> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > İman ve Hayat > Ahirete iman
Sayfa: [1] 2 3   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ahirete iman  (Okunma Sayısı 5995 defa)
29 Ocak 2011, 18:31:41
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 29 Ocak 2011, 18:31:41 »



AHİRETE İMAN

 
Hayatın ve insanın kısa hikayesi şu mudur? analarında doğarlar, yer onları yutar, başka bir şey yok? Yahutta Kur’an-ı Kerim’in birmillet adını ifade ettiği gibi midir dudum?

“Hayat, ancak bizim bu dünya hayatımızdır. Bazımız ölür, bazımız yaşarız. Fakat biz öldükten sonra diriltilmeyiz”. (Mü’minun: 23/37)

Eğer böyle ise, ta eski zamanlardan beri, ben sırf bu hayat için ve bu kısa süre için yaratılmadım, diye insan fıtratını kaplayan o gözle şuurun (bilincin) ve o saklı vicdanın sırrı nedir? insanın kendisini bu dünyada garip veya bir yolcu huyatta az sonra yurduna döneceğini düşünen birmisafir olduğunu hissetmesinin sırrı nedir?

Aynı duyu eski Mısırlılarda da görüyoruz. Mısırlılar içlerindeki bu sese cevap vererek ölülerin cesetlerini mumyaladılar ve ehramlar yaptılar. Ve bu duyğunun izleri başka milletlerde de çeşitli şekillerde görülmektedir.

şeyh Muhammed Abduh diyor ki: “Tek Tanrıcı olsun, putperest olsun, peygamber olsun, filozof olsun, bütün insanlar ölümden sonra sonsuz bir hayatın olduğunda söz birliği halindedirler. Ve insan mutlak zevale gidercesine ölmez; ölüm bir sırdır, diyorlar. Ancak bu sonsuz hayatı ve nerede geçeceğini tasvir ederken birbirinden farklı görüşler ileri sürüyorlar. Kimisi ölülerin ruhları temasuh yolu ile canlı insanlara ve canlı hayvanlara geçer ve bu, tekerrür eder durur, diyorlar. Kimileri deruh en yüksek Kemal mertebesine varınca bu tenazup sona erer diyorlar. Bazıları da ruh cesetten ayrılınca, mutlulğu veya saadeti tadacak şeklide maddeden ayrılır ve eski mücerretliğine döner, diyorlar. Bazıları da ruhun bu görülen cisimlerden daha latif bir esir maddesine kavuşacağı, fikrini ileri sürüyorlar”.

“İkinci bir hayat hakkkındaki bu yaygın ve aliminin cahilinin, vahşisinin medenisinin, eskisinin ve yenisinin ruhuna nufüz eden şuuru bir fikri sapıklık veya evham kabul etmek mümkün değildir. Bu, insan nev’ine özgü (mahsus) bir ilhamdır. Nasıl insan, aklı ile fikrinin bu dünya hayatında yaşaması için iki temel olduğunu ilham yolu ile biliyorsa-gerçi bunu inkar edenler ve kabul etmeyensapık insanlar varsa da -yine aklı ve ruhu ilham yolu ile biliyor ki, şu kısa ömür insan varlığının sonu değlidir. Aksi insan elbisesini değiştirdiği gibi başka bir alemde sonsuza dek canlı olarak kalır. Bu bedihi denecek kadar açık bir ilhamdır. Her nefis, içinde, sayılamayacak kadar çeşitli yollardan malumat almaya hazırlıklı olduğunu, sonsuz zevklere iştiyak duyduğunu, bir sınırda durmadığını ve kemal derecelerine atıldığını hisseder”.

Sonra akıl bu hayat parçasını nasıl görmezden gelebilir ki,bu pazarda yağma eden etmiş,  çalan çalmış, öldüren öldürmüş, zulmeden zulmetmiş ve hiç biri de cezasını görmemiştir. Üstelik saklanmış, gizlenmiş, kaçıp kurtulmuştur. Ya da zor kılıcı ile halka boyun eğdirmiştir.

Öbür taraftan, niceleri iyilik etmişler, fedakarlık etmişler, malları ile, canları ile savaşmışlar, fakat yaptıklarının karşılığını görmemişlerdir. Çünkü ya meçhul askerdirler yada kin ve haset yüzünden, iyilik görmek şöyle dursun, halktan kötü yüz görmüşer yahutta işledikleri hayrın meyvasını görmeden göçüp gitmişlerdir. Birçokları da insanları hakka davet etmişler, hakka sarılmışlar ve hakkı savunmuşlardır. Bu yüzden zalimler karşılarına çıkmışlar, işkence edinmişler, baskı altına alınmışlar, dağıtılmışlar ve hak yolunda çarpılmışlardır. Azgın düşmanları da emniyet ve rahat içinde, hayat lüks ve israf içinde ömür sürmüşlerdir.

şunu bilmelidir di, Allah adaletine inanan akıl, şunu tecviz eder ve şunu ister ki iyinin iyiliği, kötünün kötülüğünü göreceği başka bir alem olmalıdır. Kainattaki her zerre bu geçerli hikmeti dile getirmektedir:

“Biz göklerle yeri ve aralarındakileri, eğlence ve boşuna iş yapanlar olarak yaratmadık. Ancak bunları hak için yarattık; fakat onların çoğu bilmezler. O fasıl günü bütün insanların azap vaktidir”. (Duhan: 44/38-40)

“Biz gök ile yeri ve aralarındakileri boşuna yaratmadık. O kafirlerin zannıdır. Bu yüzden kafirlere ateşten şiddetli bir azap vardır. Yoksa biz, iman edip de salih amel işleyenleri, o yer yüzündeki müfsitler gibi yapar mıyız? Yahut Allah’dan korkan takva sahiplerine kafirler gibi yapar mıyız?” (Sa’d: 38/27-28)

“Yoksa o kötülükler iişlelyip duranlar,kendilerini, iman edip de salih amel işleyenler gibi yapacağız, hayat ve ölümlerini bir tutacağız mı sandılar. Ne fena hüküm veriyorlar... Halbuki Allah gökleri ve yeri adaletle yarattı. Hem deherkese kazandığının karşılığı verilmek için. Onlara asla haksızlık edilmez”. (Casiye: 45/21-22)

“Hep Allah’ındır göklerdeki, yerdekiler... Akıbet kötülük edenleri, yaptıkları ile cezalandıracak, güzellik edenleri de daha güzel ile mükafatlandıracaktır”. (Necm: 53/31)

 

Mahlukatı ilk defa yaratan için, onları öldürdükten sonra tekrar dirilmek zor değildir.

“Mahlukatı ilkin yaratıp sonra onu dilitecek olan O’dur, ki bu O’na daha kalaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfat O’nundur ve O, Azizdir, Hakimdir”. (Rum: 30/27)

Kur’an öldükten sonra dirilmeye bitkiler alemindeki görüntülerle istidlal ettiği gibi, mahlukatın ilk defa yaratılması ile de istidlal ediyor (bir neticeye varıyor).

“Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilme işinde şüphede iseniz, muhakkak siz, sizi topraktan yarattık; sonra bir nutfeden, sonra pıhtılaşmış bir kandan, sonra yaratılışı tam ve yaratılışı noksan bir et parçasından ki, size kudret ve hikmetimizi beyan edelim. Hem sizi dilediğimiz belirli bir vakte kadar rahimlerde durduruyoruz da, sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra sizi, kemal ve kuvvet çağınıza erişmeniz için bırakırız. Bununla beraber, içinizden kimi öldürülüyor, kimi de önceki bilgisinden sorra, hiç birşeyi bilmemek üzere, kuvvetten düşürülüp kocalma haline çevriiyor.

Bir de arzı görürsün, ölmüş, fakat biz onun üzerine suyu indirdiğimiz zaman, harakete geçer, kabarır ve her güzel çiftten nebatlar bitirir. İşte bunlar isbat ediyor ki, hakikaten Allah vardır. O, ölüleri diriltiyor ve gerçekten o, herşeye kadirdir. Kıyamet muhakkak gelecektir, bundan hiç şüphe yoktur ve Allah bütün kabirlerde olan kimseleri diriltecektir”. (Hac: 22/5-7)

Kur’an-ı Kerim, yeri göğü oluşturan şu Kainattaki büyük cisimleri yaratılmış olması ile de tekrar dirilmenin mümkün olduğu sonucunu çıkarıyor. Bu cisimler, düşünen kimseler için, insanları yaratmaktan daha büyüktür:

“Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmağa gücü yetmez mi? elbette buna gücü yeter. O,her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir”. (Yasin: 36/81)

“Hala görüp anlamadılar mı ki, hem gökleri, hem de yeri yaratmış ve onları yaratmakla yorulmamış olan Allah, ölüleri diriltmeğe muhakkak kadirdir. Evet, o, şüphesiz ki her şeye kadirdir”. (Ahkaf: 46/33)

İnsanlar kabirlerinden kalktıkten sonra ince bir hesap başlar ve ortaya adil bir terazi konulur:

“Bugün herkes kazandığı ile cezalanacaktır. Zulüm yok bugün... fiüphesiz ki Allah, hesabı çok çabuk görendir”9.

(9) Gafir.

“Biz kıyamet günü için, adalet terazileri koyacağız. Artık hiç kimse,en ufak bir zulme uğramayacaktır. Yapılan amel, bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu getirir tartıya koyarız. Hesap görenler olarak da biz kafiyiz”. (Enbiya: 21/47)

İşte insanlar orada şaki ve said, diye ikiye ayrılır:

“Muazzeb (şaki) olanlar, ateşdedirler ki, onlar için orada feci bir inilti ve sonulma vardır. Ahiretin gökleri ve yeri durdukça, onlar, cehennemde ebedi olarak kalıcıdırlar. Ancak Rabbinin dilediği başka. Çünkü Rabbin, dilediğini, hemen noksansız yapar”. (Hud: 11/10-108)

Cennet iyi kullarını sevaplandırmak için Alah’ın hazırladığı bir yurttur. Orada öyle maddi ve manevi nimetler vardır ki bir kudsi hadis onları şöyle dile getirmiştir: “İyi kullarım için gözlerin göremdiği, kulakların duymadığ ve hiç kimsenin aklına getiremediği nimetler hazırladım.” İsterseniz şu ayeti okuyun:

“Artık işledikleri salih amellere mükafat olarak kendileri için, göz  aydınlığından ne hazırlanıp saklandığını kimse bilmez”. (Secde: 32/17)

Ahiret hayatı gerçek hayattır ve oradaki nimetleri insan hayal bile demekten acizdir. Çünkü o nimetler ne sırf ruhidir, ne de sırf maddidir; ikisinin karışımıdır.  Zira insan da ne sırf ruhtur, ne de sırf maddedir; o da bu ikisinin karışımıdır. Nasıl olduğu ihtilaflı olmakla beraber, ahiretteki insan dünyadaki insanın uzantısıdır. Binaenaleyh cennette meyve, kuş eti ve huri olması şaşırılacak bir şey değildir.

“Bu nimetlerin en büyüğü de Allah’ın rızasıdır” (Tevbe: 9/72)

Cehennem ise Allah’ın, kötüleri cezalandırmak için hazırladığı bir yerdir. Bu ceza hem maddi, hem de ruhi cezayı içine alır. -Orada hissi azap da vardır.

“Derileri piştikçe, azabı duysunlar, d iye kendilerine başka deriler vereceğiz”. (Nisa: 4/56)

Orada aşağılık ve rüsvaylık şeklinde temsil edilen ruhi azap da vardır.

“Ses çıkarmayın,sinin orada! Bana bir şey söylemeyin”. (Mü’minun: 23/108) 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ahirete iman
« Posted on: 24 Nisan 2024, 10:50:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ahirete iman rüya tabiri,Ahirete iman mekke canlı, Ahirete iman kabe canlı yayın, Ahirete iman Üç boyutlu kuran oku Ahirete iman kuran ı kerim, Ahirete iman peygamber kıssaları,Ahirete iman ilitam ders soruları, Ahirete imanönlisans arapça,
Logged
19 Haziran 2013, 23:36:59
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 19 Haziran 2013, 23:36:59 »

Ya Rabbi sen bizleri affet.Ahirete imanımız noksansızdır.Bizi cennetine kabul et.Cehennemden de uzak eyle
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

09 Kasım 2014, 22:14:26
Damla
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 3.120


« Yanıtla #2 : 09 Kasım 2014, 22:14:26 »

Çok da bilmediğimiz bir şey yok.Çoğunu biliyoruz.Teşekkür ediyorum.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Kasım 2014, 18:35:20
Ramazan.
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 6.353



« Yanıtla #3 : 11 Kasım 2014, 18:35:20 »

ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ÖDEVİMDE İŞİME YARADI ALLAH RAZI OLSUN
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
11 Kasım 2014, 18:43:39
İkraNuR
Öğrenci Grubu
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 3.427



« Yanıtla #4 : 11 Kasım 2014, 18:43:39 »

hepinize çok teşekkür ederm ödevimde çok yardımcı oldu hepinizden herkezden allah razı olsun

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1] 2 3   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes