> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Şartlı eman
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Şartlı eman  (Okunma Sayısı 835 defa)
18 Şubat 2011, 12:57:16
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Şubat 2011, 12:57:16 »



Şartlı Eman


 

820- Kuşatma altmdakilerden biri Müslümanlara "bana e-man verin, yüz kişiden oluşan ganimeti size göstermek için ya­nınıza  geleyim" der ve inip  gelerek  onları söylediği yere gö­türse, ancak söylediği yerde kimse bulamayınca "Burada idi­ler, gitmişler, nereye gittiklerini bilmiyorum' derse, bu durum­da müslümanlar kaleyi fethedemezlerse onu emin olacağı yere gönderirler. Kaleyi fethederlerse yine darulharpte emin olacağı yere ulaştırırlar.

Çünkü karargaha emniyetle gelmiştir ve eman almıştır. Eman da kabul ile sabit olur. Yerine getirilmesi kabul edilen şeyin gerçekleşmesine kadar bek­lemez. Nitekim bin dirhem vermesi karşılığında köle azad edildiğinde bu para bundan sonra ödenmese de köle azad olur.

821- Burada da kişi kendisinin korunduğu yerden rehberlik yapmak üzere çıkıp gelirse, emanı almış olur. Söylediği şeyi ye­rine getirsin veya getirmesin müslümanlar d an eman almış olur ve onu emin olacağı yere ulaştırırlar.

Müslümanlar "Bize rehberlik etmek üzere eman verdik, ama sözünü tutmadı" diye itiraz ederlerse, cevap olarak denilir ki: Bu adam "size rehberlik yapmazsam benimle sizin aranızda eman olmaz" dememiştir.

Böylece İmam Muhammed şart mefhumunun delil olmıyacağını ifade et­miş olmaktadır. Mezhebimiz de budur[29] Yüce Allanın "Şahitlik yapması (o kadının ifade etmesi) onu cezadan kurtarır"[30]ayetini açıklarken İmam Ebu Yusuf'un da böyle dediğini İmam el-Kerhî rivayet etmektedir. Yani şahitlik yapmaması onu cezadan kurtarmaz, anlamına gelmez. Yüce Allah "Evlendiklerinde zina edecek olurlarsa, onlara hür kadınlara edilen azabın yarısı edilir."[31] buyurmaktadır. Bu demek değildir ki evlenmeyip zina etmişse o azaba çarptırıl­maz. Çünkü şart mefhumu sıfat mefhumu gibidir. O da hüccet değildir. Yüce Allah buyuruyor: "Seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını... "[32] Bu sıfat onunla beraber hicret etmiyenlerin haram olduğuna delalet etmiş değildir. Yine "Öyleyse o aylarda kendinize yazık etmeyin"[33] buyurmaktadır. Bu da haram aylar dışında zulmün mubah olduğuna delalet etmez.

Onların "Bize rehberlik etmek üzere sana eman verdik" demeleri, "Reh­berlik etmediğin zaman sana eman yoktur" anlamına delalet etmez. Çünkü o muhtemeldir. Muhtemel (ihtimal) olan ise kesin zıt karşılığı olmaz ve hükmü­nü iptal etmez. Ama onlara" Size göstermezsem bana eman olmasın" derse, o takdirde birinci şıkka mukabil olabilecek esas haline gelir. Yani böyle söyle­diğinde sözkonusu düşmanı gösterirse emanı alır, göstermezse emam alamaz.

Bmanın geri alındığı ve savaş halinin geçerli olduğu bildirilmekle öldür­mek de, köle yapmak da helâl olur. Bu da şarta bağlanması muhtemel olan mutlak kabiİmdendir. Rehberlik yapmazsa ona eman olmaz. Bu durumda dev­let başkanı serbest olup dilerse öldürür, dilerse fey' sayar.

Bir ay süre ile bir adamın canını koruma tekeffül etmesi buna benzer. Te­keffül ettiği şahsı muhataba teslim etmedikçe bir ayın geçmesiyle tekeffül eden adam mesuliyetten kurtulmuş olmaz. Ama bir ay sonra kefalet sorumluluğum kalmaz, derse bir ay geçmekle dediği olur.

822- Bu adam elimizde esir olup "size düşmandan ganimet olacak yüz kişiyi haber vereyim, bana eman verin" deyip yu­karıdaki şekilde olay cereyan etse ve söylediği rehberliği yapa­mazsa, devlet başkanı onu öldürebilir.

Çünkü elimizde esir olmuş, devlet başkanının öldürmesi veya köle etmesi caiz olmuştur. Emam da yapacağını söylediği rehberliğe bağlamış, onu da yapa­mamıştır.

Bundan önceki durumda henüz teslim olmamış, düşman tarafındaydı. Gelişi sadece müslümanlardan aldığı eman sebebiyle idi. Bunun karşılığında müslümanlara yararlı olacak rehberliği üstlenmiştir. Bu görevi yerine getir­mediğinde devlet başkanının emin olacağı yere ulaştırması gerekiyordu.

Gerçekte ise iki olay arasında fark yoktur. Her iki durumunda da reh­berlik yapmadığından daha önceki durumuna iade edilir. Ancak bu esir, üstlen­diği görevden önce elimizde öldürülmesi veya köleleştirilmesi mubah olan biriydi. Burda da eski durumuna dönmektedir. Bu görevi üstlenmeden önce muhasara altında olan da düşman arasında emniyet içindeydi. Üstlendiği görevi yerine getirmediğinden onun da eski durumuna iadesi gerekir.

823- Muhasara altındaki adam "Size rehberlik yapmazsam fey' olayım veya köle olayım" demiş ve şartını yerine getirme-mişse, müslümanlara fey' olur ve devlet başkanı onu öldü-remez.

Çünkü bu fazla ibareyi söylememiş olsaydı şartı yerine getirmese bile öl­dürülmek ve köleleştirilmekten emin olurdu. Ama bu fazla ibare birinci duru­mun hükmünü iptal eden delil teşkil etmektedir. Mukabil taraf da delile göre işlemektedir. Sonra, bu şartın öldürülmek için değil, sadece köleleştirilmek için olabileceğini kabul etmiştir. Bu şartta yarar olup gözetilmesi gerekir.

824- Yine "şartımı yerine getirmezsem size zimnıî olayım" demişse, söylediği gibi olur. Şartı yerine getirmezse zimmî olur ve öldürmesi yahut köleleştirmesi caiz değildir.

Çünkü şartı yerine getirmek vaciptir.

825- "Kale kapısının size açılması için önce bize eman verin, sonra gelin bize İslamı anlatın, müslüman olalım" demişse, onlar hepsi eman altmda olurlar. Tekrar kalelerine dönmek ve muhkem duruma gelmelerine imkan tanımak için müslüman-ların kalelerini boşaltması, daha sonra savaş halinin yeniden geçerli olduğunu bildirmeleri gerekir.

Çünkü yerine getirmeden önce müslümanlar şartı kabullendikleri için on­lar eman kazanmışlardır. Vadettiklerini yerine getirmekten kaçınmalariyle eman geçersiz olmaz. Eman gereğince de emin oldukları eski yere iade edilme­leri, daha sonra savaş halini ilân etmeleri gerekir.

826- Müslümanlar "İslamı kabul etmezseniz aramızda e-man yoktur" der, onlar da kabul eder ve olay yukarıdaki şekil­de cereyan ederse, Islamı kabul etmedikleri taktirde köleleş­tirmek ve savaşanlarını öldürmekte bir sakınca yoktur.

Çünkü şart böyle koşulmuştur. İki taraf arasında meydana gelen ilişkiler­de sadece koşulan şarta riayet vaciptir. Bunun delili de Rasulullahtan rivayet e-dilen Ebu'l-Hukayk oğullan hadisidir. Rasulullah onlara "Benden bir şey giz­lerseniz korumamızdan yoksun olursunz." buyurdu: Onlar da bunu kabul etti­ler. Yalancılıkları açığa çıkınca öldürülmelerini ve köleleştirümelerini tercih etti.

Rivayete göre Uhut savaşından sonra ordu dönünce müşriklerden bir adam yolunu kaybetmiş ve Medine'ye gelerek akrabalık bağı bulunan Hz. Osman'ın evine gelmiştir. Bunun üzerine Hz. Osman Rasulullaha gelerek ona eman dilemiş, Rasulullah da "Üç güne kadar eman verdik, ondan sonra görür­sek kanı helaldir" diye üç günlük eman vermiş. Adam çıkmış, üç gün sonra Rasulullah ashabına "Arayın, umarım bulursunuz" demiş, üç günden sonra de­rin uykuya dalmış olarak bulmuşlar. Getirilip öldürülmüştür. Bu da gösteriyor kî öldürmenin caizliğine ve savaş halinin bildirilmesine dayalı olarak emanda belirlenen şart geçerlidir.

827- Bazıları Islamı kabul eder, bazıları da kabul etmezse, kabul edenler hür, diğerleri de fey olur. Çünkü parça, tümden sayılır.

Zaten bir topluluğa izafe edilen çoğul, o topluluğun her ferdini ayrı ayrı kapsar. Delili de şu ayeti kerimedir. "Kendilerini her çağırdığımda parmak­larını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine hüründüler."[34] Bu şartla sanki onlardan her birine "İslama girmezsen aramızda eman olmaz" demiş gibiyiz.

828- Muhasara altındakilerden biri "Bize eman verirseniz kendim gelir müslüman olurum" der ve müslüman olmayı red ederse, tekrar kalesine geri gönderilir.

Çünkü bize göre eman altındadır. Onun bu durumu için yüce Allah şöyle buyurmaktadır. "Müşriklerden biri sana sığınırsa, Allahm sözünü dinlemesi için ona eman ver, sonra onu güven içinde olacağı yere ulaştır."[35]

829- Müslümanlar ona "İslama girmezsen aramızda eman olmaz" şartını koşar, o da İslama girmeyi kabul etmezse, müs-lümanlara fey' olur.

Çünkü aramızda şart böyle koşulmuştur.

830- Devlet başkam İslamı kendisine sunduğunda kabul et­mediğinden fey1 saydıktan sonra İslama girecek olursa, o yine fey' olup hür olmaz.

Çünkü İslama girmemesiyle şartlı verilen emanın hükmü geçmiş sayılır ve müslümanlar elinde esir kalır.

831- İslama girince öldürülmeyip fey1 yapılır. Bu da başlan­gıçta İslamı red ettiğinde fey1 olarak sayılması durumundadır.

832- Devlet başkanı İslama davet ettikçe İslamı red etti­ğinde fey1 olarak kararlaştırılmayıp sonra İslama girdiğinde de fey olacağı kararlaştırılmamışsa, kıyasa göre yine fey' olur.

Çünkü isimi kabul etmemekle emanın biteceği şartı İslama girmeyi red ettiğinde gerçekleşmiştir. Şarta bağlı olan şey de, şartın bulunmasiyle sabit olur. Şartlı yapılan boşanma ve köle azadı gibi.

İstihsana göre ise, hür müslümandır.

Çünkü red etmesi tereddütle olup ihtimallidir. İslamdan nefret sebebiyle olmuşsa o gerçek red etmedir. Böyle değil de, kalbindeki şüphe gidinceye kadar üzerinde düşünme sebebiyle olabilir. Onun için red etmesinin şekli ve sebebi ancak hakiminin hükmü ile kararlaştırılır.

833- İslamı red etmeyip sadece "Bırakın düşüneyim" derse, devlet başkanı ona sadece üç gün mühlet tanır.

Çünkü düşünüp taşınma ve şüpheyi giderme bir müddet gerektirir. Böyle mühlet isterse ona üç gün süre tanınır. Çünkü bu yeterli bir süredir. Şartı tercih etmesi de buna delildir.

Bu meselede durumu mürtedde benzemektedir. Durumunu düşü­nüp taşınmak için süre istediğinde ona üç gün tanınır. Hz. Ömer hadisi bu­na delalet etmektedir. Ebû Musa el-Eşari tarafından Hz. Ömer'e bir adam geldi. Halkın durumunu ondan sordu. O da anlattı. Sonra yeni bir olay veya garip bir durum var mı? dedi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Şartlı eman
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:44:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Şartlı eman rüya tabiri,Şartlı eman mekke canlı, Şartlı eman kabe canlı yayın, Şartlı eman Üç boyutlu kuran oku Şartlı eman kuran ı kerim, Şartlı eman peygamber kıssaları,Şartlı eman ilitam ders soruları, Şartlı emanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes