> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İslam Alemi Meşhur Tabiinler > Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a.
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a.  (Okunma Sayısı 1282 defa)
19 Eylül 2010, 16:33:31
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Eylül 2010, 16:33:31 »



Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik (R.A.)



Her Kavmin bir asili...

Ümeyye oğullarının asilinin Ömer İbn Abdülaziz olduğunu ve Kıyamet gününde onun bir tek mil­let olarak diriltileceğini bilmiyor musun? [1]

Yüce tabiî müminlerin emiri Ömer İbn-Abdülaziz selefi Süleyman İbn Abdülmelik´in Kabrinin toprağından ellerini silker silkmez etrafın­da bir gürültü duyar ve :

«Bunlar da ne oluyor?» der.

Etrafındakiler cevap verir : «Bunlar, halifelik makamına ait hay­vanlardır. Senin onlara binmen için hazırlandılar...» Halife Ömer, gö­zünün ucuyla onlara bakar, yorgunluk ve uykusuzluğun güesüzieştir-diği kesik ve boğuk sesiyle : «Benim onlara ihtiyacım mı var ki?!

Onları benden uzaklaştırın, Allah sizden razı olsun... Benim katırımı getirin. O bana yeter...» dedi.

Katırının sırtına yerleşir yerleşmez, onunla birlikte yürümek için polis müdürü geldi.

Polis müdürünün adamları da sağında ve solunda dizildiler. Ellerinde de pırıl pırıl parlayan mızrakları vardı...

Ömer polis müdürüne dönüp : «Benim sana ve onlara ihtiyacım yok...

Ben ancak ınüsiümanlardan birisiyim... Onlar gibi ben de kendim gider gelirim...» mi

O gitti, onunla birlikte halk da gitti. Sonunda mescide girdiler ve insanlara şöyle ilân edildi :

«Namaz toplayıcıdır... Namaz toplayıcıdır...» Halk her taraftan mescide koşuştu. Hepsi toplanınca hitabetmek üzere kalktı.

Allah´a hamdedip övgüde bulunduktan Peygamberine salât ge­tirdikten sonra şu konuşmayı yaptı :

«Ey müslürnanlar! Ben istemediğim halde ve bu konuda müslü-manlann görüşüne başvurulmaksızın bu işe (halifeliğe) getirildim.

Sizi bu konuda serbest bırakıyorum... Kendinize beğendiğiniz bir halife seçiniz...»

Halk hep bir ağızdan haykırdı :

«Ey müminlerin emiri! Seni seçtik ve seni beğendik...

Bereketle işimizi üzerine al...»

Seslerin durup kalplerin rahata kavuştuğunu görünce, tekrar tek­rar Allah´a hamd ve senada bulunup kulu ve elçisi Muhammed´e sa­lât ve selâm etti.

İnsanları takvaya...

Onları dünyadan uzak tutmaya... Ahirete teşvik etmeye,..

Katı kalpleri yumuşatan, isyankâr yaşları coşturan, sahibinin kal­binden çıkarıp dinleyenlerin kalplerine yerleştiren bir dille ölümü on­lara hatırlatmaya başladı.

Daha sonra bütün halka duyurmak için yorgun sesini yükseltti ve şunları söyledi :

«Ey insanlar! Kim Allah´a itaat ediyorsa ona itaat edilmesi va­ciptir.

Kim Allah´a isyan ediyorsa onun için kimseye itaat yoktur...

Ey cemaat! Sizin hakkınızda Allah´a itaat ettiğim sürece bana ita­at ediniz...

Eğer Allah´a isyan edersem sizin bana itaat etmeniz gerekmez...» Daha sonra minberden indi, evine gitti ve odasına çekildi.

Halifenin vefatından beri içinde bulunduğu bu sıkı çalışmadan sonra bir saat dinlenmek istiyordu.

Ancak Ömer İbn Abdülaziz sırtını yatağına dokundurur dokundur­maz. O sırada onyedisine yaklaşmış olan oğlu Abdülmelik yanına gel­di ve :

«Ey müminlerin emiri! Ne yapmak istiyorsun?...» dedi.

Halife : «Yavrum! Biraz uyumak istiyorum, vücudumda hal kal­madı» dedi.

Oğlu : «Ey müminlerin emiri! Mazlumların haklarını geri alıp sa­hiplerine vermeden önce uyumak mı İstiyorsun?!!» dedi.

Halife : «Yavrum! Dün gece amcan Süleyman sebebiyle uykusuz

kaldım...

Öğle vakti gelince halkın arasında namaz kılar, mazlumların hak­larını da sahiplerine geri veririm inşallah» dedi.

Oğlu : «Ey müminlerin emiri! Öğleye kadar yaşayacağına kim ga­ranti verir?!» dedi.

Bu söz Ömer´in heyecanın! artırdı... Gözlerinden uykuyu kaçırdı...

Yorgun vücudunda güç ve gayret uyandırdı. Şöyle dedi : «Yaklaş yanıma oğlum!»

Oğlu ona yaklaştı, onu bağrına bastı ve alnından öpüp :

«Soyumdan, dinim hakkında bana yardım edecek kimseyi çıkaran Allah´a hamdolsun» dedi.

Daha sonra kalkıp insanlara şöyle Beslenilmesini emretti : «Kimin zulümle hakkı alınmışsa onu bildirsin».

Bu Abdülmelik kim acaba?! Halkın onun hakkında : Babasını ibadete sokan...

Onu zahitlik yoluna sokan kimse dedikleri bu delikanlıyla il­gili haber nedir?.

Geliniz, bu salih delikanlının hikayesini başından itibaren göre­lim : ,

Ömer İbn Abdülaziz´in üçü kız olmak üzere onbeş çocuğu vardı...

Hepsi de takva ve doğruluk üzereydiler. Fakat Abdülmelik, kar­deşlerden meydana gelen bir gerdanlığın ortası ve parlak bir yıldızdı... O, yaşı küçük ama aklı büyük, terbiyeli ve çok anlayışlı birisiydi.

Daha sonra o, çocukluğundan itibaren Allah´a itaat içinde yetiş­mişti. Genel olarak davranışı Hattab oğullarına, özellikle Ailah için takvasında, Allah´a karşı gelmekten korkmada ve ona, itaatla yaklaş­mada Abdullah İbn Ömer´e çok benzerdi.

Amcasının oğlu Asım [2] anlatmaktadır :

«Şam´a gitmiştim. Bekâr olan amcaoğlum Abdülmelik´e misafir oldum. Yatsı namazını kılınca hepimiz yataklarımıza çekildik.

Abdülmelik kalkıp lâmbayı söndürdü. Ve hepimiz uykuya daldık.

Gece yansı uyandığımda, bir de ne göreyim, Abdülmelik kalk­mış karanlıkta namaz kılıyor ve şu ayeti okuyordu :

´Bana söylesene, biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, son­ra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse, kendilerine verilmiş olan nimetler onlara bir fayda sağlar mı?´ [3]

Beni korkutan, devamlı bu ayeti okuması ve kalbe giden damar­ları koparırcasına hüngür hüngür ağlamasıydi.

Ayeti bitirip ona her defa dönüşünde, kendi kendime onu bu ağ­lama öldürecek diyordum.

Bu durumu görünce, uykudan uyananın yaptığı gibi ağlamasını kesmek için : ´Lâilâhe illa´llah ve el-hamdu lillah,´ dedim.

Beni duyunca sustu ve ondan, hiçbir şey duymadım.

Ömer´in soyundan olan bu delikanlı çağının büyük alimlerine öğ­renci oldu ve Allah´ın kitabından nasibini aldı. Resûlüllah´ın fs.a.v.) hadislerinden çoğunu aldı... ve dinde fakih oldu...

Yaşının küçüklüğüne rağmen zamanındaki şamil fakihlerin ilk ta­bakasını sıkıştırır hale gelmişti...

Anlatılır ki Ömer İbn Abdüiaziz Suriye´nin kurra ve fakihlerini top­layıp şu konuşmayı yaptı :

´Sizi sülâlemin halktan zorla aldığı mallan ne yapacağımız ko­nuşmak için davet ettim. Siz bu konuda ne diyorsunuz?..´

Onlar şöyle dediler :

´Ey müminlerin emiri! Bu, senin iş başında olduğun sırada mey­dana gelen bir olay değildir. Bu malların günahı onları gasbedenlere aittir...´

Söyledikleri şeyler onu rahatlatmadı...

Onlar gibi düşünmeyen birisi ona dönüp şöyle dedi :

´Ey müminlerin emiri! Abdülmelik´e haber gönder gelsin çünkü o ancak ilim, fıkıh veya akla çağırdığın kimsedir.1

´ Abdülmelik yanına gelince Ömer ona :

´Amca oğullarımızın halktan zulmederek aldıkları konusunda ne düşünüyorsun?...1

´Bu malların sahipleri geldi onları istemeye başladılar. Öğrendik ki bu mallar onların hakkıdır.´

Abdülmelik cevap verdi : ´Durumlarını bildiğin sürece bu mal­ları sahiplerine geri vermen görüşündeyim...

Çünkü böyle yapmasan, bunları zulmederek alan kimselere sen de ortak olursun...´

Ömer´in yüzü güldü, içi rahatlayıp üzüntüsü gitti.

Ömer´in soyuna mensup delikanlı sınırlarda bekçilik yapmayı, ora­lara yakın şehirlerden birinde ikamet etmeyi Şam´da kalmaya tercih etmişti.

Sınırdaki siperlere gidip güzel, gölgeli ve yedi ırmağı olan Şam´ı geride bırakmıştı.

Babası - onun doğruluk ve takvasına ait her şeyi bilmesine rağ­men - şeytanın vesveselerinden ve gençlik heyecanıyla yapacağı hareketlerinden çok korkar, onun öğrenilmesi caiz olan her şeyini öğren´ meyi çok isterdi...

Bunu asla unutmaz ve ihmal etmezdi».

Ömer İbn Abdülaziz´İn veziri, kadısı ve danışmanı olan Meymun İbn Mehran şöyle anlatmıştır :

«Ömer İbn Abdülaziz´İn yanına girdim. Onun, oğlu Abdülmelik´e bir mektup yazdığını gördüm. O mektubun içinde oğluna çeşitli öğüt­ler veriyordu.

Mektupta yer alan cümlelerden bazıları şöyleydi : ´Benim sözümü anlayıp bellemeye en lâyık sensin.

Allah - Hamd onadır - küçük ve büyük her meselede bize iyilik etmiştir.

Yavrum! Allah´ın sana ve ebeveynine olan lûtfunu hatırla.

Kibir ve büyüklük taslamaktan sakın çünkü bu şeytanın hareke­tidir.

Şeytan müminlerin açık bir düşmanıdır.

Haberin olsun ki bu mektubu sana hakkında bana ulaşan bir me­seleden dolayı göndermedim. Ben senin ancak iyi olduğunu biliyorum.

Ancak kulağıma senin kendini beğendiğine dair birşeyîer geldi...

Eğer bu kendini beğenme seni, hoşlanmadığım şeylere götürür­se, sen de benden hoşlanmadığın şeyleri görürsün...´

Meymun şöyle anlatır :

Sonra Ömer bana dönüp şunları söyledi :

´Meymun! Oğlum Abdülmelik gözüme güzel göründü. Bu konuda kendimi itham ediyorum. Ona olan sevgimin onun hakkındaki bilgime üstün gelmiş olmasından ve bana babaların çocuklarının kusurunu görmeme halinin gelmiş olmasından korkuyorum...

Git, onu iyice araştır ve acaba onda kibir ve övünmeye benze­yen birşey var mı yok mu incele... Çünkü o taze bir gençtir ve şeytana karşı kendini koruyamaz.´

Meymun anlatmaya devam etmektedir :

´Abdülmelik´in yanına gitmek üzere yola çıktım ve onun yanına vardım. Yanına girmek için izin istedim ve girdim. Bir de ne göreyim daha ömrünün baharında, parlak yüzlü ve son derece alçak gönüllü bir genç, kıldan bir yaygının üzerindeki beyaz bîr minderde oturu­yordu.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a.
« Posted on: 29 Nisan 2024, 13:45:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. rüya tabiri,Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. mekke canlı, Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. kabe canlı yayın, Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. Üç boyutlu kuran oku Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. kuran ı kerim, Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. peygamber kıssaları,Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a. ilitam ders soruları, Ömer İbn Abdülaziz ve Oğlu Abdülmelik r.a.önlisans arapça,
Logged
17 Nisan 2015, 22:24:13
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 17 Nisan 2015, 22:24:13 »

Aleykümselam.Rabbim bizleri cennet ehli olan kullardan eylesin.En çok görmek istediğim,kişi Hz.Ömerdir.Onun adaleti,onun Allaha olan sadakati,onun iman duygusuna hayranım.Rabbim beni Hz.ömerin yolunda gitmeyi nasip inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes