> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Devlet
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Devlet  (Okunma Sayısı 530 defa)
10 Şubat 2010, 17:14:17
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 10 Şubat 2010, 17:14:17 »



DEVLET




Manevî kişiliği ve belirli bir anayasal düzeni olan egemenlik sahibi, sınırları belli bir ülkeye sahip, bir hükümete ve ortak kanunlara bağlı teşkilâtlı millet veya milletler topluluğunu meydana getiren siyâsi teşekkül.

İslâmî devlet, müminlerin İslâm´a göre teşkilâtlandıkları ve güçlerini İslâm´dan aldıkları, yeryüzünde (her yerinde veya herhangi bir bölgede) İslâm´ı bütünüyle yaşamak üzere kurdukları şer´î kişiliğin adıdır. Şunu da belirtelim ki; "devlet" kavramı, çok çeşitli şekillerde tarif edilmektedir. Bu eğilim, devlet kavramının ideolojik ve politik bakış açılarının veya çeşitli disiplinlerin kendilerine has tarif yapmaları sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Genellikle yönetim şekline dayalı tarifler liberal, sosyalist, anarşist, gayr-i İslâmî dünya görüşlerine göre biçimlenmektedir.

Kur´an ve Sünnet´te "devlet" kelimesine ilişkin şu nasslara rastlıyoruz:


"İşte o günleri biz, insanlar arasında döndürür dururuz." (Âli İmrân, 3/140).

"Tâ ki o, (fey ve ganimet malları, hatta genel olarak servet) sizden zengin olanlar arasında dolaşıp durmasın... " (el-Haşr, 59/7).

Ayetlerde "devlet" ve "dûlet" şekillerinde kullanılan bu kelimeye, elden ele münavebeli bir şekilde dönüp dolaşmak gibi anlamlar verilmektedir. Zaten yukarıda işaret edilen ayetlerde bu ve buna yakın anlamlarıyla kullanılmıştır. Umumi olarak, kişi ve toplumlar hakkında işlerin düzgün iken ters dönmesi, yahut bunun aksinin olması hallerinde bu kelime ve bunun çeşitli türevleri kullanılır. (Râğıp el-Isfahânî, el-Müfredât fi Garîbi´l-Kur´ân, Kahire 1381/1961, 174 vd.)

Sünnet´te ise, şu anlamlarda geçmektedir:

1- Kimi zaman bir kesimin kimi zaman bir başka kesimin olan ve böylece el değiştirip duran mal;

2- İnsanların birbirlerinden rivâyet ettikleri söz;

3- Sıkıntıdan kurtulup bolluk ve rahata kavuşmak;

4- Zafer kazanmakla yenilmenin zaman zaman yer değiştirmesi;

5
- Karşılıklı olarak söz atışmak... (Mecduddîn İbnu´l-Esir, en-Nihâye fi Garibi´l-Hadis Beyrut 1399/1979, II, 140 vd. Ayr. bk. Concordance, II, 160).

Ancak bugünkü devlet terimi bu kullanışlarla ilgili değildir. Hatta müslümanların usul kitaplarında ve lugatlarında dahi kelime artık çağdaş tariflere kaymıştır.

"Onlar o müminlerdir ki, eğer kendilerine yeryüzünde bir iktidar mevki verirsek namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler; iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar. " (el-Hacc, 22/41) âyetinde İslâm devletinin tanıtıcı bütün özelliklerini bulmak imkânımız vardır. Başka âyetler devletin özelliklerini açıkça ortaya koyar: Devlet, müslüman tebasıyla birlikte Allah´ın yeryüzündeki halifesidir. Yani Allah´ın hükümlerinin uygulayıcısıdır. Bu güç, Allah´a mutlak anlamıyla kulluğu gerçekleştirmek ve İslâm hükümlerinin uygulanışını sağlamak için kullanılacaktır. Ma´rufu emredecek. münkerden sakındıracaktır (el-Bakara, 2/30; en-Nûr, 24/55). Doğal olarak buna dâru´l-İslâm* denilmiştir. Yani müslümanların eli altında bulunan yere verilen isim veya Şerîatın müslümanların hüküm ve iktidarıyla korunduğu müessesedir. İmam Şâfiî´ye göre bir yerde sadece yöneticiler müslüman olsalar orası dâru´l-İslâm sayılır.

Ancak vahiyden uzak beşer düşüncesi bu konuda da kendince açıklamalar getirmeye çalışmıştır. Bu açıklamalara kısaca değinelim:

İlk çağ Yunan filozoflarından Eflatun, devletin, insanın tek başına kendi kendisine yetmemesi sebebiyle, ihtiyaçlarını karşılamak üzere meydana getirdiği bir topluluk olduğu görüşündedir (Eflatun, Devlet, Çev. M. Ali Cimcoz, S. Eyüboğlu, İstanbul 1958). Aristo´ya göre ise devlet, "Kendi kendisine yetmek iddiasında olan ve yaşayabilmek için ihtiyacı bulunan herşeyi genellikle kendisi sağlayabilen bir vatandaşlar topluluğudur." (Prof. Dr. İlhan Akın, Kamu Hukuku, İstanbul 1974, 12-13).

Hristiyan filozof St. Augustin, devletin, ilk günah neticesinde Cennet´ten kovulan insanların yeryüzünde teşkilatlanmak zorunluluğunu duymaları üzerine ortaya çıktığı görüşünü ortaya atmıştır. Machiavelli de, devleti, örgütlenmiş bir kuvvet olarak kendi bölgesinde üstün ve diğer devletlerle bağlantısında bilinçli bir büyüme siyaseti izleyen bir kurum olarak tarif eder (George Samine, Siyasal Düşünceler Tarihi, Çev. Alp Öktem Ankara 1969, II, 22).). J. Bodin, devleti, "Birçok ailelerin ve onların mâlik oldukları şeylerin egemen kudret tarafından adaletli bir şekilde (veya hukuka uygun olarak) idaresi" şeklinde tanımlar. Hegel´in tanımı ise şöyledir: "Devlet ilâhî arzudur. Şu anlamda ki, yeryüzünde mevcut olan ve dünyanın yürürlükteki biçimi ve örgütü olarak ortaya çıkan bir düşüncedir. Devlet, bilinçli amaçlara, belli kanun ve ilkelere itaat eder. Devlet mutlak surette akılcı olan şeydir; kendini bilen ve emreden ilâhi iktidardır; ruhun sonsuz ve zorunlu varoluşudur. Tanrı´nın dünyada yürüyüşüdür." (Sabine, a.g.e., III, 39).

Beşerî temel üzerinde yükselen Batı felsefesinin çeşitli devlet tarifleri, görüldüğü gibi çelişkilidir. Çağdaş devlet tarifleri ise, devleti karmaşık bir yapıya sahip olan tüzel bir kişilik olarak almaktadır: "Devlet, idare edenler dışındaki bir otoritedir... Zorlayıcı kuvvet ve bu kuvveti kullanan kişiler ve örgütler devletin maddi kuvvet ve organlarıdır. Bu maddi kuvvet ve organların yanında idare edilen toplumdaki kuvvet unsurlarına da dayanır. Çünkü devlet yalnızca maddi kuvvet ve organlardan ibaret sayılamaz." (Prof. Dr. Erdoğan Göker, Hukuk Başlangıcı Dersleri, Ankara 1974, 183).

İslâmî devlet, beşer kaynaklı bütün bağlamlardan aykırı bir konumda yer alır. İslâmî devlet bir gaye değildir. İslâm´ın uygulanması için bir araçtır. Kuruluşunun asıl amacı, İ´lây-ı Kelimetullah´tır, yani İslâm´ın insanlara tebliğ edilmesidir. Görevi, müslümanların İslâm´ı yaşamalarını sağlamak ve buna zemin hazırlamaktır. Varoluş gayesi böyle tanımlanabilecek İslâm devleti bu amaçla kurulur. Binaenaleyh, adında "İslâm" ibaresi bulunarak kurulmuş, ancak uygulamada başka ideolojilerle eklemlenmiş veya aslî gayeden uzaklaşmış devletlere "İslâm devleti" denilemez.

İslâm açısından devletin gereği tartışılamaz. İmam Gazzalî İslâm´a göre teşkilâtlanmış bir devletin ve onun başında bir başkanın bulunması gerektiğini açıklarken şöyle demektedir:

"...Bunun gereği ile ilgili olarak kesin şer´i delili ortaya koyarken bu konuda ümmetin icma halinde olduğuna dikkati çekmekle yetinmeyerek, icmaın dayanağını da şöylece açıklayacağız: Şeriat sahibi dini emirlerin düzenliliğinin sağlanmasını kesinlikle istemiştir. Bu yargıda anlaşmazlık olabileceği kesinlikle düşünülemez. Buna dayanarak şunu da ekliyoruz: Dînî emirlerin düzenliliği kendisine itaat edilen bir devlet başkanının varlığıyla mümkün olabilir. Can ve mal güvenliği kendisine itaat edilen bir devlet başkanının varlığıyla sağlanabilir. Buna, yöneticilerin ölümü dolayısıyla ortaya çıkan karışıklıklar delildir." (Gazzâlî, el-İktisad fi´l-İtikâd, Nşr.; İ. Agâh Çubukçu-H. Atay, Ankara 1962, 224 vd.)

"Allah´a itaat ediniz, Rasûle de itaat ediniz ve sizden olan emir sahiplerine de..." (en-Nisâ, 4/59). Bu buyruk, imamın varlığına ve gerçeğine delâlet eder. "Aralarında Allah´ın hükümlerini uygulayacak, Allah Rasûlü´nün getirmiş olduğu şerîatın hükümlerine göre onları yönetecek adaletli bir yöneticinin emirlerine itaat etmenin gereği üzerinde bütün Ehl-i Sünnet, Mürcie, Şia, Hariciler ittifak halindedir." (İbn Hazm, el-Fisal fi´l-Mileli ve´l-Ehvâi ve´n-Nihal, Beyrut 1395/1975, IV, 87)." Boynunda bir bey´at sorumluluğu bulunmaksızın ölen bir kimse cahiliyye ölümüyle ölür. " (İbn Hazm, el-Muhalle. IX, 359) Farzların edası, hadlerin uygulanması ancak güçle, iktidarla olabilir. "Üç kişi yola çıkacak olursa, birilerini başkan tayin etsinler." hadisi, üç kişilik bir cemaatte bile başkanın zorunluluğunu belirtmektedir.

İslâm hukukçuları ve kelâm âlimleri özellikle devlet başkanlığı (hilâfet) üzerinde düşünmüşler, müfessirler ve sünnet şârihleri de Kur´an ve Sünnet´te yer alan nâssları inceleyerek bunlar üzerinde etraflıca durmuşlardır. Hatta çağdaş sosyologların öncüsü sayılan İbn Haldun, Mukaddimesinde devlet kavramını geniş olarak ele almış, toplumların yaşayışlarına ve devletlerin yükseliş ve düşüşlerine dair birtakım kurallar ortaya koymaya, kendisine göre bir sistem geliştirmeye çalışmıştır.

İslâm hukukçuları İslâm devletini "dâru´l-İslâm" diye adlandırmışlardır. Bu isim, modern hukuk lugatlarındaki devlet teriminin taşıdığı anlamı tamamen kapsar (A. Kerim Zeydan, İslâm Hukukunda Fert ve Devlet, Çev. Cemal Arzu, İstanbul 1969, 23). Ancak hemen belirtmek lâzımdır ki, İslâm hukuku terminolojisi ile çağdaş lâik hukuk terminolojisi arasında "devlet" kavramı da dahil olmak üzere bütün kavramlarda tam bir farklılık göze çarpar. Bu iki dünya görüşünün kavramlara yaklaşımında hiçbir ortak yan bulunamaz. Bunun asıl sebebi ise İslâm´ın vahiy kaynaklı, İslâm dışı düzen ve sistemlerin ise beşer kaynaklı oluşudur. Bu gerçek gözden kaçırılırsa telâfisi imkânsız hatalara düşülür. "Devlet" kavramına yaklaşılmak istendiğinde de bu gerçeğin gözardı edilmemesi gerekir.

Hayatın vahye göre düzenlenmesi anlamıyla devlet, ilk defa Hz. Âdem ile birlikte ortaya çıkmakla beraber, Kur´ân-ı Kerim´de özellikle Hz. İbrahim´den itibaren inanışın devlet düzeni ile ilgili tabloları ele alınmaktadır. Ondan sonra gelen hükümdar peygamberlerden söz edildiği gibi, Firavn ve Nemrut gibi kendisini ilâhlaştırmak davasında olan devlet başkanlarından ve onların devlet düzenlerinden de söz edilmektedir. Devlet de Allah´ın insanlara bildirdiği ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Devlet
« Posted on: 27 Nisan 2024, 12:20:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Devlet rüya tabiri,Devlet mekke canlı, Devlet kabe canlı yayın, Devlet Üç boyutlu kuran oku Devlet kuran ı kerim, Devlet peygamber kıssaları,Devlet ilitam ders soruları, Devletönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes