> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > İman ve Hayat > Hyatın kilitlerini açacak anahtar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hyatın kilitlerini açacak anahtar  (Okunma Sayısı 1736 defa)
21 Ocak 2011, 11:04:15
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 21 Ocak 2011, 11:04:15 »



HAYATIN KİLİTLERİNİ AÇACAK TEK ANAHTAR:


Allah’a ve ahirete iman; insanı ölümle tehdit eden günümüz sorunlarından kurtarmak için biricik ümit kaynağıdır. O sorunlar ki, insanı insan yapan, kainata efendi ve yeryüzüne halife eden öz hususiyetleri ve manevi unsurları yok etmekle tehdit ediyor.

Gerçek iman -İslam’ın getirdiği iman- çağdaş hayat düğümlerini çözecek tek çaredir. O düğümler ki, ilmi ve felsefeyi yormuş; düşünürleri, kanun koyucularını ve ıslahatçıları şaşkına çevirmiştir.

Burada Büyük İslam Mücahidi Ebü’l-Hasen en-Nedevi’ye ait parlak birkaç söz nakletmek benim için iyi olacaktır. Üstat o sözlerinde alemin üzerine Hz. Muhammed’in risalet güneşinin nasıl doğup kainata yeni nur saçtığını ve yeni hayat verdiğini açıklıyor. Ve Muhammed o görülmemiş iman anahtarı ile hayatın sayısız kilitleri nasıl açmıştır, bunu dile getiriyor. Üstat Mekke-i Mükerreme’de Hira Mağarası yanında kendi ile nefsi arasındaki o şairane konuşmasında şöyle diyor:

“Hayatın kendisi ve bütün kapıları kilitlenmişti: akıl kilitlenmiş; onu açmak hikmet sahiplerini ve filozofları yormuştu. Vicdan kilitlemiş; onu açmak hadiseleri ve mucizeleri yormuştu. Kabiliyetler kilitenmiş; onları açmak talim ve terbiyeyi, toplum ve çevreyi yormuştu. Okul kilitlenmiş; onu açmak mazlumları ve davacıları yormuştu. Aile kilitlenmiş; onu açmak ıslahatçıları ve düşünürleri yormuştu. Hükümet konağı kilitlenmiş; onu açmak mazlum milleti, yorgun çiftçileri ve bitkin işçileri yormuştu. Zenginlerin ve Beylerin hazineleri kilitlenmişti; onları açmak aç fakirleri, çıplak kadınları ve ağlayan bebekleri yormuştu.

Büyük ıslahatçılar ve güçlü kanun koyucuları bu kilitleri açmağa çabaladılar; ancak bozguna uğradılar va apışıp kaldılar. Çünkü bu kilit başkasının anahtarı ile açmayı denemişlerdi. Bir de baktılar ki bu anahtarlar o kilitlere uymuyor, hiç bir işe yaramıyor. Bazıları da bu kilitleri kırmayı denediler; ellerini yaraladılar, aletlerini kırdılar.

Bu mütevazi yerde, medeni alemden uzak, ağaçsız ve çok yüksek olmayan bir dağın üzerinde dünyanın büyük başkentlerinde, önemli medreselerine ve zengin kütüphanelerinde yapılmayan çok şeyler tamamlandı. Burada Hz. Muhammed’in Allah tarafından Peygamberlikte görevlendirilmesi ile bu yitik anahtar insanlığa geri verildi. bu anahtar da “Allah’a, Resulullah’a ve ahirete imandır”. Hz. Muhammed bununla o kilitleri; o kapıları teker teker açtı. Ve bu anahtarı dolambaçlı aklın üzerine koydu; akıl açıldı, harekete geçti. Akıl bu anahtarla kendi içindeki ve kainattaki Allah’ın ibretli yaratıklarından fayda sağlamayı, aleme bakarak Yaratıcıya ulaşmayı, yokluktan birliğe geçmeyi, şirkin ve putperestliğin, hurafe ve evhamların çirkinliğini bilmeyi başardı. Akıl bundan önce, haklı olsun, haksız olsun her davayı savunan ücretle tutulmuş bir avukat idi. Hz. Muhammed bu anahtarı inanın uyuyan vicdanının üzerine koydu; vicdanı uyandı; ölü şuurununüzerine koydu; kımıldadı, anlandı. Nefs-i emmare nefs-i mutmainne’ye döndü. Artık batıla razı olmuyor ve günaha tahammül edemiyordu. Öyleki suçlu geliyor, Resulullah’ın önünde suçunu itiraf ediyor ve cezasının verilmesini ısrarla istiyordu. Günahkar kadın, üzerinde gözcü olmadığı halde çöle dönüyor, sanki Medine’ye geliyor ve ölümünden daha zorlu olan cezasını çekmek için kendini teslim ediyor111. Asker, Kisra’nın tacını getiriyor, riya (göseriş) olmasın, diye elbisesinin altında saklıyor ve kumandana teslim ediyor. Çünkü o, Allah’ın malıdır ve ona hiyanet edilmez.

(111) Günahkar kadın olayını daha iyi anlamak için kitabın “suçu itiraf Etmede ve Cezaya Dayanmada İmanın Rolü” bahsine bakınız. Mütercim.

Hz. Muhammed bu anahtarı boğulan, yitirilen ve heder olan kabiliyetlerin üzerine koydu; alev gibi yandı, sel gibi çoştu ve doğru yönü buldu. Deve çobanı, milletleri idare etmeye başladı, cihan hakimi oldu. Kabile atlıları güçlü ve şerefli milletlere boyun eğdiler.

Bu anahtarı, muallimlerin terk ettiği, öğrencilerin azaldığı, ilme kıymet verilmeyen ve öğretmene hor bakılan medresenin (okulun) üzerine koydu; ilmin şerefinden; alimin, öğrencinin, terbiyecinin ve öğretmenin faziletinden bahsetti; dini ilme yaklaştırdı, öyleki din bir devlete ve bir yapıya sahip oldu; her Müslüman, bilmediğini öğrenmeğe ve bildiğini öğretmeğe başladı ve ilmin en büyük mudafii din oldu.

Bu anahtarı kilitli duran mahkemenin üzerine koydu; her alim adaletli bir kadı ve her idareci doğru bir hakem oldu. Müslümanlar adaleti ayakta tutmak için gayrete geldi. Allah’a ve ahirete iman sayesinde adalet yaygınlaştı, çekişme azaldı. Yalancı şahitleri gözden silindi, haksız karar duyulmaz oldu.

Bu anahtarı kilitli duran aile müessesesinin üzerine koydu; o aile ki baba ile çocukları, ağabey ile kardeşleri ve koca ile karısı arasında saygısızlık almış yürümüş, oradan da topluma sıçramış ve efendi ile hizmetçisi, reisle adamları ve büyükle küçük arasında görünmeye başlamıştı. Herkes tam almak, eksik vermek istiyordu. İşte anahtarın sahibi aile ocağına iman ağacını dikti, onları Allah’ın azabından sakınmağa davet etti. Onlara Allah’ın şu ayetini okudu: “Ey inananlar, sizi bir tek kişiden yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’dan ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. fiüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözetleyicidir”. Aileyi de, cemiyeti de sorumlu tuttu ve şöyle dedi: “Hepiniz çobansınız ve çoban kendi sürüsünden mes’uldür”. Böylece mutedil, fertleri birbirini seven, doğru  bir aile ve adaletli bir toplum ortaya koydu. Aile ve toplum fertleri, içlerinde derin bir emanet duygusu ve şiddetli bir ahiret korkusu duydular; öyleki Beyler ve idareciler bile günahtan ellerini ve eteklerini çektiler, sade yaşamağa başladılar. Baştan milletin hizmetçisi,vali de yetimlerin vasisi oldu: Bulduğu zaman tok gönüllülük gösterdi, bulamadığı zaman akıl ve mantık dairesinde yedi. Anartarın sahibi yüzünü bir de zenginlere döndürdü; onları dünyadan çok ahirete teşvik etti ve asıl mal sahibinin Allah olduğunu söyledi ve onlara şu ayetleri okudu: “Üzerinde emanetçi olduğunuz mallardan harcayın”. “Allah’ın size verdiği malından siz de onlara verin”. Zenginleri mal biriktimekten, Allah yolunda harcamamaktan sakındırdı. Ve şu ayeti okudu: “Altını, gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlara acı bir azap müjdesi var. O gün malları cehennem ateşinde kızdırılır; onunla alınları, yanları vesırtları dağlanır. İşte nefsiniz için biriktirdiğiniz malınız budur; tadına bakın, denir”.

Resulullah (s.a.v.), Peygeamberliği ile ortaya öyle salih bir insan tipi çıkardı ki bu fert Allah’a iman eder ve azabından korkar. Emindir, ahireti dünyaya tercih eder. Maddeye önem vermez. İman gücü ve ruh kuvveti ile maddeyi yener. Dünyanın kendisi için ve kendinin de ahiret için yaratıldığına inanır. Eğer bu fert; tüccar ise doğru ve emindir; eğer fakir ise; şerefli ve çalışkandır; eğer işçi ise gayretli bir dürüsttür; eğer zenginse cömert ve yardımseverdir; eğer hakim (yargıç) ise adaletli ve anlayışlıdır; eğer vali ise samimi ve emniyetlidir; eğer başkan ise mütevazi ve merhametlidir. Eğer hizmetçi veya işçi ise kuvvetli bir emindir. Eğer devlet malını korumakla görevli ise titiz ve bilgili bir bekçidir. İşte başlangıçtaki İslam toplumu ve İslam devleti bu kerpiçlerle yapıldı. Toplum ve devlet, fertlerin büyütülmüş resminden başka bir şey midir? O günkü toplum dürüst,emniyetli, ahireti dünyaya tercih eden ve maddeye hakim bir toplum idi. Tüccarın doğruluğu ve emniyeti, fakirin şerefi ve çalışkanlığı, işçinin gayret ve dürüstlüğü, zenginin cömertlik ve yardımseverliği, kadı’nın adaleti ve hikmeti, valinin ihlas ve güvenirliği başkanın tevazu ve merhameti, hizmetçinin kuvveti, muhafızın uyanıklığı kendini cemiyette de gösterdi. Devlet de doğru ve prensiplerine sadık bir devlet oldu. Hep mal toplamayı düşünmedi. Bu toplumun ve bu devletin tesiri ile ortaya öyle sosyal bir hayat örneği çıktı ki, baştan başa iman, amel-i salih, sadakat ve ihlas, gayret ve çaba kesilmişti. Herkes aldığını, verdiğini biliyor, başkalarına karşı insaflı davranıyordu.

Ben Hira Mağarasında böyle nefsimle konuşurken kendimden geçtim, eski İslam toplumları tümü ile gözümün önüne geldi, o günkü havayı teneffüs ettim, günümüz dünyası ile aramdaki bağ iyice koptu.

Bir ara döndüm içinde yaşadığım asra baktım, kendi kendime şöyle dedim: Hayat kapılarına vurulmuş yeni kilitler görüyorum. Gerçi hayat epey yol almış, geniş adımlar atmıştı; fakat zorlaşmış, karışmış, meseleler çoğalmış, etrafa dal budak atmıştı da. Kendi kendime sordum: Acaba bu yeni kilitleri o eski anahtarlarla açmak mümkün müdür? Bir karar veremedim. bu kilitleri yakından görebilirmiyim, onlara şöyle bir el atabilir miyim? Kilitleri parmağamla yakaladım; baktım ki yeni şekle girmiş eski kilitler. Problemler de eski çağların aynı problemleri.

Düşündüm; krizin kaynağı; toplumun yapı taşı ve devletin temeli olan fert (birey) idi. Gördüm ki artık fert madde ve kuvvetten başka bir şeye inanmıyor, zevk ve şehvetinden başka bir şeyle ilgilenmiyor. Dünya hayatına değerinden fazla kıymet veriyor, kendine tapıyor ve keyfinin ardına düşüyor. Allah, Peygamberle ve ahiretle bir ilişiği kalmamış. Bu fert bu medeniyetin uğursuzluk kaynağı olmuş. Tüccarsa karaborsacıdır; doymaz, eşyayı ucuzken saklar, pahalanınca çıkarır, açlığa ve kıtlığa sebep olur. Fakirse ayranı kabarık fakirdir, çalışmadan çabalamadan başkalarının malına el koymak ister. İşçi ise insafsızdır; hep almak ister, hiç vermek istemez. Zenginse cimridir, taş yüreklidir; ne acır, ne şefkat eder. Vali ise haindir, yağmacıdır. Efendi ise müstebiddir; hep kendini kayırır, başkalarının fayda ve rahatını düşünmez. Hizmetçi ise güçsüz...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hyatın kilitlerini açacak anahtar
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:40:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hyatın kilitlerini açacak anahtar rüya tabiri,Hyatın kilitlerini açacak anahtar mekke canlı, Hyatın kilitlerini açacak anahtar kabe canlı yayın, Hyatın kilitlerini açacak anahtar Üç boyutlu kuran oku Hyatın kilitlerini açacak anahtar kuran ı kerim, Hyatın kilitlerini açacak anahtar peygamber kıssaları,Hyatın kilitlerini açacak anahtar ilitam ders soruları, Hyatın kilitlerini açacak anahtarönlisans arapça,
Logged
13 Haziran 2018, 03:40:59
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 13 Haziran 2018, 03:40:59 »

Esselamu aleykum. RABBİM bizleri onun emrinde yasaklarina uyarak yaşayan ve bu dünyasını ahiretini kazanmak icin harcayan ve gerçek ebedi hayatı kazanan kullardan eylesin inşallah. RABBİM razi olsun paylasimdan kardeşim. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

14 Haziran 2018, 04:27:17
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #2 : 14 Haziran 2018, 04:27:17 »

Aleykümüsselam bu hayatta imanlı ve dürüst olursak her kapıyı açabiliriz inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

14 Haziran 2018, 12:47:08
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #3 : 14 Haziran 2018, 12:47:08 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes