> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Dar'ül eman
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Dar'ül eman  (Okunma Sayısı 701 defa)
09 Şubat 2010, 17:47:31
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 09 Şubat 2010, 17:47:31 »



DÂR´ÜL-EMÂN




İslâm ordusu tarafından fetholunup, içinde ehl-i zimmet ikamet ettirilen belde. Dârü´l-Emân İslâm hükümetinin himayet ve hâkimiyeti altında bulunacağından dârü´l-İslâm*´a mülhaktır. (Ö. N. Bilmen, Hukük-ı İslâmiyye ve Istılahât-ı Fıkhıyye Kamusu III, 334).

Dâr*, Arapça bir kelime olup, ev, mesken, yurt ve vatan gibi anlamlara gelmektedir. "eman"* sözcüğü de, "emniyet, güven, korkusuzluk, her türlü endişeden uzak olma manalarını taşır. Karşıtı "havf" yani korkudur. Korkusuz, endişeden uzak, hayatı, malı ve namusu güven altında olan kimseye "emîn" denilir. Bununla birlikte; güvenilir, hıyanetten uzak ve başkasının ona itimat ettiği kimseye de "emîn" denir. "Emanet" emân ile aynı köktendir. Peygamberlerin sıfatlarından biri olan emanet, her bakımdan güvenilir olma özelliğidir. Ayrıca korunmak üzere emîn bir kimseye bırakılan nesneye de isim olmuştur. Dârü´l-emân, taarruzdan korunmuş, her türlü tecâvüzden emîn, kişinin kendini güven içinde hissettiği mesken ve sığınılacak yerdir. Dârü´l-İslâm´a müsaade ile girmek isteyip kendisine izin verilen şahıslara "müste´men" veya "müste´min" denir. İzin istemek (emân dilemek) yahut emâna nail olmak manalarına gelen "isti´mân" kelimesi de emân ile aynı kökten türemiştir.

İslâm dini, kendisine müntesib olan fertlerin Rablerine karşı görev ve sorumluluklarını tebliğ ettiği gibi, hem birbirlerine karşı hem de gayr-i müslimlere karşı nasıl davranmaları gerektiğini belirlemiştir. İşte dârü´l-emân, müslümanlarla gayr-i müslimler arasındaki ilişkilerin bir bölümünü konu edinen kavramın adıdır.

Vaktiyle canilerle borçlular, müstehak oldukları cezalardan kurtulmak için mabedlere, ilâhların heykellerine mezarlara ve mihraplara sığınırlardı. Buna işaretle Montesqieu, "Ulûhiyyet, bedbahtların sığınağıdır ve cinayet erbabından daha bedbaht kimse yoktur" demektedir. Papazlar da bundan istifade etmişlerdir. Bir düşmanın intikamından kurtulmak isteyenler ya kiliselerden birine yahut bir piskoposun evine sığınırlardı. Bûralara sığınanları kimse almazdı. Çünkü aforoz cezasına uğrardı. Kur´ân-ı Kerim, Kâbe´yi kastederek; "Orada apaçık âyetler vardır. İbrahim´in makamı vardır, kim oraya girerse emân (güvenlik) içinde olur..." (Âli İmrân, 3/97) buyurmakla burayı emîn bir belde, her türlü kanın dökülmesinin haram olduğu bir sığınak olarak ilân etmiştir. Bu yüzdendir ki, Kâbe harîmine sığınan suçlular yakalanıp yargılanmazlar, idam edilmezler, kendi hallerine bırakılırlardı. Müslümanlar da, kendi devletlerini kurmadan önce, Mekke döneminde hicret ettikleri Habeşistan ve Medine, kendileri için birer emân yeri idi.

Müslümanlarla savaş hâlinde bulunan düşman fertlerinden herhangi biri emân istediğinde bu dileği kabûl edilirdi. Bu emânla İslâm diyarında güvenliği sağlanmış olur, kendisine hiçbir şekilde tecâvüz edilemez, düşmanca davranılmazdı. Cenâb-ı Allah; "Şayet müşriklerden biri senden himaye isterse, Allah´ın sözünü işitinceye kadar ona emân ver, sonra onu güven içinde bulunacağı yere ulaştır. Çünkü onlar cahil bir kavimdir" (et-Tevbe, 9/6) buyurmuştur.

Bir "harbî* "ye, çeşitli işaret ve ifadelerle emân verilebilir. Meselâ bir kimseye "sana emân verdim", "size bir zarar yoktur" gibi bir tabirle verilen emâna "sarîh emân"; yazı ile yani bir emân belgesi göndererek ehl-i harbe verilen emâna, "emân bi´l-mukâtebe" denir. Şu da var ki, emân belgesini gönderen kimsenin, müslüman, emin ve bunun için gerekli tüm şartları taşıdığının bilinmesi gerekir. Bu da, ancak beyyine (delil) ile bilinmedikçe gerçekleşmiş olmaz. Müslüman, erkek ve kadın, hür ve köleler emân verebilir. Çocuk ve deliler dışında herkes emân verebilir. Hz. Ali (r.a.) Rasûlullah´ın şöyle dediğini rivayet eder: "Müslümanların zimmeti birdir ve onların sosyal mevki yönünden en düşüğü dahi buna yetkilidir. Onlar, kendilerinden başkasına karşı elbirliktirler" (Buhârî, Ferâiz, 21; Cizye, 10; Müslim, Itk, 20; Ebû Dâvûd, Menâsik, 95).

Ayrıca Buhârî, Ebû Dâvud ve Tirmizî, Ebû Tâlib kızı Ümm-ü Hânî´den onun şöyle dediğini haber verirler:

"Ey Allah´ın Rasülü, annemin oğlu Ali, emân verdiğim bir adamı İbn Hübeyre´yi öldüreceğini söylüyor." dedim. Peygamber (s.a.s.) "Senin emân verdiğine biz de emân verdik yâ Ümm-ü Hânî"dedi (es-Seyyid Sabık, Fıkhu´s-Sünne, II, 694-695).

Öte yandan, ehl-i harpten bir ülkenin halkı, kendilerine İslâm ahkâmı tatbik edilmemek şartıyla müslümanlarla andlaşma yaptıkları zaman, bu sulh* ile can ve mal emniyetine sahip olurlar ve ayrıca bir emân almadan Dârü´l-İslâm´a girebilirler. Bunların ülkesine İslâm hukûkunda dârü´l-muvâdiîn denildiği gibi, darül-emân da denilmektedir. Bu hususta tariflerde ihtilâf görülmektedir. Böyle bir yer için, orada meskûn gayr-ı müslimlerin İslâm devletinin himâyesinde bulundukları manasına Dârü´l-Emân tabiri kullanılabilirse de, es-Serahsî ve İmam Şâfiî´nin ifadelerinden, kendileriyle sulh andlaşması yapılmış olmak suretiyle halkı emân içinde olduğundan dolayı dârü´l-emân denildiği anlaşılmaktadır. (Ahmed Özel, İslâm Hukukunda Ülke Kavram, 1984, 140-141). (Ayrıca bk. Dârü´l-İslâm, Dârü´l-Harp, Dârü´l Ahd, Emân).

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Dar'ül eman
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:05:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Dar'ül eman rüya tabiri,Dar'ül eman mekke canlı, Dar'ül eman kabe canlı yayın, Dar'ül eman Üç boyutlu kuran oku Dar'ül eman kuran ı kerim, Dar'ül eman peygamber kıssaları,Dar'ül eman ilitam ders soruları, Dar'ül emanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes