> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Korku namazı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Korku namazı  (Okunma Sayısı 947 defa)
19 Şubat 2011, 15:30:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Şubat 2011, 15:30:07 »



Korku Namazı


281- İmam Muhamnıed dedi ki: Korku namazı konusunda alimler ihtilaf etmişlerdir. Bu konuda görüşlerin en güzeli İbn Abbas, İbrahim en-Nafha'î ve İbn Ömer'in katıldığı görüştür. Bu görüşe göre devlet başkanı orduyu iki guruba ayırır. Bun­lardan biri düşmana karşı durup savaşa devam eder. Diğeri de namazın yarısını kılar, sonra bu gurup gidip düşmana karşı savaşır ve daha önce savaşan gurup gelip namazın yarısını kı­lar. İmam selam verdikten sonra bu ikinci gurup savaşa katı­lır ve bu defa birinci gurup gelip namazı tamamlar. Ancak bu defa kıraatsız namazı tamamlar. Çünkü namazın başlangıcına ulaşmıştı. Bu gurupta bulunanlar namazın hepsinde imama uyan durumundadırlar. Sonra ikinci gurup gelir ve kıraatle namazını tamamlar. Çünkü bu gurupta bulunanlar mesbûk (namaza sonradan yetişmiş) durumundadır.

Namaz bölümünde bu konudaki farklı rivayetleri ve alimlerin ihtilafını ve Ebû Yusufun "Nevâdiru Ebî Süleyman" isimli kitabında söyediklerinî ve düş­manın kıble tarafında veya ters yönde bulunması durumunda aralarında korku namzı hakkındaki ihtilafı da belirttik.

282- İmanı Muhammed burada İbn Ömer'in hadisine göre İmamın her gurupla bir secde kılacağını zikretti.

Secdeden kasıt, bir rekattır. Bu, Hicaz dilinde meşhur bir kullanıştır. On­lar: "Falan bir secde etti" derken bir rekat namaz kıldığını kastederler.

 283- Yine İbn Ömer'in hadisinde şunu da nakleder: Şayet

daha fazla korku verici bir durum sözkonusu ise yaya olarak ayakta yahut bineklerinin üstünde kıbleye yönelmiş olsunlar veya olmasınlar namazlarını kılarlar. Ayakta olmalarından maksat, yürümemeleri ve durmalarıdır. Çünkü yürümek bir harekettir ve onunla namaz caiz olmaz. Denizde yüzmek ve savaşta kılıç sallamak da böyledir.

284- Muhammed b. Yahya'dan yapılan rivayete göre Pey­gamber (s.a.v.) yolculuk esnasında bir yere konaklarken iki rekat namaz kılmadan oturmazdı.

Hadis ehli bu hadisi diğerinden daha sahih görürler. Çünkü her konakla­mada namaz kılacak yeri tayin edip önce iki rekat namaz kılar, sonra otururdu. Her yolcunun böyle davranması gerekir. Çünkü konaklama istirahat etmek içindir ve bu bedenin payıdır. Din işinin bundan önce yapılması daha uygun olur.

Rivayet olunur ki Peygamber (s.a.v.) evinde namaz kılar ve ev işlerinde hanımlarına yardım ederdi. Ümmetinin de böyle davranmasını emrederek şöyle buyurmaktadır : "Evlerinizi kabirlere çevirmeyin"

Bazı alimler: Evlerinizde namaz kılmayarak onları mezara benzetmeyin, demek istediğini söylerler. Bazıları da bunun, sorumluluk duymadan uyumak anlamında ev halkına yardım etmemek olduğunu söylerler. Rasulullah (s.a.v.) yine şöyle buyurur :

"Gözümün nuru (neşem) namazdadır." Ümmetinin neşesi de, onun neşe­sinin bulunduğu yerdedir. Onun için bir yerde konaklarken namazla başlamak

evladır.

285- İmam Muhammed dedi ki: Bir müslüman eli kolu bağ­lanarak öldürülme ile karşı karşıya geldiğinde iki rekat namaz kılması ve ondan sonra günahlarının affı için Allah'a yalvar­ması müstehabtır.

Böylece son işi, namaz ve istiğfar olur. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyu­ruyor : "Kim amel defterine taatla son verirse, önceki günahları affedilir."

Yine İbn Abbas'm rivayet ettiği bir hadiste ise Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:

"îşler son şekilleiyle değerlendirilir."

"Kimin ilk ve son sözü "Lâ İlahe İllallah" olursa aradaki günahları affolu­nur." Onun için konuşmağa güç yetirİr yetirmez çocuğa Kelime-i Tevhi'din

telkin edilmesi ölüm esnasında da aynı şeyin yapılması tavsiye edilmiştir.

286- Bu konuda temel, Hubeyb'in hadisidir. Hubeyb esir edilip Mekke'de satıldığında onu Öldürmek için HH'Ie[33] çı­kardılar. O da: Bırakın iki rekat namaz kılayım, dedi. Kılmasına müsaade ettiler. İki rekat namaz kıldıktan sonra şöyle de­di: Şayet Ölüm korkusundan namazımı uzattığım zannına ka-pılmasaydımz namazı uzatırdım. Bir rivayette: Bu iki rekatı kısa kıldı denilmekte ve şöyle dediği belirtilmektedir: Şayet ölümden korkup da namazını uzattı demelerinden çekinmesey-dinı namazı uzatırdım, dedi. Sonra müşriklerin yüzüne baktı. Kiminin suratı ekşi, kimi sövüyordu. Kimi de elinde taş yahut sopa hazır duruyordu. O zaman da şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki düşman yüzünden başka bir yüz göremiyorum! Allahım! Burada, selamımı Peygamberine iletecek bir kimse yoktur. Selamımı Rasülüne ve onun ashabına sen ilet.

Rivayet edilir ki Peygamber (S.A.V.) Medine'de minberin üzerinde iken selamım almış ve şöyle buyurmuştur. "Allahım, kaç kişi iseler hepsini say ve tesbit et. Her birine ayrı ayrı yahut toptan lanet et. Onlardan bir fert bile geri bırakma."

Hadis kitaplarında buna ek olarak şöyle denilmektedir: Yüzünü Kıbleye çevirtip secdeye kapanmış vaziyette kendisini öldürmelerini istedi. Ama onlar onun bu teklifini reddettiler. O zaman Hubeyb şöyle dedi : "İslam için öldürüldükten sonra hangi taraf üzere, Allah için öldürülsem aldırış etmem."

Kafirler, Hubeybi öldürdükten sonra arkası Kıbleye gelecek şekilde astılar.

Rasulullah (S.A.V.), Hubeyb'in öldürülmeden önce iki rekat namaz kılmasını hoş karşılamış ve kendisini Seyyidü'ş-Şüheda "Şehidlerin Efendisi" diye isimlendirerek onun için: "O, cen­nette benimle beraberdir" buyurmuştur. O zamandan bu yana öldürülmeden önce iki rekat namaz kılmak sünnet olmuştur.

287- imam Muhammed dedi ki : Korku namazı, düşmana karşı dururken kılınabilir. Ama kılıç sallarken ve mızrak dür­terken namaz kılınmaz. Çünkü bunlar birer harekettir ve namaz kendisinden olmayan hareketlerle birlikte kılınmaz. Bu durumda düşmanla savaş bitiminden sonraya bırakılır. Çünkü namazı erteledikleri takdirde tekrar namaz kılma imkanına sahip olurlar, ama savaşı kaçırdıkları takdirde bunu telafi edemezler.

288- Bu konuda delil, Ebû Said el-Hudrî hadisidir. Ebû Said dedi ki: Hendek günü gecenin geç saatlerine kadar namaz kılamadık. Nihayet savaş durup namaz kılma imkanını buldu­ğumuz zaman ancak kılabildik. Nitekim yüce Allah şöyle bu­yurmaktadır: "Savaşta Allah müminlere elverdi."[34] o zaman Rasulullah (s.a.v.) Bilal'ı çağırdı. Bilal namaz için kamet getirdi. Kalkıp öğle namazını vaktinde kılman şekliyle kıldılar. Sonra ikindi namazı için kamet getirildi ve onu da aynı şekilde kıldılar. Daha sonra akşam namazını ve ardından da yatsı na­mazını kıldılar. Bu olay, korku namazı hakkında inen şu ayet­ten önce meydana gelmiştir: "Fakat korkuyorsanız,   hakkın divanına tam huşu' ve taatle durmak imkanını bulamazsanız o halde (namazı) yürüyerek, yahut süvari olarak (Kıbleye veya her hangi bir semte karşı) kılın."[35]

289- İbn Mes'ud'un rivayetine göre Rasulullah (S.A.V.) Bilal'e emretti. O da kalkıp birinci namazdan önce hem ezanı okudu hem de kamet getirdi. Daha sonraki namazlarda ise sa­dece kamet getirmekle yetindi.

Yine İbn Mesud'dan yapılan bir rivayette ise Bilal'in her namaz için ezan okuduğu ve kamet getirdiği belirtilmektedir. Bunlardan hangisine uyulursa, iyidir.

Burada savaşla meşgul olmaktan dolayı namazı geciktirmenin caiz oldu­ğuna delil vardır. Ayrıca vaktinde kılmamayıp kaçırılan namazların Rasulullah (S.A.V.) in yaptığı gibi cemaatle kılınması da müstehabtır. Eğer fiilen savaş-mayıp ayakta yahut süvari iseler ima (işaret)le namazlarını kılarlar ve bu du­rumda namazlarını ertelemeleri caiz değildir. Çünkü rüku ve sucudun yapılma imkanı bulunmadığı zamanlarda farz namaz ima yoluyla kılınır. Burada askerlerin rüku ve sücuddan aciz oldukları ortadadır.

290- İbn Abbas'tan yapılan bir rivayete göre Ahzab (Hen­dek) savaşında Rasulullah (s.a.v.) ikindi namazını kılmayı unutmuş ve ancak akşam namazını kıldıktan sonra ikindiyi kılmadığını hatırlamıştır. Hatırladıktan sonra da kalkıp ikindi­yi kılmıştır.

Burada unutmaktan dolayı vakitlerde sıranın düştüğüne delil vardır. Bunu namaz konusunda açıkladık.

Ahzab savaşı ile Hendek savaşı aynı savaştır. Birinci hadiste Rasulüllah'ın dört namazı, bu hadiste ise ikindi namazını kıl­madığı söylenmektedir. Bunların her ikisi de sahihtir. Rivayet olunur ki Rasulullah (S.A.V.) :

"Bizi vusta (ikindi) namazından alıkoydular. Allah kabirle­rini ve evlerini ateş doldursun." buyurmuştur.

Yukarıdaki iki hadisin arasını şöylece bulmak mümkün­dür: Olaylar ayrı günlerde meydana gelmiştir. Çünkü müslü-manlar onyedi gün Hendekte kaldılar ve bu günlerin çoğunu gece-gündüz savaşmakla geçirdiler. Başarı Allah'tandır.[36]



[35] Bakara : 2/239

[36] İmam Serahsî, İslam Devletler Hukuku, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eğitaş Yayınları: 1/229-233



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Korku namazı
« Posted on: 28 Mart 2024, 23:13:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Korku namazı rüya tabiri,Korku namazı mekke canlı, Korku namazı kabe canlı yayın, Korku namazı Üç boyutlu kuran oku Korku namazı kuran ı kerim, Korku namazı peygamber kıssaları,Korku namazı ilitam ders soruları, Korku namazıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes