๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => İman ve Hayat => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 24 Ocak 2011, 16:15:00



Konu Başlığı: Güdü ve iman yetkisi
Gönderen: Hadice üzerinde 24 Ocak 2011, 16:15:00
GÜDÜ YETKİSİ VE İMAN YETKİSİ:

 
şüphesi insanı itmede güdülerin inkar edilmez bir yetkisi vardır. Fakat uğruna yaşadığı yüce ideali insanı bu güdülerin ve bu güdülerin yetkisinin üzerine çıkarır.

Cinsiyet güdüsü bunların en zorulusu ve en kuvvetlisidir. Öyleki, psikologlar içnide, mesela Freud gibi, insanın bütün davranışlarını bu güdü ile açıklayanlar bile vardır. Bu, insanın diğer güdülerini, sair ruhi kabiliyetlerini görmezlikten gelen hayvani bir açıklamadır. Ve burası münakaşa yeri değildir.

Bu güdü kendinden şiddetli şekilde gençte gösterir. Gençlik ateştir; çünkü gencin hayat gücü büyük, güdüleri kuvvetlidir; bilgisi vehayat tecrübesi azdır. Bunun yanı sıra hayal gücü de kuvvtelidir. Artık kanundan veya insanlardan korkusu olmadığı zaman ve fırsat bulduğu anda delikanlı bir genci helal olmayan bir kadınla temasta bulunmaktan ne menedilir?

İmandan başka bir şey men edemez... İşte bu hal Yusuf (a.s.) başına gelmişti: Çiceği burnunda bir delikanlı. Mükemmel bir erkek. İtibarlı ve güzel bir kadın onu kendine çağırıyor. Ve bu kadın sıradan bir kadın da değil; bir vezir karısı. Yusuf o evde hizmetçi ve köledir. Kapılar kapılı, imkanla hazır; tam Kur’an-ı Kerim’in dediği gibi: “Yusuf’un, evinde kaldığı kadın, onun nefsinden murad almak istedi ve kapıları  kilitleyip; “haydi gelsene!” dedi”.

Bu sıkıştırma ve göz kamaştıran bu fitne (afet) karşısında Yusuf’un tutumu ne oldu?

Ciciği gevşedi mi, teslim oldu mu, kendisine emanet edilen namusa hiyanet etti mi? Hayır, ancak şöyle dedi “Allah korusun, efendim bana güzel baktı, zalimler iflah olmaz!”.

Kadın hile ve hud’a ile, her çeşit teşvik ve tehdit ile Yusuf’u yumuşatmağa ve serkeşliğini kırmağa çabaladı ve daralmış bir vaziyette, öfke ile Mısır kadınlarına şunu ilan eti: “Andolsun ki ben kendisinden murad elmak istedim de o, iffetinden ötürü beni reddetti. Ama kendisine emrettiğimi yapmazsa, elbette zindana atılacak ve alçalanlardan olacak!”.

Fakat genç Yusuf, Allah’a, yüz tuttu, ondan yardım ve koruma istedi. “Rabbim, dedi, bana göre zindan, bunların beni davet ettiği şeyden iyidir. Eğer onların düzenini benden savmazsan onlara meylederim vecahillerden olurum”.

Bu, mü’minin vicdanı ile günahın teşvikçileri arasında bir imtihan idi. Teşvikçiler aybetti; iman kazandı.

Güdü nefes alacak bir delik ister. Eğer uzun boylu hapsedilirse, iman seddi ile önlenmedikçe patlamasından korkulur. fiu anlattğımız kadın da uzun zaman kocasından ayrı kalmış, yalnızlık canına tak etmiş. damarlarında dişilik kanı kaynıyor, içninde cinsellik güdüsü konuşuyor. İmandan başka bir şey onu susturamıyor. Gecenin karanlığında şu şiiri okuyor:

“Gece uzadı, etekleri karardı.Oynaşacağım bir dostumun olmaması uykumu kaçırdı. Allah’a yemin ederim ki, Allah’dan korkmasa idim, yatağıma birini alırdım!”.

 

İnsanda eskileri “gazap kuvvesi veya yırtıcı kuvvet” dedikleri bir de üstünlük güdüsü vardır. Bu güdü insanı tahrik eder, o zaman insan bir yerine iki verir. Ve bu güdü insanı akıp yıkmağa, intikam almağa iter. Bu güdü ile insan hücuma geçmiş bir vahşi veya her şeyi altüst eden bir kasırga gibi olur. Bu güdü, öfke şeytanının, insanın içine koyduğu bir ateştir. O zaman insan köpürür, gözleri kızarır, canavara keser!

fiimdi bu güdünün ağzını kıracak ve bu ateşin üzerine sükünet ve selamet suyu dökecek şey nedir?

O, imandır; mü’min öfkesini yenmeğe, cahilik edenlere karşı ağırbaşlılık göstermeğe ve kötülük edenlere iyilik etmeğe sevk eder. İman insana, öfkesini yenerken acı içinde bir tatlılık hissettirir.

Kur’an-ı Kerim bize Hz. Adem’in iki oğlunun kıssasını anlatıyor: “İkisi de kurban kesiler. Birincisininki kabul olundu; diğerinin ki kabul olunmadı”. fierli kardeş ötekine “seni öldüreceğim” dedi. Uslu kardeş dedi ki “Allah ancak kendisinden korkanların kurbanını kabul eder. Eğer öldürmek için bana elini uzatırsan, ben öldürmek için sana elimi uzatmam. Çünkü ben,alemlerin Rabbi olan Allah’dan korkarım”.

Demek ki, insanın içinde güdü ateşi yansa da ve insanı düşmanlığa ites de Allah korku insanı elini eteğini kötülükten çektiriyor. Hz. Ömer’in şöyle bir sözü var: “Allah’dan korkan öfkesine aship olur. Allah’dan korkan her istediğini yapamaz. Eğer ahiret olmasa idi size başka türlü muamele ederdim”.

Bir gün adamın biri Halife Ömer b. Abdülaziz ile konuşuyordu. Terbiyesizlik eti ve halifeyi kızdırdı. Halife adama ceza vermek istedi, sonra kendini tuttu ve adama şöyle dedi: “fieytanın sözüne uyup Sultanlık otoritemi kullanarak sana kıyamette senin bana yapacağını yapmak istedem. Kalk, Allah selamet versin. Seninle konuşmak istemiyorum.

 


Konu Başlığı: Ynt: Güdü ve iman yetkisi
Gönderen: Ceren üzerinde 31 Mayıs 2018, 16:52:38
Esselamu aleykum. Allahdan korkan ondan utanan ve onun emrine uyup onun istediği şekilde yaşayıp imanı tam ameli salih olan ve rahmete kurtuluşa erisen kullardan olalim inşallah. ..


Konu Başlığı: Ynt: Güdü ve iman yetkisi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 31 Mayıs 2018, 17:39:24
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri iman sahibi kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Güdü ve iman yetkisi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 01 Haziran 2018, 02:42:49
Aleykümüsselam insanların değişik güdüleri vardır bunlar bizleri imandan uzaklaştırmamalıdır


Konu Başlığı: Ynt: Güdü ve iman yetkisi
Gönderen: Ceren üzerinde 26 Nisan 2022, 04:43:13
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere sunulan bu guzel bilgilerden kardeşim...