> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Cin suresi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cin suresi  (Okunma Sayısı 779 defa)
08 Şubat 2010, 17:51:28
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Şubat 2010, 17:51:28 »



CİN SÛRESİ



Kur´an-ı Kerîm´in yetmişikinci suresi. Mekke´de nazil olmuştur. Yirmisekiz ayet, ikiyüz seksenbeş kelime ve yediyüzellidokuz harften ibarettir.

Fasılası "elif"tir. Cinlerden bahsettiği için bu adı almıştır. Buna "Kul ûhiye" suresi de denir.

Surenin ana konusu cinlerdir. Hemen ilk ayette şöyle denmektedir: " Ey Muhammed! de ki; Cinlerden bir topluluğun Kur´an´ı dinlediği bana vahyolundu;" Onlar şöyle demişlerdir;

"Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kur´an dinledik de ona inandık; biz Rabbimiz´e hiç bir şeyi ortak koşmayacağız."

Eskiden beri insanlar cinlerin varlığı hususunda ihtilafa düşmüşlerdir.

Duygulara hitap eden bir zâhiri kısımdan, sûrenin mevzuuna, manalarına, gösterdiği hedeflere baktığımızda, birçok işaret ve ilhamlarla karşılaşırız.

Önce; müşriklerin inkâr ettikleri, bu hususta çetin mücadelelere giriştikleri, ellerinde hiç bir delilleri olmaksızın ileri geri konuştukları ve bazen de Muhammed (s.a.s.)´in onlara bahsettiği şeyleri cinlerden aldığına dair yaygın kanaatlerini içine alan bilgiler ve çoğu öteki âlemle ilgili, akaide dair meseleler yer almaktadır. İnkâr edip mücâdele ettikleri meselelerden birine bizzat cinlerin şehadet edinceye ve bu olay Muhammed (s.a.s.)´den duyuluncaya kadar, Kur´an´dan haberleri yoktu. Kur´an´ı onlar işitince sarsılmış, hayrete ve dehşete düşmüşlerdi. Gönülleri dolup taşmış; işittiklerini saklamayacak, bildiklerini toparlayamayacak, hissettiklerini hülâsa edemeyecek duruma gelmişlerdi. Tesiri altında kaldıkları bu büyük hadiseden bütün kâinatta izlerini ve neticelerini bırakan olaydan korku ve dehşet içinde kalmışlardı. Bu, bütün beşeriyetin ruhunda derin izler bırakacak derecede, değerli bir şehadet idi.

İkinci olarak bu sûre ile cinler âlemi hakkında, önce muhataplarının sonra da gelecek ve geçmiş bütün insanların ruhlarındaki bir çok vehimler düzeltilmekte; bu görünmeyen varlıkların hakikati ortaya konulmaktadır.

Bu sure Arap müşriklerinin ve başkalarının bu kâinatta cinlerin kudreti ve hareket kabiliyetlerine dair inançlarını da düzeltmeyi üstlenmektedir. Bu yaratıkların varlığını gelişigüzel inkâr edenlerin durumuna gelince; bunların, bu derece kat´iyyetle inkârlarını ve cinlerin varlığına inanmayla alay etmelerini ve hurâfe diye isimlendirmelerini hangi esasa dayandırdıkları konusuna burada eğilmek gerekmektedir.

Acaba bu inkârcılar kâinattaki bütün mahlûkatı biliyorlar da, aralarında cinleri bulamadıklarından dolayı mı böyle söylüyorlar? Şüphesiz bugün dahi hiçbir âlim bunu iddia edemez. Zira yeryüzünde varlığı daha yeni keşfedilen canlılar pek çoktur. Ve hiçbir kimse de iddia edemez ki bugün yeryüzündeki canlıların artık keşif zincirinin halkaları kopmuştur veya yakında kopacaktır.

Bu sure-i celile geçen surelere nispetle, ulûhiyyet ve ubûdiyet´in hakikatini mevzu ederek İslâmî tasavvurun inşâsına büyük yer verip, daha sonra da, kâinat ve mahluklardan ve bunların arasındaki sıkı alâkadan bahseder.

Cinlere ait sözlerde Allah´ın vahdaniyetine, zevce ve evlât edinmesinin reddine, ahirette cezanın isbatına, Allah´ın mahlûkâtından hiçbirinin O´nu yeryüzünde aciz bırakamayacağına, O´nun elinden hiçbir kimsenin kurtulup kaçamayacağına ve adil cezasının erişemeyeceği hiç kimsenin bulunmadığına delâlet ve şehadetler bulunmaktadır. Rasûlullah (s.a.s.)´a hitaplarda bu hakikatlerin bazısının tekerrür ettiği görülmektedir! "Ey Habibim! De ki; "Ben sadece Rabbime yalvarır ve O´na hiç kimseyi ortak koşmam." De ki "Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir değilim." De ki;

"Beni hiç kimse Allah´a karşı savunamaz ve ben O´ndan başka bir sığınak bulamam. "

Bunlar, cinlerin bu gerçekleri tam ve açık bir şekilde şehadetle kabul etmelerinden sonra zikredilir.

Nitekim bu şehadetler, ulûhiyetin sadece Allah´a mahsus olduğunu, ubûdiyetin de beşerin erişebileceği en yüksek derece olduğu beyan buyurulmaktadır: " Allah´ın kulu Muhammed, O´na ibadete kalkınca, neredeyse çevresinde keçeleşirler, birbirlerine girerlerdi..."

Takip eden ayette, Rasûlullah (s.a.s.)´a tevcih edilen hitapla, bu hakikat tekid edilmektedir: De ki: "Ben size zarar vermeye de iyilik yapmaya da kadir değilim." "Gayb sadece Allah´a bırakılmıştır. Cin tâifesi onu bilmemektedir. Yeryüzünde onlara kötülük mü murad edildi yahut Rableri onlara bir iyilik mi dilemiş ki, doğrusu biz bilemeyiz... " Peygamberler de gaybı, ancak Allahu Teâlâ´nın bir hikmete mebni bildirdiği kadar bilebilirler: Ey Habibim! De ki; "Size vaad olunan yakın mıdır, yoksa Rabbim onu uzun süreli mi kılmıştır ben bilemem. Gaybı bilen Allah, gayba kimseyi muttali kılmaz. Ancak peygamberlerden bildirmek istediği müstesna. O, her peygamberin önünden ve ardından gözcüler salar".

Surede işaret edilen olay, bir grup cinin Kur´an´ı dinlemeleri olayıdır. Bu husustaki rivayetler farklılık göstermektedir.

İmam Ebû Bekr el-Beyhâki "Delâilü´n-Nübüvve" adlı kitabında şöyle der: Bize, Ebû Hasan Ali b. Ahmed b. Abdan, Ahmed b. Abid, İsmail el-Kadı, Müsedded, Ebû Avane´nin Ebû Bişir´den, Said bin Cubeyr İbn Abbas´tan naklettiklerine göre İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.s.) cinlere Kur´an okumadığı gibi onları da görmemiştir. Rasûlullah, yanında bir kısım ashabı olduğu halde Ukaz çarşısına gitmek üzere ayrılmışlardır. (Nahle denilen mevkide, sabah namazını kıldıkları sırada okuduğu Kur´an´ı cinler dinlemişti). O sırada şeytanların gökyüzünden almaya çalıştıkları haberler kesilmiş ve üzerlerine de şihablar (alev) gönderilmişti. Bunun üzerine şeytanlar kavimlerine dönerek: "Size ne oluyor" demişlerdi. Onlar da "gökyüzü haberi ile aramıza perde gerildi, ilahî haberi alamaz olduk. Ve üzerimize de şihablar gönderildi..." Gökyüzü haberi ile aramıza giren mutlaka yeni bir hadisedir. "Doğuya ve batıya gidip araştırın bakalım" demişler; doğuya ve batıya giderek gökyüzü ile aralarına giren şeyin ne olduğunu aramaya koyulmuşlardı. Tihâme tarafına gidenleri, Ukaz pazarına gitmekte olan peygamberi, Nahle denilen yerde ashabıyla sabah namazını kılarken buldular. Ve okuduğu Kur´an´ı işitip dikkatlice dinlemeye koyuldular. "Allah´a yemin ederiz ki işte gökyüzü haberi ile aramıza giren şey budur" dediler. Buradan da kavimlerine dönünce şöyle dediler: "Ey kavmimiz biz şüphesiz, doğru yola götüren, hayrete düşüren bir Kur´an dinledik de ona inandık. Biz Rabbimiz´e hiç bir kimseyi ortak koşmayacağız... " Bu hadise üzerine de Allahû Teâlâ, Rasûlûne: "De ki, cinlerden bir topluluğun Kur´an´ı dinlediği bana vahyolundu... " ve Allah ona cinlerin sözlerini vahyetmiş oldu. (Buhârî, Tefsir Sure, 72)

Diğer rivayet ise şöyledir. Müslim Sahih´inde Âmir´den şöyle rivayet eder. Âmir dedi ki: Alkame´ye sordum: "İbn-i Mes´ud cin gecesinde Rasûlullah (s.a.s.) ile birlikte mi idi?" Bu soru üzerine Alkame şöyle cevap verdi!" Ben de İbn-i Mes´ud´a "Cin gecesinde Rasûlullah ile birlikte sizden bir kimse var mıydı" diye sordum. İbn Mes´ud "Hayır" dedi fakat biz Rasûlullah´la birlikte bir gece bulunurken birdenbire yanımızdan kayboldu. Yolları ve vadileri aradığımızda; "her halde kaçırıldı "veya" öldürüldü" denildi. Böylece çok korkulu bir gece geçirdik. Sabah olunca bir de baktık ki Hira tarafından geliyor. İbn Mes´ud devamla, biz "ya Rasûlallah! Seni aramızda göremeyince aradık bulamadık böylece çok korkulu bir gece geçirdik" dedik. Rasûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: "Bana cin davetçileri geldiler. Onlarla beraber gittim ve onlara Kur´an okudum."

İbn Mes´ud der ki: "Bizi de oraya götürdü, onlardan kalan bakiyeleri ve ateş kalıntılarını gösterdi. Peygambere cinlerin yediklerini sordular o da " üzerine Allah´ın ismi zikredilen ve sizin yiyip de üzerlerinde fazla miktar et bıraktığınız bütün kemikler, bütün deve ve at gübreleri... Bundan sonra Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdular.

"Artık bu ikisi ile taharetlenmeyin, zira onlar kardeşlerinizin yediği şeylerdir." (Müslim, Salat, 150)

"İbn İshak´ın rivayetine göre, hadise, Rasûlullah (s.a.s.)´ın Sakif ileri gelenlerinin üzerine musallat ettiği ayak takımından gördüğü eziyetlerle, gönlü kırık olarak Taif´den dönüşünden sonra olmuştur. Onun Rabbi´ne karşı yapmış olduğu bu hüzünlü ve sevgi dolu duadan sonra cinlerle karşılaşması hakikaten düşündürücü ve ibret vericidir. Allah´ın cinlerden bir bölüğünü onunla karşılaştırmasında ondan işittiklerini kavimlerine bildirmelerinde son derece hikmetler vardır. Zamanı ve alâkası ne olursa olsun, bu büyük bir hadisedir. Muhtevası ve işaretleri bakımından da büyüktür. Müteakiben cinlerin Kur´an´dan ve dinden bahsedişleri de dikkati çekmektedir. Biz bütün bunlara Kur´an´ı Kerîm´in bildirdiği gibi iman etmekteyiz.

"Ey Habibim! De ki: "Cinlerden bir topluluğun Kur´an´ı dinlediği bana vahyolundu. Onlar Şöyle demişlerdi. Doğrusu biz, doğru yola götüren, hayrete düşüren, bir Kur´an dinledik de hemen O´na iman ettik; biz Rabbimiz´e hiçbir şeyi ortak koşmayacağız." (1-2)

-Doğrusu Rabbimiz´in yüceliği her yücelikten üstündür. O, zevce ve çocuk edinmemiştir. (3)

- Doğrusu aramızdaki beyinsiz, Allah´a karşı yalanlar uyduruyordu. (4)

- Doğrusu insanların ve cinlerin Allah a karşı yalan uydurabileceklerini sanmazdık. (5)

- Gerçekten, birtakım insanlar cinlerin birtakımına sığınırlardı da onların azgınlıklarını artırırlardı. (6)

"- Doğrusu onlar da sizin Allah´ın kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sandığınız gibi zanda bulunmuşlardı. " (7)

"Nefer", bilindiği gibi üçten dokuza kadar olan gruba denir. "Raht" da böyledir. Yedi kişiye denildiği de rivayet edilmektedir.

Bu başlangıcın, Rasûlullah (s.a.s.)´ı cinlerin kendisini dinledikler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cin suresi
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:59:00 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cin suresi rüya tabiri,Cin suresi mekke canlı, Cin suresi kabe canlı yayın, Cin suresi Üç boyutlu kuran oku Cin suresi kuran ı kerim, Cin suresi peygamber kıssaları,Cin suresi ilitam ders soruları, Cin suresiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes