> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler  (Okunma Sayısı 1016 defa)
19 Şubat 2011, 15:26:52
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Şubat 2011, 15:26:52 »



Şehitlik Ve Şehide Yapılacak İşlemler


291- İmam Muhammed dedi ki: Şehid savaşta öldürülmüş-se, yıkanmaz ve Irak ile Şam alimlerine göre üzerine namaz kılınır. Biz de aynı görüşdeyiz.

Medine alimlerine göre ise üzerine namaz da kılınmaz. Malik b. Enes bu görüşte olanlar arasındadır.

Bilelim ki İmam Muhammed (rahimahullah)m tercih konusunda bu kita­bında metodu, diğer kitaplarındaki metodundan farklıdır. Bu kitapta Irak, Şam ve Hicaz alimlerinin görüşlerine bakar ve iki tarafın ittifak ettiği görüşü tercih edip yalnız kalan tarafın görüşünü terkeder. Bu metod, mezhebimiz alimlerinin tercih konusunda takip ettikleri "sayı çokluğuna aldırış etmeme" metodlanfta aykırıdır. Yüce ALLAH'ın şu sözünün zahiri de buna delalet eder:

"... İnanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır ki sayılan da ne kadar azdır!"[37] Yine şöyle buyurur :

"... Fakat insanların çoğu bilmezler."[38]

"...Sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar."[39] Ancak burada müellifin (İmam Muhammed'in) böyle bir metod izleme­sinin ve böyle bir metodun doğru kabul edilmesinin sebebi şudur: Alimler ara­sında bu konulardaki ihtilaf, gazvelerde Rasulullah (s.a.v.) in nasıl davrandı­ğını bildiren rivayetlerdeki karışıklıktan kaynaklanmaktadır. Bu konudaki ihti­lafların bundan kaynaklandığı apaçıktır. Bu meselede de olduğu gibi bir guru­bun yanlış görüşte olma ihtimali iki gurubun yanılmış olmaları ihtimalinden daha fazladır.

292- Câbir'in rivayetine göre Peygamber (s.a.v.) Uhud şehidleri üzerine namaz kılmamış tır. Sahabenin çoğu ise, namaz kıldığınım rivayet etmektedir. Hatta rivayete göre Ra­sulullah (s.a.v.) Hz. Hamza'nın üzerine yetmiş defa namaz kılmıştır; Hz. Hamza'nm cesedi Rasulullah (S.Â.V.) in önünde bulunuyordu ve her gelenle birlikte tekrar tekrar üzerine namaz kıldı.

Câbir (r.a.)'m ise o gün hem babası ve hem de dayısı öldü­rülmüştü. Câbir onlarla meşgul olduğu için Rasulullah (s.a.v.) in şehidler üzerine namaz kıldığını görmemiş olabilir. Kaldı ki rivayete göre Câbir (r.a.) babasının ve dayısının cesedlerini Medine'ye götürmüş ve Rasulullah (s.a.v.)'in münadisinin "öl­dürülenleri, öldürüldükleri yerde gömünüz" çağrısını duyunca onları öldürüldükleri yere geri getirmiştir.

Hiç şüphesiz Câbir'in rivayetinin bir yanlışlığı beraberinde getirme ihti­mali daha fazladır.

293- Ayrıca Medine alimleri şöyle derler: Ölü üzerine na­maz kılmak onun için bir istiğfar ve rahmet dilemek içindir. Halbuki şehidin buna ihtiyacı yoktur. Çünkü kılıç, günahları siler.

Bu iddialarına karşı deriz ki: Ölü üzerine namaz kılmak müslümanın müs-lümana değer vermesi açısından müslümanın diğer müslümanlar üzerindeki hakkıdır. Şehid ise, değer verilmeye daha layıktır. Ayrıca şehidin derecesinin, geçmiş ve gelecek günahları affedilmiş bulunan Rasulullah (s.a.v.) in derece­sinden geride olduğu, bununla beraber ashab Rasulullah (s.a.v.) üzerine namaz kılmışlardır. Yine namazda "Muhammed'e ve aile fertlerine rahmet et" denil­mektedir. Buradan da anlıyoruz ki şehidin derecesi, mü'minlerin istiğfarından ve rahmet dualarından şehidi müstağni kılmaz.

Şehid, ayette [40] bildirildiğine göre yaşamaktadır ve yaşayan üzerine na­maz kılınmaz, diyenlerin görüşü de zayıftır. Çünkü o, ahiret hükümlerine göre yaşamaktadır. Dünya hükümleri itibariyle, yani bizim açımızdan ölüdür. Mirası taksim edilir ye iddeti bittikten sonra hanımı başkasıyla evlenebilir. Ölü üzerine namaz kılmak da dünyevî bir hükümdür. Ancak şehidin üzerinde bulunan kan vs. nİn kıyamet günü hasmına karşı şahidlik yapması için yıkanmaz.

294- Rasulullah (s.a.v.) Uhud şehidleriyle ilgili olarak şöyle buyurur:

"Onları kanlarıyla sarıp gömünüz ki kıyamet günü diril-diklerinde boyun damarlarından (bir çeşit) kan akar. Onun rengi (her ne kadar) kan rengi (ise de) kokusu misk koku­sudur." Onun için de üzerindeki elbiselerin hepsiyle gömülür. Nitekim rivayete göre Hz. Hamza (r.a.) üzerindeki abasıyla bir­likte kefenlenmiştir. Ancak üzerindeki silahlar çıkarılır. Çünkü onu düşmanın saldırısını defetmek için taşıyordu ve bundan sonra onun için böyle bir durum söz konusu değildir. Ayrıca öldürülenleri silahlarıyla birlikte gömmek cahiliye ehlinin adet-lerindendir ve cahiliye dönemindeki insanlara benzememiz yasaklanmıştır. Ke­fen cinsinden olmayan şalvar, takke, kemer, yüzük ve ayakkabı gibi şeyler de üzerinden alınır. Tabiînin ileri gelenlerinden bir cemaat bu meseleyi böyle belirtmektedir. Şehidin akrabaları, şehidin üzerindeki elbiselerinin dışında diledikleri miktar kefen eklemeleri caizdir. Bu sözden, erkeklerin kefenlerinin üç yahut iki parça olmasının şart olmadığı anlaşılmaktadır.

295- Savaşta ağır yaralanıp sonra ölen kimse, ahiret hü­kümlerinde şehid olur ama yıkama ve kefenleme gibi diğer ölü­lere yapılan muamele kendisi için de yapılır.

296- Şayet kişi yaralı düştüğü yerden canlı olarak alınır ve taşındığı sırada ölür yahut çadırına alınıp ağırlaşarak ölürse, o da sadece ahiret hükümlerince şehiddir.

Çünkü ne de olsa bir rahatlık görmüş olur.

Ama atların ayakları altında çiğnenmesin diye ayaklarından tutulup çekilmiş, orada can vermişse yıkanmaz.

Çünkü yaralının düştüğü yerden başka yere alınması kendisine rahatlık sağlamamıştır. Şayet yiyip içmişse yıkanır. Çünkü böylece rahata kavuşmuştur.

297- İmam Muhammed dedi ki: Zeyd b. Savhân'ın şöyle vasiyette bulunduğu rivayet edilir: Ayakkabılar hariç üzerim­den hiçbir elbise çıkarmayın, üzerimdeki kanı yıkamayın ve hemen gömün. Çünkü bunlar benim delillerimdir ve kıyamet günü beni öldürene karşı delil getireceğim.

Burada kefen cinsinden olmayanlar dışında şehidin üzerindeki elbiseler­den birşey çıkarılmayacağına delil vardır. Kıyamet gününde şehid için şahitlik etsin diye üzerindeki kan da yıkanilmamaktadır.

298- Said b. Ubeyd'in Kâdisiye'de halka konuşma yaparak şöyle dediği rivayet edilir: Yarın düşmanla karşılaşıp şehid dü­şecek olsak kanımızı yıkamayın ve üzerimizde bulunan elbise­ler dışında bir kefenle kefenlemeyin.

Bu söz de söylediğimize delildir. Sanki o, kefeninde süs olarak algılana­bilecek bir şeyi çirkin görmüştür. Yoksa, başka kefen kullanmanın haram olaca­ğını kastediyor değildir.

299- Zührî'den yapılan rivayete göre Peygamber (s.a.v.) Uhud savaşında şöyle buyurmuştur :

"Bu (Uhud savaşında şehid) düşenlerin iyi amelleri ve iyi bir hal üzere şehid olduklarına dair kıyamet günü ben şahidim. Hem onları elbiseleriyle sarıp gömün!" Daha sonra Rasulullah (s.a.v.) hangisinin daha çok Kur'an'la meşgul olduğunu sormuş ve onu aynı mezara gömülenler arasında en öne koymuştur: Her mezara ikişer üçer kişi gömülüyordu.

Burada zaruret anında birkaç kişinin bir mezara konulup gömülmelerinde bir sakınca bulunmadığına dair delil vardır. O zaman Ensar savaşta aldıklan yaralardan ve aşırı yorgunluktan şikayet ederek Rasulullah (s.a.v.) : "Her ferde ayrı ayrı mezar kazmamız ağır gelecek" dediler. Rasulullah (s.a.v.) de bu istek­leri karşısında şöyle buyurmuştur:

"Mezarları derin ve geniş kazıp ikişer-üçer kişi halinde gömünüz."

300- Fakat ihtiyaç anında her iki ölü arasına topraktan bir engel yapılmalı ki mezar, iki mezar hükmünde olsun.

Bu şekilde bir engel ile bir kadınla erkeği bile tek mezara gömmek caizdir. Nitekim kitabın müellifi bunu, İbrahim en-Naha'î'den rivayet etmiştir. Bu du­rumda erkek kıble tarafına konur.

Şayet ikisi erkek iseler, Rasulullah (s.a.v.) in buyurduğu gibi fazi­letlisi kıble tarafına konur. O zaman Uhud şehitleri arasında en faziletlileri Kur'an'la meşgul olanları olduğundan Rasulullah (s.a.v.) "En çok Kur'­an'la meşgul olanları Öne alın" buyurmuştur.

Çünkü onlar Kur'an-ı Kerim'i hükümleriyle birlikte öğreniyorlardı.

301- Müellif (İmam Muhammed) bundan sonra Rasulullah (s.a.v.)'in münadisinin "öldürülenleri, öldürüldükleri yerde gömün" diye nida ettiğini bildiren câbir hadisini nakleder.

Bu ise, müstehab olup vacib değildir .Rasulullah (s.a.v.), savaşta gördük­leri eziyetle birlikte cesedleri taşıma meşakkatiyle karşılaşmasınlar diye böyle nida edilmesini emretmiştir.

302- İmam Muhammed, Muhammed b. Sîrîn'den rivayet ederek şöyle dedi: Muaviye'nin oğlu Yezid bir ordunun başına getirildi. Ebû Eyyub el-Ensari onunla birlikte çıkmak isteme­di. Ama daha sonra çıkmadığına çok pişman oldu ve bundan sonra o da onun komutasında savaşa katıldı. Ebû Eyyub sa­vaşta hastalanıp ölüm döşeğine düştü. Yezid onu ziyaret ede­rek: "Bir ihtiyacın var mı?" diye sordu. Ebû Eyyub: "Evet. Şa­yet ölecek olursam beni yıkayıp kefenleyin ve müslümanlara zahmet olmazsa cesedimi kafirlerin topraklarına ulaştırıp ora­da gömün" karşılığını verdi.

Bu da, vacib birşey değildir. Ebû Eyyub'un böyle yapılmasını arzu etmesi, ya düşmana yakın olup murabıt olarak ölen kimsenin sevabına nail olmak istemesinden ya da müslümanların kabrini çok ziyaret etmeleriyle şöhretten uzak olmayı arzu etmiş olmasındandır. Nitekim Rasulullah (s.a.v.):

"Benden sonra kabrimi tapınak edinmeyin" buyurmaktadır.

Başka bir hadisinde de şöyle buyurmaktadır :

"ALLAH yahudileri kahretsin. Peygamberlerinin kabirlerini tapmak yaptılar"

Meğâzî kitaplarında zikredikliğine göre vasiyyetini yerine getirerek gece­leyin onu düşman topraklarına götürüp gömdüler. Kabrinden bir nur göğe yük­seldi. Oraya yakın bulunan müşrikler bu nuru gördüler ve ertesi gün bir elçi gönderdiler. Elçileri sordu: "Oraya gömdüğünüz ölü kimdi?" Müslümanlar: "Peygamberimizin ashabından biriydi" karşılığını verdiler. Bunun üzerine de o müşrikler İslama girmişlerdir.

303- İbn Ebî Müleyke'nin şöyle dediğ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:09:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler rüya tabiri,Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler mekke canlı, Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler kabe canlı yayın, Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler Üç boyutlu kuran oku Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler kuran ı kerim, Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler peygamber kıssaları,Şehitlik ve şehide yapılacak işlemler ilitam ders soruları, Şehitlik ve şehide yapılacak işlemlerönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes