> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Biyoğrafi Dünyası > İslam Alimleri > İbnü'n-Nefis
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İbnü'n-Nefis  (Okunma Sayısı 1205 defa)
01 Temmuz 2012, 21:19:17
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 01 Temmuz 2012, 21:19:17 »



İBNÜ'N-NEFÎS
(ö. 687/1288)

Küçük kan dolaşımını keşfiyle ünlü hekim ve düşünür.


Ebü'l-Hasen Alâüddîn Alî b. Ebi'l-Hazm İbnü'n-Nefîs el-Kareşî ed-Dımaşki. Dımaşk yakınındaki Kareşiye'de doğduğu için Kareşî, Dımaşk'ta okuyup şöhretini orada kazandığı için de Dımaşki nisbesiyle anılır. Ayrıca Kareşî kelimesine bakarak ailesinin Mâverâünnehir'deki Karaş köyünden geldiği ileri sürülüyorsa da bu zayıf bir ihtimaldir. Kendisinden bahseden başlıca tabakat kitaplarında İbn Ebü'l-Hazm künyesinin İbn Ebü'l-Harâm olarak zikredilmesi ve müellif hattı bazı eserlerinde her iki imlâya birlikte rastlanması, nisbesi gibi tam adı hakkında da bazı tartışmalara yol açmış, ancak bu karışıklık müellifin noktalamadaki basit ihmaline hamledilerek bunlardan daha çok İbn Ebü'l-Hazm şekli doğru kabul edilmiştir. Nûreddin Zengî'nin Dımaşk'ta inşa ettirdiği Bîmâristânü'n-Nûrî'de tıp tahsil etmiş ve yine aynı şehirdeki Dahvâriyye Tıp Medresesi'nin kurucusu Mühezzebüddin ed-Dahvâr'ın öğrencisi olmuştur. Dımaşk'ta tahsilini tamamlayıp hekimlikte tecrübe ve ün kazandıktan sonra Mısır'a giden İbnü'n-Nefîs, Memlûk Sultanı I. Baybars'ın özel hekimliğine ve devletin Suriye-Mısır hekimleri başkanlığına getirilmiş, ayrıca muhtemelen, Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin 1181'de inşa ettirdiği Bîmâristânü'n-Nâsırî'de hocalık yaparak aralarında ünlü cerrah İbnü'l-İbrî'nin de bulunduğu çok sayıda öğrenci yetiştirmiştir. Genellikle kaynaklar İbnü'n-Nefîs'in evlenmediği hususunda görüş birliği içinde ise de Şerhu'l-Kânûn'da kendisi, oğlu Muhammed'in, soğan yediği için annesinin memesini emmediğini ve bunun soğan kokusundan kaynaklandığını tesbit ettiğini belirtir. Kahire'deki evinde müreffeh bir hayat sürdüğü ve eviyle kütüphanesini Sultan Kalavun tarafından 1284 yılında kurulmuş olan Bîmâristânü'l-Mansûrî'ye bağışladığı bilinmektedir. 21 Zilkade 687 (17 Aralık 1288) tarihinde vefat etti.


İbnü'n-Nefîs tıbbın yanı sıra geniş bir ilmî faaliyet yürütmüştür. Onun ilmî şahsiyeti hakkındaki ayrıntılar, Gırnatalı öğrencisi Esîrüddin Ebû Hayyân el-En-delüsî'den naklen Safedî'nin el-Vâfî'si ile onu âdeta tekrar ederek bazı ilâvelerde bulunan İbn Fazlullah el-Ömerî'nin el-Mesâlik’i gibi tabakat kitaplarından öğrenilmektedir. Bu ayrıntılar onun felsefe (mantık), nahiv, fıkıh, fıkıh usulü ve hadis usulü gibi sahalardaki çalışmaları hakkında bilgi verirken zihnî kapasitesini de ortaya koymaktadır. Tıp alanında Hipokrat'ın eserlerini Câlînûs'a (Galen) tercih etmiş, ancak asıl ilgisini hayranı olduğu ve aynı zamanda tıptaki otoritesini aşmaya çalıştığı İbn Sînâ üzerinde yoğunlaştırmıştır; nitekim döneminde "ikinci İbn Sînâ" olarak anılması bu çabasının bir sonucudur. İbn Sînâ'nın el-Kânûn fi't-tıbb'ı üzerine yaptığı araştırmalar yanında onun el-İşârât ve't-tenbîhât'ı ile bir mantık kitabı olan el-Hidâye'sine de şerhler yazmış, ancak kendisine filozofun eş-Şifâ' adlı eseri için de bir şerh yazması teklif edildiğinde bu zor işe yanaşmamıştır. Nahivci Bahâeddin en-Nehhâs'tan Zemahşerî'nin Enmûzec adlı kitabını okuduktan sonra bu sahada orijinal yaklaşımlar içeren bir eser telif etmiş ve onun bu başarısı dönemin nahivcilerinden büyük takdir toplamıştır. Öte yandan Şafiî fıkhında Ebû İshak İbrahim b. Ali eş-Şîrâzî'nin Kitâbü't-Tenbîh'ine şerh yazacak derecede bilgi sahibi olmuş ve Kahire'deki Mesrûriyye Medresesi'nde bu konuda ders vermiştir. Sübkî'nin Şafiî fakihlerinin biyografilerini yazdığı eserinde onu da tanıtması bu alandaki yerini göstermeye yeterlidir.


Eserlerini genellikle başka kitaplara müracaat etmeden yazdığı söylenen İbnü'n-Nefîs'in hamamda yıkanırken dahi yazma isteğini dizginleyemediği ve Archimedes'i hatırlatır tarzda risale kaleme aldığı rivayet edilmektedir. İbnü'n-Nefîs ilmî dirayetinin farkında olan bir hekimdir ve onun kendine karşı duyduğu güven hissini şu mübalağalı sözlerinde görmek mümkündür: "Eğer eserlerimin benden sonra on bin yıl değerini sürdüreceklerini bilmeseydim onları kaleme almazdım". İbnü'n-Nefîs'in ilmî şahsiyetini Suriye-Mısır tıp akımı şekillendirmiştir. Eyyûbîler ve Memlükler zamanında yakın ilişki içine giren Suriye ve Mısır'daki tıp faaliyeti, Bîmâristânü'n-Nûrî ile Bîmâristânü'n-Nâsırî'nin ilmî birikimini ortak bir gelenekte birleştirmiş ve böylece anılan tıp akımının ortaya çıkmasına katkıda bulunmuştur. Bu akımın ilk önemli simalarından biri İbnü'n-Nefîs'in hocası Dahvâr gerek Dımaşk gerekse Kahire'de isim yapan öğrenciler yetiştirmiştir. Bunların arasında bulunan İbn Ebû Usaybia'nın İbnü'n-Nefîs'ten 'Uyûnü'l-enbâ'da hiç söz etmemesi (eserin bazı nüshalarında yer alan biyografi sonradan eklemedir) aralarındaki şahsî bir mesele yüzünden olabilir.


İbnü'n-Nefîs'in tıp tarihindeki en önemli başarısı küçük kan dolaşımını keşfetmesidir. Câlînûs ve onu bu konuda izleyen İbn Sînâ'nın ileri sürdüğü, yürekteki kanın sağ karıncıktan sol karıncığa bir menfez yardımıyla geçtiği şeklindeki var sayımı, iki karıncığı ayıran septumda kanın geçeceği bir menfezin gözlenmediği gerekçesiyle reddeden İbnü'n-Nefîs, kanın sağ karıncıktan pulmonar arterle akciğere gittiğini ve akciğerden pulmonar ven ile kalbin sol tarafına geldiğini ortaya koymuş ve böylece küçük kan dolaşımını açık bir ifadeyle izah etmiştir. İbnü'n-Nefîs'ten 300 yıl sonra, Christianismi resütutio (Viyana 1553) adlı eserinde Michael Servetus ve De re anatomica libri XV (Venedik 1559) adlı eserinde de Realdus Columbus bu tezi Batı dünyasında ilk defa ortaya atmışlardır; ardından William Harvey 1628'de neşrettiği Exercitatio anatomica de motu cordis et sanguinis in animalibus adlı kitabında büyük kan dolaşımıyla birlikte küçük kan dolaşımını da ayrıntılı biçimde açıklamıştır. İbnü'n-Nefîs'in bu keşfi, Muhyiddin et-Tatâvî adlı Mısırlı bir araştırmacının Der Lungenkreislauf nach el-Koraschi başlıklı doktora teziyle ilim âlemine duyurulmuş, fakat bu keşif, İbnü'n-Nefîs ile Servetus arasındaki ilmî etkileşimin gerçekleşmesi için yeterli tarihî bağlantılara sahip olunmadığı ileri sürülerek Batılı araştırmacılar tarafından bir süre şüpheyle karşılanmıştır. Halbuki İbnü'n-Nefîs'in bu görüşünü dile getirdiği eserlerinin XIV. yüzyılda Sedîdüddin Muhammed b. Mes'ûd el-Kâzerûnî ve Ali b. Abdullah Zeynülarab el-Mısrî tarafından yeniden ele alınmış olduğu ve Bellunolu Andreas, Alpago'nun (ö. 1520) otuz yıl Suriye bölgesinde dolaşarak müslüman hekimlerin çalışmalarını inceleyip Batı dünyasına tanıttığı bilinmektedir. İbnü'n-Nefîs'in Şerhu'l-Kânûn adlı kitabındaki birleşik ilâçlarla ilgili bölümü Latince'ye çevirip neşreden bu yazarın İbnü'n-Nefîs'in keşfinden haberdar olduğu da tesbit edilmiştir. İbnü'n-Nefîs'in Câlînûs ve İbn Sînâ gibi iki tıp otoritesini aşan bu keşfi onun anatomide gözleme verdiği önemle açıklanmaktadır. Her ne kadar şeriatı ihlâlden sakındığı ve hayvanlara acıdığı için canlı hayvan ve ölü insan üzerinde teşrih uygulamadığını, bu konularda daha ziyade kitaplara müracaat ettiğini yazmışsa da eserinde yer alan çok sayıdaki gözlem tanımlaması bunun aksini göstermektedir. Zira insan kalbinin karıncıklarını ayıran septumda bir menfezin ve yine geleneksel teorinin aksine insan kalbinin altında onu destekleyen bir kemiğin bulunmadığını ileri sürmesi başka türlü açıklanamaz.


Kitâbü'ş-Şâmil fi's-sınâati't-tıbbiyye adlı eserinde ameliyat tekniği üzerine verdiği ayrıntılı bilgiler ise İbnü'n-Nefîs'in aynı zamanda başarılı bir cerrah olduğunu kanıtlamaktadır. Ona göre her ameliyat üç aşamadan meydana gelir: Muayene ve teşhis, operasyon, ameliyat sonrası bakım. Bunların her üçünde de hasta, cerrah ve hasta bakıcının dikkat etmesi gereken hususlar ayrıntılarla tasvir edilmiştir.


İbnü'n-Nefîs'in felsefe yönü, mantık çalışmalarının dışında özellikle Fâzıl b. Natık da denilen er-Risâletü'l-Kâmiliyye fi's-sîreti'n-nebeviyye adlı felsefî romanında görülmektedir. İbn Sînâ'nın Hay b. Yakzân adlı eserine karşı yazıldığı ve filozofların nübüvvet, şeriat ve mead (âhiret) konularındaki fikirlerine yönelik bir reddiye amacı taşıdığı belirtilen bu eser, aslında İbn Sînâ'nın Hay b. Yakzân'ından çok İbn Tufeylin aynı adı taşıyan romanıyla paralellik arzetmektedir. Eserde Hay b. Yakzân'ın yerini Kâmil adlı kahraman almakta ve Fâzıl b. Nâtık adlı şahsın ağzından, onun ıssız bir adada anasız babasız doğumuyla başlayan ve Hayy'in hayatına büyük benzerlikler gösteren entelektüel serüveni anlatılmaktadır. Ancak Kâmil, sahip olduğu fıtrî aklın kâinat ve el değmemiş tabiatla münasebeti sonucu varlığın metafizik ilkelerini keşfetmekle kalmaz. İslâm peygamberiyle şeriatının zuhurunu ve İbnü'n-Nefîs'in yaşadığı döneme kadarki İslâm tarihini de yine tamamen aklî olarak keşfeder. İslâm dininin şer'î yapısını, peygamberinin sîretini ve onun irtihalinden sonraki tarihî gelişmeleri ıssız bir adada yaşayan, sosyokültürel etkiden tamamen uzak kalmış bir insanın aklın gereği olarak önceden bilmesi teoloji ilkeleriyle çelişkili görünmekteyse de İbnü'n-Nefîs'in amacı, İslâm akidelerinin akla en uygun tarzda vazedildiğini göstermek ve İslâm tarihinin mâkul bir seyir takip ettiğini ortaya koymaktır. Bu telakki onu, tarihte vuku bulmuş ve bulacak olan hadiselerin akla ve ilâhî hikmete uygun olduğu sonucuna götürmüştür. Issız adaya bir yabancının gelişi, İbn Tufeylin Hayy'i için akılla ulaşılan hakikatlerin teyidi ve tamamlanması anlamını taşırken Kâmil için yalnızca bir insan toplumunun varlığından haberdar olması anlamını taşımaktadır. Öte yandan Hayy'in şeriat ve nübüvvet gibi kavramlara ulaşması bu yabancı sayesinde mümkün olurken Kâmil bunları ve ayrıntılarını kendi kendine keşfetmiştir. Onun, bir dinin ancak bir toplum içinde gelişebileceğini anlaması ise başka insanların varlığını öğrenmesiyle mümkün olmuştur. Bu risalenin vurguladığı ana fikirler şunlardır: Sosyokültürel şartlandırmalardan arınmış fıtrî akıl metafizik ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İbnü'n-Nefis
« Posted on: 26 Nisan 2024, 21:41:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İbnü'n-Nefis rüya tabiri,İbnü'n-Nefis mekke canlı, İbnü'n-Nefis kabe canlı yayın, İbnü'n-Nefis Üç boyutlu kuran oku İbnü'n-Nefis kuran ı kerim, İbnü'n-Nefis peygamber kıssaları,İbnü'n-Nefis ilitam ders soruları, İbnü'n-Nefisönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes