> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > İman ve Hayat > Mü'minin gayesi belli yolu açıktır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mü'minin gayesi belli yolu açıktır  (Okunma Sayısı 1681 defa)
28 Ocak 2011, 15:25:07
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 28 Ocak 2011, 15:25:07 »



MÜM’MİNİN GAYESİ BELLİ, YOLU AÇIKTIR:


İmansız, dünyada birçok kaygı için deyaşar. Çeşitli amaçlar onu çekiştirip durur; biri sağa, biri sola çeker. O daima nefsi ile çatışma halindedir. O çeşitli güdülerinden hangisini razı etsem, diye şaşkınlık içindedir; yaşama güdüsünü nü, cinsiyet  güdüsünü mü, savaşma güdüsünü mü, hanigisini...?

O güdülerini mi razı etsin, yoksa içinde yaşadığı cemiyeti mi razı etsin, şaşkınlık içindedir. Üçüncü olarak da cemiyetin hangi sınıfını razı etsin? şaşırmış kalmıştır; çünkü insanları memnun etmek imkansızdır.

“Aşiretimin ileri gelenleri benden razı oldu mu, ayak takımı kızmaya başlıyor”.

Tabii bunun tersi de doğrudur;ayak takımı razı olsa, bu sefer de ileri gelenler kızarlar.

İşte şimdi şu meşhur fıkranın yeri geldi; yaşlı baba ile oğlunu ve merkeplerinin fıkrası: Yaşlı baba merkebe biniyor, oğlu arkasından yürüyor. Baba, kadınların kınamasına maruz kalıyor. Çocuk biniyor, baba arkasında yürüyor. Çocuk, erkekleri kınamsı ile karşılaşıyor. İkisi birden biniyorlar; hayvanları koruma cemiyetinin tekdiri ile karşılaşıyorlar. Bu sefer de yaya yürüyüp merkebi önlerine katıyorlar; çocukların nükteleri ile karşılaşıyorlar. Nihayet çocuk, bu kınamlardan kurtulmak için eşeği sırtlanmalarını teklif ediyor. Yaşlı baba diyor ki: Bunu yapsak kendimizi çok yorarız ve insanlar bize deli der. Çünkü bineceği bindirmiş oluruz. Oğlum halkı razı etmek  mümkün değildir.

“Kim herkesi razı edebilir? Çünkü insanların herbiri bir havadan çalar!”.

Mü’min ise bütün bunlardan müsterihtir. Bir tek gayesi vardır; o da Allah’ın rızasıdır. Allah razı oldu mu, halk razı olsun, ister olmasın. Mü’min parolası şudur:


“Keşke sen tatlı olsaydın, vara hayat acı olaydı! Keşke sen memnun olaydın, vara insanlar memnun olmaya idiler. Keke sen ve ben iyi olaydık, vara dünyalar harap olaydı. Beni can-u gönülden sevdikten sonra, gerisi kolaydır. Toprağın üzerinde yaşayan toprak olacaktır”.

Mü’minin düşünceleri de bir noktada toplanmıştır, o da Allah’ın rızasına götürecek yola gitmektir. Ki zaten bunu beş vakit namazında Fatiha suresiniokurken istemektedir “bizi doğru yola ilet”. Bu, bir tek yoldur, içinde viraj ve dönemeçler yoktur.

“şu emrettiğim yol; benim dosdoğru yolumdur; hep ona uyun. Başka yollara uyup gitmeyin ki, sizi onun yolunda saptırıp parçalamasınlar”. (En’am: 6/153)


fiu iki adam arasında ne kadar büyük fark vardır; biri hedefini tesbit etmiş, yolunu bulmuştur. İçinde korku ve şüphe yoktur. Öbürü ise azmış, kör gibi bastığı yeri bilmiyor, hedefi belli değil; nereye gittiğini ve nereye varacğını bilmiyor.

“şimdi yüzü üstü sürünen mi daha doğru, yoksa dosdoğru bir yol üzerinde düpedüz yürüyen mi?”. (Mülk: 67/22)

Mü’min bu gaye uğruna hiç bir zorluktan caymaz, hiç birişkenceden acı duymaz. Her şeyi seve seve feda eder. Hatta bundan memnun kalır ve zevk bile duyar. Baksanıza Hubeyb b. Zeyd’e. Müşrikler onu asmış, etrafında şamata ediyorlar. Cayacağını, sarsılacağını sandılar. Fakat o, müşriklere alaylı alaylı bakıyor ve şöyle mırıldanıyordu:

Müslüman olarak öldükten sonra, hangi yanım üzere ölmüşüm ne çıkar. Allah yolunda ölüyorum. Allah isterse bu paramparça olan vücudumu mübarek kılar”.

Baksanıza asahaba ve tabii’e, tepelerinde ölüm şimşekleri çakarken, düşmanlar gök gibi gürlerken savaş meydanlarına nasıl atılıyorlar ve:

“Ben sana acele ettim ki, Rabbim hoşnut olasın”. (Ta’ha: 20/84)

Diyorlar.       

Mızrak birisinin göğsünden girmiş sırtından çıkmıştı, hep dediği “Kabe hakkı için kurtuldum” sözü olmuştu.

Ahzap savaşında mü’minler zor bir imtihana tabi tutulmuşlar, iyice sarsılmışlardı. Düşmanlar aşağıdan yukarıdan gelmişlerdi. Gözler kaymış, yürekleri ağızlarına gelmişti. İnsanlar Allah için kötü şeyler düşünmeye başlamışlar, münafıkların maskesi düşmüş: Allah ve Resulü, bize, aldatmadan başka bir va’d etmemiş, demişlerdi.

İşte bu kokunç havada mü’minler’ gayet sakin ve gayet emin idiler. Allah Tela, onların durumlarını Yüce kitabında bize şöyle anlatıyor:

“Mü’minler düşman birliklerini görünce: İşte Allah’ın ve Resulünün bize va’dettiği budur. Allah ve Peygamberi doğru söylemiştir, dediler. Bu da ancak imanlarını  ve teslimiyetlerini artırdı”. (Ahzab: 33/22)

Savaş ateşleri tutuşmuş, ölü ağzını açmışken bu mücahidlere sükunet ve emniyet veren şey ne idi acaba? O, yalnız imandı.

“Allah O’dur, imanları üstüne iman artırsınlar diye mü’minlerin kalbline huzur indirdi. Bütün göklerin ve yerin orduları Allah’ındır. Allah Alimdir. Hakimdir”. (Fetih:48/4)

“De ki Allah dilediği kimseyi şaşırtır ve kendisine kalbi ile yöneleni hidayete erdirir.Bunlar Allah’ın zikri ile kalpleri huzura kauşarak iman edenlerdir. Evet bilin ki, ancak Allah’ı anmakla kalpler yatışır ve huzur bulur”. (Rad: 13/27)

Mü’min gayesini bildiği için rahat, yolunu bildiği için emindir. Yolu; Allah’ın lütfuna eren Peygamberlerin, sıddiklerin, şehidlerin ve salihlerin yoludur. O yol “doğru yoldur”, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) yoludur

 “Ve muhakkak ki sen, doğru bir yola çağırıyorsun. O Allah ki, göklerde ne varsa, yerde ne varsa hep O’nundur: (fiura: 42/52-53)

Bu doğru yol sayesinde mü’minin ahlakı temiz, davranışı tutarlıdır. Mü’min sebatkardır; dönek değildir. Kararlıdır; mütereddit değildir. Doğrudur; eğri değildir. Basittir; çetin değildir. Yönlerin çatışması onu şaşırtmaz. İsteklerin çekişmesi ona sıkıntı vermez. Ruhundaki dahili çatışmalar şahsiyetini zedelemez. Yapayım mı, yapmayayım mı, şunu mu yapayım, bunu mu yapayım, diye tereddüt etmez.

Mü’minin açık prensipleri ,sabit ölçüleri vardır. Her işinde onlara müracaat eder. Bu prensipler ona işaret verir, yol açar; yahutta kırmızı ışık yakar; tehlikeyi sezer,  geri çekilir. Rehber olarak Alah,’ın kitabı, mürşit olarak Allah’ın Resulü ona yeter.

“İşte size Allah’dan bir Nur (Hz. Muhammed Aleyhisselam) ve aydın bir kitap (Kur’an) geldi”. (Maide: 5/15-16)

Bütün bunlarla birlikte mü’minin uyanık bir vicdanı, parlak bir kalbi vardır. fiüpheli şeylerde ondan fetva ister, felaket anında ona baş vurur. Vicdanı pusula ibresi gibidir; ona bakar yönünü bulur. “Müftüler fetva verse de sen kalbine danış”.

Mü’minin ahlak ölçüsü açık ve sabitir; Allah’ın rızasından; Allah’ın emrine uyup nehyinden sakınmaktan ibarettir. Mü’min şuna inanır ki, dünya ve ahiret saadeti bundadır.Mü’min Allah’ın hududuna titizlikle riayet eder. Allah’ın emrine süratle koşar, itaat eder. Dünyasını kaybetse de, şehvetini tatmin edemese de, duygularına karşı gelse de veya yerleşmiş bir adeti çiğnese de aldırış etmez.

İşte kuvvetli imanın durumu, işte bazı semeresi...


Aşağıdaki mü’min baba ile mü’min oğulun şu enteresan kıssası, şüphe nedir bilmeyen yakının, tereddüt nedir tanımayan Alah’ın emrine koşmanın parlak bir örneğiniteşkil ediyor:

Yaşlı bir ihtiyor, çocuk istiyor. Allah’a dua ediyor. İhtiyor halinde bir çocuğa kavuşuyor. Gökten gelen bir emir ona “uslu bir çocuk” müjdesini veriyor. Artık aklı hep çocuktadır. Bütün sevgi veşefkatini ona vermetedir. Çocuk da büyüyor, gittikçe babasını daha çok seviyordu. Yaşı ilerledikçe ümit ve arzuları da artılyordu. Hikmet-i İlahiye ise onları zor bir imtihandan geçirmek istiyordu. Allah babaya bir kurban takdim etmesini, oğlunu kesmesini buyuruyordu. Oğlu ile birlikte kendisini, arzu ve emellerini de beraber kesmesini istiyordu. Baba bu emir karşısında durakaldı mı? Babalık duygusu ile imanın sesi arasında, yani yukardangelen vahy ile ciğerinden gelen çocuk sevgisi arasında tereddüt etti mi? Çocuk babasına karşı geldi mi? İçinde yaşama sevgisi ile Allah’ın emrine itaat etkenleri birbiri ele çarpıştı mı?

Hayır. Baba ile oglunun içlerindeki yakın, nefsin arzularından ve tereddüt etkenlerinden daha güçlü idi. Baba çocuğunu, çocuk  daboğazını Allah’a teslim etti.

İşte İbrahim Halilullah ile oğlu İsmail’in (a.s.) kıssası.


Bu imanlı baba ile oğlunun, zor duruma gösterdikleri sebat ve fekadarlığı Kur’an-ı Kerimden daha parlak tasvir etmek mümkün değildir. Konuyu Kur’an-ı Kerim şöyle anlatıyor:

“Biz de ona uysal bir oğul müjdeledik. Vakta ki, yanında koşmak çağına erdi, ona şöyle dedi “-Yavrum! Ben rüyamda görüyorum ki, seni boğazlıyorum. Artık bak, ne düşünürsün?”. Çocuk ona şöyle dedi: Babacığım! Sana emrediliyorsa yap; inşallah beni sabredenlerden bulacaksın”. Vakta ki, bu suretle ikisi de teslim oldular, İbrahim, çocuğu yanı üzere yıktı; Biz de ona şöyle nida ettik:

“Ey İbrahim! Gerçekten rüyana sadakat gösterdin. fiüphe yok ki biz, güzel amel işleyenleri işte böyle müfakatlandırırız”. Muhakkak ki bu, açık bir imtihamdı. Ona büyük bir kurbanlık, fidye verdik. Yine ona, sonradan gelenler içinde iyi bir yad bıraktık. Bizden saadet ve selamet olsun İbrahime... Güzel amel işleyenleri, işte böyle mükafatlandırırız. Çünkü o, mü’min kullarımızdandı”(Saffat: 37/101-111).

Kıssasın özü ve tescil ettiği kahramanlık ve fedakarlığın anahtarı şu son cümlededir “Çünkü o, mü’min kullarımızdandı”
.

Bir tek Allah’a kulluk ve yalnız ona iman... “Çünkü o, mü’min kullarımızdandı”.

Allah’a kulluk demek; ondan başka her şeye bağlanmaktan kurtulmak demektir. Artık ne yerde, ne gökte yaşayan bir mahlukun karşısında eğilme yoktur.

Öyleki vesveseci sinsi şeytanın bile Allah’ın kulları üzerinde hakimiyeti yoktur.

“Doğrusu, benim o gerçek kullaram var ya! Senin ‘ey İblis) onlar üzerinde hiç bir hakimiyetin yoktur”Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mü'minin gayesi belli yolu açıktır
« Posted on: 18 Nisan 2024, 15:07:13 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mü'minin gayesi belli yolu açıktır rüya tabiri,Mü'minin gayesi belli yolu açıktır mekke canlı, Mü'minin gayesi belli yolu açıktır kabe canlı yayın, Mü'minin gayesi belli yolu açıktır Üç boyutlu kuran oku Mü'minin gayesi belli yolu açıktır kuran ı kerim, Mü'minin gayesi belli yolu açıktır peygamber kıssaları,Mü'minin gayesi belli yolu açıktır ilitam ders soruları, Mü'minin gayesi belli yolu açıktırönlisans arapça,
Logged
21 Mayıs 2015, 21:34:22
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 21 Mayıs 2015, 21:34:22 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Muminin gayesi bellidir.Rabbimin rızasını kazanmak,iman dolu bir yaşam sürmektir.Gayesi Allah olan,gayesi iman güzelliği olan kullarından olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Mayıs 2015, 21:41:13
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #2 : 21 Mayıs 2015, 21:41:13 »

Paylaşım iççin Allah bütün emeği geçen herkezden razı olsun.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
21 Haziran 2018, 04:23:41
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #3 : 21 Haziran 2018, 04:23:41 »

Aleykümüsselam
Bu dünyadaki tek amacımızın Rabbimiz'in Rızasını kazanmak olduğu bilincinde olarak yaşıyanlardan olalım inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes