> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > İman ve Hayat > Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması  (Okunma Sayısı 1797 defa)
28 Ocak 2011, 15:27:54
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 28 Ocak 2011, 15:27:54 »



MÜ’MİNİN ŞAŞKINLIK VE ŞÜPHE AZABINDAN KURTARILMASI:

     
Vahyin getidiği, aklın desteklediği, fıtratın gerektirdiği; açık varlık kitabının her satırının, hatta her kelimesinin şahitlik ettiği bu geniş ve derin iman sayesinde mü’min kişi şüphe ve ızdraptan kurtulmuş; inkarcıların ve septiklerin boğazına tıkanın fikri ve ruhi karışıklıklardan yakasını sıyırmıştır.

Mü’min; başlanğıcını ve sonuncunu gayesini ve görevini bilmekle bu açık ve rahatlatıcı imanı, sayesinde varılğın buyük problemlerini halletmiş oluyor. Artık ruhundaki şüphe düğümleri çözülmüş, hayatındaki büyük soru işaretleri (?) kaybolmuşur.

Mü’min biloyor ki, bir Rabbi vardır. Bu Rab her şeyin de Rabbidir. O’nu yaratmış, sapasağlam bir insan etmiştir. Ona şeref ve fazilet vermiştir. Onu yeryüzünde kendine halife seçmiştir. Rızkına kefil olmuş, yerde ve gökte ne varsa hepsini emrine vermiş, ona zahir ve batnın nimetler ihsan etmiştir. Mü’min de rabbinde huzur bulmuş, O’na güvenmiş ve O’nun ipine sarılmıştır. Bu imanı sayesinde muhkem kaleye sığınmış, sağlam kulpa yapışmış.

Mü’min biliyor ki, insanların hayır ve şer içinde, adalet ve zulüm içinde, hak ve batıl içinde, zevk ve acı içinde geçirdikleri şu kısa hayat gaye değildir, son değildir. Bu hayat, daha hayırlı ve daha devamlı başka bir hayatın tarlasıdır. O hayatta her ettiğinin karşılığını bulur, sonsuza dek amil ile başbaşa kalır. İşte mü’min ebedi ve sonsuz hayat için yaratıldığını bildiği için rahattır. Ölüm onu bir halden başka bir hale, bir evden başka bir eve götürür.

Mü’min bilir ki, ba haytta gayesiz yaratılmamış ve başı boş bırakılmamıştır. ALLAH ona mucize ile desteklenmiş peygamberler göndermiştir. Peygamberler insanların müşidi ve muallimleridir. İnsanlara müjde getirirler, ikaz ederler. Böylece insanlar hakkı tanır, yolu bulurlar. ALLAH’ı razı edecek şeyleri bilir; onlara tabi olurlar, ALLAH’ı gazaplandıracak şeylerden sakınırlar. Peygamberler insanlar arasındaki adaleti icra ederler, ihtilaflı konularlda karar verirler. Peygamberler insanlar için elle tutulur, gözle görülür en iyi örneklerdir. İyi işlerde ve güzel huylarda insanlar onları örnek alırlar.

Mü’min bilir ki, etrafındaki büyük kainata yabancı değildir. O imanı sayesinde kendini yalnız sanmaz. O, kainatla birliktir. Kainatın fıtratı imanın ta kendisidir. Kainat; yaratan ve takdir eden ALLAH’ı tesbih etmekte ve ona secdeye kapanmaktadır “Yedi kat gök ve yer ve bunların içindekiler ALLAH’ı tesbih ederler. O’nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur; fakat siz, onları tesbihini anlamazsınız. O, Halimdir, Gafurdur”.

Mü’minin kazandığı ve meyvesini topladığı bu büyük kazancı, ancak ondan mahrum olanlar yahutta mahrum olanların halini iyice göz önüne getirenler takdir eder.

İnkarcılar, hesap ve kitabda karşı şüphe içinde olanlar; tatsız ve manasız bir hayat yaşarlar. Hayatları istikrarlı değildir; istifhamlarla doludur. Akıllarından geçen sorulara verecek cevap bulmazlar.

Bunlar bir şeye gönül bağlayıp karar kılamazlar. Kendi varlıklarının ve kainatın sırrını çözüp rahat edemezler. Nereden geldiler? Kim getirdi? Niçin geldiler? Ve manasınıanlayamadıkları, gayesini bilemedikleri bu kısa yolculuktan sonra nereye gidecekler? fiu kainat nedir? Ne zazan başlamıştır? Hedefi nedir? Ve insanın kainatla ilişkisi nedir?

İşte sınırlı akılları, bu sorulara sadra şifa verecek, susuzluğu giderecek, şek ve şüphe bulutlarını sıyıracak cevaplar veremez.

Çoğu zaman bugün verdikleri cevaptan yarın dönerle. Bügün yaptıklarını yarın bozarlar. Bugün dediklerinden yarın vaz geçerler. Bu kararda durmazlar. Bir fikir üzerinde sebat etmezler. Bir istikameti tutup gitmezler. “Rüzgarın önünde uçuşan yapraklar gibi, bir halde durmazlar”.

Aynı şeyleri eski şairlerden Bağdatlı İbn fiebel’de görmekteyiz; bu şair bir kasidesinde şöyle diyor:

“ALLAH adına söyle ey gök, istiyerek mi, yoksa zoraki mi hareket ediyorsun?!”. fiair varlık konusuna temas ederek şöyle soruyor:

“Yaratılanlara danışılmadan meydana getirilen bu varlık için bu başa kakış nedir? Eğer daha önce bize danışılsa idi veya muhayyer olsa idik ne güzel olurdu!”.

Mademki yaratılmadan kendine danışılmamış veya serbest bırakılmamıştır; öyleyse kızacaktır. Çünkü onu nazarında bu vücut, ana ile babanın şehvetinden oluşmuş bir beladır. Ve diyor ki:

“Analarla babaların tattığı o zevkin ALLAH belasını versin! Eğer var olmasa idik yok da olmazdık; binaenaleyh varlığımız bizim için biladır”.

Aynı konuda Ömer Hayyam da şöyle diyor:

“Bana danışılmadan ömür elbisesini giydim. Çeşitli fikirler arasında şaştım kaldım. Az sonra hayat elbisem çürüyecek. Ve niçin geldiğimi de bilmiyorum? Nereye kaçacağım?”.

Hayat elbisesini, kendine danışılmadan, fikri alınmadan giymiş! Sanki fikri alınsa idi, Rabbinin iradesinden daha iyi olurdu. Sonra da ölümle hayat elbisesini çıkarıp atıyor. Ne varlığının sırrını biliyor, ne de ölümün ötesini.

Ebu’l-Ala el-Maarri de bir şüphe nöbetinde şöyle diyor:

“Hayattan ayrılıyoruz; insanlara ne demek istendiğini bilmeden. İlim bize bir haber vermiyor. Yıldıza bakıp bir şeyler de anlamıyoruz”. Ve devam ediyor:

“Sabahleyin kalkıyorum; şaşkın şaşkın, çarpılmış gibi yarını soruyorum. Yakin (kesin bilgi) ise yok. Bütün yapabildiğimi zan ve tatminde bulunmaktır”. Ve diyorki: “Soruyorsunuz; cevap vermekten acizim. Her kim bilirim derse yalan söylüyor”.

Kendisini yakinden ve bir fikir üzerinde durmaktan mahrum eden bu şüphe, hayatını zehir etmiş ve hayata kuşkulu ve kara kara baktırmıştır. Bu yüzden şöyle dediğini işitiyoruz:

“Gülüyoruz; gülmemiz akılsızlıktır. Dünyaya gelenler ağlamalıdır. Zaman bizi cam gibi kırıyor; bir daha tamiri olmamacasına”.

Ebu’l-Ala, ebeveyninin yaptığı gibi, doğacak çocuklarına karşı kendi de cinayet işlememek için evlenmeyi bile reddetmiştir:

“Çocuklarıma yokluk nimetini tattırdım, ki bu, varlık nimetinden üstündür”.

Bazen de cebriyeci tarafı ağır basar ve şöyle der:

“Ne doğumun, ne ihtiyarlığım, ne de hayatım elimdedir. artıkbende cüz’i ihtiyar diye bir şey var mıdır?”

Ve diyor ki:

“İstemeyerek geldik, istemeyerek gideceğiz. Sanırım bu ikisini yapmağa mecburuz”.

Yeni şairler arasında daİlya Ebu Mazi, Tılsımlar adlı kasidesinde şöyle diyor:

“Nereden geldiğimi bilmiyorum. Fakat geldim işte.

Önümde bir yol gördüm, yürüdüm.

İstesem de, istemesem de yürüyeceğim.

Nasıl geldim, yolumu nasıl gördüm?

Bilemiyorum!

Bu vücut içinde yeni miyim, eski miyim?

Hür ve serbest miyim, yoksa zincire mi Bağlıyım?

Hayatta kendimi ben mi yönetiyorum, yoksa başkaları

mı?

Bilmek isityorum; fakat...

Bilemiyorum!

Yolum, nedir yolum. Uzun mudur, kısa mıdır?

Yukarı mı çıkıyorum, aşağı mı iniyorum, yerin dibine

mi batıyorum?

Ben mi gidiyorum, yol mu gidiyorum? (Kör gider yol

gider).

Yoksa ikimiz de duruyoruz da, zaman mı akıp gidiyor?

Bilemiyorum!

Eli kolu sağlam bir insan olmakla,

Mahvimi oldum, yoksa bir şey mi oldum?

Bilmecenin çözümü var mıdır, yoksa ebediyyen

böyle mi kalacaktır?

Bilmiyorum... Niçin bilmiyorum?

Bilemiyorum!

fiaşkınların ve ALLAH’ın varlığından ve hikmetinden, rahmet ve adaletinden, ahiretteki muamelesinden ve peygamberlere indirdiği vahyden şüphe edenlerin üzerine bastıkları bu tereddüt ve ızdırap ateşi basit bir şey değildir. Bu, acı bir azaptır. Cehennemden açılmış bir penceredir. Ateşi ile yüzlerini alazlar, sıcağı ile kalplerini pişirir. Alevi hafifledikçe şüphe rüzgarı eser; ateş tutuşur, ta ki azap üstüne azap çeksinler.

İmansızlar bu panikten kurtulamazlar. Bu, onları kalp huzurundan, vicdan rahatlığından mahrum eder. Yatakları diken, hayatları zehir olur. Geceleri gözlerine uyku girmez. Gündüzleri etrafı görmezler. Bunlar Cenab-ı ALLAH’ın dediği gibi “sıkıntılı bir hayat” yaşarlar.

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 28 Ocak 2011, 15:28:48 Gönderen: Hadice »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması
« Posted on: 20 Nisan 2024, 13:15:06 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması rüya tabiri,Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması mekke canlı, Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması kabe canlı yayın, Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması Üç boyutlu kuran oku Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması kuran ı kerim, Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması peygamber kıssaları,Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulması ilitam ders soruları, Mü'minin şaşkınlık ve azapdan kurtulmasıönlisans arapça,
Logged
09 Eylül 2016, 20:54:51
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 09 Eylül 2016, 20:54:51 »

Esselamu aleyküm.Kur  anı kerimi okuyan ve kendine rehber edinip şaşkınlıkdan,şüpheden kurtulan ve allahın azabından kurtulan kullardan olalım inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Mayıs 2018, 04:49:48
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.957


« Yanıtla #2 : 30 Mayıs 2018, 04:49:48 »

Aleyküm Selam. Rabbim bizleri Kur'anı herdaim kendine rehber edinenlerden eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

30 Mayıs 2018, 12:28:47
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #3 : 30 Mayıs 2018, 12:28:47 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Nisan 2022, 04:38:30
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 26 Nisan 2022, 04:38:30 »

Esselamu aleyküm.rabbimin emrin de peygamber efendimizin sünnetine tabi olarak yaşayan ve Allah'ın rahmetine kavuşan kullardan olalım inşallah....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes