> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > İslam Devletler Hukuku > Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar  (Okunma Sayısı 1710 defa)
19 Şubat 2011, 15:34:34
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 19 Şubat 2011, 15:34:34 »



Cihad Ve Yapılması Caiz Ve Yasak Olanlar


210- Ebû Hanife -Allah rahmet etsin- dedi ki: "Cihad etmek müslümanlara farzdır. Ancak ihtiyaç anına kadar beklerler. İmam Sevrî ise şöyle der: "Kendileri savaşı başlatmadıkça, müşriklere savaş açmak farz değildir. Onlar savaş açarlarsa, o zaman savunmak için savaşmak farz olur. Buna delil olarak da şu ayetleri getirir:

‘’... Onlar sizinle savaşırlarsa onları öldürün..[1]

‘’... Topyekün sizinle savaşan putperestlerle siz de topyekün savaşın..."[2]

Ancak biz, müşriklerle savaşı bizim başlatmamız gerekti­ğine inanıyor ve delil olarak da aşağıdaki ayetleri getiriyoruz: "Ey inananlar! Yakınınızda bulunan inkarcılarla savaşın..."[3]

"Allah yolunda savaşın..."[4] "...Allah'a iman etmeyenlerle savaşın..."[5] "Allah uğrunda gereği gibi cihad edin..." [6]

Netice olarak cihad ve savaş emri tedrici olarak gelmiştir. Başlangıçta Peygamber (s.a.v.), İslamı tebliğ ve müşriklere al­dırış etmemekle emrolunmuştu. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

"Ey Muhammed! Artık sana emredilenleri açıkça ortaya koy, müşriklere aldırış etme."[7]...o halde yumuşak ve iyi davran..."[8]

Daha sonra iyi bir şekildfe tartışma emrolundu. Yüce Allah bu konuda şöyle buyurur :

"Ey Muhammedi Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış..."[9]

"Kitap ehli ile en güzel şekilde mücadele edin..."[10]

Daha sonra savaşa izin verildi:

"Haksızlığa uğratılarak kendilerine savaş açılan kimselerin karşı koyup savaşmasına izin verilmiştir ..."[11]

Sonra, gelen ayetlerle, müşrikler savaşı başlatınca onlara karşı savaşma emredildi.

Bundan sonra da Haram aylar geçtikten sonra savaşılması emredildi. Bu meseleyle ilgili olarak Yüce Allah şöyle buyu­ruyor:

"Haram aylar çıkınca, müşrikleri bulduğunuz yerde öl­dürün..."[12]

Daha sonra da mutlak savaş emrolundu: "Allah yolunda savaşın; bilin ki Allah işitir ve bilir."[13]

Son ayetle mesele bir sonuca bağlandı. Emrin mutlak oluşu, her halükarda ona uymayı gerekli kılmaktadır. Ancak savaşın farz oluşu, dini yüceltmek ve müşrikleri susturmak içindir.

Şayet istenen iş, mü si umanların bir kısmı ile yerine getirile-biliyorsa, farz diğerlerinden düşer. Tıpkı ölünün yıkanması, tekfini ve üzerinde namaz kılınması gibi. Çünkü her müslüman bizzat bu görevleri yapmakla emrolunsaydi, bu işler belli bir zamana bağlı olmadığı için kazanç temini ve ilim tahsili gibi işler aksardı. Ayrıca diğer işler yapılmadan cihadın yerine getirilmesi de mümkün değildir. Onun için cihad, farz-ı ayn değil, farz-ı kifayedir.

211- Hepsi cihadı terkedecek olsa, hepsi günaha ortak olurlar. Ama istenen, bir kısmıyla yerine getiriliyorsa, diğerleri de bu mesuliyetten kurtulur. Bu gibi durumlarda devlet başka­nının müslüman lan gözetmesi gerekir. Çünkü müslumanIarın tamamı namına bu makama getirilmiştir. Bu sebeple düşman­dan saldırı gelebilecek yerlere adam yerleştirip koruması, dinî daveti sağlaması ve müslümanları cihada teşvik etmesi onun görevidir.

Ayrıca müslümanları bu gibi görevlerle görevlendirdiği za­man onların da ona isyan etmemeleri gerekir.

212- Düşman, Arablardan puta tapanlar yahut mürtedler-den olup kendilerinden cizye kabul edilmeyenlerden ise, müslü-manlar onları İslama davet ederler. Reddederlerse tek bir yol kalıyor ki, o da savaştır.

Ama Arab olmayan mecûsî ve puta tapanlara gelince, mezhebimize göre onlar cizye verme konusunda kitap ehli durumundadırlar. Onun için müslü-manlar onları, ya İslamı kabul etmeğe ya da cizye vermeğe davet ederler. Bu tekliflerden birine evet derlerse, onlarla savaştan vazgeçilir. Ancak her iki tek­lifi de kabul etmezlerse, o zaman onlara savaş açılır.

Ehl-i kitab olan Arablarla Arab olmayanlar arasında fark yoktur. Yüce Allah şöyle buyurur :

"Kitab verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Pey­gamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın."[14]

Bu konuda her müslüman Rasulullah (s.a.v.)'in halifesidir. Açıkladığı­mız hususların davetcisi olup bunları kabul etmeyenlere savaş açmakla em-rolunmuştur.

213- İmam Muhammed dedi ki: Şayet düşman, müslüman-lara, "Bizi bırakın, ne biz sizinle savaşalım, ne de siz bizimle savaşın" derlerse, müslümanların bu teklifi kabul edip savaş­mamaları caiz değildir. Çünkü Yüce Allah şöyle buyurur :

"Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanmışsanız, mutlaka en üstün­sünüz."[15]

Çünkü cihad bir farzdır. Müslümanların farz olan birşeyi terketmeleri dü­şünülemez. Nasıl ki oruç tutmamamızı, namaz kılmamamızı isterlerse, bu istek­lerini kabul etmeyeceksek, cihadla ilgili bu tekliflerini de kabul edemeyiz.

Ama düşman çok güçlü ise ve müslümanlar onlara karşı koyama-yacaksa, o başka.

O zaman müslümanlann güçleninceye kadar tekliflerini kabul etmeleri ve güçlendiklerinde antlaşmalarını bozduklarını bildirmeleri caizdir. Yüce Allah şöyle buyurur:

"Eğer onlar barışa yanaşırlarsa, sen de yanaş ve Allah'a güven."[16]

Rasulullah (s.a.v.) Hudeybiye yılı Mekkelilerle on yıl savaşmamak üzere antlaşma yapmıştı.

Çünkü cihadın hakikati, öncelikle müslümanların kendi güçlerini koru­maları ve ikinci planda müşrikleri yenmek ve güçlerini kırmaktır. Şayet müslü­manlar, müşriklerin güçlerini kırmaktan aciz iseler, güçleninceye kadar ateşkesi kabul ederek kendi güçlerini korumaya bakarlar. Güçlendikleri zaman ateşkesi bozar ve saldırıya geçerler. Bu, darda olan borçluya eli genişleyinceye kadar mühlet verilmesine benzer. Yüce Allah şöyle buyurur Borçlu darda ise, eli genişleyinceye kadar ona mühlet verin.”[17]

214- Yine şayet müslümanlara: "Ahkamınızdan bize birşey tatbik etmemek şartıyla yılda size şu kadar mal verelim" tek­lifinde bulunsalar, böyle bir antlaşma yapılamaz. Çünkü zim-

milikle ilgili şer'î hükümlerimizi kabul etmeyi reddediyorlar. Savaş, zimmîlik antlaşmasıyla biter. Bu da muamelât husu­sunda İslamın hükümlerine boyun eğmeleriyle gerçekleşir. Onlar yenilgiyi kabullenirler ve biz de onların İslam yurdunda kalmalarına rıza gösteririz.

Temel olarak savaşı sona erdirmemiz ancak bu şekilde gerçekleşir. Hal­buki onların isteklerinde bu temel yoktur. Şayet bu teklifleri kabul edilirse, bizim mal elde etmek için savaştığımızı sanabilirler. Hatta sanmanın ötesinde böyle olduğuna kesin kanaat getirebilirler. Oysa müslümanların mal elde et­mek (sömürmek) için savaşmaları yahut bunu izhar etmeleri asla caiz değildir.

215- Ancak güçlü iseler o zaman onlardan mal alınmazsa bile, onlarla anlaşmak caiz olur. Ama bununla beraber onlar­dan bir miktar mal alınırsa, evleviyetle caiz olur. Alınan bu mal, ateşkes antlaşmasının karşılığı olarak değil, malları bizim için mubah olduğu için alınır.

Mallarının bizim için mubah oluşu gözönünde bulundurularak verecekleri mal kabul edilir.

216- İmam Muhammed dedi ki: Cihada gitmek isteyen bir kimsenin ebeveyni var ise her ikisinin iznini almadan gitmesi caiz değildir.

Çünkü onlara iyilik etmek, onlara gelecek zarar ve zorluklara engel ol­mak kişi üzerine farz-ı ayndır. Cihad ise genel seferberlik ilan edilmedikçe farz-ı kifayedir.

Daha kuvvetli olan farz-ı aynı, farz-ı kifayeden önde tutmak gerekir. Mücahidin sağ olarak dönüp dönmeyeceği kesin değildir ve öldüğü takdirde onların zorluk ve meşakkatlerle başbaşa kalacakları kesindir.

217- Şayet kendisine izin verirlerse cihada gitsin. Ama biri izin verir de, diğeri vermediği takdirde yine, izin vermeyenin hakkını gözeterek cihada çıkmamalıdır. Her ikisi izin vermi­yorsa, haliyle çıkması caiz olmaz.

Bu konuda delil, şu rivayettir: Biri Rasulullah (s.a.v.) 'e gelerek : "Ana babamı ağlar halde bırakarak seninle cihada çıkmağa geldim" dedi. Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Git onları ağlattığın gibi, güldür."

Cihadın en faziletlisi Rasulullah (s.a.v.) 'le birlikte yapılan cihad olma­sına rağmen Rasulullah (s.a.v.) ana babanın izni olmadığı için o zatı geri çevirmiştir.

Rasulullah (s.a.v.)'e amellerin en faziletlisinin hangisi olduğu sorul­duğunda :                                                        \

"Vaktinde kılınan namazdır. Sonra,anne-babaya iyi davranmaktır. Sonra da, Allah yolunda cihaddır." buyurmuşlardır.

Bu, anne ve babaya iyi davranmanın cihaddan önce geldiğine delildir. Anne-baba şiddetli bir zorluğa maruz kalacaklarsa, oğullarının cihada gitmesine izin vermeyebilirler. Bu, onlar için caizdir. Çünkü o kişi için daha güçlü bir farz olan kendilerine iyi davranmasına vesile oluyorlar.

Buradan da anlaşılıyor ki, onların iznini almadan kişinin cihada gitmesi caiz değildir. Çünkü gitmesi caiz olsaydı, ona mani olduklarında günah işlemiş olmaları gerekirdi.Ona engel olmakla günah işlemiş olsalardı, onların günaha girmelerine engel olmak için onun cihada gitmesi de caiz olurdu.

218- Biri ölmüş ve diğeri hayatta ise de durum aynıdır.

Çünkü onlardan hayatta olanın haklarına riayet için gerekli sebeb mevcuttur.

219- Şayet anne-babasının ikisi kafir yahut biri kafir ve diğeri müslüman olur da cihada çıkmasını istemezlerse veya kafir olan gitmesini istemiyorsa, bakılır; Eğer bu istememe ebeveynin yahut kafir olan birinin kendi şahısları için korkma­larından, hayatta karşılaşacağı zorluklar endişesinden kaynak-lanıyora yine kişinin cihada çıkması caiz olmaz.

Çünkü anne babanın haklarına riayet hususunda müslüman ile kafir anne baba arasında fark yoktur. Yüce Allah:"Dünya işlerinde onlarla güzel geçin...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar
« Posted on: 25 Nisan 2024, 18:10:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar rüya tabiri,Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar mekke canlı, Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar kabe canlı yayın, Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar Üç boyutlu kuran oku Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar kuran ı kerim, Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar peygamber kıssaları,Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlar ilitam ders soruları, Cihad ve yapılması caiz ve yasak olanlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes