>
Forum
>
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
>
Usulü Fıkıh Eserleri
>
İslam Hukuku - İmam Gazali
>
Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
Sayfa: [
1
]
2
Aşağı git
« önceki
sonraki »
Yazdır
Gönderen
Konu: Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma (Okunma Sayısı 3171 defa)
07 Nisan 2010, 11:46:00
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
«
:
07 Nisan 2010, 11:46:00 »
Lafızların Ma´kulünden Hüküm Çıkarma
Hükmün Menatımn Tenkîhi / Ayıklanması (Tenkîhu´l-Menât)
Hükmün Menâtımn Çıkarılması (Tahric Ve İstinbatı)
A. İnkarcılarına Karşı Kıyasın Isbatı
Kıyas İle Amelî Aklen İmkansız Gören Grup
Sahabenin Rey Ve İctihad İle Hüküm Verme Konusundaki İcmâ´ı
Kur´an´dan Dayanaklar
Sünnetten Dayanaklar
Kıyas İnkarcılarının Manevî/ Aklî Gerekçeleri
B. İlleti Ortaya Koyma / Isbat Metodu.
C. Kıyasu´ş-Şebeh
1. Kıyasu´ş-Şebeh´in Mahiyeti, Örnekleri, Hakkındaki Görüşler Ve Sıh Hatinin Delili
A. Kıyasu´ş-Şebeh´în Mahiyeti/Hakikati
B. Kıyasu´ş-Şebeh´in Örnekleri
C. Kıyasu´ş-Şebeh´in Sıhhatine Delil İkamesi
2. Bu Kıyasların Mertebe Bakımından Yukarıdan Aşağıya Sıralanması
3. Şebeh Olmadığı Halde Öyle Zannedilen Şeyler
D. Kıyasın Rükünleri Ve Rüknün Şartları
L.Asıl (El-Asl)
2. Fer´
3. Hüküm
4. İllet
Tamamlayıcı Bilgi / Hatime
III. LAFIZLARDAN VE LAFIZLARIN MA´KULÜNDEN KIYAS YOLUYLA HÜKÜM ÇIKARMA
Bu başlık altında ikt mukaddime ile dört konu ele alınacaktır. Birinci konu: İnkarcılarına karşı kıyas aslının isbatı, İkinci konu: illeti isbat yolu, Üçüncü konu: Kıyâsu´ş-Şcbeh
Dördüncü konu: Kıyasın rükünleri (asi, fer´, illet ve hüküm) ve bu rükünlerin şarttan
Birinci mukaddime: Kıyasın Tanımı
Kıyas, aralarında bulunan, bir hükmün veya vasfın isbat ya da nefyİni içeren birleştirici/ortak bir özellik (cami´) sebebiyle, bir hükmü her ikisine de vermek (isbat) ya da vermemek (nefy) amacıyla, bilineni bilinene hamletmektir.
Bu birleştirici/ortak özellik, hükümde birliği gerektiriyorsa yapılan hamletme işlemi, sahih bir kıyas; hükümde birliği gerektirmiyorsa yapılan işlem fasid bir kıyas olur. Sözlük anlamı itibariyle ise kıyas, hem sahih kıyası hem de fasid kıyası içine alır.
Her kıyasta bir fer´, bir asıl, bir İllet ve bir hiiküm´ün bulunması gerekir. Var olmak, fer ve aslın şartlarından olmayıp, bazen, nefy (yokluk) ile nefye istidlal edilebilir. Bunun içindir ki biz tanımda, ´bir şeyi bir şeye hamletmek´ demeyip, şey lafzı yerine ´bilinen (ma´lûm)´ lafzını koyduk. Çünkü bize göre ´yok´, şey değildir. Yine tanımda, ´fer´i asla hamletmek1 demedik; çünkü; her ne kadar basit bir teville bu ismin, kendisi için de kullanılması yadırganacak bir durum değilse [II, 229] de, bu lafız yok´u (ma´dum) içine almayabilir. Hükmün, yokluğu bildirmesi (nefy) mümkün olduğu gibi varlığı bildirmesi (isbat) de mümkündür. Nefy; tazmin ve mükellefiyetin olmayışı gibi durumlardır. Bu yokluğun, illet olması da mümkündür. Bunun için biz bunların hepsini tanıma dere ettik. Bu tanımın doğruluğunun delili, bu tanımın muttarid ve mün´akis olmasıdır.
Kıyasın, ´doğruya ulaştıran delil´ veya ´düşünme/inceleme (nazar) yoluyla malum hakkında vaki olan bilgi" ya da ´görülmeyeni görülene (ğâibi şahide) irca etmek´ şeklinde tanımlanmasına gelince; bu tanımlamaların bir kısmı kıyastan daha genel, bir kısmı ise daha Özeldir. Bu tanımların tutarsızlığını göstermek için sözü uzatmaya gerek yoktur.
Filozofların, kıyas ismini, kendisinden bir netice çıkan iki öncülün terkibi İÇİn kullanmaları ise daha da uzaktır. Msl. ´Her sarhoş edici haramdır, Her nebîz sarhoş edicidir, ve bundan her nebtzin haram olduğu sonucu çıkar´ demek böyledir. Biz bu iki öncülden bu sonucun çıkacağını inkar etmiyoruz. Fakat kıyas biri diğerine bir nevi müsavat (bir açıdan eşitlik) sebebiyle izafe edilen / bağlantıla-nan iki durumun varlığını gerektirir. Nitekim araplar, ´Falan kişi, filancaya akıl ve neseb bakımından kıyaslanamaz´ ve yine ´falan kişi, filancaya kıyaslanabilir´ demektedirler. Bu kıyaslama, iki şey arasındaki izafi bir anlamdan İbarettir.
Bazı fakihler de, kıyasın içti had demek olduğunu söylemişlerdir ki, bu da yanlıştır. Çünkü ictihad kıyastan daha geneldir. Nitekim ictihad, bazen kıyasın haricinde, genel lafızlar (umumat), lafızların İncelikleri ve diğer delalet yollan üzerinde düşünmek yoluyla olabilir. Üstelik ictihad, fakihlerin kullanımında, yalnızca, hükmü talep hususunda müctehidin olanca gücünü harcamasını ifade eder ve yalnızca, kendini zorlayan ve çaba sarfeden kişi hakkında kullanılır. Bu İtibarla bir hardal tanesini taşıyan için "İctihad etti" (çaba ve güç harcadı, zorlanarak taşıdı) denilmez, ictihad, özel anlamda kıyası ifade etmeyip, aksine sadece, kıyas durumu demek olan çabayı ifade eder.
İkinci mukaddime: İlletler hakkındaki içtihadın alanı rjj 230]
Biz şer´î konularda (şeriyyât) illet sözcüğü ile hükmün menâtını / dayanağını yani, Şer´in, hükmü kendisine izafe edip bağladığı ve hükme alamet olarak diktiği şeyi kastediyoruz.
illet hakkındaki ictihad, ya ´hükmün menâtını tahkik (tahkîku´l-menât)´, ya ´hükmün menâtını tenkîh (tenkîhui-menât)´ ya da ´hükmün menâtını tahric ve is-tinbat (tahricu´l-menât)´ hususunda olur.
Tahkîku´l-menât içtihadı: (Hükmün bağlandığı şeyin mahiyetinin tesbiti amacıyla yapılan ictihad)
Tahkîku´l-menâtın caiz olduğunda ümmet arasında ihtilaf yoktur.
Bunun örneği; Sâri1 (Hz. Peygamber), ilk devlet başkanını (İmâm) nass yoluyla belirlemeye (tayin) muktedir iken, devlet başkanının ictihad yoluyla belirlenmesidir. Valilerin ve kadıların tayini de bunun gibidir.
Aynı şekilde kendileri için miktar öngörülen şeylerin (mukadderat) takdiri, yakınların nafakasında ´yeterli miktar´ın (kifayet) takdiri, telef edilen şeylerin (mütlefât) kıymetlerinde telef edilene denk bir şeyin (misi) vacip kılınması, cinayetlerin diyetleri (erş), avlanma cezasında misl´İn talep edilmesi de böyledir.
Yakının nafakası hususunda hükmün menâtı, kifâyet´tir (yetecek miktar). Yakınlara yetecek miktarda nafaka verilmesi gerektiği nass ile bilinmekte, fakat, her hangi bir ölçeğin (msl. bir ntl´ın), nafaka verilecek kişiye yetip yetmeyeceği İctihad ve tahmin yoluyla anlaştlabilmektedir. Bu ictihad, iki asıl ile tam ve düzenli olur: Birincisi, kifayet´in gerekliliği, İkincisi de, şu kadar ölçek yiyeceğin kifayet miktarı olduğudur. Bu iki asıldan, yakına verilmesi gereken nafakanın şu kadar ölçek olduğu sonucu çıkar. Birinci asıl, nass ve İcmâ´ ile bilinmekte, ikinci asıl ise zann ile.
Aynı şekilde diyoruz ki, "... öldürdüğünün dengi olan bir hayvan cezası
vardır" {Mâide, 5/95} ayetinden dolayı yaban eşeğine karşılık olarak bir inek gerekir. Biz, denk bir şeyin (misi) vacip olduğunu ve ineğin denk olduğunu söylüyoruz, öyleyse, yabani eşeğin öldürülmesi durumunda keffâret olarak bir inek (kurbanı) vacip olmaktadır. Birincisi, yani mislin vacip olduğu, nass ile bilinmektedir, ki bu, hükmün menâtı olan denkliktir (misliyet). Denkliğin inekte ger-[II, 231] çekleştiği ise bir nevi mukayese ve ictihad ile bilinmiştir. Aynı şekilde, bir atı telef eden kişinin, onu tazmin etmesi gerekir. Tazmin (daman), kıymette denkliktir. Atın kıymetinin msl. 100 dirhem olması ise ancak ictihad ile bilinir. Kıble konusundaki ictihad da bu kabildendir. Kıbleyi belirlemek için yapılan ictihad hiç bir şekilde kıyas kapsamında değildir. Vacib olan, kıbleye yönelmektir. Bu husus, nass ile bilinmektedir. Bir yönün kıble oluşu ise, ictihad yoluyla ve kesin olarak bilmenin çok zor olduğu durumlarda da zannı gerektiren (kanaat oluşturan) emareler (belirti) ile bilinir.Hâkimin, şahitlerin sözüyle hüküm vermesi de zannîdir. Fakat doğrulukla hükmetmek vacibtir ve bu husus, nass ile bilinmektedir. Adil kişinin doğru söylediği zann ve adalet emareleri ile bilinmektedir. Adalet de zann ile bilinmektedir.
İşte bu türe biz "hükmün menâtını tahkîk" demekteyiz. Çünkü menât, nass veya İcmâ ile bilinmekte olup istinbatına hacet yoktur. Fakat yakinen bilinmesi çok zor (müteazzir) olduğu için, buna zannî emareler ile istidlal edilmektedir. Bu hususta ümmet arasında görüş ayrılığı yoktur. Bu, bir nevi ictihaddır. Kıyas ise tartışmalıdır (muhtelefun fih). Bütün şeriatlerde zorunlu olarak bulunacak olan tahkîku´l-menât İşlemi, kesinlikle bir kıyas işlemi değildir, dolayısıyla da tartışmalı değildir. Çünkü tek tek her bir şahsın adaletini ve tek tek her bir şahsın kifayet miktarını nassla tayin etmek (tansîs) imkansızdır. Kıyası inkar edenler, hükmün, hükümle ilgisi bulunan alanları da kuşatan nass ile verildiğini söylemeleri durumunda bunu (tahkîku´l-menâtı) da inkar etmiş olurlar. [1]
Hükmün Menatının Tenkîhi / Ayıklanması (Tenkîhu´l-Menât):
Kıyası inkar edenlerin çoğu, tenkîhu´l-menâtı kabul etmektedir. Tenkîhu´l-
[II, 232] menât; Şâri´in, hükmü bir sebebe İzafe edip bağlaması durumunda bu izafe edişte
hiç bir rolü olmayan birtakım vasıfların sebep ile birlikte bulunması ve hükmün
daha geniş kapsamlı olabilmesi için bu vasıfların dikkate alınmayarak ayıklan-
masıdir.Ramazan ayında hanımıyla cinsel ilişkide (cima1) bulunması sebebiyle bedeviye köle azat etmenin (ıtk) vacip kılınması bu konuya güzel bir örnektir.Bİz, "Bir kişi hakkında verdiğim hüküm cemaat hakkında da geçerlidir" hadisiyle veya teklifin bütün şahıslara şamil olduğu hususundaki icmâ1 ile, aynı hükmü başka bir bedeviye de uygularız.
Bu hükmü Türk ve Fars´a da uygularız. Çünkü biz biliyoruz ki, hükmün menâtı, bir bedevinin cima´ etmesi değil, bir mükellefin cima´ etmesidir.
Başka bir Ramazanda oruç bozanı da bu hükme dahil ederiz. Çünkü biz biliyoruz ki menât, Özellikle olayın cereyan ettiği Ramazan ayına değil, genel manada Ramazan ayına karşı bir saygısızlık işlenmesidir. Hatta biz, aynı Ramazanın başka bir günündeki oruç bozmayı da bu hükme katarız.
Cariyesiyle cinsel ilişkide bulunan kişiye de keffâretî gerekli görürüz. Çünkü cinsî münasebet kurulan kadının, bu kişinin nikahlı hanımı olmasının hükümde ...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Müslüman
Anahtar Kelime
Pasif
Mesajlar: 132.042
Re: Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
«
Posted on:
23 Nisan 2024, 18:33:54 »
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.
Anahtar Kelimeler:
Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma rüya tabiri,Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma mekke canlı, Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma kabe canlı yayın, Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma Üç boyutlu kuran oku Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma kuran ı kerim, Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma peygamber kıssaları,Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma ilitam ders soruları, Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarmaönlisans arapça,
Logged
07 Nisan 2010, 11:46:39
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
«
Yanıtla #1 :
07 Nisan 2010, 11:46:39 »
Bu itirazların başhcalan şunlardır:
1) Hasım, İcmâ´ın hüccet oluşunu inkar ederek bu delile itiraz edebilir, tcmâ´in hüccetliğini inkar eden Nazzâm´dır. Biz, icmâ´ın hüccetliğini ilgili bahiste isbat etmiştik.
2) Hasım, (genel manada icmâ´m hüccetliğini kabul etmekle birlikte) icmâ´ın kıyas hususunda tamam olmadığını ileri sürerek itiraz edebilir. Şöyleki; bu zikredilen örnekler sahabenin hepsinden değil bir kısmından nakledilmiştir. Geri kalanlar ise yalnızca susmuşlardır. Sahabenin bir kısmının reyi inkar ettiğine dair rivayetler de vardır.
3) Onlar bazen bir kısım sahabenin susmasını kabul ederler, fakat bu susmayı rey hususunda muvafakata değil itirazı terk hususunda iyi geçinmeye hamle-derler.
4) Bazen icmâ´ı kabul ederler, fakat sahabenin faşıklıkla nitelendirilmesini önemsemezler.
5) Bazen sahabenin bu reylerinin, kıyasa değil de umum ifadelere, lafızların muktezasına ve tahkik u´1-menâl´a dayalı olduğunu söylerler.
Onların itiraz edebilecekleri hususlar toplam olarak beş tanedir.
Birinci itiraz:
Câhiz, Nazzâm´dan naklen der ki: Sahabe, şayet emrolunduklarıyla amele yapışıp, gereksiz yere kıyas ve rey külfetini yüklenmemiş olsalardı aralarında ihtilaf ve anarşi meydana gelmezdi ve kan dökülmezdi. Ne var ki, sahabİIer mükellef olduklan şeyin dışına çıkıp, muhayyer kalarak ve tehakküm ederek rey ile konuşmayı yüklenince (tekellüf) ihtilafı bir metod haline getirdiler ve öldürme ve savaş tehlikesine düştüler.
Aynı şekilde Râfizîler (Râfıza), selefin tamamının birbirleri hakkında komplo kurduklarını, hakkı hak sahibinden gasbettiklerini ve kıyamete kadar olacak şeylerin hükümlerini içine alan bütün nasslan kuşatmış olan "masum imam"a itaatten saptıklarını ve bu sebeple aralarında cereyan eden çekişme ve tartışmalara düştüklerini iddia etmişlerdir. Bu itiraz, sahabenin rey ile amel hususundaki ittifaklarım inkar edemeyen ve onları dalalete nisbet ederek kendisi fısk ve dalalete düşen kişinin öne sürdüğü bir itirazdır. Bu itirazın tutarsızlığını göstermeye, ümmetin hata (yanlış) üzerinde birleşmcyeceğine delalet eden hadis ile Sahabenin yüksek mevkiine delalet eden ayetler ve hadisler yeter. Biz bunları Kitâbu´l-fmâmdde zikredeceğiz. Aklı olan birisi, ALLAH ve Resulünün övdüğü kişiler hakkında Nazzâm gibi bir bidatçi´nin sözüyle nasıl kötü düşünebilir!
İkinci itiraz:
Rey ve kıyas ile amel eden, sadece sahabenin bîrkısmıdır. Birkısım [H, 247] sahabîlerin ise sadece sustuktan bilinmektedir. Şurası kesin ki, birkısım sahabiler hiçbir surette kıyasa dalmamış, birkısmı ise itirazdan geri durmamıştır. Câhızın naklettiğine göre Nazzâm, "Sahabe içerisinde kıyasa dalanlar, Ebû Bekr, Ömer, Osman, Zeyd b. Sabit, Übeyy b. Ka´b ve Muâz b. Cebel gibi birkaç ilk sahabi ile Ibn Mes´ûd, Ibn Abbâs ve Îbnu´z-Zübeyr gibi birkaç genç sahabidir" demiş, sonra da rey ile hüküm vermedikleri ve rey ile teşride bulunmadıkları için Abbâs ve Zübeyr´i övmüş ve "Sanki Hz. Peygamberin hallerini babalarından daha iyi biliyorlar!" diyerek abâdile´yi kötülemeye girişmiştir.
Dâvûdiyye ise, sahabenin hepsinin reyi inkardan ve rey ile hüküm verenleri yanlış yapmakla itham etmekten geri durduğu şeklindeki iddiayı kabul etmemiş ve bu hususa da sahabeden rivayet edilen şu sözleri gerekçe göstermişlerdir:
*"ALLAHın Kitabı hakkında kendi şahsî görüşüm (rey) ile konuşursam hangi gök beni gölgelendirir, hangi yer beni barındırır" (Ebû Bekr),
*"Kelâle hakkında kendi şahsî görüşümü söylüyorum. Eğer yanlış olursa benden ve Şeytandandır" (Ebû Bekr),
*"Eğer ictihad ederlerse hata ederler, ictihad etmezlerse de hakkı gizlemiş olurlar" (Bu sözü Ali, cenin kıssası ile ilgili olarak Ömer´e söylemiştir)
*"Gidin Zeyd´e haber verin! Eğer tevbe etmezse Resulullah ile birlikte yaptığı cihad boşa gitmiştir" (Bu sözü, Aişe, ıyne / îne meselesinde reyiyle fetva veren Zeyd b. Sabit için söylemiştir).
"Dileyenle tartışının ki, ALLAH malda yarım ve üçte iki kılmamişttr" (Ibn Abbas´ın sözü).
*"Zeyd b. Sabit hiç ALLAH´tan korkmaz mı! Oğulun oğlunu oğul hükmünde tutuyor da, babanın babasını baba hükmünde tutmuyor" (Ibn Abbas´ın sözü).
*"Eğer yanlış ise benden ve Şeytandandır" (tbn Mes´ud, mufavvıda meselesinde söylemiştir).
*"Reycilerden sakının! Reyciler Sünnet´in düşmanlarıdır. Onlar hadisleri ezberlemeye güç yetiremedikleri için rey ile hüküm vermişler, hem kendileri sapmış, hem de başkalarını saptırmışlardır" (Ömer).
*"Eğer dîn, rey ile olsaydı, mestin içini meshetmek dışını meshetmekten daha doğru olurdu" (Ali ve Osman).
*"Din konusundaki reyi itham edin. Bizim yaptığımız rey tekellüf ve zandır. Zan ise hiç bir surette hakikatin yerini tutmaz" (Ömer).
*"Bazı kişiler reyleri ile fetva veriyorlar. Şayet şu anda Kur´an iniyor olsaydı, onların fetvalarının aksine inerdi" (Ömer).
*"İçinizdeki alim ve salih kişiler gidecekler ve insanlar kendilerine, olmamışı, olana kıyas eden cahil reisler edinecekler" (îbn Mes´ûd).
[II, 248] *"Eğer dininiz hususunda rey ile hüküm verirseniz, ALLAH´ın haram kıldığı birçok şeyi helal, helal kıldığı birçok şeyi de haram kılarsınız" (Ibn Mes´ûd).
*"ALLAH, hiç kimseye kendi dini hakkında rey ile hüküm verme yetkisi vermemiştir. Nitekim ALLAH Teala peygamberine "Biz sana Kitâb´ı, insanlar arasında Allanın sana gösterdiği ile bükmedesin diye hak ile indirdik´ (Nisa, 4/105) buyurmuş, ´Kendi görüşüne göre hükmedesin diye´ dememiştir." (tbn Ab-bas)
*Kıyas Ölçülerinden (mekâyîs) uzak durun! Güneşe de kıyas Ölçüleri sebebiyle tapınıl maktadır. (îbn Abbas)
*Eraeytecileri (senin görüşün ne, sen ne dersin? diyenleri) terkedin! (îbn Ömer)
Tabiun da tıpkı sahabe gibi kıyası inkar etmiştir. Msl.
Şa´bî, "Sana Ahmed´in (Hz. Peygamberin) arkadaşlarından naklettikleri haberleri çekinmeden al! Kendi görüşlerine dayanarak verdikleri haberleri çöplüğe at! Çünkü Sünnet, kıyas ölçülerine göre konulmamıştır" demiştir.
Mesrûk b. el-Ecda´, "Sabit olmuş ayağın kaymasından endişe ettiğim için (yani doğru yoldan sapma endişesiyle) bir şeyi bir şeye kıyas etmem" demiştir.
Cevap:
Bu itirazlara birkaç şekilde cevap verilebilir:
a) Biz, bütün sahabilerin ictihad ettiklerini, rey ile görüş açıkladıklarını verey ile hüküm verenlere karşı çıkmadıklarını kesin delillerle açıklamıştık. Hatta bu husus, "kardeşlerle birlikte dedenin mirasçı lığı", "devlet başkanının bey´at yoluyla tayini (belirlenmesi)", "mushafın toplanması", "Devlet başkanlığı (hilafet) makamına Ömerin atanması (ahd)" gibi meşhur birkaç olayda tevatüren sabit olmuştur. Bunlar gibi tevatüren sabit olmayan olaylar ise, ümmet arasında hiç kimsenin inkar etmediği sahih rivayetler ile sabit olmuş ve sahabenin reye başvurmaları hususunda, zaruri bilgi meydana getiren münferit olaylardır. Bu, tıpkı Hâtim´in cömertliğinin, Ali´nin yiğitliğinin bilinmesi gibi, zaruri olarak bilinmiş olmaktadır. Bütün bunlar, sahabenin ictihadla hüküm vermeleri hususunu şüphe konusu olmaktan çıkaracak bir boyutta olup, aksi yöndeki rivayetlerin pekçoğu kopuktur (maktu´) ve güvenilir olmayan kişilerden nakledilmiştir. Üstelik bu rivayetler, aynı kişilerden nakledilen sahih rivayetlere doğrudan muarızdır. Bu durumda, zaruri olarak bilinen bir şey, böyle olduğu bilinmeyen bir şey mukabilinde nasıl terkedilebilir!? Hatta, sahabeden ictihad lehinde ve aleyhinde nakledilen haberlerin sıhhat bakımından birbirine eşit olduğunu kabul etsek bile, bu durumda her iki gurup haberlerin hepsini atmak ve sahabenin mütevatiren bilinen müşavere ve ictihadlanna başvurmak gerekir.
b) Bu rivayetler şayet sahih ve hatta mütevatir olsa, bu durumda bu rivayetlerle, yine sahabenin meşhur ictihad I arının arasını uzlaştırmak gerekir. Buna göre, sahabenin inkar ettiği reyin, nassa muhalif rey veya müctehid olmayan kişilerden sadır olmuş cehalet kaynaklı rey veya yeri dışında kullanılan rey veya hiç bir aslın şahitlik etmediği ve sırf istihsana ve -önceki minvale uyum göstermeksizin-yeniden / kendiliğinden şeriat koymaya dönük rey olduğu söylenebilir. Zaten lafızlarında buna delalet eden hususlar bulunmaktadır. Nitekim, "İnsanlar cahil önderler edindiler", "Rey ile hüküm verirlerse helali haram haramı helal kılarlar" gibi ifadeler vardır. Öyleyse, kıyası kabul edenler de rey ve kıyasın bazı türleri- [II, 249] nin batıl olduğunu söylemektedirler. Halbuki, kıyası inkar edenler, kesinlikle kıyasın hiç bir çeşidinin sahih olduğunu kabul etmezler. Biz ise, rey ve kıyasın bazı türlerinin fasid olduğunu kabul ediyoruz. Msl. Zahir ehlinin "Usûl (temel konular) kıyas ile tesbit edilemez. Füru da aynen böyle olmalıdır"; "Usûl zan ile sabit olmadığı gibi füru da zan ile sabit olmaz" ve "Şayet şeriatte illet (talil) olsaydı, bu tıpkı aklî İllet gibi olurdu" şeklindeki kıyaslan bizce fasiddir. Çünkü bunlar, bir şeyi kendisine benzer olmayan bir şeye kıyas etmektedirler. Onların yaklaşımlarına göre her kıyas batıl oluyorsa, kendi yaptıkları bu kıyaslar ve kıyası iptal konusundaki reyleri de haliyle batıl olur. Böyle bir yaklaşım her iki mezhebin de iptaline götürür.
Üçüncü itiraz:
Icmâ´ delili ancak, ictihad edenlerin dışındaki alimlerin susmasıyla tamamlanır. Eğer bu ictihad batıl olsaydı, elbetteki susmayıp onu inkar ederlerdi. Öyleyse diyoruz ki: Sahabenin susması belki de -tartışmadan Ötürü bir fitne çıkmasın diye- İyi geçim / mücâmele kabüindendir yahutta onlar kapalılığı yüzünden delili ortaya koyamadıktan için susmuşlardır. Bunun delili de şudur: Usul meseleleri hakkında katt deliller vardır. Yine de usulcüler emir sıygası, umûm sıygası, mefhûm, ıstıshâbu´1-hâl ve Hz. Peygambe...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
07 Nisan 2010, 11:47:07
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
«
Yanıtla #2 :
07 Nisan 2010, 11:47:07 »
Kıyas İnkarcılarının Manevî/ Aklî Gerekçeleri:
Birinci manevî gerekçe
, Şîa ve Ta´lîmiyye´ye ait olup şöyledir: İhtilaf ALLAHın dininden değildir. ALLAHın dini değişken ve farklı değil tektir, insanları zannlara / kanaatlere göre davranmaya sevketmek ise zorunlu olarak ihtilafı doğurur. Rey, ihtilafın kaynağıdır. Her müctehid musîb ise, bir şey ve onun zıddı nasıl ALLAHın dini olabilir! Bir tek musibin bulunması da imkansızdır. Çünkü birinin zannı (zann olmak bakımından) tıpkı diğerinin zannı gibidir. Zanniyyat hususunda kesin delil olmayıp, zannlar nefislerin yönelişine racidir. Nice sözler vardır ki., Zeyd´in nefsi ona meyleder de Amr´in kalbi ondan nefret eder. İhtilafın zemmedilmiş olduğuna şu ayetler delildir:
1) "Eğer bu Kitap, Allahtan başkasının katından gelmiş olsaydı, onda birçok ihtilaf bulurlardı" {Nisa, 4/82},
2) "Dini ikame edin ve dinde ayrılığa düşmeyin" (Şûra, 42/13),
3) "Birbirinizle tartışmaya girmeyin, zayıf düşersiniz ve ağırlığınız gider" (Enfâl, 8/46)
4) "Dinlerini parçalayıp bölük pörçük olanlar var ya sen hiç bir hususta onlardan değilsin" {En´âm, 6/159 J,
5) "Kendilerine beyyineler geldikten sonra ihtilafa düşüp fırkalara ayrılanlar gibi olmayın" (Al-i Imrân, 3/105).
Aynı şekilde sahabe de ihtilafı kötülemiştir.
Ömer (r), "ihtilafa düşmeyin. Eğer siz ihtilafa düşerseniz, sizden sonrakiler daha fazla ihtilafa düşerler" demiştir. Yine Ömer, îbn Mes´ud ve Übeyy b. Ka´b´ın, kişinin bir elbise ve iki elbise içinde kıldığı namaz konusunda ihtilaf ettiklerini görünce minbere çıkmış ve "Hz. Peygamberin arkadaşlarından iki kişi ihtilaf ediyorlar. Müslümanlar ikinizden hangisinin fetvasını alacak! Şu andan itibaren iki kişinin ihtilaf ettiğini duymayayım. Aksi takdirde ne yapacağımı ben m 261] biliyorum" demiştir.
Cerîr b. Küleyb şöyle demiştir: Gördüm ki Ömer müt´a nikahını yasaklıyor, Ali ise emrediyordu / mubah görüyordu. Onlara, ikinizin arasında bir şer var / ikinizden birisi şerlidir, dedim. Ali dedi ki: "Hayır, ikimizin arasında sadece hayır var. Fakat, en hayırlımız bu dine en çok uyanımızdır".
Ali hilafeti zamanında kadılarına şöyle yazmıştır: "Önceden / Önceki halifeler zamanında nasıl hüküm veriyor idiyseniz, şimdi de öyle hüküm veriniz. Çünkü ben ihtilafı kerih görürüm ve arkadaşlarımın Öldüğü gibi ölmeyi arzularım".
Cevap:
Biz, bütün müctehidlerin isabet ettiği görüşündeyiz. Onlar bize şöyle itiraz ediyorlar: "Bir şey ve o şeyin zıddı (nakız) aynı anda nasıl din olabilir!"
Biz de diyoruz ki; bu /bir şey ve zıddının din olması, iki şahıs hakkında mümkündür. Msl. Namaz kılma ve namazı terketme hayızlı kadın ile temiz kadın açısından böyledir. Yani birine namaz kılmak farz iken diğerine haramdır.
Kıblenin tayini hususundaki içti had lan farklı olan kişiler açısından kıble de böyledir. Yani herbirinin kıblesi kıble zannettiği yöndür.
Aynı şekilde, biri sağlık ve güvenlik içerisinde varılacağına kanaat getiren ve diğeri helake kanaat getiren iki kişi açısından deniz yolculuğuna çıkma hususu böyledir. Bu durumda birincinin deniz yolculuğuna çıkması caiz, ikincinin çıkması haramdır.
îki kadı ve iki müftü açısından, birisi doğru sözlü olduğuna, diğeri yalancı olduğuna kanaat getirdikleri şahid ve ravi´yi tasdik ve tekzib etmek böyledir.
Onların, "İhtilaf nasıl emredilmiş olabilir!" sözlerine gelince, biz ihtilafın emredilmiş olduğunu söylemiyoruz. Aksine biz, başka bir müctehid kendisine muhalif olsa bile, her müctehidin kendi zannına / kanaatine göre davranmakla emrolunduğunu, ihtilafı kaldırmanın müctehidin ihtiyarı dahilinde olmadığını söylüyoruz. İhtilaf fiilen zaruri olarak vardır, yoksa, emredilmiş değildir.
ALLAH Tealamn, "Şayet Allahtan başkasının katından gelmiş olsaydı, onda birçok ihtilaf bulurlardı" {Nisa, 4/82} ayetine gelince; ayetteki ihtilafın anlamı, "mülhidlerin iddia ettiği çelişki / tenakuz ve yalan" veya "belagat hususundaki ihtilaf ve -nazm ve nesir hususunda durumlarının farklılığı sebebiyle- beşer kelamında söz konusu olabilen lafız bozukluğu / ıztırap"dır. Yoksa ki, ayetteki ihtilaftan maksat, hükümler konusundaki ihtilafı nefyetmek, yoksaymak değildir. Çünkü bütün şeriatler ve dinler ALLAH katından olduğu halde bunların birbirinden farklılıkları vardır. Üstelik Kur´an´da emir, yasaklama, ibaha, va´d, vaîd, emsal ve mevaiz vardır. Bunlar da bir nevi ihtilaftır.
"Ayrılığa düşmeyin", "Birbirinizle çekişmeyin" gibi ayetlere gelince, bunların hepsi tevhid ve Hz. Peygambere iman ve onu destekleme hususundaki ihtilafı yasaklamaktadır. Yine haklarında gerçeğin tek olduğu tüm temel dini hususlar (usûlu´d-diyânât) böyledir. Bunun içindir ki ALLAH Teala, "Kendilerine apaçık deliller / beyyinât geldikten sonra..." demiştir.
Yine "Birbirinizle çekişmeyin, yoksa güçten düşersiniz ve ağırlığınız gider" ayeti ile, dini üstün kılma / destekleme hususunda gevşeklik gösterme / yardımlaşmama kastedilmektedir.
İhtilafı kötüleme sadedinde sahabeden rivayet ettikleri haberlere gelince; bu haberler nasıl sahih olabilir ki, ilk ihtilaf edenler ve ictihad edenler kendileridir. Sahabenin ihtilaf ve ictihad ettiği tevatüren bilinmektedir. Hal böyleyken, tevatüren bilinen bir husus, senedinde zayıflık bulunabilen ve metni, "dinin temeli", veya "dini destekleme" veya "hilafet ve imamet" veya "icmâ´ gerçekleştikten sonra ortaya çıkan tartışma / hilaf veya "imamlara, valilere ve kadılara karşı ihtilaf veya "İçtihada ehil olmadıkları halde sıradan insanların / avâmmın rey sebebiyle ihtilafı" konularındaki ihtilafın yasaklanması şeklinde tevil edilebilen rivayetlerle nasıl bir kenara itilebilir!
Ömer´in, İbn Mes´ûd ve Übeyy b. Ka´b arasındaki ihtilafı hoş karşılamamasına gelince, belki de tek elbise içerisinde namaz hususunda daha önce icmâ1 edilmişti ve buna muhalefet eden sahabi, icmâ´ın gerçekleşmesi için asrın geçmesinin şart olduğu görüşündeydi. Bunun içindir ki Ömer, "Her ikiniz de Hz. Peygamber´den rivayette bulunuyorsunuz. Peki miislümanlar hanginizin fetvasını alacak!" demiştir. Diğer bir ihtimal de şudur: İbn Mes´ud ve Übeyy, belki de biri diğerini te´sîm / günaha nisbet ediyor ve bunda da aşın gidiyordu. Ömer de, bizzat ihtilafı değil, bu şekildeki ihtilafı yasaklamıştır. [H, 263]
Diğer bir ihtimal; belki de Ibn Mes´ud İle Übeyy, fetva soran tek kişinin huzurunda ihtilaf etmiş ve fetva soran şaşırıp kalınca, Ömer, "Halk, hanginizin fetvasını alacak!" demiştir. Böyle bir durumda işin doğrusu şudur: Bîr müfti, ictiha-di bir meselede, âmmî için bir fetva vermişse, diğer müftinin, soruyu soran kişinin huzurunda bu fetvaya karşı çıkıp da soruyu soran kişiyi ne yapacağını bilemez bir durumda bırakmaması uygundur.
Müt´anın haramhğı konusunda Ömer ve Ali´nin ihtilafına gelince, böyle bir ihtilafın meydana geldiği doğru değildir. Tam tersine sahih rivayetler, Ali´nin müt´a nikahının ve ehli eşek etinin Hayber gününde haram kılındığını naklettiğini göstermektedir. Sonra, içtihadı caiz gördükleri kesin olarak bilinen bu kişilerin, ihtilafı yasakladıktan nasıl doğru olabilir!
Ali´nin kadılara yazdığı mektuba gelince, bunun birkaç şekilde yorumlanması mümkündür:
1) Belki bu kadılar Ali´ye mektup yazarak bazı olaylar hakkındaki görüşünü sormuşlar, Ali de, "Önceden bu gibi olaylar hakkında nasıl hüküm veriyor idiyseniz, şimdi öyle hüküm verin. Çünkü, şimdi onlara muhalefet edecek olursanız, bu yüzden daha başka patlaklar söz konusu olabilir ve bu durum benim taasubum ve aykırı davranışım olarak yorumlanabilir" demiştir.
2) Belki de kadılar, asrın henüz geçmediği, dolayısıyla muhalefet etmenin caiz olduğu zannıyla sahabe icmâ´ına muhalefet konusunda Ali´den izin istemişlerdir. Ali de öncekilere muhalefeti kerih görmüştür.
3) Belki de bu kadılar, Basra´da bulunan Haricîlerin ve diğerlerinin şahitliğini kabul veya red hususunda danışmışlardır. Ali de, tıpkı savaştan Önce olduğu gibi şimdi de onların şahitliklerinin kabul edilmesini emretmiştir. Çünkü onlar, bir tevile istinaden savaşmışlardır. Onların şahitliklerini reddetmek hem taassub, hem de yeniden bir görüş ayrılığı / hilaf yaratmaktır.
ikinci manevi gerekçe:
"Aslî nefy bilinmektedir; aslî nefyden nass ile yapılan istisna da bilinmektedir. Buna göre, söylenmemiş olan şeyler, bilinmekte olan aslî nefy üzere kalır. Bu suretle kesin olarak bilinmekte olan bir husus, zannî olan kıyas ile nasıl bir kenara itilebilir!"
Deriz ki:
Umûm, zevahir, haber-i vâhid, cinayetlerin erşleri ve nafakalar hususunda bilirkişinin (mukavvim) sözü, cezau´s-sayd, şahidlerin doğru sözlülüğü, hüküm meclisinde muhalifin doğru sözlülüğü gibi hususlann hepsi zannî olduğu halde, bunlarla aslî nefy kaldırılmaktadır. Diğer taraftan, biz aslî nefyi, zannî şeyle değil, kesin olan bir şeyle kaldır- [II, 264] maktayız. Şöyle ki: Biz, zannî İllete ittiba ile emrolunmuş (teabbüd) ve zann hasıl etmiş isek, bu zarının mevcudiyetini kesin olarak biliriz ve bu zannın varlığı ile birlikte hükmün de var olacağını da kesin olarak bilmiş oluruz. Böylece aslî nefy kesin olan bir şeyle kaldırılmış olmaktadır.
Üçüncü manevi gerekçe:
Temeli / mebnasi, tahakküm, teabbüd, benzerler (mütemâsilât) arası fark ve farklılar arasında birlik / cem´ olan bir Şer´de nasıl olur da kıyas ile tassarruf edilebilir! Zira bu Şer´;
♦Küçük kız çocuğunun sidiğinden dolayı elbisenin yıkanması gerektiğini söylerken, küçük erkek çocuğunun bevlettiği elbiseye su serpiştirmenin yeterli olduğunu söylemekte,
♦Meni ve hayz sebebiyle gusletmenin vacip olduğunu, sidik ve meziden dolayı gusletmenin gerekli olmadığını söylemekte,
♦Hayı...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
07 Nisan 2010, 11:47:39
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
«
Yanıtla #3 :
07 Nisan 2010, 11:47:39 »
Üçüncü Mukaddime: (Söylenmeyenin Söylenene Katılması)
Meskûtun mantûka ilhakı, kesin ve zannî (maktu1 ve maznun) olmak üzere iki kısımdır. Kesin olanın da iki mertebesi vardır: 1. mertebe: Meskût´un, hükme, mantûk´tan daha uygun / evlâ olması.
Msl. "O ikisine öf deme" ayeti böyledir. Çünkü bu söz, dövme ve sövmenin de haram kılındığını anlatmaktadır.
Hz. Peygamber´in, "İğne ve iplik de olsa geri iade ediniz" sözü, ganimetlerde az veya çok olmasına bakılmaksızın hıyanetin (ğulûl) haramlığını anlatmaktadır.
Hz. Peygamberin, tek gözü kör ve tek ayağı kesik / topal hayvanın kurban edilmesini yasaklaması da böyledir. Bu söz, iki gözü kör ve iki ayağı kesik hayvanın kurban edilmesinin yasaklığını anlatmaktadır.
Hz. Peygamberin, "Göz dübürün bağıdır. Gözler uyursa, bağ boşanır" sözü de böyledir. Cinnet getirme, bayılma, sarhoşluk ve aklı izale eden her şey, ilgili hükme uykudan daha uygun düşmektedir.
Usulcüler, bu tür istidlalin kıyas olarak isimlendiril meşinde ihtilaf etmişlerdir. Bu istidlalin kıyas olarak adlandırılması pek uygun değildir. Çünkü bunda düşünmeye ve illet istinbatına hacet yoktur. Aynca, burada söylenmeyen şey (meskûtun anh), hükme, söylenenden (mantûkun bih) daha evladır. Zaten, bunu kıyas olarak adlandıranlar da, bunun kesin olduğunu itiraf etmişlerdir. İsimlendirmelerde tartışmaya gerek yoktur. Kıyası bir nevi ilhak sayanlar açısından, bu istidlal türü de kıyas kapsamına girer. Bu görüşte olanların muhalefeti sadece [II, 282] ibarededir. Bazen, bu türe bir yönden benzeyen şeyler, bu türün devamı görünümü arzedebilir. Fakat bu, ilim değil, zann ifade eder. Msl. Hataen öldürmede keffâret gerektiğine göre, amden öldürmede keffâretin gerekli olması daha evladır. Çünkü, amden öldürme, hem hataen öldürme durumunu hem de bir fazlalığı (udvân ziyadesini) içine almaktadır" sözü böyledir.
Yine "Fâsıkm şahitliği reddedildiğine göre, kafirin şahitliğinin reddedilmesi daha evladır. Çünkü küfür, fısk ve artışıdır" sözü de böyledir.
"Kitabî olanlardan cizye alındığına göre, putperestten alınması daha evladır. Çünkü putperest, hem kafir hem cahildir" sözü de böyledir.
Bu yaklaşım, birinci türün kapsamında olmamakla birlikte, bazı miictehidler açısından zann ifade edebilir. Birinci türün benzeri şu olabilir: tki kişinin şahitliği kabul edildiğine göre, üç kişinin şahitliği haydi haydi kabul edilir ve bu kesindir. Çünkü bunda hem birinci hem de bir ilave / ziyade vardır. Yine, tamamen kör olan hayvan (amyâ), iki kere birer gözünü kaybetmiş (avrâ) hayvandır, ve iki ayağı kesik olan hayvan iki kere birer ayağı kesilmiş hayvan demektir.
Ancak, kasden (amd) öldürme durumu, hataen öldürmeden farklıdır. Çünkü hataen öldürmenin aksine, kasden öldürmede keffâret bu suçu belli oranda gidermeye yeterli ve etkili olmayabilir. Fakat birinci türe benzer olarak şu örnek verilebilir: Ramazan ayının gündüzünde eşiyle cinsel ilişkide bulunan kişiye keffâret vacip olur. Ramazanda zina eden kişiye ise haydi haydi gerekir. Zira zina eden kişi hem cinsel İlişki sebebiyle Ramazan ayına saygısızlık etmiştir hem de bunu meşru olmayan bir biçimde yapmıştır. Halbuki kasden öldürmede, hata ve artı bir fazlalık mevcut değildir.
Aynı şekilde, fâsık, kendi dini hususunda töhmet altında olup yalan söyleyebilir. Halbuki kafir, kendi dini yüzünden yalandan kaçınabilir.
Yine cizyenin kabul edilmesinde, belki de putperestin hiç layık olmadığı bir nevi saygı ve kolaylık vardır. Bütün bu sözlerin ölçüsü / delili şudur: Şayet Şer´ bizim bu meselelerle ilgili olarak söz konusu ettiğimiz bu farkları açıkça belirtmiş olsaydı, bunlar yadırganmazdı ve nefisler bunu kolaylıkla kabul ederdi.
Denirse ki:
İki gözü kör hayvanın kurban edilebilip, tek gözü kör olan hayvanın edilememesi, iki kişinin şahitliğinin kabul edilip, üç kişinin şahitliğinin kabul edilmemesi durumu, nefislerin yadırgayacağı, kabule yanaşmayacağı bir husustur.
Nefislerin bunu kabule yanaşmamasının sebebi, tek gözü kör hayvanın kur- [II, 283] ban edilme yasaklığının, tek gözü kör hayvanın eksikliği yüzünden olduğunu, iki kişinin şahitliğinin kabulünün, davanın doğruluğunu ortaya koyması yüzünden olduğunu ve öf demenin haramlığının ana-babalara ikram sebebiyle olduğunun kesin olarak bilinmesidir. Bu anlamlar anlaşıldıktan sonra, fark kendisini gösterir. Halbuki, hataen öldürmede, kafirin şahitliğinde ve putperestin cizyesinde bu gibi anlamlar anlaşılamamaktadır.
İkinci Mertebe:
İkinci mertebe, meskûtun anh´in, mantûkun bihe denk (misi) olup, mantûkun bihten daha evla veya daha aşağı olmaması, bu durumda "Meskûtun anh aslın anlamındadır" denilir. Usulcüler, bunun kıyas olarak adlandırılmasında da ihtilaf etmişlerdir.
Örnek:
Hz. Peygamberin, "Kim, bir köledeki ortaklık hakkını (şirk) azad ederse, kölenin geri kalanının değeri kendi üzerine kıymetlendirilir" sözü böyledir. Nitekim cariye de bu hususta köle anlamındadır.
"Hangi erkek ki, iflas eder veya Ölürse, mal sahibi kendi malına daha hak sahibidir" sözü. Kadın da aynı anlamdadır.
"Cariyelere, hür kadınlara verilen cezanın yarısı verilir" {Nisa, 4/25} ayeti de böyledir. Bu hususta erkek köleler de aynı anlamdadır.
"Kim bir kölesini satarsa, kölenin de kendine ait malı varsa, müşteri bunu şart koşmadıkça bu mal satıcıya aittir" sözü de böyledir. Bu hüküm açısından cariye de köle gibidir.
Hayvanın yağ içerisinde ölmesiyle İlgili olarak Hz. Peygamberin "Yağ sıvı ise dökülür, katı ise hayvanın düşüp öldüğü kısım çevresiyle birlikte kesilip alınır" sözü böyledir. Bu hüküm hususunda eğer katı ise bal da böyledir.
Bu türün özü, dile getirilmeyen (meskûtun anh) ile dile getirilen (mantûkun bih) arasındaki farkın (fânk) bu hükmün cinsine etki etmede hiç bir rolünün olmadığının bilinmesidir. Bu farkın hükümde etkili olmadığı ise, Şer´in hükümlerini, bu tür hükümlerdeki uygulamalarını / mevarid ve mesadırını araştırmakla bilinebilir. Bu araştırmanın sonucunda, kölelik ve hürriyet hükümlerinin siyahlık, beyazlık, uzunluk, kısalık, güzellik ve çirkinliğe göre değişmediği gibi erkeklik [II, 284] ve kadınlığa göre de değişmediği anlaşılır. Bu tür istidlal, nikah velayeti, kaza, şahitlik vb. gibi, erkeklik ve dişiliğin etki ettiği hükümlerde cari değildir. Bu türün kuralı, toplayıcı illete başvurmaya gerek duyulmaksızm sadece farika bakılarak bu farıkın hangi noktada olduğunun tesbİt edilmesi ve arkasından bu noktadaki farkın kesinlikle etkisi bulunmadığını bilmektir. Bizim "Bu ikisi arasında sadece şu noktada fark vardır" sözümüze, başka bir ihtimalin daha bulunabileceği şeklinde bir ihtimal giriyorsa ve "Bu farkın hiç bir etkisi yoktur" sözümüze de, bu farkın bir rolü bulunabileceği şeklinde bir ihtimal giriyorsa, bu durumda yapılacak olan ilhak kesin olmayıp, zannî olur.
Bu türün peşine, zannî olan şeyler de takılabilir. Msl. "Bir kimse, itki, muayyen bir uzuva izafe ederse, sirayet eder / yani köle tamamen azat edilmiş olur" sözümüz böyledir. Buna dayanarak, kişi itki, kölenin yarısına İzafe ederse yine sirayet eder. Çünkü yarı, kölenin bir kısmıdır, el de kölenin bir kısmıdır denilebilir. Bu anlayış bazı müctchidlerin zannma galip gelebilir. Halbuki bu hüküm hususunda muayyen bir kısmın, şayi bir kısma eşitliği kesin değildir. Çünkü bu tür bir farklılığın tesirde rolü bulunması uzak ihtimal değildir.
Yine, hükmün menâtını tenkîhe ilişkin hususlar da bu türden sayılabilir. Msl. Hz. Peygamberin Ramazan ayında eşiyle cinsel ilişkide bulunan bedeviye "Bir köle azat et" demesi böyledir. Biz, arap olmanın bu hükümde bir etkisi bulunmadığını bildiğimiz için, bir Türk veya Hintlinin de aynı anlamda olduğunu biliriz. Yine kölenin de hür gibi olduğu bilindiği için, kölenin de oruç tutması gerekir. Çünkü orucun vacipliği açısından köle de hür ile müşterektir. Ancak çocuk bu anlamda değildir. Çünkü çocuk lüzum / gereklilik hususunda hür insan gibi değildir. Lüzumun ise, tesirde rolü bulunmaktadır.
Mahalle baktığımızda, bedevinin kendi eşiyle cinsel ilişkide bulunduğunu görürüz. Bu kişi, eşiyle değil de cariyesiyle ilişkide bulunsaydı, hatta zina etmiş [II, 285] olsaydı yine aynı hüküm uygulanacaktı ve keffârete daha evla olacaktı. Ancak li-vata, hayvanla veya ölü kadınla ilişkinin aynı hükümde olup olmadığında tereddüt edilebilir. Daha zahir olan, livatanın da aynı anlamda olmasıdır.Kendine saygısızlık yapılan oruca bakalım. Bedevi, muayyen bir ayda ve muayyen bir günde İlişkide bulunmuştur. İlişkinin yapıldığı Ramazan ayının diğer günlerinin ve diğer Ramazan aylarının da aynı anlamda olduğu bilinir. Kaza ve nezir orucu ise aynı anlamda değildir. Çünkü Ramazan ayının saygınlığı daha büyüktür ve ona yapılan saygısızlık daha fahiştir. Saygınlığın /hürmet bu gibi hükümlerde rolü vardır.
Yapılan işin kendisine bakalım; acaba, yeme, içme ve orucu bozan diğer şeyler cinsel İlişki anlamında sayılabilir mi? Burası inceleme ve tartışmaya açıktır. Zira "Nasıl ki kısas, kullanılan aletin kılıç, bıçak veya her hanfi bir öldürücü alet olmasına bakılmaksızın masum cana kıyılması sebebiyle vacip oluyorsa, aynı şekilde keffâret de orucun fevt edilmesi / bozulması yüzünden vacip olmaktadır ve cinsel ilişki de bu fevt etmenin aletidir" denilmesi muhtemeldir. Yine, "Keffâret, önleyici ve caydırıcı bir tedbirdir. Cinsel ilişki dürtüleri ise, mücerred din duygusu ile engellenemez. Dolayısıyla, yeme, içme dürtüsünün aksine burada ayrıca caydırıcı bir keffârete ihtiyaç duyulmuştur" denilmesi de muhtemeldir. Bunlar, müctehidden müctehide değişebilen zanlardır.
Burada yemenin, cinsel ilişkiye ilhakı kıyas olarak adlandırılabilir mi?
Bu konuda usulcüler ihtilaf etmişlerdir. Ebû Hanîfe ashabı, "Keffâret konularında k...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
07 Nisan 2010, 11:48:11
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
Çevrimdışı
Cinsiyet:
Mesaj Sayısı: 25.839
Ynt: Lafızların Makulünden Hüküm Çıkarma
«
Yanıtla #4 :
07 Nisan 2010, 11:48:11 »
Aslın İlletini İsbat Hususunda Fasid / Tutarsız Anlayışlar
Aslın illetinin belirlenmesinde tutarsız üç yaklaşım bulunmaktadır:
1) Aslın illetin sahihliğinin delili, bu illetin kendisine muarız olan ve kendi gerektirdiği hükmün zıddını gerektiren bir illetten salim olmasıdır. İlletin muara-zadan salim olması onun sahihliğinin delilidir, şeklindeki anlayış.İlletin bu şekilde isbati fasiddir. Çünkü böyle bir illetten salim olması, onun sadece bir müfsidden salim / kurtulmuş olduğunu gösterir. Halbuki belki de başka bir müfsidden salim olamayabilir. Hatta tüm müfsidlerden salim olsa bile bu durum yine de illetin şahinliğini göstermez. Nitekim mechul´un şahitliği, zedeleyici bir kusurdan (illet-i kâdiha) salim olsa bile, tadil ve tezkiye edici bir beyyine kaim olmadığı sürece bu onun hüccet olduğunu göstermez. Aynı şekilde, bir müfsidin bulunmayışı da sıhhat için yeterli değildir. Aksine, sıhhate delalet eden bir delilin kaim olması gerekir.
Denirse ki:
Bu illetin sıhhatinin delili, müfsidin bulunmamasıdır.
Deriz ki:
Hayır, tam tersine, sahihliği gösteren bir delilin bulunmaması illetin fasid olduğunun delilidir. Bu iddia sizinkinin tersyüz edilmiş şeklidir ve bununla sizinki-[II, 307] si arasında hiç bir fark yoktur.
2) İlletin sıhhatine illetin ittıradı (düzenliliği, süreğenliği, tek düzeliği)ve hükmünde cari oluşuyla istidlal etmektir ki, bunun da, illetin bir müfsidden salim olmasından başka bir anlamı yoktur ve bu, ´nakz´dır, şeklindeki anlayış.
Msl. "Zeyd alimdir. Çünkü alimlik iddiasını boşa çıkaracak bir delil yoktur" denilmesi böyledir. Bu söze, "Zeyd cahildir. Çünkü cahillik İddiasını ifsad edecek hiç bir delil yoktur" sözü muarızdır. Bu konuda en doğrusu şudur: Cahilliğine dair bir delil olmaması, Zeydin alim olduğunu göstermeyeceği gibi, alimliğine dair bir delilin bulunmaması da onun cahil olduğunu göstermez. Yapılacak şey, bir delil ortaya çıkıncaya kadar beklemektir, illetin sıhhat ve fesadı da bunun gibidir.
Denirse ki:
İlletin hükmünün illetle birlikte sabit olması ve hükmün illetle birlikteliği / bitişikliği (iktiran) bunun illet olduğunu gösterir. -
Deriz ki:
"illetin hükmünün sabit olması" sözünüzde yanılgıya düştünüz. Çünkü illetle hüküm arasındaki bu bağlantı / izafet henüz sabit değildir ve ancak kendisinin illet olduğuna dair delil bulunduğunda sabit olabilecektir. Böyle bir delil sabit olmadığına göre illetin hükmü yoktur. Aksine illetinin hükmü bu yöndeki zannı galip durumuyla olmuştur ve (hüküm) illete iktiran etmiştir. Halbuki birliktelik / iktiran bağlantıya / izafete delalet etmez. Nitekim şarabın hemen her zaman, ha-ramlığın birlikte bulunduğu, bir rengi ve kokusu olup ıttırâd ve in´ikas eder. Halbuki illet, renk veya tat değil ´şiddet´tir. Hükmün illet olmayan bir şeyle iktiranı / birlikteliği ise, hükümlerin bir yıldızın doğmasına ve rüzgann esmesine iktiranı gibidir. Özetle söylemek gerekirse, İllet nasbi, tıpkı hüküm koyma gibi, delile muhtaç bir görüştür. Hükmün isbatında, hükmün nakza maruz kalmaması ve bir müf-sidin bulunmaması yeterli olmayıp, bir delil gereklidir. İllet için de aynı şey söz-konusudur.
3) Tard ve aks:
Kimi alimler ´Hüküm, bir vasıf ile birlikte sabit oluyor ve vasfın kalkmasıyla kalkıyorsa, bu durum o vasfın illet olduğunu gösterir´ demişlerdir.
Bu fasiddir. Çünkü özel koku, şaraptaki şiddete bitişiktir / makrûndur. Bu kokunun zail olması durumunda haramlık hükmü zail olur, yenilenmesi duru- jn, 308] munda da yenilenir. Halbuki bu koku illet olmayıp, İllete mukterindir. Şöyle ki:
a) Bir şeyin varlığı ile eş zamanlı olarak varlık sırf tard´dir. Buna aks´in ziyade edilmesi de müessir değildir. Çünkü sert illetlerde aks şart olmadığı için varlığının ve yokluğunun hiç bir etkisi yoktur.
b) Hükmün, vasfın zevali İle birlikte zevali ise -tıpkı kokuda olduğu gibi- bu vasfın illetten ayrılmazlığı (mülazemet) sebebiyle olabileceği gibi, bu vasfın illetin cüzlerinden biri olması veya illetin şartlarından biri olması da muhtemeldir. İlletin bir şartının veya bir cüzünün bulunmaması sebebiyle hüküm de mevcut olamaz. Bu ihtimaller birbirine tearuz ettiğine göre tahakkümde bulunmanın hiç bir anlamı yoktur.
Özetle söylemek gerekirse; biz, sabit olmasıyla hükmün de sabit olduğu şeyin illet olduğunu kabul ediyoruz. Buna ilave olarak, hüküm bu şeyin zevali İle zail oluyorsa bu durum o şeyin illet oluşunu teyide yarar. Ancak, tıpkı özel kokunun şiddetle birlikte bulunması durumunda olduğu gibi, bir şeyin sübutuyla birlikte sabit olan ve bunun zevaliyle zail olan şeye gelince, bunun illet olması lazım gelmez. Ancak eğer buna sebr ve taksim eklenirse, bu takdirde hüccet olur. Mesela şöyle dese;
Bu hükmün bir İlleti olmalıdır; çünkü bu hüküm, bir olayın meydana gelmesi sebebiyle meydana gelmiştir.
Şu ve şu olay hariç, hükmün talil edilebileceği hiç bir olay yoktur. Şu olay dışında, illet teşkil edilebilecek tüm olaylar batıldır. Öyleyse İllet budur.
Bu gibi sebr, kendisine aks ziyadesi yapılamasa bile, sırf tard´da da hüccettir. Bu şekilde yapılan bir sebr karşısında, sadece, diğer bir vasfın gözden kaçtığı ve onun da illet olduğu söylenebilir kî, zaten müetehide vacip olan gücü ölçüsünde sebr yapmaktır. Araştırmacıya da bunun dışında bir şey vacip değildir. Başka bir vasıf bulunduğunu iddia eden kişinin bu vasfı ortaya çıkarması gerekir ki, üzerinde düşünülebilsin.
Denirse ki:
Tard ve aks´e tutunmayı batıl sayışınızın anlamı nedir? Halbuki sîz bütün müctehidlerin musîb olduğu görüşünü savunuyorsunuz. Tard ve aks yöntemi de, bazı alimlerin zannına galip gelebilir. Eğer, ´Onların tard ve aks ile hüküm ver-[II, 309] meleri caiz değildir´ derseniz, bu muhaldir. Çünkü müctehide vacip olan, zann ile hüküm vermektir. Eğer ´Bu onlann zannına galip gelmemiştir´ derseniz bu da muhaldir; çünkü bu yöntem bazı alimlerin zannına galip gelmiştir. Şayet bu yönde bir zannı galipleri olmasaydı bununla hükmetmezlerdi.
Cevap:
Kadı, bu itiraza şöyle cevap vermektedir: ´Biz, tard ve aks batıldır derken, bizim açımızdan batıl olduğunu söylüyoruz. Çünkü tard ve aks bize göre sahih değildir ve zanımıza galip gelmemiştir. Bu yönde zannı galipleri bulunanlara gelince, tard ve aks onlar açısından sahihtir1.
Bana göre Kadı´nın bu cevabı tartışmaya açıktır. Çünkü tnüctehid, inceleme ve araştırmasını tastamam İkmal etmişse musîbdir. Ancak, aklına estiği gibi hüküm vermişse, hatalıdır (muhti). Eğer sebr ve taksim yapmışsa, incelemeyi tam yapmış ve isabet etmiş olur. Sebr ve taksim yapmazdan önce, "Bir şeye iktiran eden şeyin o şey hakkında İllet olması gerekir" şeklinde bir hüküm vermesi tahakküm ve vehimdir. Zira bu durumda onun delilinin tamamı "Bir şeye iktiran eden şey, onun illetidir. Bu, o şeye iktiran etmiştir. O halde bu onun illetidir" demekten ibarettir. Birinci mukaddime, tamamiyle nakzedilmiştir. Böyle bir nakza maruz kalınca da bu kişi, adeta hiç inceleme-araştırma yapmamış, inceleme-araş-tırmayı tamamlamamış ve illetin münasebetini bulamamış ve ona sebr ve taksim yöntemiyle ulaşmamış gibidir. Bu durumda olduğu açığa çıkan kişi İçin, artık mücerred tard ile zannı galibin söz konusu olması mümkün değildir. Aksi takdirde bu kişinin ictihad mertebesine erişememiş cahil bir kişi olması söz konusu olabilir ki, içtihada ehil olmadığı halde ictihad eden kişi hatalıdır. Bana göre, tard ve aks, garib münâsib ve mürsel istidlal gibi değildir. Çünkü bu, bazı müctehidler için zannı galip doğurabilecek şeylerdendir. Sebr ve taksim olmaksızın yapılan mücerred tardın aksine, bunun hakkında kesin bir delil yoktur ki, bu delili bilen kişi zannı boşa çıkarabilsin.
Kıyasu´l-ille hakkında söyleyeceklerimiz bu kadar. Şimdi kıyasu´ş-şebeh´e başlayalım. [22]
C. Kıyasu´ş-Şebeh
Bu başlık altında üç konu (taraf) ele alınıp incelenecektir.
1. Kıyasu´ş-Şebeh´in Mahiyeti, Örnekleri, Hakkındaki Görüşler Ve Sıh Hatinin Delili
A. Kıyasu´ş-Şebeh´în Mahiyeti/Hakikati:
Öncelikle şunu bilmesin ki; şebeh tabiri / ismi, bütün kıyaslar hakkında kullanılmaktadır. Nitekim fer´, kendisini benzer yapan ortak özellik sebebiyle asıla ilhak edilir. Öyleyse fer´ asıla benzemektedir.
Tard tabiri de, böyledir. Çünkü ittırad, kendisinde asıl ve fer1 arasının birleştirildiği bütün illetlerin şartıdır. Tard´ın anlamı, nakz´dan salim olmaktır. Ne var ki, illet-i camia, eğer müessir veya münâsib ise, vasıflarının en genel ve en değersiz olanıyla değil -ki bu ´ittırad´ ve ´müşâbehet´tir-, en şerefli ve en kuvvetli olanı İle bilinir -ki bu ´tesir´ ve ´münasebet´tir-. Eğer illetin, illetlerin en genel fakat sıhhate delalet hususunda en zayıf vasfı olan ittiraddan başka bir özelliği (hâssiyyet) yoksa, ´tard´ ismi ile belirtilir. İlletin bu ismi alması, ittıradın ona mahsus oluşu sebebiyle değil, illetin bundan başka bir özelliği bulunmaması yüzündendir. Eğer ittırada bir ziyade eklenirse ve ittırad (buna rağmen) münâsib ve müessir derecesine ulaşmazsa ´şebeh´ adını alır. Bu ziyade, birleştirici / cami vasfın, hükmün bizzat kendisine olmasa bile, hükmün illetine münâsib olmasıdır.
Açıklaması:
Biz ALLAH Teâlânın her hükümde bir sırrının olduğunu takdir ediyoruz. Bu sır, hükme uygun düşen / münâsib olan maslahattır. Her ne kadar bu sırrın bizzat kendisine muttali olamasak da, belki bu maslahatın doğrudan kendisine muttali olunamaz fakat bu maslahatı İçerdiği izlenimi veren bîr vasıfa muttali olunabilir ve bu vasfın, maslahatın mazınnesi ve maslahatı içeren kalıbı olduğu zannedilir. Hükmü gerektiren maslahatta birlik / içtima izlenimini veren bu vasıftaki içtima, hükümde de içtimai gerektirir. Bu vasıf...
[
Bu mesajın devamını görebilmek için
kayıt olun
ya da
giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Kayıtlı
İlim Dünyası Akademik Dergide Yayımlanmış Makaleler
Sayfa: [
1
]
2
Yukarı git
Yazdır
« önceki
sonraki »
Gitmek istediğiniz yer:
Gitmek istediğiniz yer:
-----------------------------
İlim Dünyası Dergisi / Akademik Çalışmalar
-----------------------------
=> İlim Dünyası Dergisi
===> Enes ALACAYAKA
===> İlim Dünyası Dergisi
-----------------------------
Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
=> Manevi Danışmanlık ve Rehberlik
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yüce Allah (c.c) İçin Hizmet'e Niyet Et ! ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Niyet Ediyorum Allah için Hizmet Etmeye
-----------------------------
İlim Dünyası Etkinlikleri
-----------------------------
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlikleri
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Şiir Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Mektup Yaz
===> Hz. Muhammede (s.a.v) Bir Makale Yaz
=> Kutlu Doğum Haftası Etkinlik Sonuçları
=> Hz. Muhammed (s.a.v) Salavat Etkinlikleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Sosyal ve Manevi Hizmetler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası
===> Foruma Hoşgeldiniz
===> Duyurular - Yenilikler
===> İstek - Öneri - Şikayet
===> İlim Dünyası İrtibat & İletişim
===> Geçmiş Konu Arşivi
=> Kabe Canlı Yayın İzle
===> Kabe 24 Saat Canli Yayin
===> Mekke Canlı Yayın
===> Beytullah Canlı Yayın
===> Kabe Canlı Yayın Özel
=> Sosyal Faliyetler
===> Helalleşelim
===> Etkinlikler & Kutlamalar
===> Pakistana Yardım
===> Kayıp Aranıyor
===> Kredi Kartına Hayır
===> Tavsiye Ediyorum
===> Tavsiye Etmiyorum
=> Taziyelerimiz
===> Cenaze Taziyeleri
===> Hasta Taziyeleri
=> Güzel Web Siteler
=> İstek & Dualarımız
=> Nafile İbadetlerimiz
=> Dostluk Ve Kardeşlik
=> Gönlünce Seslen
=> Hocanın Kalemi
=> Akli ve Kalbi Kardeşlik Akımı
=> Yardım ve Hizmet Dernekleri
=> Ruhu Revani Nuru Muhammedi
=> Her Güne Bir Sahabe-i Kiram
=> Sevgili Üyemiz Lütfen Okuyunuz !
=> Sevgili Öğrencilerimiz Hoşgeldiniz
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Esmaül Hüsna
===> Her Güne Bir Esmaül Hüsna
=> Dini Konular
===> Bölüm Kuralları
===> MeKKe & MeDiNe
===> Peygamber Kıssaları
===> Evliyaların Hayatı
===> Kıssadan Hisseler
===> İslam Tarihi
===> Cuma Hutbesi
===> İz Bırakanlar
===> Nurdan Damlalar
===> Dini makale ve yazılar
===> Cuma Vaazı
=====> Vaaz Projeleri
=> Kuran-ı Kerim
===> Kuran' ın Önemi
===> Kuran Okumak
===> Kısa Sureler
===> Sizden Gelenler( Kuran-ı Kerim)
=> İtikat
===> İman ve Esasları
===> İtikadi Mezhepler
===> Allah' a İman
===> Meleklere İman
===> Kitaplara İman
===> Peygamberler (A.S)
===> Ahiret Günü
===> Kaza ve Kader
===> Sizden Gelenler(İtiKat)
=> Hadis-i Şerif
===> Hadisin Önemi
===> Hadis Çeşitleri
===> Seçme Hadisler
===> Hadisleri İnkar
===> Arapça Türkçe Hadis
===> Sizden Gelenler (Hadis- Şerif)
=> Fıkıh
===> Mezheplerin Doğuşu
===> Amelde Mezhepler
===> Mezhep İmamları
===> Mükellefiyetlerimiz
===> Güncel Fetvalar
===> Sizden Gelenler( FıkıH )
=> Peygamberimiz (S.A.V)
===> İlk Vahyin Gelişi
===> Savaşlar ve Hicreti
===> Mucizeleri
===> Örnek Ahlakı
===> Vefatları
===> Peygamber Sevgisi
===> Ehli Beyti ve Sahabeleri
===> Kutsal Emanetler
===> Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
===> Nur-u Muhammedi
===> Efendimizin Hayatı
=> İslam Esasları
===> Namaz Kılmak
===> Oruç Tutmak
===> Zekat Vermek
===> Sizden Gelenler( İslam Esasları )
=> Ameller - İbadetler - Kulluk Kavramı
===> İbadetin Önemi
===> Bedenle Yapılanlar
===> Malla Yapılanlar
===> Allaha Kulluk
===> Malla ve Bedenle
===> Dua Etmek
===> Sizden Gelenler(Amel-İbadet-Kulluk)
=> Tasavvuf Nedir ?
===> Tanımı ve Önemi
===> Nakşibendilik
===> Güzel Ahlak
===> Nefs Mücadelesi
===> Nefs Hastalıkları
===> Müridin Dersleri
===> Müridin Edepleri
===> Haller ve Tevbe
===> Tasavvufu İnkar
===> Sizden Gelenler (Tasavvuf)
=====> Tasavvuf Nameleri
=======> Ertunç Demiriz
=> Aile Hayatı
===> İyi Bir Aile
===> Eşlerin Hakları
===> Anne-Baba Hakkı
===> Sizden Gelenler( Aile Hayatı )
=> Tıbb-ı Nebevi
===> Temizlik
===> Ağız ve Diş Sağlığı
===> Bal ve Çörek Otu
===> Şifalı Bitkiler
===> Sizden Gelenler ( Tıbb-ı Nebevi )
=> Güncel Meseleler
===> İnanç Konuları
===> Tasavvuf Üzerine
===> Büyü ve Cinler
===> Ahirzaman
===> Güncel Dini Haberler
===> Sizden Gelenler( Güncel Meseleler )
=> Biyoğrafi Dünyası
===> Peygamberler
===> Hadis Alimleri
===> Erkek Sahabeler
===> Hanım Sahabeler
===> Mezhep İmamları
===> İslam Alimleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Kuranı Kerim
===> Konularına Göre Ayetler
===> Kuran-ı Kerim Kelime Sözlüğü
===> Kuran-ı Kerim Hakkında Bilgiler
===> Kuran-ı Kerim Belagat İlmi
===> Kuran-ı Kerim Ayetleri
=====> Lügatca
===> Kuran Öyküleri
===> Kuran ve Bilim
===> Kuran Ahlakı
===> Diyanet Vakfı Meali
===> Diyanet İşleri Meali
===> Ömer N. Bilmen Meali
===> Suat Yıldırım Meali
===> Kuranda İnsan Psikolojisi
===> Kuran İlimleri
===> Kuran İlimleri Çalışmaları
===> Kıraat İlmi ve Tarihi
=> Akaid Eserleri
===> İslam Akaidi
===> İtikadname-Bağdadi
===> Kabir Alemi - Suyuti
===> Kıyamet ve Ahiret
===> Tevhid ve Kelam İlmi
===> Ateizm Gerçeği
===> Kelam İlmi
===> Cebir ve Kader Problemi
===> Tekfir Meselesi
===> Ahiret Günü
===> Müslüman Akaidi
===> Kuran-ı Kerimde Dört Terim
===> İman ve Hayat
===> Ehli Sünnet
===> Kitabüt Tevhid
===> İslam İnancının Temelleri Akaid
===> Kelam İlmi ve İslam Akaidi
===> Tahavi Şerhi
===> Ölüm Ötesi Tarihi
===> Ölüm psikolojisi
===> Rabbani Yol ve Sunnetullah
=> Risale-i Nur Külliyatı
===> Sözler
===> Lemalar
===> Mektubat
===> Şualar
===> İşaratül İcaz
===> Mesnevi-i Nuriye
===> Barla Lahikası
===> Kastamonu Lahikası
===> Muhakemat
===> Sünuhat
===> Emirdağ Lahikası
===> Sikke-i Tasdiki Gaybi
===> Tarihçe-i Hayatı
=> İslam Büyükleri
===> İslam Dini Büyükleri
===> İmam Ebu Hanife
===> İmam-ı Şafi
===> İmam-ı Malik
===> İmam-ı Zeyd
===> İmam-ı Ahmed Bin Hanbel
===> İslam Alemi Meşhur Tabiinler
=> Din ve Mezheb Eserleri
===> Dünya Dinleri
===> Fıkhi Mezhepler Tarihi
===> Siyasi - İtikadi Mezhebler
===> Dinler Tarihi
=> Hadis Eserleri
===> Kütübü Sitte
===> Hadis Tarihi
===> Hadis Kitaplığı
===> El-luluu Vel Mercan
===> Esbabu Vurudil Hadis
===> Dualar Zikirler - Nevevi
===> Ahkam Hadisleri
===> Hadis Müdafaası
===> Müntehab Ehadis
===> Camiul Ehadis
===> Edebul Mufred
===> 40 Ayet 40 Hadis
===> Cem ul Fevaid
===> Mucemüs Sağir
===> Cenaze kitabı
===> 7 Hadis İmamının İttifak Ettikleri Hadisler
===> Sünnetin Delil Oluşu
===> Uydurma hadisleri tanıma yolları
===> el İtisam
===> Kitabüz-Zühd
===> Hadis Edebiyatı
===> Hadis İlimleri ve Hadis Istılahları
===> Kudsi Hadisler
===> Sünen-i Darimi
===> Hadis te Metin Tenkidi Metodları
===> Zübdetül Buhari
===> Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü
===> Mişkatul Mesabih
===> Camiul Ulum
===> Ebu Hanife nin Hadis Anlayışı
===> Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet
===> Müsned
===> Metalib ul Aliye
===> Mütevatir Hadisler
===> Müttefekun Aleyh Hadisler
===> Muvatta
===> Nuhbetul-Fiker Şerhi
===> Sufilerin Hadis Anlayışı
===> Sahih-i Müslim Muhtasarı
===> Süneni Tirmizi
===> Süneni Ebu Davud
===> Süneni İbni Mace
===> Süneni Nesai
===> Sünnet ve Bidat
=> İslam Fıkhı Eseleri
===> Dört Mezheb Fıkhı
===> Hanefi Fıkhı
=====> Nurul İzah
=====> Hidaye Tercümesi
=====> Fetavayi Hindiyye
===> Delilli Şafi İlmihali
===> Büyük Şafi Fıkhı
===> Fetavayı Resulullah
===> Üçbin Seçme Fetva
===> Minhacut Talibin
===> Hanımlar İlmihali
===> Nassın Uygulanışı
===> Hüccetullahil Baliğa
===> Bidayetül Müctehid
===> Hayatın İçinden Fıkıh
===> Ahkamüs Sultaniye
===> Fetvalarla Çağdaş Hayat
===> el-İhtiyar
===> Büyük Şafii İlmihali
===> Emanet ve Ehliyet
===> Namus Fitnesi Muta
===> Şeyhül İslam Ebus Suud Efendi Fetvaları
===> Çağdaş Ekonomik Problemlere İslami Yaklaşımlar
===> Mükayeseli İbadetler İlmihali
=> Usulü Fıkıh Eserleri
===> İslam Hukuku - İmam Gazali
===> Hukuku İslamiye
===> Fahreddin Atar - Usul
===> Vehbe Zuhayli - Usul
===> El- Muvafakat - Şatibi
===> İslam Devletler Hukuku
===> Kıyas Istıhsan ve Istıslah
===> İslami Hükümlerin Esas ve Hikmetleri
=> Tefsir Eserleri
===> Ömer Nasuhi Bilmen
===> Ahkam Ayetleri Tefsiri
===> Emri Maruf Nehyi Münker
=> İslam Tarihi Eserleri
===> Hazreti Muhammed a.s.v
=====> Peygamberizin Örnek Ahlakı
=====> Mucize Ve Büyük Özellikleri
=====> Son Peygamber
===> Peygamberler Tarihi
===> İslam Tarihi
===> Sahabe-i Kiram
===> Siyer-i Nebi
===> Konulu Siyer
===> Hayatüs Sahabe
===> El-Bidaye Ven Nihaye
===> Asrı Saadette İslam
===> Ashabı Kiram
===> Fıkhus Sire
===> Değişik Yönleriyle Rasulullah
===> Tabiînin Hayatından Tablolar
===> Hz.Peygamberin Savasları
===> Tarihül-İslam
===> Efendimiz
===> Fıkhus Sahabe
===> Hz.Süleyman
===> Peygamberimizin Hayatı
===> Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı
===> Zadul Mead
===> Hz.Muhammedin İslam Daveti
===> Sahabe Hayatından Tablolar
===> İslami Hareketin Tarihi Seyri
===> Siret Ansiklopedisi
=> Klasik Tarih Eserleri
===> Medeniyet Tarihi
===> Ülkeler Tarihi
===> 20.Yüzyıl Tarihi
===> Türk Sultanlar ve Saray Hayatları
===> Büyük Osmanlı Tarihi
===> Osmanlı padişahları
=> İslam Kültürü
===> İslam Kültürü A-İ
===> İslam Kültürü K-Z
===> İslam Kavramları A-L
===> İslam Kavramları M-Z
===> Güncel Meseleler
===> Evrensel Hutbeler
=> Tasavvuf Eserleri
===> Kalplerin Keşfi - imam gazali
===> Adab-ı Fethullah K.S
===> İşarat - Şeyh Taği K.S
===> Kimya-ı Saadet
===> Kitabuz-zühd
===> Kutul Kulub
===> Kuşeyri Risalesi
===> Şeytanın Hileleri
===> Risalei Halidiyye
===> Tuhfetul Alaiyye
===> Reşahat
===> Mektubat-ı Rabbani
===> Mektubat-ı Şeyh Ahmet
===> Mektubat-ı Şeyh Hazret
===> İhya-u Ulumiddin 1-2
===> İhya-u Ulumiddin 3-4
===> Futuhul Gayb
===> Dualar ve Zikirler
===> İslam,Tasavvuf,Hayat
===> Yunus Emre ve Tasavvuf
===> Divanı Kebir
===> İlahi Armağan
===> Marifetname
===> Tasavvuf ve islam
===> Rabıta ve Nakşibendilik
===> Mevlana
===> Mevlana Kitaplığı
===> Mevlananın Eserleri
=====> Fihi Ma Fih
=====> Mesnevi
=======> Mesnevide Geçen Hikayeler
=> Ahlaki Eserler
===> Gıybet
===> Gençlik Ahlakı Fütüvvet
===> Takva Bilinci
===> Din Nasihattır
===> Peygamberimizin Örnek Ahlakı
=> Büyüklerden Öğütler
===> Doğruların Öyküsü
===> İbretli Kıssalar
===> İslam Büyüklerinden Öğütler
=> Kıyamet Eserleri
===> Kıyamet Alametleri
=> Edebiyat Eserleri
===> Makale Dünyası
=====> Denemeler
===> Safahat
===> Şiir Dünyası
=> Eğitim
===> Bireysel Gelişim
===> Çocuk Eğitimi
===> Ekonomi
===> Çocuklarla Başbaşa
===> Başarının Prensipleri
===> Kuranda Çocuk Eğitimi
===> Yetişkin Din Eğitimi
===> Mükafat ve Ceza
===> İslam gençliğine öğütler
===> Anne baba eğitiminde yeni teknikler
=> Çocuk Gelişim Eserleri
===> Çocuk Gelişimi
===> Çocuk Terbiyesi
===> Çocuk ve Din
===> Çocuk Eğitimin Teknikleri
===> Sünnette Çocuk Eğitimi
=> Çeşitli Konularda Eserler
===> Zaferin Yolu ve Şartları
===> Allahın Gazabı ve Rızası
===> Gayemiz
===> İslam Çağrısı
===> Güncel Meseleler 2
===> Haydi Hizmete
===> Gönüllerin Gülü
===> Sabredenler ve Şükredenler
===> Merak Ettiklerimiz
===> Diyanet Fetvaları
===> İslamda Hükümet
===> Kuran ve Sünnette Evlilik
===> İslama Göre Dost ve Düşman
===> Müslümanın evliliği
===> Evlilik ve Aile Hayatı
===> Sağlık Ansiklopedisi
===> Din Psikolojisi
===> Yaşayan Hurafeler
===> Evlenme Adabı
===> El-Akl ve Fehmül Kuran
=> Hayatını Anlatan Eserler
===> Martin Lings
===> Peygamberimizin Hayatı
===> İslam Peygamberi
-----------------------------
Diyanet İşleri Başkanlığımıza Teşekkür Ederiz.
-----------------------------
=> Sorularla Ticaret Hayatı
===> Alışveriş
===> Borçlar
===> Emanet
===> Havale
===> Kefalet
===> Kiralık
===> Hibe ve Bağış
===> Vekalet ve Komisyon
===> Güncel Ticari Meseleler
===> Ticari Hayat
=> Dini Sorular ve Cevapları
===> Akaid - İnanç Esasları
===> Dua ve Zikir
===> Helaller ve Haramlar
===> Tasavvuf ve Yaşam
===> Mezhepler
===> Dinler
=> Fıkıh Soruları ve Cevapları
===> Adak ve Yemin
===> Sorularla Taharet (Temizlik)
===> Sorularla Namaz
===> Sorularla Zekat
===> Sorularla Oruç
===> Sorularla Hac
===> Sorularla Umre
===> Sorularla Kurban
===> Sorularla Sadaka
=> Sorularla Aile Hayatı
===> Genel Aile Hayatı
===> Evlilik ( Nikah )
===> Boşanma (Talak)
===> Miras ve Vasiyet
===> Süt Emzirme
=> Sorularla İslam
=> Sorularla Hz. Muhammed (s.a.v)
=> İlmihal - Ömer Nasuhi Bilmen
===> İtikat
===> Taharet-Temizlik
=====> Taharet İlmihali - A
=====> Taharet İlmihali - B
===> Namaz
=====> Namaz İlmihali - A
=====> Namaz İlmihali - B
=====> Namaz İlmihali - c
=====> Namaz İlmihali - D
=====> Namaz İlmihali - E
===> Oruç
=====> Oruç İlmihali - A
=====> Oruç İlmihali - B
===> Zekat
===> Hac
===> Kurban Ve Av
===> Kerahet ve İhtihsan
===> İslam Ahlakı Kitabı
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi
===> Editörün Notu
===> Türkiye
===> Gündem
===> Söyleşi
===> Dosya Konusu
===> Dosya Yazıları
===> Tarih
===> Düşünce
===> Kitap
===> Edebiyat
===> Diğer Yazılar
=> Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri
===> Sunuş
===> Başyazı
===> Ayın Konusu
===> Binbir Damla
===> Tasavvuf Klasikleri
===> Hal Dili
===> Dün Bugün Yarın
===> Dünya Hali
===> Tencere
===> Kapaktakiler
===> Diğer Yazılar
===> Şiir
===> Tavan Arası
===> Kitaplık
=> Semerkand Aylık Aile Dergisi
===> Editörden
===> Başyazı
===> Haberiniz Olsun
===> Kapak Konusu
===> Değerlerimiz
===> Gençlere Sorduk
===> Evlilik - İletişim
===> Psikoloğum
===> Pedagoğum
===> Mizah
===> Sağlık
===> Yemek
===> Bizden Haberler
===> Sizden Gelenler
===> Diğer Yazılar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İlmi & Erdemli Sözler Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Güzel Sözler
=> Kutsal Günler
===> Beraat Kandili
===> Miraç Kandili
===> Mevlüt Kandili
===> Regaib Kandili
===> Kadir Gecesi
=> Mübarek Aylar
=> Önemli Günler
===> Ramazan Bayramı
===> Kurban Bayramı
===> Cuma Bayramı
===> Resmi Bayramlar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Ramazan Ayı Özel Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlim Dünyası İle Ramazan Ayı
===> Ramazan Ayı Yemekleri
===> Ramazan Ayı Duaları
===> Ramazan Ayı Faziletleri
===> Ramazan Ayı Günlüğüm
===> Ramazan Ayı Fıkhi Bilgileri
===> Ramazan Ayı Önemi
===> Ramazan Ayı Tavsiyeleri
===> Ramazan Ayı Galeri
===> Ramazan Ayı Nameleri
===> Ramazan Ayı Mizahları
===> Ramazan Ayı Makaleleri
===> Ramazan Ayı Kıssaları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Açık Öğretim & İlitam Dunyasi ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlitam Forum
===> Ankara İlitam
===> İstanbul İlitam
===> Erzurum İlitam
===> İnönü İlitam
===> Samsun İlitam
===> İzmir İlitam
===> Diyarbakır İlitam
===> Sivas İlitam
===> Elazığ İlitam
=> İlitam Formu
===> Sistematik Kelam
=====> Sistematik Kelam Özetleri
=====> Sistematik Kelam Soruları
=====> Sistematik Kelam Dökümanlar
===> Fıkıh Usulü
=====> Fıkıh Usulü Özetleri
=====> Fıkıh Usulü Soruları
=====> Fıkıh Usulü Dökümanları
=> Sakarya İlitam
===> Ders Notları ve Özetler
=====> 5.Yarıyıl Dersleri
=======> Sistematik Kelam
=====> 6.Yarıyıl Dersleri
===> Ders Soruları
=====> 4. Sınıf Sınav Soruları
=====> 3. Sınıf Sınav Soruları
===> Sınav Deneme Soruları
=====> 3.Sınıf Deneme Soruları
=====> 4.Sınıf Deneme Soruları
===> Sesli Dersler
===> Ders Pdfleri ve Slaytları
===> Sakarya İlitam Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 3.Sınıf Öğrencileri
===> Sakarya İlitam 4.Sınıf Öğrencileri
=> İlitam Arapça Sesli Ders - Özel Bölüm
=> Açık Ögretime Giriş
===> Açıköğretim Bölümleri
=> Aöf İlahiyat Programı
===> İlahiyat 1.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Din Hizmetlerinde İletişim ve Halkla İlişkiler
=====> Sosyal Bilimlerde Temel Kavramlar
=====> İslam Dininin Temel Kaynakları
=====> Temel Bilgi Teknolojileri
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Dini Esasları
===> İlahiyat 2.sınıf
=====> Ders Özetleri ve Notları
=====> Ana Konularıyla Kuran
=====> Dinler Tarihi
=====> Türk Medeniyeti Tarihi
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> Dine Yeni Yaklaşımlar
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
=====> Türk Dili
===> Arapça Dersi
=====> 1.Sınıf
=====> 2.Sınıf
=====> Pratik Arapça
=====> Sınav Soruları
=======> 1.Sınıf
=======> 2.Sınıf
=====> Fiil Çekimleri
=====> Arapça Hikayeler
=====> Arapça Deyimler
=> Dokuz Eylül İlitam
===> Kuran-ı Kerim I
===> Arapça I
===> Tefsir ve Tefsir Metinleri
===> İslam Bilimlerinde Yöntem
===> Mantık
===> İslam Tarihi ve Medeniyeti
===> Kuran-ı Kerim II
===> Arapça II
===> Hadis ve Hadis Metinleri
===> İslam Ahlak Felsefesi
===> Felsefe Tarihi
===> İslam Mezhepleri Tarihi
===> Osmanlı Türkçesi
===> Kuran-ı Kerim III
===> Sistematik Kelam
===> Fıkıh Usulü
===> İslam Felsefesi
===> Ana Konularıyla Kuran
===> Tasavvuf
===> Kuran-ı Kerim IV
===> Din Eğitimi
===> İslam Hukuku
===> Din Felsefesi
===> Dinler Tarihi
===> Din Hizmetleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Kuran-Kerim Eğitim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Elif Cüzü
=> Kuran Öğretiyoruz
=> Tecvid Öğretiyoruz
=> Kuran Öğrenim Teknikleri
=> İlim Talebesinin Edepleri
=> Kuran-ı Kerim Hatmi
=> Üç Boyutlu Kuran-ı Kerim Oku
=> Kuran-ı Kerim Hatim İndir (Ücretsiz)
-----------------------------
Osmanlıca Eğitim Dünyası
-----------------------------
=> Osmanlıca Eğitimi
===> Osmanlıca Eğitim Kitabı
===> Osmanlıca Eğitim Seti
===> Osmanlıca Yazı Defteri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Setleri
===> Ücretsiz Osmanlıca Eğitim Kitapları
=> Osmanlıca Klavye
=> Meb Osmanlıca Dersleri
=> Osmanlıca Yardım Bölümü
===> Osmanlıca Nasıl Öğrenilir ?
===> Osmanlıca Nasıl Öğretilir ?
-----------------------------
Atatürk Üniversitesi Önlisans İlahiyat Bölümü
-----------------------------
=> 1. Sınıf Güz Dönemi
===> İlk Dönem İslam Tarihi
===> Arapça I
===> İslam Ahlak Esasları
===> Temel Bilgi Teknolojileri I
===> İslam İnanç Esasları
===> İslam İbadet Esasları
===> İslam Sanatları Tarihi
=> 1. Sınıf Bahar Dönemi
===> Arapça II
===> Hadis Tarihi ve Usulü
===> İslam Hukukuna Giriş
===> İslam Kurumları ve Medeniyeti Tarihi
===> Türk İslam Edebiyatı
===> Tefsir Tarihi ve Usulü
===> Temel Bilgi Teknolojileri II
=> 2. Sınıf Güz Dönemi
=> 2. Sınıf Bahar Dönemi
-----------------------------
Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi - DHBT
-----------------------------
=> DHBT - KPSS- ÖSYM
===> Diyanet Dhbt Sınav Duyuruları
===> Diyanet Dhbt Çıkmış Sorular
===> Diyanet Dhbt Sınav Konuları
===> Çözümlü Dhbt Sınav Soruları
===> Diyanet Dhbt Hazırlık
===> Diyanet Dhbt Sınavı
=> Dhbt Sınav Dersleri
=> Dhbt Kitap Tanıtımları
===> Dhbt Yeterlilik Kitapları
=> Diyanet Dhbt Hazırlık Sitesi
=> Dhbt Uzaktan Eğitim
===> Dhbt Lise 1.Grup
===> Dhbt Önlisans 1.Grup
===> Dhbt Lisans 1.Grup
===> Dhbt Ön Hazırlık Programı
=> Dhbt Online Dersane
===> Dhbt Kariyer Rehberlik
===> Dhbt Görsel Eğitim Setleri
===> Dhbt Online Eğitim Sitesi
=> Dhbt Sınav Testleri
=> Dhbt Mülakat Hazırlık Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Tecvid Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Siyer Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Fıkıh Çalışması
===> Dhbt Mülakat için Akaid Çalışması
=> Öabt Sınavı Kitap Tanıtımları
=> Dini Cd & Dvd Eğitim Tanıtımları
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Rüya Tabiri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Rüya Tabiri
===> A-Rüya Tabiri
===> B-Rüya Tabiri
===> C-Rüya Tabiri
===> Ç-Rüya Tabiri
===> D-Rüya Tabiri
===> E-Rüya Tabiri
===> F-Rüya Tabiri
===> G-Rüya Tabiri
===> H-Rüya Tabiri
===> I-Rüya Tabiri
===> İ-Rüya Tabiri
===> K-Rüya Tabiri
===> L-Rüya Tabiri
===> M-Rüya Tabiri
===> N-Rüya Tabiri
===> O-Rüya Tabiri
===> Ö-Rüya Tabiri
===> P-Rüya Tabiri
===> R-Rüya Tabiri
===> S-Rüya Tabiri
===> Ş-Rüya Tabiri
===> T-Rüya Tabiri
===> U-Rüya Tabiri
===> Ü-Rüya Tabiri
===> V-Rüya Tabiri
===> Y-Rüya Tabiri
===> Z-Rüya Tabiri
=> Rüya Dünyası
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yeni İlahiyat Önlisans Proğramı / Kredili Sistem ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İlahiyat Önlisans Kredili Sistem
=> İlahiyat Önlisans 1. Sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 1. Yarıyıl
=====> İslam İnanç Esasları
=====> İslam İbadet Esasları
=====> İslam Ahlak Esasları
=====> İlk Dönem İslam Tarihi
=====> İslam Sanatları Tarihi
=====> Arapça 1
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 1
===> İlahiyat Önlisans 2. Yarıyıl
=====> Tefsir Tarihi ve Usulü
=====> Hadis Tarihi ve Usulü
=====> İslam Hukukuna Giriş
=====> İslam Kurumları ve Medeniyeti
=====> Türk İslam Edebiyatı
=====> Arapça 2
=====> Temel Bilgi Teknolojileri 2
=> İlahiyat Önlisans 2. sınıf Dersleri
===> İlahiyat Önlisans 3. Yarıyıl
=====> Tefsir
=====> Günümüz Fıkıh Problemleri
=====> İslam Düşünce Tarihi
=====> İslam Mezhepleri Tarihi
=====> Din Psikolojisi
=====> Arapça 3
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1
=====> Türk Dili 1
===> İlahiyat Önlisans 4. Yarıyıl
=====> Hadis Dersi
=====> Hadis
=====> Kelama Giriş
=====> Din Sosyolojisi
=====> Yaşayan Dünya Dinleri
=====> Din Eğitimi ve Din Hizmetlerinde Rehberlik
=====> Arapça 4
=====> Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 2
=====> Türk Dili 2
=> İlahiyat Önlisans Sınav Soruları
=> İlahiyat Arapça Önlisans
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Memurluk ve Sınav Sistemleri ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Diyanet Yeterlilik Sınavına Hazırlık
===> Yeterlilik Sınav Soruları
===> Yeterlilik Sınav Testleri
=> Diyanet İşleri Başkanlığı
===> Personel Hizmetleri
===> Diyanet Duyurular
===> Din Hizmetleri
===> Eğitim Faliyetleri
===> Personel Faaliyetleri
===> Hac ve Umre Hizmetleri
===> Din Görevlileri
=====> Yeterlilik Belgesi
===> Yeterlilik & Mbsts Sınav Soruları
=> Rehberlik Hizmetleri
===> Test Çözüm Teknikleri
===> Sınavlar Rehberi
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İslamda Bayanlar Dünyası (Tıbbi & İlmi Konular) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Müslüman Bayanlar ve İslami ilimler
===> İslamda ve Tarihte Kadın
===> Müslüman Bayanlar İçin Namaz
===> Müsliman Bayanlar İçin Oruç
===> Muslüman Bayanlar için Tesettür
===> Müslüman Bayanlar için Evlilik
===> Müslüman Bayanlar için Özel Haller
===> Sorularımız ve Cevaplarımız
===> Üyelerimizin Paylaşımları (İlmihal)
===> Müslüman Bayanlar İçin Fetvalar
=> Bayanlar için Sağlık Köşesi
===> Bayanlar & Sağlık
===> Lohusalık Dönemi
===> Hamilelik Dönemleri
===> Bayanlar & Diyet
===> Sağlıklı Cilt & Bakım
===> Bayanlar & Cinsel Hayat
===> Üyelerimizin Paylaşımları (Sağlık)
-----------------------------
Ales , Dgs , Kpss Hazırlık Dünyası
-----------------------------
=> Dgs Sınavına Hazırlık
===> Dgs Sözel Mantık Dersleri
===> Dgs Sayısal Mantık Dersleri
===> Dgs Sınavı için Rehberlik
===> Dgs Bilgi Paylaşım Alanı
=> Dgs Sınav Sistemi
===> Dgs Çıkmış Sorular
===> Dgs Dökümanları
===> Dgs Sıkça Sorulanlar
===> Dgs Test Bankası
=> Dgs için Tavsiye Kaynaklar
===> Dgs Kitap Tanıtımları
===> Dgs Görüntülü Eğitim Setleri
===> Dgs Hazırlık Web Siteleri
===> Dgs Online Dersaneler
===> Dgs için Tavsiye Dersaneler
===> Dgs Sınavını Nasıl Kazanırım ?
=> Dgs ve İlahiyat Önlisans
=> Dgs İlitam Yerleştirme Özel Bölüm
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Psikoloji Dünyası
=> Tıp Dünyası
=> Biyoloji Dünyası
===> Biyoloji Bilimcileri
=> Kimya Dünyası
===> Kimya Bilimcileri
=> Fizik Dünyası
===> Fizik Bilimcileri
=> Matematik Dünyası
===> Matematik Bilimcileri
=> Coğrafya Dünyası
===> Coğrafya Bilimcileri
=> Önemli Tarihi Buluşlar
=> Bilim ve Teknolojileri
=> Astronomi ve Uzay Teknolojileri
=> Eğitim Dünyası
-----------------------------
Arapça Kitap Dağıtım
-----------------------------
=> Arapça Dağıtım
===> Arapça Kaynak Kitaplar
===> Arapça Ders Kitapları
=> Bayanlara Özel Arapça Kursu
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Arapça Dil ve Gramer Eğitim Dünyası (yakında) ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Arapça Hakkında
=> Arapça Osmanlıca Klavye
-----------------------------
Diyanet Yeterlilik Kitabı
-----------------------------
=> Kitap Kampanya ve Tanıtımları
=> Diyanet Yeterlilik Sınavı 2013
=> Diyanet Yeterlilik
===> Diyanetyeterlik.com
===> Diyanetkitap.com Kampanyalar
===> Din Görevlileri
===> Din Görevlisi Kitabı
=> Diyanet Yeterlik 2013
=> İslami Kitaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Eğlence Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> 3D-Boyut Dünyası
=> Çoçukların Dünyası
===> Oyun Dünyası
===> Masal Dünyası
===> Mizah Dünyası
===> Dini Hikayeler
===> Flash Eğlence Dünyası
===> Sevgili Peygamberim
=====> 365 Günde Sevgili Peygamberim
===> Sesli Masal Dünyası
=> Sorular - Cevaplar
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Yemek ve Pasta Tarifi Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Yemek ve Pasta Tarifleri
===> Çorbalar
===> Sebze Yemekleri
===> Makarnalar
===> Pilavlar
===> Köfteler
===> Börekler
===> Tatlılar
===> Hamur İşleri
===> Kekler
===> Salatalar
===> Sütlü Tatlılar
===> Kurabiyeler
===> Yaş Pastalar
===> İçecekler
===> Balık Yemekleri
===> Et ve Tavuk Yemekleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Fotoğraf & Resim Paylaşım Dunyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> Resimler
===> İslami Resimler
===> İbretlik Resimler
===> Doğa Resimleri
===> Resimli Konular
-----------------------------
Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
=> Doğal Bitkisel Bakım
-----------------------------
๑۩۞۩๑ Güncel Haberler & Tarihden Başlıklar ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> ilimdunyasi.com Haberleri
=> Sınav Duyuruları
===> Diyanet Sınav Duyurusu
===> Meb Sınav Duyurusu
===> Ösym Sınav Duyurusu
===> Mesleki Bilgiler Sınav Duyurusu
===> Memurlar Sınav Duyurusu
=> Tarihe Yolculuk
===> Tarihten Başlıklar
===> Çanakkale Zaferi
=> Tarihi Mekanlar
===> Müzeler
===> Saraylar
===> Kaleler
===> Türbeler
===> Camiler
=> Hakikate Erenler Dünyası
===> Müslümanlık Nedir ?
===> Hidayet Dünyası
===> Hidayete Erenler
===> Dünyadan Seçmeler
===> Müslaman Olmak İsiyorum
=> Yıldızname
=> Ölüm ile Yüzleşme
=> Mucizeler Dünyası
=> Yaşamdan Seçmeler
-----------------------------
15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
=> 15 Temmuz Gazi ve Şehid Haberleri
-----------------------------
๑۩۞۩๑ İmam Hatip Dünyası ๑۩۞۩๑
-----------------------------
=> İmam Hatip
=> İmam Hatip Gönül Kalemi
=> Kutlu Doğum Programı
-----------------------------
İlim Dünyası Arşiv Kategorisi
-----------------------------
=> İlim Dünyası Arşiv Konuları
=> İlim Dünyası - İnstagram
TinyPortal v1.0 beta 4 ©
Bloc
|
harita
|
Site Map
|
Sitemap
|
Arşiv
|
Wap
|
Wap2
|
Wap Forum
|
urllist.txt
|
XML
|
urllist.php
|
Rss
|
GoogleTagged
|
|
Sitemap1
|
Sitema2
|
Sitemap3
|
Sitema4
|
Sitema5
|
urllist
|
Yükleniyor...