๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İman ve Hayat => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 21 Ocak 2011, 12:01:13



Konu Başlığı: İslam tarihinden iki merhamet örneği
Gönderen: Hadice üzerinde 21 Ocak 2011, 12:01:13
İSLAM TARİHİNDEN İKİ MERHAMET ÖRNEĞİ:


Bu taş gibi katı, kaya gibi sert kalpler nerede, o Allah’dan korkan, ahirete umut bağlayan yumuşak ve yufka kalpler nerede? Berikiler inanır ki, dünyadaki hesaptan kurtulsa ahiretteki hesaptan kurtulamaz. Buradaki intikamın elinden kurtulsa oradaki adaletin pençesinden kurtulamaz. Ve O, adalet ve kısas ölçüsü ile de yetinmez; hakkından fedakarlık eder, af cihietine gider. “Eğer (bir topluluğa) azap edecekseniz, size ylapılan azabın misliyle azabedin.  Ama sabrederseniz, andolsun ki o, sabredenler için daha iyidir” “kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, başarırsa onun mükafatı Allah’a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez”.

Eğer bu parlak itikadın ruhlar üzerinde ne gibi tesir bıraktığına dair misaller vereceksek bunu İslam Halifelerinin tarihinden alalım:

 

BİRİNCİ MİSAL:


 

Bu, Hz. osmanla ilgilidir. Yahudi propagandacısı Abdullah b. Sebe’in kışkırtması sonucu ayaklanan ihtilalciler evini muhasara ettiler, kuşattılar. Fakat o yaşlı Halife kanının akıtılması bahasına da olsa, kuvvete kuvvetle, silaha silahla karşılık vermek istemedi. Anlatıkların göre Hz. Ömer’in oğlu Abdullah zırhını giymiş, kılıcını kuşanmış olarak Hz. Osman’a gelmiş ve yardım etmek istediğini söylemiştir. Hz. Osman yalvarmış, silahını geri çıkarttırmıştır.

Zeyd b. Sabit de muhasara altındaki Halilfe’nin yanına gelmiş ve: Ensar kapıdadır, isterse kendisine yardım edelim, diyorlar, demiş. Ancak Halife: Buna ihtiyacım yok, gitsinler, demekle yetinmiştir.

Amir b. Rebia anlatıyor: Muhasarada Osman’ın evinde idim. Bana şöyle dedi: Sana vebal atıyorum; beni halife tanıyan kimi görürsen silahını bırakmasını söyle. Ben de bu talimeatı onlara ilettim; herkes silahını bıraktı (ihtilalcilerin dışındakiler).

Ensar’dan bazıları anlatıyor: Osman bizi ihtilalcilere karşı koymaktan men etti. Eğer izin verse idi onları vurur, bölgemizden çıkarırdık.

İşte böylece Halife, kendine yardım ve müdafaa için de olsa kan dökmek istemedi; onları tatlı dille, güzel öğütle ve en uygun mücadele yöntemi ile savmak istedi.

Bir gün balkona çıktı, ayaklananlara şöyle seslendi: Biliyorsunuz ki, Müslüman bir kimsenin kanı ancak şu üç şeyden biri ile helal olur: dininden dönmüşse, yahut zina etmişse veyahut haksız yere cana kıymışsa. Bende bunların biri var mıdır? Verecek cevap bulamadılar.

Bir seferinde de onlara şöyle dedi:

Ey insanlar, eğer ayağıma zincir vurmayı haklı buluyorsanız, vurun. Yine verecek cevap bulamadılar. Sonra kendisi şöyle dedi: Ben zulüm ettimse Allah’dan affımı dilerim; eğer bana zulmedildiyse affettim!!

Halife sabrı tercih etti, kendini desteklemek için de olsa kılıç çekmeye razı olmadı; çünkü kimsenin kanına girmek istemiyordu. Nihayet ihtilalciler kanını yere döktüler.

Mabed el-Huzai Hz. Ali’ye soruyor: Bana söyle, o gün Hz. Osman’a niçin yardım etmedin? Hz. Ali: Osman devlet reisi idi. Bizi savaşmaktan men etmiş ve: Kılıcını çeken benden değildir, demişti. Eğer savaşsa idik Ona isyan etmiş olurduk.

Mabed: Ya Osman niçin teslim oldu da öldürüldü? Hz. Ali: O da Hz. Adem’in oğlu Haabil gibi yapmak istedi: “Andolsun, eğer sen beni öldürmek için elini uzatırsan, ben  seni öldürmek için sana elimi uzatmam. Çünkü ben alemlerin rabbinden korkarım”.

 


İKİNCİ MİSAL:


 

Bu da Emirilü’minin Ali b. Ebi Talip ile ilgilidir. Haricilerden fiebib el-Eşcai ile Abdurrahman İbn-i Mülcem O’na pusu kurmuşlardı. Hz. Ali namaza kaldırmak için şafaktan önce kalkmıştı. Bu iki gerilla onu mescidin kapısında beklediler. İçeri girer girmez fiebib bir darbe indirdi; isabet ettiremedi. İbn-i Mülcem yetişti, tepesine bir kılıç indirdi. Hz. Ali:“Yemin ederim kurtuldum” Yani şehitlik rütbesine erdim, dedi. Halk bu iki adamın başına toplandı. fiebib halkın elinden kurtulmayı başardı. İbn-i Mülcem ise o şeni suçu ile yetinmedi, kılıcı ile halkın üzerine hücum etti, halkı vardı. Muğire b. Nevfel karşısına çıktı, üzerine bir kadife parçası attı ve yere yıktı, bu Muğire Haşimilerin yakın akrabası idi. Ve çok kuvvetli idi. Döşünün üzerine oturdu. Sonra halk Hz. Ali’ye döndüler, bu adama ne yapacaklarını sordular. Emir verme yetkisi olan her dediği yerine getirilen o Halife bu menfur katil için ne dedi? fiöyle dedi: “Eğer yaşarsam onu bana bırakın. Yok eğer ölürsem siz bilirsiniz. Eğer isterseniz. Bir darbe ile kısas yaparsınız. Eğer affederseniz o, takva derecesine daha yakındır”.

İşte iman mantığı: Bir darbeye karşılık bir darbe. Eğer affederseniz. takvaya daha yakındır. Rabbim, bu ne yücelik, ne büyüklük!!

Eğer bu hal, Allah’dan korkmayan, insanlara acımayan maddecilerin başına gelse idi, bu kaatilin ailesinden kaç kişi kurban giderdi sanarsınız?!!



Konu Başlığı: Ynt: İslam tarihinden iki merhamet örneği
Gönderen: Ekvan üzerinde 21 Ocak 2011, 12:48:15


   Rabbimin seçilmiş kulları..Rabbim onlardan ebeden razı olsun..Efendimiz s.a.v. in güzel ahlakından başka birşey göremiyoruz hayatlarında..Onları bu zirvelere taşıyan da bu olsa gerek..
  Rabbim sizden de razı olsun kardeşim..Bu eserden okuduğum her bölüm gerçekten çok güzel..


Konu Başlığı: Ynt: İslam tarihinden iki merhamet örneği
Gönderen: Hadice üzerinde 21 Ocak 2011, 16:22:39
AMİN ecmaın gülinur kardeşim
Rabbim emeği geçenlerin hepsinden razı olsun inşaallah


Konu Başlığı: Ynt: İslam tarihinden iki merhamet örneği
Gönderen: Sevgi. üzerinde 31 Mart 2023, 06:14:13
Rabbim ilmimizi artırsın inşaAllah