> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Elçinin verdiği eman
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Elçinin verdiği eman  (Okunma Sayısı 971 defa)
18 Şubat 2011, 13:05:23
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Şubat 2011, 13:05:23 »



Elçinin Verdiği Eman


703- İmam Muhammed dedi ki: İslam ordusunun komu­tanı bir ihtiyaçla ilgili olarak kale komutanına müslüman bir elçi gönderecek olsa, elçi de gidip mektubu teslim ettiğinde: "Komutan sözlü olarak sana, akraba ve ülkene eman verdiğini haber vermemi istedi, kapıyı aç" derse ve komutanın ağzından bir mektup uyduracak olsa, ya da bir müslüman topluluk hu­zurunda sözlü birşeyler uydursa, kale kapısı açılıp müslüman-lar kaledekileri esir alarak mallarını yağma etmeye başladık­larında kale komutanı: "Elçiniz, komutanınızın bize eman ver­diğini haber verdi" deyip o müslümanları da buna şahit getir­se, kaledekiler eman içerisinde olur ve alınan malları geri verilir.

Çünkü elçinin ifadesi onu gönderenin ifadesi makamındadır. Onun içn bu durumda ordu komutanı kendilerine eman vermiş gibi sayılır.

Elçinin ifadesi, elçi olarak gönderildiği hususta gönderenin ifadesi maka­mında olur, ama uydurduğu meselelerde onun makamında sayılmaz, diye İtiraz edilse;

Deriz ki: Kendisine gönderilen kişi açısından bu ayırım geçerli değildir. Çünkü elçinin hangi sözlerinin doğru ve hangilerinin uydurma olduğunu bilme İmkanı yoktur. Kendisine elçi gönderilen kişi, elçinin verdiği bilgiye i-nanmaktan başka ne yapabilir. Onun için o kişinin elçi olduğunu tesbit ettikten sonra söylediklerini doğru olarak kabul eder. Aslında gönderen kişinin güve­nilir bir elçi seçmesi gerekir. Şayet elçinin haber verdiği doğru olarak kabul edilmezse, aldatma sözkonusu olur ki, bu haramdır.

Görmüyor musun, komutan onlara: Bu aramızda meydana gelecek her hususta benim elçimdir, diye seslense ve elçi de böyle bir davranışta bulunsa, kendilerine eman verilmiş sayılmaz mı? Nitekim bu durum şu ayetlerden de anlaşılmaktadır: "Eğer (peygamber söylemediğimiz) bazı sözleri bize karşı kendiliğinden uydurmuş olsaydı, elbette onun sağ elini (kuvvet ve kudretini) ahverirdik. Sonra da, hiç şüphesiz, onun şah damarını koparırdık."[6]

Halbuki Hz.Peygamber değil, Müseyleme ve benzeri peygamberlik iddi­asında bulunan yalancılar Allah adına bazı şeyler uydurmuşlardır. Onlar elçi olmadıkları için uydurmaları geçerli değildir. Ve dünyada da Allah onlara böyle bir ceza uygulamamıştır. Bu da gösteriyor ki, elçilerin durumu diğerlerinkinden

farklıdır.

704- Elçi zimmî yahut eman verilmiş harp ehlinden biri ise, durum yine aynıdır.

Çünkü bu emanm ordu komutanı tarafından verildiği sabittir, elçi tarafın­dan değildir. Ayrıca elçi onların kalelerinde bulunmaktadır ve onlardan korun­muş değildir. Bu sebeple kendiliğinden vereceği bir eman geçerli olmaz.

Ayrıca burada kusur komutanındır. Çünkü kendisi yasaklanmış bir işte bulunarak kafir ve hain birisini kendisine elçi seçmiştir.

Hz. Ömer (r.a.) vali olan Ebu Musa' Eş'ari'ye "Katibine emret, camiye girsin ve şu mektubu okusun", demişti.

Ebu Musa : Katibim mescide girmez, demişti.

Hz. Ömer: Neden girmiyormuş; cünüb mü? diye sormuş.

Ebu Musa: Hayır. O hiristiyandır. Cevabını vermişti.

Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle demiştir: Sübhanallah! Mü'minlerden başkasını sırdaş edinmişsin? Yüce Allah'ın şu sözünü duymadın mı?: "Kendi (din kardeşlerinizden başkasını (dost ve) sırdaş edinmeyin. (Çünkü) onlar size şer ve fesat yapmakta hiç kusur etmezler..."[7] Yani onlar işlerinizi bozmaktan geri kalmazlar.

705- Elçi: Şu iddia ettiklerini söyledim, derse ve bunu an-cak kendisinin söylemesiyle bilecek olursak ve kale kapısı açıl­mış olup müslümanlar onları esir almış iseler, söylediği kabul edilmez.

Çünkü geriye çevrilip yeniden başlanması mümkün olmayan bir şeyi ha­ber vermektedir ve müslümanların hakkı sabit olduktan sonra bu hakkı bozacak bir iddiada bulunmaktadır. Bu sebeple, delilini ortaya koymadıkça bu iddiası kabul edilmez.

706- Ama esirlerden onun payına düşenler, hür olurlar. Çünkü kendisi onların eman içerisinde olduklarını itiraf et­mektedir. Düşman yurduna kendisinin dönmesine de müsaade edilmez.

Çünkü bu müslümanların hakkı olan bir şeydir.

707- Şayet zimmîlerden bir grup bu konuşmaya şahit olsa, şahitlikleri kabul olunmaz.

708- Şayet kendilerine bu mektubu getiren aslında elçi ol­mayıp kendiliğinden uydurduğu bu mektupla aralarına gide­rek onlara eman verildiğini yazmış ve götürmüşse yahut sözlü olarak: Ben (yahut biz) komutanın elçisiyim, komutanımız size eman verdi derse, onların hepsi esir edilir. Ayrıca devlet başka­nı savaşçılarını Öldürme yetkisine de sahiptir.

Çünkü o şahıs tarafından verilen eman, eman değildir. Ayrıca onlara bu­nu söylediği zaman onlardan korunmuş bir durumda olmayıp aralarında esir makamındaydı. Esirin verdiği eman müslümanlan bağlamaz. Ordu komutanı­nın, onun bu davranışını yüklenmesi mümkün değildir. Çünkü onu kendisi gön­dermemiştir ki, onun sözü komutanın sözü makamında sayılsın.

Burada onları aldatmış sayılmayız. Kusur, kendilerinindir. Kendileri elçi olarak bilinmeyen rastgele bir adama aldanmışlardır. Bu şahıs daha önce İslam ordusu komutanı tarafından hiçbir zaman elçi olarak gönderilmemiştir. Komu­tanın buna önceden engel olması da mümkün değildir. Çünkü böyle birşeyden haberi olmamıştır. Kendi imkanları dışında olan meselelerde karar verilmediği gibi, İslam ordu komutanı da imkanlarının dışında olan birşeyden sorumlu değildir.

709- Elçi olmayan bu şahıs İslam ordusunun karargahın­dan onlara seslenip kendilerine eman verildiğini söyleyecek ol­sa ve onlar da bunun üzerine kapıyı açacak olurlarsa, eman geri alınıncaya kadar eman içerisinde sayılırlar.

Çünkü müslümanların hakimiyet sahasında bulunduğu bir yerde onun bu sözü onlar için emandır. Emana sahip bulunan bir kimsenin eman verme yetkisi bulunan bir kimse namına bunu haber vermesinin sahih olduğunu daha önce belirtmiştik. îster bu haber doğru olsun, ister yalan olsun farketmez. Şayet doğ­ru ise kendisinden haber verilen kişi tarafından, yalan ise haber veren kişi tara­fından eman verilmiş sayılır. Ancak bunun sabit olması için müslümanlardan adil şahitlerin buna şehadet etmeleri gerekir. Çünkü bunda müslümanlarm hakkı olan ganimeti iptal etmek vardır.

710- Şayet komutanın elçisi komutanın mektubunu ilettiği zaman "Falan komutan size eman verdi ve bunu haber vermek üzere beni size gönderdi. Yahut: Komutanın kapısı önündeki müslümanlar size eman verdiler. Ya da: Ben sınırlarınıza gir­meden önce size seslenmiş ve size eman vermiştim. Müslüman­lardan bir gurup da buna şahittirler "derse, haber verdiği du­rum yalan ise, hepsi fey' olurlar.

Çünkü kendisi komutanın elçisi değildir ki ifadesi komutanın ifadesi gibi olsun. Kendisi komutanın yanındaki müslümanlarm elçisi de değildir. Bu du­rumda kendisinin eman verme yetkisi de yoktur. Çünkü onların hakimiyet saha­sında bulunmaktadır. İşte bu sebeplerden dolayı sözünün hükmü geçersizdir.

711- Şayet müslümanlardan bir kişi kendi özel bir ihtiyacını gidermek üzere aralarına gönderilse, o da gidip ihtiyacını gi­derdikten sonra, kendisini gönderenin kendilerine eman ver­diğini haber verse, yine bu eman geçersizdir.

Çünkü böyle sıradan askerlerden bir elçi komutanın yahut müslüman ce­maatin elçisine benzemez. Çünkü onu gönderenin kendisi elçi olsaydı, yine ve­receği eman geçerli olmazdı. Onun için elçisinin, kendisini gönderen namına vereceği eman da makbul değildir.

Aslında emirin yahut müslüman cemaatin elçisinde de kıyas budur. Ancak biz istihsan yolu ile bu iki hasletten birini taşıyan elçinin vereceği emanın geçerli olacağını söylüyoruz.

Çünkü müslümanlarm cemaati nerede bulunursa bulunsun hakimiyeti kendi elindedir ve gönderecekleri elçi de onların makamındadır. Onun için e-man kendilerine nisbet edildiğinde geçerli olur. Emirin durumu da bunun gibidir. Onun vereceği eman da geçerlidir. Çünkü emir oluşu, hakimiyeti elinde tutması anlamındadır. Elçisinin eman hakkında söyleyecekleri, kendisinin söyleyecekleri makamındadır. Bu yetki ise, sıradan biri için sözkonusu olamaz. Bu sebeple böyle bir kimsenin göndereceği elçidede bu yetki yoktur,

712- İmam Muhammed dedi ki: Şayet emir kendilerine eman verildiğini haber verecek bir elçi gönderir ve elçi de geri dönüp mesajı ilettiğini bildirecek olsa, elçinin kendilerine bu mesajı ilettiğini bilmeseler bile eman içerisinde sayılırlar.

Çünkü hakikatına vakıf olmak mümkün olmayan durumlarda hüküm zahire göre verilir. Zahire göre ise, elçi aralarına girdikten sonra mesajı onlara iletmeden geri dönemez. Ayrıca elçinin, "onlara mesajı ilettim" sözünde her ne kadar doğru olduğu kesin olmasa bile, doğru olması ihtimal dahilindedir. En azından bu kadarla şüphe hasıl olmuştur. Daha Önce de belirttiğimiz gibi şüphe sözkonusu olduğu yerde eman sabit olur.

Onun için müslümanlar eman bozulmadiğı müddetçe onlara saldıra-mazlar.

713- Şayet emir ve müslümanlar onlara eman verecek olsa­lar, sonra da bir elçi antlaşmanın bozulduğunu ve emanın geri alındığını onlara haber vermek üzere gönderilmiş olsa, elçi de geri dönüp bunu onlara haber verdiğini söyleyecek olsa, bunun kesinliği ortaya çıkmadan müslümanlar onlara saldiramaz.

Çünkü elçinin haberi onlara ilettiğine dair sözü doğru olabileceği gibi yalan da olabilir. Bu ise, her ne kadar bir bakıma eman verilmesi hususunda bir delil ise de antlaşmanın bozulması için tam bir delil değildir. Çünkü emanın bozulması esir edilmelerini, kadınlarının cariye olarak alınmasını ve kanlarının dökülmesini helal kılan bir durumdur. Bu ise, şüphe ile sabit olmaz. Sadece dış görünüş veya bir kişinin vereceği haber şüpheden hali değildir.

Eman verilmesinin doğurduğu sonuç esir edilmelerinin yasaklanması olduğundan, eman verme şüphe ile sa...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Elçinin verdiği eman
« Posted on: 29 Mart 2024, 10:54:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Elçinin verdiği eman rüya tabiri,Elçinin verdiği eman mekke canlı, Elçinin verdiği eman kabe canlı yayın, Elçinin verdiği eman Üç boyutlu kuran oku Elçinin verdiği eman kuran ı kerim, Elçinin verdiği eman peygamber kıssaları,Elçinin verdiği eman ilitam ders soruları, Elçinin verdiği emanönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes