazı terkedeni kâfir sayarlar (Ebû Ya´lâ, el-Ahkâmu´s-Sultâniyye, 53). İmam Ebû Hanife (ö.150/767)´ye göre ise namazı terkeden kâfir olmaz; namaz kılmadığı için diğer üç mezhebe göre öldürülmesine rağmen, ona göre sadece namaz kılıncaya kadar hapsedilir (el-Fetâva´l-Alemgiriyye, II, 269).

Ehl-i Sünnet, namaz kılanların kim olursa olsunlar lânetlenmesini yasaklamıştır (Buhâri, Edep, 44). Ancak fâiz yiyenler, tefecilik yapanlar böyle değildir (Buhâri, Libas, 86; Müslim, müsâkat, 19). Ayrıca ashâbı kesinlikle hayırla yâd etmek hakkında icmâ vardır; ancak Hz. Hüseyin´i Kerbelâ´da feci bir şekilde aile efrâdıyla birlikte şehid eden Yezid´e lânet etmek bunun dışında tutulmuştur (Ahmed b. Hanbel, V, 54, 57; Müslim, Fezâilü´s-Sahâbe, 33). İslâm´da "Ben müslümanlardanım " diyen her samimi insanın dokunulmazlığı vardır. Hiç kimse hakkında kötü zan beslenmez; "af ta hata cezâ da hatadan hayırlıdır" ilkesi esastır. Açıkça kelime-i şehâdet getiren ve kıbleye dönüp namaz kılan her müslüman, cemâattendir; bir insanın diliyle söylediğinin aksini yapana kadar ona inanılır; Hz. Peygamber´in bu konuda "Kalbini yarıp da baktın mı?" buyruğu esastır (Buhâri, Zekât, 1, Müslim, İman, 8).

Bütün sünnet ehli ya da bid´at ehli olanların kendi içlerinde aşırıları ve ılımlıları bulunmaktadır. Bunlardan Hz. Peygamber (s.a.s.)´i yalanladığı takdirde kim olursa olsun ehl-i Kıbleden değildir (İmam Gâzalî, el-İktisâd, fi´l-İtikâd, 112-130).

Hicrî ikinci asırdan sonra İslâm dünyasında Hz. Peygamber ve ashâbı zamanında olmayan birtakım meseleler ortaya çıkmış ve sünnet geleneğini koruyan ehl-i hadis ilk bid´atleri çıkaranlara karşı selefin yolunu savunmuştur. Siyasî ve itikadı mezheplerin yayılmasından, Eş´arîlik ve Mâtûridîlikle ehli sünnet kelâmının Mutezile, Mürcie, Cebriyye vs. ye karşı çıkmasından sonra her grubun aşırıları ötekileri tekfir etmeye başladılar. Haricîler, her zaman en önemli sapık fırka oldu ve itikada iman, İslâm, büyük günah, gibi meseleleri onlar tartışmaya soktular; bu arada imâmet de siyası bir mesele olmasına rağmen, akîde sorunları arasında mütalaa edilmeye başlandı. Hanbelilerden aşırı bir grup fevk ve istivâyı yalanladıklarını ileri sürerek Eş´arîleri, Eş´arîler onları ve Mutezile´yi, Mutezile de onları tekfir ederdi... (İmam Gazâlî, Faysalu´t-Tefrika Beyne´l İslâm ve´z-Zındıka, Mısır, 1319/1901, s.33).

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ehl'i kıble
« Posted on: 28 Mart 2024, 16:58:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ehl'i kıble rüya tabiri,Ehl'i kıble mekke canlı, Ehl'i kıble kabe canlı yayın, Ehl'i kıble Üç boyutlu kuran oku Ehl'i kıble kuran ı kerim, Ehl'i kıble peygamber kıssaları,Ehl'i kıble ilitam ders soruları, Ehl'i kıbleönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes