> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis  (Okunma Sayısı 946 defa)
17 Şubat 2011, 14:53:39
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Şubat 2011, 14:53:39 »



Ganimet Tahsisinde İstisna Ve Özel Tahsis


 

1254- Komutan "Kim altın veya gümüş getirirse, dörtte biri onundur" derse, sözü, ister müslümanlar, ister müşrikler tara­fından işlenmiş olsun, külçe ve işlenmiş altını kapsar.

Çünkü altın ve gümüş adı hakikaten hepsini kapsar. Almaya hak kazan­mak da ona binaendir. Nitekim "altın ve gümüş dışında kim ne getirirse, kendi­sinindir" dediğinde bütün çeşitleriyle altın ve gümüş bunun dışında kalmaktadır. İstisna yapılmadan tahsis genel olarak altın ve gümüşten yapıldığında da aynı şekilde almaya hak kazanılır.

Nitekim altın ve gümüşte zekat ayn (eşyanın kendisi) itibariyledir, aynı cinsten mübadele yapıldığında değişik cinslerden vermek haram olduğu gibi, aynı cinsten mübadele de değişik cins alıp vermek veya az yahut çok alıp ver­mek haramdır. Bunda külçe ve işlenmiş cinsler aynıdır. Yani külçeden külçe ve işlenmişten işlenmiş alınıp verildiği gibi alınıp verilen şeyler de eşit miktarlarda

olması lazımdır.

Bu durum şunun tersinedir: Adam altın veya gümüş satın almıyacağına yemin eden bir kişi ise, dirhem veya dinar (metal gümüş ve altın para) alırsa, yeminini tutmamış sayılmaz. Çünkü satın almıyacağına dair yemin etmiştir. Bu da ancak birinin satmasıyla ortaya çıkar. İşlenmiş altın veya gümüşün satıcısına ise sarraf adı verilmektedir. Altın veya gümüş satıcısı adı da ancak birinin sat­masıyla ortaya çıkar. Bu ad, işlenmiş altın veya gümüş satan kişiye verilir.

Burada her hak kazanma, ismin hakikati şartına bağlanmıştır. "Altına veya gümüşe dokunmayacağım" diye yemin etseydi, o zaman yeminini tutma­mış olurdu. Çünkü bu, işlenmişi de, işlenmemişi de kapsamaktadır. Zaten gani­met tahsisi ile hak kazanma, vasiyetle hak kazanma mesabesindedir. Malı olan altın ve gümüşten vasiyet etseydi, işlenmiş ve işlenmemiş olanın tümünü kapsardı.

1255- "Kim demir getirirse, onundur. Demirden başka bir şey getirirse, yarısı onundur" derse ve adamın biri demir külçesi yahut demirden tabak, silah, bıçak, kılıç getirse, hepsi onundur.

Çünkü demir ismi hepsini kapsamaktadır. İşlenmekle ayn (eşya)m adı değişmez. Çünkü aynından yapılan işle maddesi yok olmayıp şekil kazanmakta ve devam etmektedir. Amacı olan şeyden de sapmamıştır. Yüce Allah onu şöyle belirlemektedir: "Pek sert olan ve birçok faydası olan demiri var ettik."[3]

Ama kılıç kını, bıçak sapı ve kını getirirse, getirene ait olur.

Çünkü demir değildir. "Bundan başkasını getirene yansı vardır" dediği için bu yarıya müstehak olur.

Ancak bunun yarısı kendisinden alındığında eşaya zarar getiriyorsa, kıymeti alınır.

Çünkü aslın (temel malın) sahibi odur. Diğer askerlerin ganimet hakkı ise bu asla tabî olan şeyde tahakkuk etmiştir. Lakin zarar vermemek için bu yarının kıymeti alınır. Birinin arazisinde bulunan ortak bir bina gibi. Zarar vermemek için arazi sahibi binanın yarısını ortağından kıymeti ile alabilir.

1256- "Kim pamuklu kumaş getirirse, o kendisinindir" der­se ve biri dibac, yün ve ipek kumaş getirirse, almaya hak kazanamaz.

Çünkü "Bez pamuklu kumaş" adı bu şeyleri kapsamaz. Sadece keten ve pamuklu kumaşları kapsar. Nitekim bezzaz (manifaturacı), halk arasında (ön­celeri) pamuklu ve keten kumaşları satan kişiye verilen isimdir. Bezzazlar çar­şısı da dibac ve konfeksiyon kumaş satanların dışında sadece keten ve pamuklu kumaş satılan çarşıdır. Yani Küfe halkının adetine göre düzenlenmiştir. Ama muhitimizde keten ve pamuklu kumaşları satanlara kerabîsî adı verilmektedir.

Eğirilmiş veya eğirilmiş olup henüz dokutulmamış keten veya pamuklu getirse, bundan bir şey alamaz. Çünkü "bez" ismi, normal olarak iplik halin-dekini değil, dokuma işleminden geçmiş giyilen kumaş için kullanılmaktadır. Nitekim bunu satan kişiye bezzaz değil, kattan (pamukçu) ve gâzzâl (iplikçi) denilmektedir.

1257- "Kim bir elbise getirirse, o kendisinindir" der ve biri dibac veya iplik veya kürk yahut başka elbise getirse, onu almaya hak kazanır.

Çünkü elbise ismi normal olarak insanın giydiği şeylere verilir. Halkın

giydiği bütün şeyler bunun kapsamına girer. Sadece ayakkabı, sarık ve külah bunun dışındadır. Bu şeyleri getiren kimse almaya hak kazanamaz. Çünkü el­bise giyinmek için giyilen şeydir. Sarık, külah ve ayakkabı ile giyinme mey­dana gelmez. Nitekim yemin kefareti her miskine bir takke, külah veya ayak­kabı verilirse yerine gelmez. Ancak bu şeylerin kıymeti, yiyecek tutarı oldu­ğunda bunlar yemek bedeli olarak verilir. Elbise giymiyeceğim, diye yemin eden bir kimse külah veya sarık giydiğinde yemini yemiş (tutmamış) sayılmaz.

1258- Bir keçe, kilim, perde, yatak getirse, bunları almaya hak kazanamaz.

Çünkü bunları halk normal olarak giymez. Sadece evlerde kullanır. Bun­lar elbise İsmi kapsamına değil, eşya kapsamına girmektedir.

"Kim bir eşya getirirse, onundur" derse, halkın giydiği şeyler de dahil bütün bunları almaya hak kazanır.

Çünkü bütün bunlar eşyadır. Eşya, faydalanılan şeyin adıdır. İsmini özel­likle belirtmese bile eşya ismini mutlak söylemesi halinde alan kişi tabaklan da almaya hak kazanır. Çünkü "kaplar dışında" derse ve biri tas, ibrik, şişe ve bakır kazanlar gibi şeyleri getirse, almaya hak kazanamaz. Çünkü bunlar hepsi kaptır ve onları eşyadan istisna etmiştir. Bu da istisna edilmediği durumlarda bunları almaya hak kazandığına delildir.

1259- "Kim altın veya gümüş getirirse" derse ve biri altın yahut gümüşle kaplı bir kılıç getirirse, sadece kablamasını almaya hak kazanır.

Çünkü altın veya gümüş ismi hakikaten onu kapsar. Nitekim satışta altın hükmü sadece kaplama hakkında sabit olmaktadır. Yine adam gümüş yaldızlı ve gümüşle süslü bir eğer getirse, sadece gümüşünü almaya hak kazanır.

1260- İçinde altın ve gümüş çiviler bulunan ve bu çiviler söküldüğü zaman dağılan kapılar getirse, bir şey almaya hak kazanamaz. Çünkü ekseriyeti altın veya gümüş değildir.

Yani kapı tahtalarına batmış çiviler yok hükmündedir. Altın ve gümüşten maksat ise, onlarla süslemektir. Çivilerde ise süs maksat değil, yararlanma

maksattır.

Halbuki eğer ve kılıç kaplaması ve yaldızı böyle değildir. Bunlardan süs­leme kastedildiği açıktır.

Kaldı ki çivi tamamen kapıya tabî ve onda kaybolmuştur. Çünkü sökül­düğü zaman kapı diye bir şey kalmıyacaktır. Halbuki getirilen ganimet kapıdır. İçinde altın çiviler olsa bile normal olarak buna altın kapı da denilmez. Halbuki eğer ve gem böyle değildir. Çünkü üzerindeki gümüşlere bakılarak gümüş yaldızlıdır, denilir.

1261- Altın veya gümüş üzerinde inciler varsa yahut yüzü­ğün taşı inci ise, altın ve gümüş dışındaki bütün bu mücev­herler ganimettir.

Çünkü altın ve gümüş ismi hakikaten bunları kapsamaz. Diğer süs eşyası ise getirenindir.

Çünkü altın ve gümüş adı bunları hakikaten kapsar ve başka bir isimle anılmazlar. Nitekim altın veya gümüş yüzük denildiği halde taşma nisbetle inci veya başka mücevher yüzüğü denilmemektedir.

1262- Yine üzerinde değerli taşlardan bulunan altın veya gümüş haç getirse, bu taşların tümü ganimettir.

Çünkü altın ve gümüşe başka bir isim galip olmamıştır. Nitekim haç, üze­rindeki mücevherata bakılmaksızın yapıldığı altın veya gümüşe nisbet edil­mektedir.

1263- "Kim yakut veya zümrüt getirirse..." derse ve biri yakut ve zümrütle süslü gümüş yaldızlı bir süs eşyası getirse, yakut ve zümrüt sökülür ve kendisine verilir.

Çünkü yakut ve zümrüt ismi, altın ve gümüş Üzerine yerleştirilmiş olsa bile, hakikaten devam etmektedir. Çünkü onun ismini yok edecek başka bir şeye maruz kalmamıştır.

1264- Yine taşı zümrüt veya yakut bir yüzük getirse, bunlar sökülür ve kendisine verilir.

Çünkü sökülmesiyle müslümanlara herhangi bir zarar ulaşmaz. Zira geti­rilen şeyin maliyeti amaçtır.

1265- "Kim bir demir getirirse, onundur" derse ve biri Üzengileri demir olan bir eğer getirse, üzengiler sökülür ve kendisine verilir.

Çünkü demir ismi onlarda hakikaten devam etmektedir. Mesela demir özengi, ağaç Özengi denilmesi gibi. Sökülmesinde de bir zarar yoktur.

1266- Eğerde demir çiviler veya halkalar varsa ve bunlar söküldüğünde eğer dağıtacaksa, getiren kimse birşey alamaz.

Çünkü bu şeyler eğerin menfaati için kullanılmış olup süs için değildir. Kapılardaki çiviler gibi. Nitekim demir köşebent ve benzeri demirlerle monte edilmiş ve bu demirler söküldüğünde dağılacak olan bir gemiyi ele geçiren bir kimsenin alacağı bir şey olmaz.

Bu nevi konularda prensip şudur: Süs amacı ile olmayıp yararlı olması için ve tahsisin yapıldığı şeyin ismi dışında bir isimle başka bir şeyde kullanılan şeyler tahsis kapsamma girmez. Başka şeyde süs için kullanılan ve tahsis edilen şeyin ismini taşıyan şeyler de tahsis kapsamma girmektedir. Çünkü süs, ayndan (eşyanın kendisinden) sağlanmak istenen yarardan fazla olan bir özelliktir. Fahiş bir zarar meydana getirilmeden sökülebiliyorsa, hakkın gereği olarak sökülür, şayet sökülünce zarar büyük oluyorsa, eşya satılır ve tutarları tahsisin miktarı kapsamına giren ve girmeyen payiara bölünür. Mesela birinin mülkiyet oranına göre aralarında bölünür.

1267- Buna göre "Kim bir ipek getirirse, onundur" derse ve biri iç dolgusu ipek olan bir cübbe veya kaftan getirse, bir şey almaya hak kazanamaz.

Çünkü iç dolgu üzeri örtülüdür. Cübbe veya kaftanda kullanılması süs için değil, yarar sağlaması içindir. Böylece içinde tüketilmiş bir eşya mesabe­sinde olmaktadır.

Nitekim savaş durumu dışında erkeklerin ipek giymesi haram olduğu halde böyle bir cübbe veya kaftanın erkekler tarafından giyilmesinde bir sakınca yo...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis
« Posted on: 19 Nisan 2024, 19:51:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis rüya tabiri,Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis mekke canlı, Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis kabe canlı yayın, Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis Üç boyutlu kuran oku Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis kuran ı kerim, Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis peygamber kıssaları,Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsis ilitam ders soruları, Ganimet tahsisinde istisna ve özel tahsisönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes