> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak  (Okunma Sayısı 848 defa)
18 Şubat 2011, 12:51:32
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Şubat 2011, 12:51:32 »



Müslümanlardan Birinin Vereceği Hükme Razı Olarak Teslim Olan Düşman Hakkında Verilecek Hüküm


 

962- Kuşatma altındaki kalede bulunan düşman, müslü-manlardan birinin hükmüne razı olarak teslim olursa, bu caiz olur. Çünkü Rasulullah şöyle buyurmaktadır: "onları hüküm­lerinize göre yargılayın, sonra haklarında hüküm verin".

Beni Kureyza'nın haklarında hüküm verilmesine razı ola­rak teslim olması konusunda rivayetler değişiktir. Meğâzî sa­hiplerinden bazıları başlangıçta Sa'd bin Muaz'm vereceği hükme razı olarak teslim olduklarını zikretmiştir. Rasulullaha dil uzattıklarını Hz. Ali'nin haber vermesi üzerine Rasulullah

onlara "Ey domuz ve maymunların kardeşleri, bana dil uzatıyorsunuz ha! Allah ve Rasulünün hükmüne razı olarak teslim olun" demişti. Daha önce onbeş gece muhasara etmişti.

Onlar ise "Hayır ey Ebû'l-Kasım, Sen böyle düşük bir adam değilsin" dediler. Ama kuşatma sürünce, müslümanlardan diledikleri kişinin hüküm vermesine razı olarak teslim olma­larını Rasulullah teklif etti. Rasulullah'in Peygamberliğinden önce Evs'in müttefikleriydi. Sa'd bin Muaz da Evs'in lideri idi. İslamdan önceki dönemde aralarındaki işbirliği ilişkilerine güvenerek haklarında iyi hüküm vermesini umdukları Sa'd bin Mu'az'ın vereceği hükme razı olup teslim oldular. Bu da gösteriyor ki müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olarak düşmanın teslim olmasında bir sakınca yoktur.

Meşhur olan rivayete göre ise, Rasulullah'ın hükmüne razı olarak teslim oldular. Sonra kendi rızalarıyla haklarında Sa'd bin Muaz'ın hü­küm vermesini söyledi. Bunu da şunun için yaptı: Ensar Rasulullah'ın etrafında toplanıp şefaat yollu Benî Kureyza'nın durumu hakkında onunla konuştular. Rasulullah da gönüllerini hoş tutmak istiyerek onlara: Sizden birinizin haklarında hüküm vermesine razı olmaz mısınız? buyurdu. Olu­ruz, dediler. Hükmü Sa'd bin Muaz versin, buyurdu.

Bu görevi ona vermesinin sebebi de şudur; Sa'd'a Hendek harbinde bir ok isabet etmiş ve kolundaki atar-damarı kesmişti. Bunun üzerine şöyle dua etmişti: "Allah'ım, Kureyşle bir daha savaş olacaksa beni o savaşa kadar yaşat, Rasulünü aralarından koğan bir milletle savaşmaktan benim için daha sevimli bir şey yoktur. Kureyşle savaş bitmişse, bu yara ile şehid olayım. Beni Kureyza'nın hezimetini görmeden de öldürme." Bu şekilde dua ettikten sonra kan durmuştu.

Bu şekilde dua etmesinin de sebebi şudur: Müslümanlarla yap­tıkları antlaşmayı çiğnedikleri haberini alınca Rasulullah'm emriyle ant­laşmayı yenilemelerini istemek için Beni Kureyza'ya gitmişti. Onu kötü karşılayıp hakaret ettiler. "Bana söğersiniz ha! Aramızda söğmekten daha çetin bir şey var, o da kılıçtır" diyerek yanlarından ayrıldı.

Hendek harbinde müşrikler yenilip müslümanlar Benî Kureyza'yı muhasara edince bu duada bulundu. Benî Kureyza Rasulullah'm vereceği hükme razı olup teslim olunca, Rasulullah Sa'd bin Muaz'm hüküm ver­mesini söyledi. O esnada Sa'd, Rasulullah'm mescidinde hasta yatıyordu. Ensar yanına gelip Rasulullah'm karargahına götürmek üzere bir merkebe bindirdiler. Yolda onunla bu işi konuşarak şöyle dediler: "Dostların ve anlaşmalılarındır. Allah onlar hakkında sana imkan verdi, onlara iyi davran. Biliyorsun, Rasulullah iyiliği ve dostluğa vefayı sever. Müttefikleri olan Beni Kaynuka'yi kurtarmak için Abdullah bin Übey'in neler yap­tığını biliyorsun. Sen ise bu işe daha layıksın."

Bu mesele üzerinde arkadaşları çok ısrar edince, eliyle sakalını sı­vazladı ve şöyle dedi: "Sa'd'ın Allah yolunda hiçbir kınayıcınm kınama­sından korkmaması zamanı geldi." Bunu duyunca aralarında şöyle dedi­ler: Allah'a yemin olsun, Kureyza mahvoldu".

Onu Rasulullah'm meclisine getirdiler. Sa'd Rasulullah'm meclisine gelince, Ensar'a şöyle dedi: "Kalkın, büyüğünüzü indirin". İndirilip Rasu­lullah'm yanında oturunca, Rasulullah ona şöyle buyurdu: "Haklarında hüküm vermeği sana bıraktım. Haklarında hüküm ver." Sa'd, Benî Kurey­za'ya yöneldi ve şöyle dedi: "Hakkınızda vereceğim hükmü kabul edeceğinize dair Allah'a söz veriyor musunuz?" Evet, dediler; Rasulullah'm bu­lunduğu tarafa dönerek ve saygı göstererek şöyle dedi: "Bu taraftakiler de hüküm vermemi kabul ediyor mu?" Rasulullah ve yanındakiler: Evet, de­diler. Bunun üzerine hükmünü açıkladı. "Haklarında şu hükmü verdim: Erkekler öldürülsün. Kadın ve çocuklar esir alınsın, malları da taksim edilsin" Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu: "Yedi göğün üstünden Allah'ın hükmüyle haklarında hüküm verdin". Bazı rivayetlerde bu şekilde rivayet edilmiştir.

Bu da gösteriyor ki, müslümanlardan birinin hüküm vermesine razı ola­rak teslim olmaları ve hüküm vermeği başkasına bırakmak caizdir. Yalnız tes­lim olan düşmanın rızası olmadan müslüman hüküm verme işini başkasına bı­rakamaz, Çünkü Sa'd, Rasulullah'm huzurunda onların rızasını aldıktan sonra hüküm vermiştir. Onların rızasını almasını da Rasulullah yadırgamamıştır. Sebebi de şudur: İnsanlar düşünce ve görüşte farklıdırlar. Bu hükmü vermek ise ileri ve derin görüşlü olmayı gerektirir. Birinin haklarında hüküm vermesine razı olmaları başkasının hüküm vermesine razı olmaları demek değildir. Öyle ki onların rızası olmadan hüküm verme işini bu adam başkasına bırakacak ve bu da hüküm verecek olursa, hakkında hüküm verilen kişi buna razı olup caiz görmedikçe hüküm geçerli olmaz. Ama bunu duyar ve kabul ederse, hüküm geçerli olur. Çünkü kabul ve caiz görmesi onu yeni görevlendirmiş olması gibi­dir. Onlar buna razı olduktan sonra haklarında hüküm vermesi demektir. Hak­larında hüküm vermekle görevlendirilen kişinin vereceği, erkeklerin öldürül­mesi veya zimmî sayılması veya fey1 kabul edilmesi şeklindeki hüküm Sa'd'ın verdiği hüküm delili ile tümüyle geçerlidir.

Bazı rivayetlerde o gün Sa'd'ın kasık kılları bitmiş kişilerin öldürül­mesi şeklinde hüküm verdiği belirtilmektedir. Baliğ olmak, kasık kıllarının bitmesi itibariyledir, yani kasık kılları biten genç baliğ olur, diyenler bunu delil gösteriyorlar ki, biz bu görüşte değiliz.

Çünkü kılların bitmesinde insanlar farklıdır. Mesela Türklerde geç bittiği halde Hindularda erken biter. Onun için bunu hükme esas saymak mümkün de­ğildir. Bunun izahı şudur: Beni Kureyza erkeklerinin baliğ olmasının kıllarının bitmesiyle olduğu vahiy yolu ile Rasulullah'a bildirilmiş olabilir. Bu şekilde hüküm vermesi de, kılları bitmiş erkeklerin savaşçı kabul edilmesindendir ve ancak savaşanların öldürülmesine hükmetmiştir. Müslümanlara karşı savaşan İse baliğ olsun olmasın öldürülür. Ancak sadece savaşanların öldürülmesi daha doğrudur. Çünkü baliğ olmıyanlar müslümanlara karşı savaştığında esir edil­meden önce Öldürülür. Ama esir edildikten sonra öldürülmez.

Haklarında hüküm verdikten sonra Haris kızı eıı-Neccariyye'nin evinde hapsedilip elleri bağlandı.

Esirlere böyle davramlmasi gerekir. Yüce Allah buyuruyor: "Onları yaka­ladığınızda sıkı bağlayın"[4]

Rasulullah bir kenarda oturdu. Sıcak bir günde Beni Kureyza'dan öldürülecekler Öldürüldü. Rasulullah'in huzurunda onlardan öldürülen­lerin şu isimleri Meğâzî kitaplarında sayılmaktadır: Huyay bin Ahtab, Ka'b bin Üseyd ve bir grup. Gün ortası olunca Rasulullah "Günün sıcak­lığını ve silahın sıcaklığını üzerlerinde birleştirmeyin. Öğle tatilinde bıra­kın ve su verin. Hava serinleyince geri kalanları da öldürün" dedi.

Meğâzî kitaplarında Rasulullah'ın kalkıp Sa'd'a şöyle dediği zikredilir : "Geri kalanların işini de sen bitir. "Öldürme işini Ali bin Ebi Talib ve Zübeyr bin el-Avvam yürütüyordu.

İbnu Ebi'l-Cehm'in evi yanında öldürüldüler ve kanlan Ahcâru'z-Zeyt denilen yere kadar aktı. Kitapta onlardan kaç kişi öldürüldüğü belirtilmemiştir. Bu konuda farklı rivayetler vardır. Racih olan rivayete göre yediyüz kişi öldü­rüldü. Mukatil, dörtyüzelli kişinin öldürüldüğünü söylüyor. Esir alınanların sayısı ise altıyüzellidir. Durumundan şüphelenilen herkesin kasıkları yoklanır, kıllarının bittiği belirlenince öldürülürdü. Beni Kureyza'dan Atiyye şöyle de­mektedir: "O gün durumumdan şüphelendiler, kasıklarımı açtılar. Kıllarımın bitmediğini görünce esir çocuklar arasında saydılar."

Hz. Ömer'in ordu komutanlarına kılları bitenleri öldürünüz ve düş­man savaşçılardan aramızda kimse tutmayınız, diye yazdığı zikredil­mektedir.

Böyle yazması müslümanlara zarar vermelerini Önlemek içindir. Nitekim bu yasağına sıkı sıkıya uymadıkları için Hıristiyan[5] , sonra Mecusî olan Ebû Lu'lüe denilen kişi esirler arasından çıkmış ve Hz. Ömeri şehid etmiştir.

İbni Ömer'in şöyle dediği zikredilmektedir: "Uhut günü onüç yaşın­da idim. Rasulullah'ın huzuruna çıkarıldım. Beni savaşçılar arasında kabul etti."

Bunu zikretmesi erginliğin tesbiti için kasık kıllarının bitmesiyle hüküm verilemiyeceğini göstermek ve buluğun ihtilam ile tesbit edileceğini belirtmek içindir. Gencin baliğ olup olmadığı ya ihtilam olması veya onbeş yaşına girmesiyle belli olur. Ebû Yusuf ve Muhammed'in görüşü budur.

Ebû Hanifeye göre ise bir rivayette onsekiz, bir rivayette de ondokuz ya­şıdır. Bu meseleyi talak bahsinde açıkladık. Allah'ın yardım ve mukaffakiye-tiyle eman konusu son ermiştir.[6] Allah bizi ateşten korusun ve cennetine koysun.[7]




[4] Muhammed,47/4

[5] Başka nüshalarda "Hıristiyan" kaydı yoktur.

[6] Eman konusunun bittiği bu noktada bu konuya biraz daha açıklık getirmede fayda vardır. O da emanın geçerlilik süresi ve sona ermesi meselesidir. Eman, bir yaran sağlamak amacıyla yabancının ülkeye girişini sağlayan bir müessese olduğu için yabancıya, bu yararın sağlan­ması suresince izin verilir. Günümüzde de devletler, vize verirken kişinin maksadına göre muayyen tarihli viz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak
« Posted on: 19 Nisan 2024, 02:28:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak rüya tabiri,Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak mekke canlı, Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak kabe canlı yayın, Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak Üç boyutlu kuran oku Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak kuran ı kerim, Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak peygamber kıssaları,Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmak ilitam ders soruları, Müslümanlardan birinin vereceği hükme razı olmakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes