> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Biyoğrafi Dünyası > İslam Alimleri > Biruni
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Biruni  (Okunma Sayısı 2144 defa)
27 Haziran 2012, 02:34:11
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Haziran 2012, 02:34:11 »




BİRÛNİ



Astronomi, matematik, fizik, tıp, coğrafya, tarih ve dinler tarihi başta olmak üzere çeşitli alanlarda önemli eserler veren, Türk - İslam ve dünya tarihinin en tanınmış ilim adamlarından biri


    Ebu'r-Reyhan Muhammed b. Ahmed el-Birûni. 3 Zilhicce 362 (4 Eylül 973) tarihinde Harizm'in merkezi Kâs'ta doğdu. Ceyhun nehrinin aşağı kısmında yer alan bu şehir o dönemde Harizm adıyla da anıldığından Birûni el-Harizmi nisbesiyle de bilinmektedir. Ancak kendisinden önce yaşamış olan ünlü matematikçi Harizmi (Muhammed b. Musa) ile karıştırılmaması için kaynaklarda Harizmi nisbesinden önce mutlaka Birûni nisbesi de zikredilmiştir.
            Birûni'nin mevcut eserlerinin hiçbirinde kendi milliyeti hakkında herhangi bir açıklamaya rastlanmamaktadır, Harizm bölgesinde Fars, Türk ve Soğd unsurların birlikte bulunması bu konuda tahminde bulunmayı güçleştirmekle birlikte yapılan araştırmalar Türk olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Her şeyden önce Birûni yi. Arap veya Fars ırkı hakkında yazdıklarından herhangi birine dayanarak Arap veya İranlı yahut daha da öteye giderek İran milliyetçisi sayan görüşler mesnetsizdir. Çünkü Birûni'nin her iki ırk için de lehte ve aleyhte değerlendirmeleri vardır. Ayrıca Arapça ve Farsçanın kendi ana dili olmadığını belirtmektedir Ana dilinin Soğdca olması ihtimali de zayıftır; çünkü araştırmalar Soğdca'nın o dönemde bir kültür ve medeniyet dili olduğunu ortaya koymuştur, Hâlbuki Birûni kendi ana dilinin bir ilim dili olmadığını hayıflanarak söylemektedir. Eserlerindeki Arapçanın kullanımında rastlanan gariplikler Peçenekçenin tesirine bağlanabileceği gibi sık sık Peçenek söyleyişiyle Türkçe kelimeler kullanılması da Türk asıllı olduğu ihtimalini kuvvetlendirmektedir, Bundan başka Birûni'nin henüz çocukken Kas'ta saraya ilaç getiren ihtiyar bir Türkmen'le karşılaştığını bildirmesi onun Türkçe bildiğinin ve Türk olduğunun önemli işaretleridir.

            Birûni'nin ailesi, soyu ve milliyeti hakkındaki belirsizliğe karşılık onun çocukluğundan beri araştırmacı bir ruha sahip olduğu, çeşitli konuları öğrenmek için aşırı bir istek duyduğu bilinmektedir. Esasen bu bilgin, ailesi, soyu ve milliyet hakkında fazla açıklamada bulunma gereksiz görmüş, ancak kendi şahsi hayatı ve entelektüel serüveniyle ilgili ayrıntılardan sık sık söz etmiştir.
            Birûni'nin "gölgelerinde nimetlendiğini" söylediği Afrigoğulları'ndan Harizmşahlar'ın himayesine ne şekilde girdiği bilinmemektedir.  Ancak kendisinin, daha çocukken saraya ilaç getiren bir Türkmen'in başına gelenlere bizzat şahit olduğuna dair ifadeleri, küçük denebilecek bir yaşta Harizmşahlar'ın himayesine girdiğini ve saray terbiyesiyle yetiştiğini göstermektedir. Özellikle bu sülaleden tanınma âlim ve matematikçi Ebu Nasr İbn Irak onun ilmi hayata iyi bir başlangıç yapmasını temin eden önemli bir simadır Başkası için kullanmadığı "üstadım" sözünü bu hocası için kullanan Birûni, ondan Öklit geometrisiyle Batlamyus astronomisini okudu. Irak ailesinin ve bu aile ye mensup Mansur'un Birûni'nin eğitimine özel bir ihtimam gösterdiği ve onur yetişmesi için çeşitli imkânları seferber ettiği anlaşılmaktadır. İbn Irak dışında Abdüssamed b. Abdüssamed el-Hakim'den de dersler alan Birûni'nin uzun süreli bir öğrenim hayatı olmadığı daha çok kendi kendini yetiştirdiği bilinmektedir. Bu husus, onun sahip olduğu araştırma ruhu ve ilmi tecessüsün yanı sıra erken yaşlarda eser vermiş olmasından da çıkarılabilir. Nitekim ilk rasadını 380 de (990) yaptığına göre

daha on yedi yaşında iken ilmi çalışmasını verimli bir noktaya ulaştırabilmiş demektir. Bu rasatlar sırasında güneşe bakmaktan gözlerinin rahatsızlanması ve rasatlarını güneşin sudaki aksine bakarak sürdürmesinden de sahip olduğu azim ve hırsın derecesini anlamak. Yine aynı yaşlarda yarım derecelik bölümlere ayrılmış bir çember ile Kas boylamından güneşin yüksekliğini ölçerek şehrin enlem derecesini hesaplamıştır. Yirmi iki yaşında iken de bir gözlemler ve ölçmeler dizisi planlamış, diğer bazı gereçlerin yanı 'sıra çapı 8 m. olan bir astronomik çember hazırlamıştır.

            Fakat Birûni'nin bu huzurlu devresi uzun sürmemiştir. Yirmi iki yaşına henüz girmiş ve Harizm sarayında mevki sahibi olmuş bu genç ilim adamı için siyasi iktidarın el değiştirmesiyle sıkıntılı bir dönem başlayacaktır. 995 yılında Ceyhun nehrinin öte yakasında bulunan Me'müniler'in Kas'a saldırıp Harizmşahlar'ı tarihten silmeleri ve Harizm idaresinin Gürgenç merkezli yeni bir siyasi iktidara bağlanması üzerine Birûni Kas'ı terk etti. Bundan sonra nereye gittiği konusunda kesin bilgi yoktur. Ancak bir süre Rey'de kaldığı ve bir yoksulluk dönemi yaşadığı bilinmektedir. Ayrıca Birûni Rey'de sürdürülen rasat çalışmalarından da bahsetmektedir. 0 dönemde Büveyhiler'in idaresinde bulunan Rey de hükümdar Fahrüddevle'nin emriyle Ebu Mahmud el-Hucendi (6. 390/1000) tarafından büyük bir sekstant yapılmış ve güneşin o boylama girişlerini gözetlemekte kullanılmıştı. Birûni, adını hükümdardan alan Fahri Sekstantı'nı tarif etmiş ve bizzat Hucendi'den elde ettiği bilgilere dayanarak yapılan rasatları Hikayetü'l - aleti'l-müsemmat bi's-südsi'l Fahri adlı risalesinde ayrıntılarıyla kaydetmiştir. Birûni Kas'ı 995'te terk ettiğine ve Hucendi 1000 yılında öldüğüne göre ikisinin Rey'de görüşmeleri herhalde şehri terk ediş tarihinden fazla uzak değildir. Onun 997 yılında Kas'a geri döndüğü kesindir. Nitekim Birûni, 24 Mayıs 997 tarihinde

daha önce kararlaştırılmış bir randevu ile burada büyük İslam matematikçisi ve astronomu Ebü'l-Vefa el-Büzcani ile buluşmuş ve ikisi birlikte ay tutulmasını gözlemlemişlerdir. Bu arada Gilan şehrine de gitmiş olma ihtimali mevcuttur. Zira Kitabü Makalidi ilmi'l hey'e adlı eserini bu şehrin hükümdarı ya da valisi olan Merzüban b. Rüstem'e ithaf ettiği bilinmektedir. Ayrıca Birûni 1000 yılında bitirdiği el -Asârü'l - bâkıye adlı eserinde Gilan ispehbedinin huzurunda bulunduğundan bahsetmektedir 

            Aynı yıl Birûni'nin Buhara'da da bulunduğu bilinmektedir. Kendisi, 997 yılında Samaniler'in tahtına geçen ve saltanatı yalnızca iki yıl süren II. Mansur'un sarayında himaye görmüştür. Hatta çok sonraları yazdığı bir şiirinde onun ilk hamisi olduğunu zikretmektedir. Bu arada 155 yıl boyunca Cürcan, Guan, Taberistan ve Kuhistan gibi yerleri hâkimiyetlerinde tutmuş olan Ziyariler'in hükümdan Kabüs b. Veşmgir Cürcan'dan sürülmüştü ve Horasan Emirliği'nin desteğiyle tahtına yeniden kavuşmak istiyordu. 998'de Cürcan'a geri döndüğünde beraberinde artık hizmetine girmiş olan Birûni'yi de getirmişti. Birûni'nin yeni hamisi Kabüs b. Veşmgir'den pek hoşlanmadığı, ancak ona karşı minnet duyguları beslediği bilinmektedir. Âlim ve edip bir kişi olan Kabüs Birûni'nin çalışmalarını desteklemiş, o da el-Asârü'l-bâkıye adlı eserini bu hüküm dara ithaf etmiştir. Eserinin çeşitli yerlerinde Kâbus'u övmüş ve lakap kabul etmediğinden ötürü onu takdir ettiğini belirtmiştir. Birûni'nin İbn Sina ile sorulu cevaplı tartışmaya bu dönemde girdiği sanılmaktadır.

                        Birüni, Cürcan'da kendisine gösterdiği büyük ilgi ve tanıdığı imtiyazlara rağmen katı kalpli bulduğu Kabüs'u, Gürgenç'teki Me'müniler hanedanından Ebu'l-Hasan Ali b. Me'mün'un daveti üzerine 1009 yılında terk etti. Bu tarihi 1003 olarak gösteren bir görüş de vardır. Zira Birûni'nin, 1003 yılının 19 Şubat ve 14 Ağustosunda Cürcan'da iki defa gerçekleştirdiği ay tutulmasıyla ilgili gözlemlerinin üçüncüsünü ertesi yılın 4 Haziranında Gürgenç'te tekrarlamıştır. Buna göre 1003'te Cürcan'ı terketmiş ve Gürgenç'e yerleşmiş olması gerekir. Ancak onun üçüncü rasadını Gürgenç'te ikamete devam etmiş olmasının kesin delili saymak fazla iddialı olacaktır. Nitekim 997'de Kas'a tekrar dönüp Ebü'l-Vefa el-Büzcani ile ortak rasat faaliyetlerini gerçekleştirmiş, fakat orada kalmamıştır.
            Birûni'nin Kabüs'tan sonraki yeni hamileri olan Me'müniler de gerçekte Samaniler'e vergi ödeyen bağımlı bir tahtın temsilcileriydi. Onların yıkılmasından sonra Gazneliler'in hâkimiyeti alanına girmişler, ancak yine de yarı bağımsız kalabilmişlerdir. Bu sülaleden Ebü'l-Hasan Ali'nin yakın desteğini kazanan ve ölümünden sonra kardeşi Harizmşah Ebü'lAbbas Me'mün b. Me'mün'un himayesine giren Birûni onun kendisini üne ve refaha kavuşturduğunu kaydetmektedir. Şahsı için Ebu'l-Abbas'ın sarayında bir daire tahsis edilen bilgin aynı zamanda bir müşavir olarak da çalıştı. Kendisine sağlanan siyasi ve ilmi imkanlar sayesinde araştırmalarını Cürcan'da olduğundan daha verimli olarak sürdürme imkanı buldu. Onun bizzat yaptığı ve 'Şahin Çemberi" adını verdiği astronomi aletini Ebü'l-Abbas'a ithaf etmesi, hükümdara karşı duyduğu minnet duygusunun bir ifadesidir.

            Birûni'nin Gürgenç'i bir ikametgâh olarak samimiyetle benimsediği anlaşılmaktadır. Nitekim kendisi bu şehirden 'vatanım" diye bahsetmekte, ancak üstlenmek zorunda kaldığı idari ve siyasi görevlerin ilmi faaliyetlerini bir ölçüde engellediğini vurgulamaktadır. Doğum yeri ve ası1 vatanı olan Kas'ın artık Gürgenç'e bağlı olmasından ötürü de bu sözü sarf etmiş olabilir. Öyle anlaşılıyor ki Birûni'nin, Harizmşah Ebu'l-Abbas Me'mün'ün önüne getirdiği siyasi ve idari meseleleri çözüme kavuşturmada oldukça başarılı idi. Özellikle Harizm'in Gazneliler ve Karahanlılar'la münasebetinde önemli roller üstlenmiştir. 1014 yılında Gazneli Mahmud'un Harizm'de doğrudan hâkimiyet sağlama girişiminde bulunmasıyla gerginleşen siyasi ortam, Ebu'l-Abbas Me'mün'un Gazneli otoritesini kabul etmesine rağmen ordunun ve diğer emirlerin buna yanaşmamasıyla tam bir kargaşaya dönüşmüştü. İsyan eden ordu Mahmud'un eniştesi olan Me'mün'u öldürünce Mahmud bunu fırsat bilip Harizm'i ülkesine katmıştı. Bu gelişmeler Bi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Biruni
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:12:31 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Biruni rüya tabiri,Biruni mekke canlı, Biruni kabe canlı yayın, Biruni Üç boyutlu kuran oku Biruni kuran ı kerim, Biruni peygamber kıssaları,Biruni ilitam ders soruları, Biruniönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes