> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Kültürü > İslam Kavramları A-L > Baği
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Baği  (Okunma Sayısı 617 defa)
04 Şubat 2010, 14:05:58
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Şubat 2010, 14:05:58 »



BAĞİ, BAĞY




İstemek; istemede ileri gitmek; çabayla arzulamak; sınırı aşmak; hakkıyla yetinmeyerek başkasının canına, malına, ırzına kasdetmek; saldırıya yeltenmek veya saldırmak; haksız yere yükselmek isteyerek tecavüzde bulunmak; kendisine sulhün yolları ve biçimleri gösterildiği halde haksızlıkla üst olma sevdası gütmek. Bağy "beğa" fiilinin masdarı ve isim olarak kullanılır.

Kur´an-ı Kerîm´de "De ki: O her şeyin Rabbi iken ben Allah´tan başka Rabb mi isteyecekmişim? (ebğî rabben)"(el-En´âm; 6/164); Allah´ın dininden başka bir din mi arzuluyorlar (yebgun)?" (Âli İmrân, 3/83);

"De ki: Ey Kitap Ehli! Neden eğriliğini arzulayarak (tebguneha) iman edeni Allah´ın yolundan alıkoyuyorsunuz?" (Âli İmrân, 3/99); Aranızda çıkmış olsalardı, sizin için bozgunculuktan başka birşey artırmazlar ve fitneye düşmenizi arzulayarak (yebgune) hemen içinize sokulurlardı" (et-Tevbe, 9/47) gibi ayetlerde geçmektedir. Daha çok "yeryüzünde bağy etmek" şeklinde kullanılır.

Aynı kelimeden türeyen "ibteğa" fiilî bir şeyi istemede çaba göstermek anlamındadır. Eğer, istenilen şey iyiyse, eylem de iyidir. Nitekim, Kur´anda "Yüce Rabbin vechini ibtiğa" (el-Leyl, 20), "Rabbi´nin rahmetini ibtiğa" (İsrâ,17/27) ve özellikle Allah´tan fazl veya Allah´ın fazlını ibtiğa" (el-Bakara, 2/198, en-Nahl, 16/14, el-İsrâ, 17/66, Kasas, 28/73) şekillerinde geçtiği gibi, kalplerinde maraz olan kişilerin fitne ve te´vilini ibtiğa ile müteşabihlere uydukları da belirtilir (Âli İmrân, 3/7).

Yine aynı kelimeden türeyen "inbeğa" fiilî ise yaraşmak, uygun düşmek, istenmesi uygun olmak anlamlarında "Biz ona şiiri öğretmedik, bu ona yaraşmaz da (ma yenbeği leh) (Yâsin, 36/69) ayeti gibi ayetlerde kullanılır. İnsanlar arasında ayrılıkların, özellikle, ümmet halinde sağlam bir yapı (Bünyânun marsûs) oluşturan tevhîd toplumunun içinde tefrikaların başgösterip ihtilafların çıkmasında ana neden bağy´dir. Allah katından gelen apaçık ilim, hak ve beyyine´lerden sonra eğer tefrika doğuyor ve ihtilaflar başgösteriyorsa, bu; bazı insanların Allah´ın dininin kendilerine biçtiği hak ve yere razı olmayıp, başkalarının hakkına tecavüze yeltenmesinden ileri gelmektedir. Bu konuda Kur´an oldukça nettir. Bağy´in nedeni ise şu iki ayet-i kerîmede oldukça açık ve anlamlı biçimde ortaya konmaktadır:

"O´dur sizi karada ve denizde yürüten, ne zaman ki bir gemide olursunuz; güzel bir rüzgârla onları akıp götürürken ve buna sevindiklerinde birden gemiye şiddetli bir kasırga gelip, her yerden dalga kendilerine ulaşır ve sarıldıklarını sanırlar o zaman dini O´na has kılarak Allah´a yakarırlar: Eğer bizi bundan kurtarırsan, mutlaka şükredenlerden oluruz. "Ne zaman ki Allah kendilerini kurtarır, işte o zaman haksız yere yeryüzünde bağy ederler. " (Yunus, 10/22-23).

" Eğer Allah rızkı kullarına yaysaydı, yeryüzünde bağy ederlerdi" (Şûrâ, 42/27).

İnsanlar zaman zaman darlıklarla, zaman zaman bolluklarla karşılaşırlar. Özellikle, Tevhîd toplumu kuruluşta oldukça büyük zorluklardan ve "Allah´ın yardımı ne zaman?" deme noktasına değin, büyük fırtınalardan ve sarsıntılardan geçer. Sonunda Allah rahmet kapısını onlar için açar, yer de ayaklarının altından onlara bol bol rızık verir, bu durumda zayıflayan kalpler, özellikle cahiliyedeki mevkilerini İslâm´da bulamayanlar ve rızkın, bolluğun şımarttığı kimseler Allah´ın dininin kendilerine verdiği paya razı olmayıp daha çok mal, şöhret, mevki gibi etkenlerle başkalarının hakkına el atmaya yeltenirler. Böylece bağy eylemi ortaya çıkar.

Resulullah (s.a.s.) "Cezası en çabuk verilen şerr bağy"dir buyurmuş, İmam-ı Cafer es-Sadık da, "İblis, ordularına emreder: Aralarına haset ve bağy ekin, çünkü bunlar Allah katında şirke denktir der" demiştir. Kur´an´ da "Bir kötülüğün karşılığı, misli bir kötülüktür. Kim affeder ve ıslah ederse sevabı Allah´a aittir. O, zalimleri sevmez. Kim de zulme uğradıktan sonra yardımlaşırsa, onların üzerine yol yoktur. (Kendilerine bir şey yapılmaz, ceza verilmez). Yol ancak insanlara zulmedenler ve yeryüzünde haksız yerde bağy edenler üzerinedir. Onlardır acıklı bir azabın kendileri için olduğu kişiler" (Şûrâ, 42/40-42) buyurulmakta; "kendilerine bağy isabet ettikten sonra (haklarını almak için) yardımlaşanlar" övülmekte ve bu sıfatın müminlerin sıfatı olduğu belirtilmekte (Şûrâ, 42/39) ve "Birbiriyle savaşan iki mümin topluluktan biri diğeri aleyhine bağy ederse, bütün müminlerin bağilerle Allah´ın emrine dönünceye kadar savaşmaları"emrolunmaktadır (Hucurât, 49/9). Kur´an´da ayrıca "fâcir olması, kendisi için olmayan şeye yeltenmesi" anlamında kadının bağyinden de söz edilmektedir (Meryem, 19/20, 28).

Ali ÜNAL

Bir terim olarak ise bâğî; hak ve adalet ile ülkeyi yöneten İslâm devlet başkanına veya nâibine karşı, bir te´ vile, yani kendince doğru görülen bir delile, bir sebebe dayanarak itaat dairesinden çıkan, bununla birlikte müslümanların öldürülmesini, mallarının müsaderesini, zürriyetlerinin esir edilmesini helâl görmeyen ve silâhlı güce sahip olan müslüman, demektir.

Buğât (Bağîler) arkalarında silâhlı bir güç olan asîlerdir. Kendi yorumlarına göre bir delile dayanarak bazı hükümlerde müslümanlara ve İslâmî yönetime muhalefet ederler. Askerî bir güçle bir bölgeyi ele geçirirler ve orada kendi yönetimlerini hakim kılarlar. Hâricilerin Hz. Ali´ye karşı takındıkları tavır gibi. Hâricîler veya diğer adıyla Harûrîler Hz. Ali´ye isyan ettiler, onun ve müslümanların kanlarını ve mallarını gasbetmeyi kadınlarını esir etmeyi helâl saydılar. Haricîler* Resulullah (s.a.s.)´ın ashabını tekfir ederler. Her günahın insanı küfre götürdüğü kanaatini taşırlar. Böylece dinde çok sert ve şiddetli bir yol izlediler. (İbnü´l-Hümâm, Fethu´l-Kadîr, IV, 408 vd.; es-Semerkundî, Tuhfetü´l-Fukahâ, III, 251; İbn Âbidîn, Reddü´l-Muhtar, III, 338). Bunların dışındaki bâğîler ise; hâricîlerin mübah gördüğü gibi müslümanların mallarını ve çocuklarının esir edilmelerini mübah görmezler.

Hz. Ali; "Din kardeşlerimiz bize bağyetti (isyan etti)" derken, bağy´i isyan anlamında kullanmıştır. Bâğîler İslâm nazarında dinden çıkmış sayılmazlarsa da ümmetin ittifakı ile dalâlet* ehlidirler. Dinden çıkmadıklarının delili şu ayettir: "Eğer müminlerden iki tâife çarpışırlarsa siz hemen onların aralarını bulun" (el-Hucurât, 49/9). Ancak bunlar tevhid toplumunun dağılmasına, za´fa uğramasına İslâm devleti bünyesinde ayrılıkların çıkmasına, müslüman kanının dökülmesine yol açan bir kitledir.

Bâğîlerle ilgili bazı hadisler, bu konuda uygulanacak hükümleri kapsarlar:

İbn Ömer (r.a.), Hz. Peygamber´ in şöyle dediğini nakletmiştir
: "Her kim bize karşı silâh taşırsa bizden değildir." (Buhârî Fiten,7, Diyât, 2; Müslim, İman, 161, 163; Fiten, 16_ Nesaî, Tahrim, 26; Tirmizî, Hudûd, 26; İbn Mace, Fiten, 11). Burada silâh taşımak, harbetmek anlamındadır.

Ebû Hüreyre´den, Allah elçisinin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

"Her kim, İslâm devlet başkanına itaatten çıkar ve İslâm cemaatinden ayrılır da ölürse, onun ölümü cahiliyye* ölümüdür." (Buhârî, Fiten, 2; Ebû Dâvûd, Sünnet, 27). Bu hadis, bir kimse cemaatten ayrılır, ancak o cemaate karşı harbetmezse; bizim de kendisi ile muharebe edemiyeceğimize delildir. Çünkü Hz. Peygamber, onunla muharebe etmemizi emir buyurmamış, yalnız onun ölüm hâlinin cahiliyyet ölümüne benzediğini haber vermiştir. Şu halde o, bu fiilî ile dinden çıkmaz, demektir. Hz. Ali´nin Hâricilere söylediği şu sözler de bunu gösterir: "İstediğiniz tarafta olun, sizinle aramızdaki hukuk, haram kan dökmemeniz, yol kesmemeniz ve hiç bir kimseye zulüm etmemenizdir. Eğer bunları yapacak olursanız size harp ilân ederim" (Ahmed b. Hanbel, Taberânî ve Hâkim). Bir başka hadis-i şerifte Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: "Cezası en çabuk verilen kötülük bağy´dir. "

İbn Ömer (r.a.)´den Allah Resulu´nun şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Bilir misin ey İbn Ümmi Abd (bu zat, Abdullah b. Mes´ud´dur. Çünkü o, bu lâkapla anılırdı) bu ümmetin bâğîlerine Allah´ın hükmü nasıl olacaktır?" dedi. O: Allah ve Resulu bilir! cevabını verdi. Resulullah (s.a.s.):

"Bu grubun yere düşen yaralısına dokunulmaz, esiri öldürülmez, kaçanı aranmaz, ganimeti de taksim edilmez" buyurdu. İbn Hacer el-Askalanî, Buluğu´l-Meram, Terc. ve Şerh. A. Davudoğlu, İstanbul 1967, III, 559).

Buna göre asîlerle ilgili hükümleri şu noktalarda toplamak mümkündür:

1) Âsî ve bâğîlerle savaşmak caizdir. Bu konuda icmâ (ittifak) vardır. Ayette; "Siz bâğîlik eden taife ile çarpışın... " (el-Hucurât, 49/9) buyurulmuştur. Ancak onlarla savaşa başlamazdan önce, kendilerini bu isyandan vazgeçmeğe davet gerekir. Nitekim Hz. Ali Hâricîlere karşı böyle hareket etmiştir. Hâricîler, Hz. Ali´den ayrıldıktan sonra Ali (r.a.) kendilerine İbn Abbâs´ı göndermişti. İbn Abbâs onlarla çeşitli görüşmeler yaptı. Bu münazara ve görüşmelerin sonucunda tamamı sekizbin kişi olan Hâricîlerin dört bini isyandan vazgeçtiler. Diğerleri ise inatlarında ısrar ettiler. Bu defa Ali (r.a.) kendilerine; "İstediğiniz tarafa gidin, sizinle aramızda (uyulması gereken şey) haram kan dökmemeniz, yol kesmemeniz ve hiçbir kimseye zulüm etmemenizdir" diye haber göndermiştir. Hâricîler ashab-ı kiramdan Abdullah b. Habbab b. Eret´i şehit ettiler. Hamile olan hanımının da karnını deşerek içindeki cenîni çıkardılar. Hz. Ali bunları duyunca Hâricîlere bir mektup yazarak Abdullah b. Habbab´ı şehit edenin kısasını istedi. Hâricîler; "Onu hepimiz öldürdük" deyince, Hz. Ali onlarla savaşa izin verdi (İbn Hacer el-Askalânî, Bulûğu´l-Meram, III, 560-561).

2) Âsî ve bâğîlerin yaralıları hemen öldürülmez. Ancak Hanefîlere göre, orduları varsa yaralıları öldürül...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Baği
« Posted on: 04 Mayıs 2024, 21:29:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Baği rüya tabiri,Baği mekke canlı, Baği kabe canlı yayın, Baği Üç boyutlu kuran oku Baği kuran ı kerim, Baği peygamber kıssaları,Baği ilitam ders soruları, Bağiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes