> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İslam Alemi Meşhur Tabiinler > Rabiatu r Rey r.a.
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Rabiatu r Rey r.a.  (Okunma Sayısı 1367 defa)
19 Eylül 2010, 16:21:55
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Eylül 2010, 16:21:55 »



Rabiatu´r-Rey (R.A.)



Sünneti Rabîa dan daha iyi ezberleyen kimseyi görmedim.[1]

Şimdi de hicretin ellibirincl senesindeyiz.

Müslüman birlikieri yeryüzünün doğu ve batısındaki yollarda yü­rüyorlar.

Onlar insanlığa temel inancı götürüyorlar... İnsanlığa şefkatli ve ıslah edici eli uzatıyorlar...

İnsan toplulukları arasında, insanı insana tapmaktan kurtaran, sevgisini, tek ve ortaksız ALLAH´a veren yolu genişletiyorlar,..

İşte Horasan valisi, Sicistan fatihi, muzaffer komutan ve yüce sa-habî er-Rabî İbn Ziyad el-Harisî [2] ALLAH yolunda savaşan ordusunun başında yürüyor.

Beraberinde kahraman kölesi Ferruh da vardı.

ALLAH ona, Sicistan ve başka yerlerin fethini nasip ettikten sonra şerefli hayatını Seyhun nehrini geçmekte ve Maveraunnehir ülkeleri denilen, bölgelerin tepelerinde tevhid bayraklarını dalgalandırmakla bitirmeye karar vermişti.

Er-Rabî İbn Ziyad kararlaştırılan savaş için hazırlığım yaptı... Düşmanın üzerine yürüyeceği zaman ve mekânı tasarladı...

Savaş başlayınca er-Rabî´ ve cesur askerleri tarihin daima övgü ve saygıyla zikrettiği kahramanlıklar gösterdiler.

Ferruh savaş meydanlarında çeşitli kahramanlık ve atılganlıklar gösterdi. Er-Rabî´ bunlardan dolayı çok memnun oldu ve onun mezi­yetlerini daha da takdir etti.

Müslümanlar için kesin bir zafer yolu gözükünce, düşmanlarının ayaklarını titrettiler saflarını bozup topluluklarını dağıttılar...

Türk ülkesine geçişlerine ve Çin topraklarına doğru atılmalarına ve çok uzaklara gitmelerine engel olan nehri geçtiler...

Büyük komutan nehri geçip ayaklan öbür kıyıya basar basmaz hemen askerleriyle birlikte nehrin suyuyla abdest aldı...

Kıbleye yönetip zaferi veren ALLAH´a şükretmek için iki rek maz kıldılar...

Büyük komutan savaşta gösterdiği kahramanlıklardan dolayı kö­lesi Ferruh´u mükâfatlandırdı.

Onu azad etti...

Alınan bol ganimetlerden payını ayırdı.

Ayrıca kendi tarafından birçok şey ilâve etti....

Bu güzel günden sonra er-Rabî İbn Ziyad el-Harîsî´nin hayatı madı...

Büyük hayalini gerçekleştirdiği iki yıldan sonra eceli geldi...

O, Rabbinden hoşnut, Rabbi de ondan hoşnut olarak Rabbine vustu.Kahraman ve yürekli delikanlı Ferruh payına düşen ganîmetlerî, büyük komutanın ona bağışladığı cömertçe bağış, bunların üstünde de­ğerli hürriyeti, şahane kahramanlıklarla dolu ve savaşların tozunu ba­şına taç yapmış hatırlarıyla Medine-i Münevvere´ye döndü.

Ferruh Medine´ye yerleştiğinde yerinde duramayan, hareketli v canlı bir delikanlıydı...

O otuzuna doğru ilerliyordu...

Ferruh kendisine, içinde oturacağı bir ev ve birlikte yaşıyac bir hanım almaya karar verdi...

Medine´deki evlerin ortasından bir ev satın aldı. Akıllı, ahlâklı, dindar ve aynı yaşlarda bir hanım seçti. Ferruh ALLAH´ın kendisine lütfettiği evinde mesuddu.

Hanımıyla birlikte, umduğunun üstünde kolaylık, rahatlık ve iyilik­lerle karşılaştı.

Fakat; bütün meziyetlerine rağmen bu neşeli ev, ALLAH´ın verdiği güzel huy ve özelliklere rağmen bu saliha (iyi) eş bu inançlı yiğidin savaşa katılma arzusunu... Kılıçların şakırtısını, dinleme özlemini ve ALLAH yolunda Gihada yeniden başlama tutkusunu yenemedi...

Ne zaman Medine´de, ALLAH yolunda savaşan islâm ordusunun zafer haberleri dolaşsa onun cihada olan özlemleri tutuşur ve şehid olma arzusu artardı.

Bir cuma günü Ferruh Mescid-i nebevî´nin hatibinin müslümanla-ra İslâm ordularının birçok meydanda kazandığı zaferleri müjdelediği­ni ve halkı ALLAH yolunda savaşmaya çağırdığını, ALLAH´ın rızasını ka­zanmak için ve onun dinini yüceltmek için şehitliğe teşvik ettiğini duy­du. Evine döndü. Her bir yıldızın altına "yayılmış müslüman sancakla­rından birinin altına girmeye karar verdi.

Bu kararını hanımına bildirdi. Hanımı ona şöyle dedi:

«Ebu Abdurrahman! Beni ve karnımda taşıdığım bu bebeği kime bırakıyorsun?!

Sen Medine´de kimsesiz birisisin. Senin ne soyun ne de sülâlen var».

Ferruh şöyle cevap verdi:

«Seni ALLAH´a ve Resûiü´ne bırakıyorum...

Sana savaş ganimetlerinden biriktirdiğim otuzbin dînarı bırakıyo­rum... Onlara sahip ol, o parayı işletip çoğaltmaya çalış. Ben sağ sa­lim dönünceye kadar veya arzu ettiğim şehitliği ALLAH bana verinceye kadar o paradan kendin ve çocuğuna günün şartlarına uygun harca­mayı yap...»

Daha sonra Ferruh ona veda edip ayrıldı...

Namuslu ve iffetli hanım, kocası gittikten birkaç ay sonra doğum yaptı.

Parlak ve tatlı yüzlü, görenin hoşuna giden bir çocuk doğurmuştu. Nerdeyse babasının ayrılığını unutturacak kadar büyük bir sevinç duy­du...

Çocuğa Rabîa adını koydu.

Küçük yavrunun üzerinde çocukluğundan itibaren soyluluk alâ­metleri belirdi.

Hareketlerinde ve sözlerinde zekâ alâmetleri görüldü. Bunun üze­rine annesi onu öğretmenlere teslim etti ve onlara çocuğu güzelce ye­tiştirmelerini söyledi.

Onun için terbiyeciler getirtip ona sağlam bir terbiye vermelerini söyledi.

Çocuk çok geçmedi okuma ve yazmasını ilerletti.

Daha sonra Azîz ve Gelîl olan ALLAH´ın kitabını ezberledi. Onu Mu-hammed´in [s.a.v.) kalbine indirildiği şekilde taptaze okumaya başladı.

Ezberleyebildiği kadar da Resûlüllah´m (s.a.v.} hadisinden ezber­ledi.

Arapların sözlerinden ezberlenmeye değer olanları ezberledi...

Din işlerinden öğrenilmesi gerekenleri öğrendi.

Rabîa´nm annesi oğlunun öğretmen ve terbiyecilerine bol bol pa­ra ve hediyeler verdi.

Oğlunun ilminin arttığını gördükçe onlara iyilik ve ikramını artı­rıyordu...

Çocuğun annesi babasının dönmesini bekliyor, oğlunu kendisi ve kocası için sevinç vesilesi yapmaya çalışıyordu.

Fakat Ferruh uzun zaman dönmedi.

Daha sonra onun hakkında dedikodular dolaşmaya başladı.

Bazıları, onun düşmanların ellerine esir düştüğünü söylüyordu.

Bir kısmı da, onun serbest olduğunu halâ cihada devam etmek­te olduğunu söylüyordu.

Savaş meydanlarından dönen üçüncü bir grup da şöyle dedi: «O istediği şehitliğe nail oldu».

Rabîa´nın annesine göre, haberler kesildiği için bu son söz geçer­li oldu. Buna çok üzüldü.

Daha sonra ALLAH´tan onun için ecir diledi...

O gün Rabîa erginlik çağına yaklaşmış ve gençliğin yollarına gir­mişti.

Nasihatçılar annesine şöyle dediler:

«İşte Rabîa, böyle bir gencin, tamamlaması gereken okuma ve yazmasını tamamladı.

Akranlarından fazla olarak o, Kur´an´ı ezberledi ve hadis rivayet etti.

Eğer onun için mesleklerden birini seçersen, o mesleğinde iler­lemekte gecikmez ve hemen mesleğinin kazançlarından sana ve ken­disine harcar».

Annesi şu cevabı vermişti:

«ALLAH´tan ona, dünyada iyi geçim, ahirette de iyi son diliyo­rum...»

Rabîa kendisine ilmî seçmiş, hayatta´ olduğu sürece Öğrenci ve öğretmen olarak yaşamaya karar vermişti.

Rabîa kendisine çizdiği yolda gevşeklik ve acizlik göstermeden yürüdü. Susuzların tatlı pınarlara atıldığı gibi Medine´deki mescidi dol-dolduran ilim halkalarına atıldı.

Başlarında, Resûlüllah´ın (s.a.v.) hizmetini gören Enes İbn Malik olmak üzere sahabe-i kiramın hayatta kalanlarına sarıldı.

Yine başlarında: Saîd İbnu´I-Müseyyeb, Şamlı Mekhul ve Seleme İbn Dînar o´mak üzere tabiînin ilk grubundan ilim ve hadis aldı.

Gece gündüz hiç durmadan çalışmaya devam etti. Öyleki bitkin ve yorgun düştü.

Bu konuda birisi onunla konuşup kendine acımasını söylediği za­man şu cevabı verirdi:

Şeyhlerimizin şöyle dediğini duyduk:

«İlim ancak, kendini tamamen ona verdiğin zaman birazını sana

verir...»

Çok geçmedi onun adı yükseldi, yıldızı parladı ve arkadaşları ço­ğaldı.

Öğrencileri ona tutuldu. Kavmi onu kendilerine efendi yaptı. Medîne aliminin hayatı sakin ve rahat yürüyordu. Gününün yarısı evinde, ailesi ve dostlarıyla...

Diğer yansı da Peygamber´in (s.a.v.) mescidinde ilim meclisle­rinde ve halkalarında geçiyordu...

Günleri birbirine benzer bir şekilde geçerken, başına hesapta ol­mayan birşey geldi...

Mehtaplı bir yaz gecesinde Medîne-i münevvere´ye altmış yaşını doldurmuş bir atlı geldi.

Atının sırtında, evine gitmek üzere Medine´nin sokaklarında yü­rüyordu. Evi, hâlâ gitmeden önceki halini koruyor muydu, yoksa gün­ler ona yapacağını yapmış mıydı...

Oradan ayrılalı otuz veya otuza yakın yıl geçmişti.

Kendi kendine, o evde bıraktığı genç karısının şimdi ne´ yaptığı­nı, karnındaki bebeği erkek mi yoksa kız mı doğurduğunu, bebeğin ölü mü yoksa diri mi olduğunu, eğer diriyse, ne durumda olduğunu merak ediyordu?

Buhara, Semerkand ve etrafındaki yerleri fethetmek için giden İslâm ordularıyla birlikte ALLAH yolunda savaşmaya giderken, biriktir­diği ganimetlerden hanımına bıraktığı büyük" meblağın ne olduğunu da merak ediyordu...

Medine´nin cadde ve sokakları hâlâ gidip gelenlerle doluydu. Halk yatsı namazını az önce eda etmişti.

Fakat karşısına çıkanlardan hiçbiri onu tanımıyor, ona aldırış et­miyor, zayıf atına ve omzundan sarkan kılıcına dönüp bakmıyordu.

Aslında, İslâm şehirlerinde oturanlar ALLAH yolunda savaşmaya giden veya ondan dönen mücahidlerin görünüşüne alışmışlardı.

Fakat bu durum atlının üzüntüsünü uyandırmaya ve şüphelerinin

artmasına sebep oldu.

Atlı, bu düşünceler içinde yüzerek değişen sokaklardaki yolunu a...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 19 Eylül 2010, 16:24:11 Gönderen: Sidretül Münteha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Rabiatu r Rey r.a.
« Posted on: 29 Mart 2024, 19:03:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Rabiatu r Rey r.a. rüya tabiri,Rabiatu r Rey r.a. mekke canlı, Rabiatu r Rey r.a. kabe canlı yayın, Rabiatu r Rey r.a. Üç boyutlu kuran oku Rabiatu r Rey r.a. kuran ı kerim, Rabiatu r Rey r.a. peygamber kıssaları,Rabiatu r Rey r.a. ilitam ders soruları, Rabiatu r Rey r.a.önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes