> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İslam Alemi Meşhur Tabiinler > Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a.
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a.  (Okunma Sayısı 1328 defa)
19 Eylül 2010, 16:39:57
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 19 Eylül 2010, 16:39:57 »



Amir İbn Abdullah et-Temîmî (R.A.)



Başlarında Amir İbn Abdullah et-Temîmî olmak üzere zühd sekiz kişide sona erdi [1]

Şimdi hicretin 14. senesindeyiz.

İşte sahabe ve tabiînin büyüklerinden bazıları, müslümanların ha­lîfesi Ömer İbnul´-Hattab´ın emriyle Basra şehrinin plânını çiziyorlar.

Onlar, yeni şehrin İran´da savaşan müslüman orduları için bir karargâh...

Allah Ta´âlâ´ya davet için bir hareket noktası...

Yeryüzünde onun adının yayılması için bir ışık... olmasına karar vermişlerdi...

İşte müslüman toplulukları Arap yarımadasındaki her yerden, Ne-cid´den, Hicaz´dan, Yemen´den müslüman siperlerindeki yerlerini al­mak İçin yeni şehre gidiyorlar.

Necid´den oraya gidenler arasında Benî Temîm´den Amir İbn Ab­dullah et-Temîmî el-Unberî adında bir delikanlı vardı.

Amir İbn Abdullah o gün daha bıyığı terlememiş parlak yüzlü, te­miz kalpli bir gençti...

Yeniliğine rağmen Basra, müslüman şehirlerinin serveti en bol olanlarındandı. Çünkü oraya harp"ganimetleri ve saf altın yağıyordu...

Fakat Temîmli delikanlı Amir İbn Abdullah´ın bunların hiçbirine ihtiyacı yoktu...

O, insanların sahip olduklarından uzak durur, Allah´ın katmdakl-leri arzu ederdi...

Dünya ve zînetlerinden yüz çevirir, Allah´ın rızasına koşardı...

Basra´nın o günkü adamı ve başı, yüce sahabî Ebu Musa el-E?´-arî´ydi...

O, bir çiçeğe benziyen bu şehrin valisiydî... O, oradan her tarafa hareket eden müslüman ordularının komu­tanıydı...

O, oranın imamı, onların öğretmeni ve onlara Allah´ın yolunu gös­teren kimseydi...

Amir İbn Abdullah barışta ve savaşta Ebu Musa el-Eş´arî´den ay­rılmadı...

Gidişinde gelişinde onunla birlikte oldu Allah´ın Kitab´ını Muhammmed´in (s.a.v.) kalbine indiği şekliyle taptaze olarak ondan aldı...

Allah´ın elçisinin hadisini Peygamber´den (s.a.v.) kesintisiz ola­rak rivayet etti...

Allah´ın dinini onun vasıtasıyla iyice öğrendi... Aradığı ilmi elde edince hayatını üç kısma ayırdı: Bir kısmını, Basra camiinde halka Kur´an okutmak üzere zikir hal­kalarına...

Bir kısmını, ayakları şişinceye kadar Allah´ın huzurunda durr üzere ibadet yerlerine...

Bir kısmını da Allah yolunda savaşmak üzere kılıcını sıyırdığı ci-had meydanlarına...

Hayatında bunlardan başka bir şeye, kesinlikle hiç yer bırak­madı. Böylece o, Basra´nın abid ve zahidi diye meşhur oldu...

Basralılardan birinin anlattığı şu hikâye Amir İbn Abdullah´la il­gilidir:

İçinde Amir İbn Abdullah´ın bulunduğu bir kafileyle birlikte yol­culuk yapmıştım.

Gece olunca bir ormanda konakladık...

Amir eşyasını bir yere toplayıp atını bir ağaca bağladı. Yularını biraz uzattı. Atına, karnını doyuracak kadar yeşil ot toplayıp önüne attı. Sonra ağaçların arasına daldı. Kendi kendime şöyle dedini:

Vallahi, onu mutlaka takip edeceğim ve bu gece ormanın derin­liklerinde yapacaklarını göreceğim

O, ağaçlarla sarılmış ve gözlerden uzak bir tepeye varıncaya ka­dar yürüdü...

Kıbleye yöneldi ve namaz kılmak için durdu...

Namazı onunkinden daha güzel, daha mükemmel ve daha îıuşulu kimse görmemiştim...

İstediği kadar namaz kıldıktan sonra, Allah´a dua etmeye başla­dı. Dediği şeyler şunlardı:

«Allah´ım! Emrinle beni yarattın ve iradenle bu dünyanın belâla-rıyla karşılaştırdın. Daha sonra bana: Kendini tut dedin... Ey güçlü ve sağlam! Lutfunla sen beni tutmazsan, ben kendimi nasıl tutarım?..»

«Allah´fm! Biliyorsun ki bu dünya içindekilerle birlikte benim ol­sa ve sonra senin rızan için onlar benden istense onları isteyene mut­laka verirdim...

Beni kendime ver, ey merhamet edenlerin merhametlisi!.,..

Allah´ım! Seni öylesine sevdim ki bana her musibeti kolaylaştır ve başıma her gelene karşı razı kıl...

Sana olan sevgimin yanında sabahleyin aleyhime olacak akşam­leyin içinde bulunduğum duruma aldırmıyorum..,»

Basralı şahıs şöyle der:

«Daha sonra uykum geldi ve gözlerimi uykuya teslim ettim...

Arasıra uyandığımda, Amir hâlâ yerinde duruyor, namazına ve duasına devam ediyordu ve nihayet sabah oldu.

Sabah olduğunu anlayınca, sabah namazını kıldı ve dua etmeye başladı:

«Allah´ım! Sabah oldu, insanlar senin lutfunu aramak için gidip gelmeye başladılar...

Onlardan herbirinin ihtiyacı vardır...

Amir´in sana olan ihtiyacı ise senin onu affetmendir,.

Allah´ım! Benim ve onların ihtiyaçlarını yerine getir, ey cömert­lerin en cömerti!»

Allah´ım! Senden üç şey istedim, ama sen bana ikisini verdin, birisini vermedin...

Allah´ım! Bana onu da ver ki sana arzu ettiğim gibi ibadet ede-

Daha sonra oturduğu yerden kalkıp gözünü bana çevirdi. Benim bu geceyi orada geçirdiğimi anladı ve buna çok üzüldü. Bana dönüp:

Ey Basralı! Görüyorum ki geceyi beni gözetlemekle geçirmişe benziyorsun?! dedi.

Evet, dedim.

O da:

Benden gördüklerini sakla ki Allah da seninkileri saklasın, dedi.

Ben de şöyle dedim:

Vallahi ya bana Rabbinden İstediğin üç şeyi anlatırsın ya da gör­düklerimi insanlara anlatırım.

O:

Yazıklar olsun sana, bunu yapma! dedi.

Ben de:

Sana söylediğim gibi, dedim,

İsrar ettiğimi görünce:

Bunu hiç kimseye söylemiyeceğine dair bana söz verirsen sana anlatırım, dedi.

Ben de şöyle dedim:

Sağ olduğum sürece sana ait hiçbir sırrı ifşa etmiyeceğime dair Allah adına söz veriyorum...

Şunları söyledi:

Dinim hakkında kadınlardan başka korktuğum hiçbir şey yoktu. Rabbimden onların sevgisini kalbimden çekip almasını istedim. Allah duamı kabul etti ve öyle hale geldim ki, bir kadın niı gördüm yoksa bir duvar mı gördüm aldırmıyorum.

Bu birisi, ikincisi ne ya? dedim.

İkincisi ise: Rabbimden, ondan başka hiç kimseden korkmama­mı istedim. Onu da kabul etti. Vallahi, yerde ve gökte ondan başka hiçbir şeyden korkmuyorum, dedi.

Ya üçüncüsü? dedim.

Rabbimden, benim uykumu gidermesini istedim ki gece gündüz istediğim gibi ona ibadet edebileyim. Ama Rabbîm bu üçüncü iste­ğimi kabul etmedi, dedi.

Bu sözleri duyunca ona:

Kendine yumuşak davran, çünkü sen geceleri namaz kılarak, gün­düzlerini oruç tutarak geçiriyorsun...

Cennete yaptıklarının en azıyla da ulaşılır, cehennemden de kar­şı koyduklarının en azıyla kurtulunur... dedim,

O da şu cevabı verdi:

Pişmanlığın fayda vermediği günde pişman olmaktan korkuyo­rum...

Vallahi, çalışmaya imkân bulabildiğim kadar ibadet etmeye çalı­şacağım...

Eğer kurtulursam bu Allah´ın rahmetiyledir...

Eğer cehenneme girersem, bu benim kusurum yüzündendir...

Ancak Amir İbn Abdullah, sadece, geceleri kendisini ibadete ve­renlerden değildi, aynı zamanda ot gündüzlerini yiğitlikle geçirenler­den birisiydi...

Müezzin, Allah yolunda cihad için ezan okuyunca o bu çağrıya cevap verenlerin en ön sırasındaydı.

Mücahîdlerle birlikte savaşanlardan birine koştuğunda, arkadaş­larını seçmek için insanları dikkatle incelemeye başlardı.

Kendisine uygun bir arkadaşlığı keşfedince onlara:

Ey falancalar! Ben, sizin kendinizden üç hasleti vermeniz şartıy­la size arkadaş olmak istiyorum... derdi.

Onlar da:

Nedir o özellikler? diye sorarlar.

O da:

Birincisi; benim size hizmet etmem ki hiçbiriniz benimle hizmet konusunda tartışmasın.

İkincisi; benim size müezzin olmamdır ki hiçbiriniz benimle, na­maza çağırma konusunda tartışmasın.

Üçüncüsü; gücümün yettiği kadar sizin için harcamamdır...

Eğer onlar:

Tamam, bize katıl derlerse... onların arkadaşlığını kabul ederdi.

Eğer onlardan birisi bu konuda bir şeyi tartışırsa, onlardan ay­rılır başkalarına giderdi.

Amir, korku ve imdat anında çok çalışan, ganimetlerin taksimi anında az isteyen mücahidlerdendi...

Kendisi dışında hiç kimse savaşmıyormuş gibi savaş yapardı.

Fakat o, ganimet toplama sırasında da hiç kimse ganimet topla­maya yanaşmtyormuş gibi ganimet toplamaya yanaşmazdı.

İşte Sa´d İbn Ebî Vakkas [2] Kadisiye´den [3] sonra Kisra´nın ey­vanına (sarayına) iniyor:

Amr İbn Mukarrin´e ganimetleri toplayıp beşte birini müslüman-ların Beytu´I-mal´ine (Hazine´ye) göndermek için onları saymasını, ge­ri kalanını da mücahidlere taksim etmesini emrediyor. Tarifi mümkün olmayan ve muhafazası güç olan mal ve değerli eşya onun önün­de toplandı...

İşte burada İran hükümdarlarının içinde yemek yedikleri altın ve gümüş kaplarla dolu, kurşunla mühürlenmiş büyük sepetler...

İşte şurada kıymetli keresteden yapılmış, içinde .Kisra´nın elbi­se, kemer, mücevher ve incilerle süslenmiş zırhlarının doldurulduğu sandıklar...

İşte şunlar da nefis ve şahane kadın zinetleriyle dolu çantalar...

Şunlar da peşpeşe İran hükümdarlarının kullandıkları kılıçların kınları...

Ve tarih boyunca İran´a hizmet eden hükümdar ve komutanların kılıçlan...

Görevli kişiler müslümanların gözlerinin göreceği ve kulaklarının işiteceği bir şekilde bu ganimetleri sayarlarken, oradakilerin yanına saçı başı dağınık ve toz toprak içinde bir şahıs geldi, elinde büyük hacimli ve ağırca bir zinet kutusunu taşıyordu...

Baktılar ki o kutu şimdiye kadar benzerini görmedikleri bir ku­tuydu...

İçine baktıklarında göz kamaştırıcı inci ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a.
« Posted on: 19 Nisan 2024, 21:21:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. rüya tabiri,Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. mekke canlı, Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. kabe canlı yayın, Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. Üç boyutlu kuran oku Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. kuran ı kerim, Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. peygamber kıssaları,Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a. ilitam ders soruları, Amir İbn Abdullah et Temîmî r.a.önlisans arapça,
Logged
17 Nisan 2015, 22:02:23
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 17 Nisan 2015, 22:02:23 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan hocam.Rabbim bu zatların yolunda olan kullarından eylesin bizleri inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes