> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Biyoğrafi Dünyası > İslam Alimleri > İmamı Eş'ari
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmamı Eş'ari  (Okunma Sayısı 1298 defa)
29 Haziran 2012, 21:01:19
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 29 Haziran 2012, 21:01:19 »



İMAMI EŞ'ARİ

Eş'ariyye mezhebinin kurucusu


               
Ebü'l Hasen Alî b. İsmâîl b. Ebî Bişrİshâk b. Salim el -Eş'arî el- Basrî.Yemen'deki Eş'ar kabilesine mensup olan sahâbî Ebû Mûsâ el-Eş'arînin so­yundan geldiği için Eş'arî nisbesiyle tanınmıştır. Onun Ebû Musa'nın soyundan gelmediğine ilişkin bazı iddialar varsa da bunlar ilmîlikten uzaktır. Ehl-i sün­net akidesinin gelişip yayılmasına olan önemli katkılarından dolayı ""Nâsırüddin" lakabıyla da anılır. Yaygın olmamakla birlikte bazı kaynaklarda dedesine nisbetle kendisinden İbn Ebû Bişr diye de söz edilir (Ibnün-Nedîm. s. 231: Kâdî Ab-dülcebbâr, s 235) Doğum tarihi hakkında farklı görüşler varsa da genellikle 260 (873-74) yılında Basra'da doğduğu kabul edilir.

               
Küçük yaşta babasını kaybeden Eş'arî onun vasiyeti üzerine Sünnî bir âlim olan Yahya b. Zekeriyyâ es-Sâcî'nin öğrencisi oldu. Annesinin Mu'tezile âlimlerinden Ebû Ali el-Cübbâî ile evlenmesinden sonra da onun himayesinde yetişti ve kendisinden kelâm tahsil etti. Bir taraftan da Abdurrahman b. Halef Ebû Halîfe el-Cumahî, Sehl b. Nûh. Muhammed b. Yaküb gibi Sünnî âlimlerden hadis ve fıkıh dersleri aldı. Basra'da oturduğu yıllarda zaman zaman Bağdat'a giderek Ebû İshak el-Mervez'nin Mansur Camii'ndeki cuma derslerine katıldı. Hocası Cübbâî'nin etkisiyle gençliğinde Mu'tezilî görüş­leri benimsemesine, hatta bunları savu­nan eserler yazmasına rağmen 300 (912-13) yılı civarında bir cuma günü Basra Camii'nde Mutezile'den ayrılıp Ehl-i sünnet'e intisap ettiğini ve Ahmed b. Hanbel ile diğer hadis âlimlerince temsil edilen Selef itikadını benimsediğini açıkladı. Hayatındaki bu değişikliğin daha ileri bir tarihte gerçekleştiğini söyleyenler varsa da bu zayıf bir ihtimal olarak gö­rünmektedir. Zira Demirkapı (Bâbül ebvâb) halkına hitaben yazdığı risalenin {Risale ilâ ehlis-seğr) 297 (909-10) tarihini taşıması {Usûlü Ehli's-sünne ve'l-cemâ'a, naşirin mukaddimesi, s.12) ve bu risalede Ehl-i sünnet akîdesini savunması bunun açık delilidir. Kaynaklar Eşarî'nin itikadî ve fikrî hayatındaki bu değişikliği farklı sebeplere bağlar. Eş'ariy­ye kaynaklarının ittifakla kaydettiğine göre bunun en önemli sebebi, bir ramazan ayında birkaç defa rüyasında gördüğü Hz. Peygamberin, sünnetindeki esaslara bağlı kalıp onları savunması hususunda Eşari'yi ikaz etmesidir. Herhangi bir ilmî mesnede dayanmayan bu rivayetin, hizipler arası mücadelelerde sık sık üretilen hayal mahsulü olaylardan olduğu bilinmektedir (krş. Abdurrahman Bedevi. I. 493-497). Eş'ari'nin, ALLAH'ı zorunluluk altına sokan (vücûb alellah.) Mutezile görüşünün yan­lışlığını fark ederek hocası Cübbâî ile, bu görüşle ilgili üç kardeş (ihve-i selâse) meselesi etrafında yaptığı münakaşalarda tatmin edici cevaplar alamamasının Mu'tezile'den ayrılmasında etkili olduğu kabul edilir (İbn Asâkir. s. 39-41) Bazı aşı­rı Hanbelîler'in telakkisine göre ise Eşarî'nin dedesinden intikal eden bir mirasın Basra kadısı tarafından Sünnî olmadığı gerekçesiyle kendisine verilmeyişi veya şöhrete kavuşma hevesi onun Mutezile'den ayrılmasına sebep olmuştur (Ahvâzî, s. 155) Ancak Hanbelîler'in aşı­rı tutuculuğu ve Eş'ari'ye tekfire kadar varan suçlamalar yöneltmeleri bu iddianın da ithamdan öte bir değer taşımadığını gösterir. Eş'arTnin mezhep değiştirmesini özel bir olaya bağlamak yerine onun gerçeği arama çabalarının, özellikle başta Ebû Hanîfe ve takipçilerinin konuyla ilgili düşünceleri olmak üzere daha önce yapılmış olan Mutezileyi tenkit mahiyetindeki çalışmaları incelemesi ve bu suretle kaydettiği fikrî gelişme­nin bir sonucu saymak daha makul görünmektedir.

               
Eş'arî muhtemelen 300'lü yıllarda Bağdat'a giderek hayatının geri kalan kısmını orada geçirdi. Bağdat'ta Hanbelîler'in ileri gelenlerinden Hasan b. Ali el-Berbehâri'yi ziyaret ederek ona Mutezile âlimleriyle, ayrıca hıristiyan, yahudi ve Mecûsîlere karşı verdiği fikrî mücadeleleri bulunduğunu uzun uzun anlattıysa da beklediği ilgiyi göremedi. Daha sonra Ahmed b. Hanbel in akidesini savunan el-İbâne'yi yazıp Berbehârî'ye sundu; ancak bu defa da beklediği ilgiyi bulamadı (İbn Ebû Ya'Iâ. II. 18) Basra'da yürüttüğü öğretim ve telif faaliyetlerine Bağdat'ta Sünnî inanç doğrultusunda devam ederek pek çok öğrenci ye­tiştirdi. İmâmiyye'nin ileri gelenlerinden biri iken Eş'arî ile yaptığı münazarada yenik düşen Ebü'l-Hasan el-Bâhilî'den başka ibn Mücâhid et-Tâî, Basra ve Bağ­dat'ta hizmetinden ayrılmayan Bündâr b. Hüseyin eş-Şirâzi, Abdullah b. Ali et-Taberi, Muhammed b. Ali el-Kaffâl, İbn Hafîf eş-Şîrâzî. Ebü'l-Hasan Ali b. Meh­di" et-Taberî onun meşhur öğrencilerindendir. Kadı Abdülcebbâr'ın iddiasına göre Eş'arî. Mutezileden Ebü'l-Kasım b. Sehlûye ile yaptığı münazarada yenik düşmesinin verdiği üzüntüyle hastalan­mış ve bir süre sonra vefat etmiştir. Bu olaydan sonra Ebül-Kâsım "Kâtilül-Eş'arî" lakabıyla anılmıştır (Şerhu'l-Uşûli'l-hamse, s 1741 Kaynaklarda Eş'ari'nin ölümüyle ilgili olarak 320 (932) ile 380 (990-91) yılları arasında değişen farklı tarihler verilmekteyse de genellikle 324 (935-36) yılında Bağdat'ta vefat ettiği ve şehrin güney bölgesinde bulunan bir mescidin yakınındaki türbeye defnedildiği kabul edilmektedir. Daha sonra bazı aşın Hanbelîler tarafından tahrip edilme ihtimaline karşı türbe yıkılarak kabrinin yeri gizlenmiştir.

               
Basra'da dedesinden intikal eden bir arazinin 17 dirhem tutarındaki geliriyle geçinen Eşari'nin oldukça zâhidâne bir hayat yaşadığı anlaşılmaktadır. Samimi dindarlığının yanında kıvrak bir zekâya sahipti. Diyalektiği çok iyi kullandığı için yaptığı münazaralarda genellikle üstün gelirdi. Mutezilî âlimlerin fıkıhta umumiyetle Hanefî mezhebini benimsemelerine bakılarak onun da aynı temayülü koruduğunu söylemek mümkünse de (Kureşi, II, 544-545) Mâliki ve daha yaygın kanaate göre Şâfii olduğu da nakledilir. Hadis rivayetinden başka tefsir, fıkıh, usûl-i fıkıh, cedel gibi ilimlerle ilgilenmiş ve bu alanlarda da eserler vermiştir. Asıl şöhretini ise kelâm ve itikadî mezhepler sahasında yaptığı çalışmalarla kazanmıştır. Hayatının ilk döneminde Mutezilf kelâm anlayışı doğrultusunda eserler telif etmiştir. Fakat akla aşırı derecede güvenen, onu dinin esasları için temel ölçü kabul eden bu mezhe­bin bazı tutarsızlıkları bulunduğunu ve naslarla çatıştığını fark ederek Ebû Hanîfe, Ahmed b. Hanbel, Buhârî, İbni Kuteybe, Ebû Saîd ed-Dârimi gibi âlimlerce ortaya konan Ehl-i sünnet akaidi sa­fında yer alması kelâm tarihinde önemli bir dönüm noktası teşkil eder. Eş'arî, Mutezile'nin aşın akılcılığına karşı çıkışının etkisiyle olacaktır ki önce Ahmed b. Hanbel'in takipçisi olmuş ve teslimiyetçi bir tavır benimsemiştir. Fakat kısa bir zaman sonra itikadi esasları aklın ilkeleriyle destekleyerek nasları ön plana çıkaran üçüncü bir merhaleye ulaşmıştır ki bu Mâtürîdî paralelinde Sünni kelâm metodunun başlangıç dönemini oluşturur. Bu dönemde, Mutezile görüşlerini savunmak için daha önce ileri sürdü­ğü görüşleri bizzat kendisi eleştirmiştir. Müslümanların itikadî konulardaki ihtilâflarını Makalâtü'l-İslâmiyyîn adlı eserinde bir araya topladıktan sonra bid'atçı görüşleri ve başta Aristoculuk olmak üzere felsefî fikirleri, ayrıca Hı­ristiyanlık, Yahudilik ve Mecusîliği çeşitli kitaplarında tenkide tâbi tutmuştur. Bazı müsteşrikler Eş'arîyi, çeşitli yabancı kültürler karşısında Arap milliyetçiliğini canlandıran ve fikir hürriyetine engel olan bir hareketin öncüsü olarak gösterirlerse de (Nicholson, s. 376-380) bu iddiaya katılmak mümkün değildir. Çünkü Eş'arî eserlerinde ne Arap milliyetçiliğini savunmuş ne de fikir hürriyetine karşı çıkmıştır. Görüşlerinin. Hindistan'­dan Endülüs'e kadar muhtelif milliyetlere mensup müslümanların yaşadığı geniş bir coğrafyada yayılmış olması bu iddianın isabetsizliğini gösterir.

                Kelâmi Görüşleri.


               
Ebü'l-Hasan el-Eş'arî'den günümüze intikal eden eserler kelâm kültürü ve terminolojisi bakımından çağdaşı Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'nin eserlerine nisbetle zayıftır. Buna rağmen kendisi Sünnî kelâm ekolünün önemli kurucularından biri olarak kabul edilmiştir. Bunda, hayatını sürdürdüğü Basra ve Bağdat gibi ilmî çevrelerin tesirinden başka muhafazakâr çoğunluğun en güçlü rakibini oluşturan Mutezile mezhebinden dönüşünün de büyük payı olmalıdır. Eş'ari'nin, kendisinden sonraki birçok âlim tarafından geliştirilen kelâmî görüşlerini onun eserlerinden ziyade İbn Fûrek'in önemli bir kısmını bu eserlerden derlediği bilgilerden ve bunlara eklediği şahsî yorumlarından hareket ederek şu şekilde özetlemek mümkündür:


1. Bilgi: Zaruri ve iktisabî olmak üzere ikiye ayrılır. Doğruluğundan şüphe edilmeyen bilgilere zaruri bilgiler denir. Akıl dış dünyadaki nesnelerden yaptığı soyutlamalarla yani kavramlarla birleşip özdeşleşince bilgi meydana gelir. Bu anlamda akıl bilgi demektir. Bilgi sadece nazar ve tefekkürle değil tartışma (cedel) yoluyla da elde edilebilir (İbni Fûrek. S.11,15, 247, 294).

               
Âlemdeki bütün cisimler bölünemeyecek kadar küçük olan cüzlerin (atom) birleşmesinden meydana gelmiştir. Bu parçalar sonlu olduğu için bunların bir­leşip ayrılmasından oluşan âlem de sonludur. Atomlarda, kendiliğinden çeşitli terkipler yaparak değişik cisimler meydana getirme gücü yoktur; onların bir­leşmesi ve farklı cisimler teşkil etmesi sadece ilâhî irade ve kudretin tesiriyle olmaktadır. Zira bütün atomlar mahi­yet itibariyle birbirinin benzeridir [a.g.e., s 76. 202. 208).


2. İlahiyat:

                ALLAH'ın varlığına ancak akıl yürütme yöntemiyle ulaşılabilir. Onun varlığına ilişkin bilgiler, insanda doğuştan mevcut olan zaruri bilgiler türünden değildir. Aksi halde varlığı hakkında şüpheler ileri sürülmez ve sonuç itibariyle herkes zorunlu olarak Ona im...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmamı Eş'ari
« Posted on: 27 Nisan 2024, 00:11:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmamı Eş'ari rüya tabiri,İmamı Eş'ari mekke canlı, İmamı Eş'ari kabe canlı yayın, İmamı Eş'ari Üç boyutlu kuran oku İmamı Eş'ari kuran ı kerim, İmamı Eş'ari peygamber kıssaları,İmamı Eş'ari ilitam ders soruları, İmamı Eş'ariönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes