> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > Sahabilerin fetvaları 3
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sahabilerin fetvaları 3  (Okunma Sayısı 945 defa)
15 Eylül 2010, 17:13:32
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Eylül 2010, 17:13:32 »



Sahabilerin fetvaları  3

12-MESALİH-IMÜRSELE


408- Zeydiyye´den usul kitapları, Zeydilerin maslahat-ı mürsele ile hüküm verdikle­rini, fakat adına kıyas dediklerini belirtirler. Aynı zamanda maslahat-ı mürsele, istid-Ial´ül-mürsel olarak da isimlendirilir. Diğer yandan münasibu´l-garib diye isimlendirildi­ği gibi, münasibu´l-mürsel diye de adlandırılır.

Bunun nedeni, zeydilere göre kıyasın esasını illetin teşkil etmesidir. İllet ise bazen istinbat yoiuyla elde edilir. Bu da, hakkında nass getirilen hükümle hükmü bilinmeyen fer´i mes´elenin arasım birleştirmek suretiyle olur. Nihayet istinbat yoluyla illeti ortaya Çıkarmak için birtakım teknikler geliştirmişlerdir. Bu tekniklerden birisi de, asıl mes´ele-deki hükümle fer´i mes´ele arasındaki ilgiyi bulmaktır. Bu ilgi sağlayan illeti, müessir, mülaim ve garib diye bölümlere ayırmışlardır. Bu sonuncusuna, münasib mürsel de de­nilir.

a) Müessir münasib (tam etkileyici ilgi sağlayan etken), Sari tarafından, nass yahut icma´ yoluyla belirlenmiş bir vasfın, aynen illetin hükmü olduğunun belirtilmesidir. Şa­raba nisbetle, sarhoşluk meydana getirmek gibi. Şüphesiz kanun koyucu tarafından ke­sin olarak sarhoş etme olayının hükmü belirlemede tanı etkileyici ve ilgi sağlayıcı vasıf olduğu belirtilmiştir. Aynca maldaki velayet hakkının kesinlik kazanması dolayısiyle, küçük erkek veya kız çocuğuna nisbetle nikah velayetine de kesinlik kazandırmak gibi.

b) Mülaim münasib (dolaylı etkileyici ilgi sağlayan etken), Sari tarafından bizzat muteber sayıldığını gösteren bir delil bulunmayan, ancak hükmün cinsi ile ilgili bir illet sayıldığına, yahut vasfın cinsinin böylesi bir hüküm için illet kabul edildiğine veya da vasfın cinsinin böyle bir hükmün cinsi ile ilgili illet olarak benimsendiğine dair nass ya-hut da icma´dan oluşan şer´i bir delil bulunan vasıftır.

Vasfın, hükmün cinsi ile ilgili bir illet sayıldığına misal, miras konusunda Öz kar­deşlere öncelik tanınmasıdır. Nitekim öz kardeş olmalarından ibaret bulunan bu vasıf, şahıs üzerindeki velayat yönünden de öne alınmalarının illeti sayılmıştır. Şüphesiz ve­layet mirastan başka bir şeydir; lakin ikisi arasında aynı cinsten olma özelliği mevcuttur. Çünkü varis olan kimse, mirası bırakan kişinin mevlasidır.

Vasfın cinsinin, böylesi bir hüküm için illet kabul edildiğine misal, imam Malik (r.a)´a göre yolculuk esnasında iki namaz arasını birleştirme olayıdır. Şüphesiz buradaki illet, cinsi teşkil eden ve misafirlikle oluşan meşakkattir. Dolayısiyle aynı meşakkatin cinsi yağmur yağması esnasında da varsayılmıştır. Zira aynı meşakkat o esnada da meydana gelir. Dolayısiyle İmam Mafik´e göre asıl mes´elede sabit hükmün kendisi demek olan namazların arasını birleştirmek sözkonusu olur.

Kanun yapımcısı tarafından dile getirilmek suretiyle cinsin, adı geçen hükmün cinsi­ne ait illet sayıldığı vasfa misal ise, kedi artığının temiz oluşudur. Nitekim Nebi (s.a.v): "Şüphesiz kediler sizin çevrenizde sıkça dolaşan hayvanlardandır" buyurmuştur. Bu hadis gösteriyor ki, kedi artığındaki temiz sayılmanın illeti, zorluk ve sıkıntıyı ortadan kaldırmaktır. Dolayısiyle her zorluk ve sıkıntı hali, tıpkı doktorun kadının şer´an mah­rem yerlerini görmesi gibi olaya ılımh bakmaya götüren neden teşkil etmiştir. Şüphesiz bu sebebi kabul etmemek, zorluk ve sıkıntıya götürür. Dolayısıyle bu gibi durumlar mu­bah addedilir.

409- Münasib´in bu iki bölümü nassa dayanır. Nitekim kıyası benimseyen fakihler, müessir münasibin illet olarak benimsenmesi noktasında ittifak ederlerken, diğerinde ih­tilafa düşmüşlerdir. Bir kısım fakihler münasibin ikinci bölümüyle hüküm verirken, bir kısmı da vermemiştir.

Münasib mürsel yahut istidlal´ul-mürsel veya da münasib´ul-garib diye isimlendiri­len üçüncü kısım ise, hiçbir muayyen nassa dayanmaz. Aynı zamanda bu kısım, İmam Malik ve fukaha cumhurunun mesalih-i mürsele diye adlandırdıkları bölümdür. Öte yandan bu bölüm, ne geçerli ve ne de geçersiz sayıldığına dair kanun koyucu tarafından özel bir nass konulmayan kısımdır. Fakat o, İslam esaslarına göre kanun koyan kişinin benimsediği uygun bir cinsten ibarettir. Minhac eî-Vusuîfı Şerhi Mi´yar eî-Ukul Usul kitabının sahibi, münasib mürseli üç bölüme ayırarak şöyle der:

"O, ne aynısı ve ne de cinsi belirli bir tartışma zemini içerisinde veya başka yerlerde benimsenmesi kesinlik kazanmayan husustur. (Yani kendisi hakkında özel bir nass bu­lunmayandır). O da aynı şekilde mülaim, garib ve mülğâ olmak üzere üç bölüme ayrılır. Garib ve mülğâ´dan ibaret olan son iki bölüm, tamamen dışlanmıştır ve bu ikisiyle itti­fakla amel edilmez, mülaim münasib mürsel denilen birinci bölüm hakkında ise ihtilaf edilmiştir. (Yani bu bölüm Üzerine kıyasın bina edilmesinin ve gereğince hüküm vere­rek amel etmenin doğru olup-olmayacağı noktasında ayrılığa düşmüşlerdir.). Dolayısiy­le İbn Hacib ve diğerleri bu bölümü mutlak anlamda reddetmişlerdir. Bu mezhebin (ya­ni Zeydiyye) sahih görüşü, sözkonusu bölümün muteber sayılacağı şeklindedir. İmam Malik ve Cüveyni´nin görüşü de aynı paraleldedir. İmam Şafii ise çekimserdir. İmam Gazzali bu bölümle hüküm vermenin sıhhati konusunda Kitab es-Siyer ve´l-Ahkam adlı kitapta da açıklaması geleceği gibi, toplumsal çıkarm kesin, evrensel ve zaruri olmasını şart koşn\;.ktadır. Şöyle ki, Gazzali, kafirler kendilerini kalkan ederek üzerimize yürü­dükleri takdirde kalkan edilen o nıüslümanlan öldürmenin cevazı konusundaki tartış­mayı hikâye ediyor ve öldürülmelerinde, onlardan daha fazla müslümanlarm güvenliğini sağlamak demek olan toplumsal çıkar bulunduğunu, bunun zaruri olduğunu, yani müslümanların hayatiyetlerini korumak demek olan zaruretin bu sonuca götürdüğünü, öte yandan müslümanlarm da topyekün bir savunmada bulunmaya zorlandığını anlatıyor. Bu hadisi, kalkan olan o topluluk öldürülmediği takdirde kafirlerin topyekün müslüman-lan silip-süpürmesinden korkulduğu takdirde sözkonusu olabilir."[22]

410- "Bu açıklamalardan anlaşılıyor ki Zeydiler, hakkında özel bir nass bulunmayan münasib mürselle hüküm´ vermektedirler. Ancak onu, Şeriat´ın temel amaçlan için es­neklik getirmekle ve aynca kendisiyle hüküm verdikleri münasib mürsel mülaim için muayyen olmayan hamli bir itibarın sübuta ermeyip sadece Şeriat´ın bir kısım hamlî maksatlarına uyum sağlamasının bilinmesiyle sınırlandırmışlardır."[23] Yani herhangi bir mes´elenin Özel bir nassı bulunmaz, fakat şeriatın hamlî (yüklemli) maksatlanyla uyum sağlar.

Bu maksatların bir bölümüyle uyum sağlanması, yani bu toplumsal çıkarın, kanun koyucunun cinsini gözönünde bulundurduğu şeylerden olması yeterlidir. Sözgelişi, İs­lam ordusu karşısında kendilerini korumak için ordunun önüne yerleştirdikleri bir kısım müslümanları öldürmek suretiyle topyekün müslümanlan korumak gibi. Zira onları öl­dürmedikleri takdirde düşmanın müslümanlann tümünü kuşatarak yakalamaları imkanı vardır. Fesat çıkaranların öldürülmesi ile, halkı dalalete sürükleyip, dini görevlerini boz­maya çalışan zındıkların katledilmesi de bunun gibidir. Ayrıca kadınlara karşı hiçbir ar­zu duvmadığı tesbit edilen ve hanımına karşı fitne çıkaracağından korkulan kimseye ev­lenmenin yasak edilmesi gibi. Toplum çıkarlarından birisi de başı bozukluğu ortadan´ kaldırmaktır. Şüphesiz Zeydiyye´ye göre benimsenen ilkelerden birisi, zarar veren hu­susları ortadan kaldırmanın, maslahatı celbeden hususlardan önce geldiğidir. Dolayısiy­le herhangi bir konuda zarar-yarar dengesi eşit olduğu takdirde maslahatı celbetmenin zaran ortadan kaldırmaktan Önce getirilmesi haram olur.[24]

Bu tür maslahatlar, Zeydiyye nazarında muteber sayılmaktadır.

411- Zeydilere göre kendisiyle hüküm verilmeyen münasib mürsel garib kıyas tü-riindendir. O, ne derli-toplu, ne de ayrıntılı bir şekilde şer´i maslahat cinslerinden birisi kendisi için subuta ermediği husustur. Lakin akıl onu güzel görmekte ve sırf bu güzel görmesinin gereği hüküm vermekte, şeriat´te ise karşılığı bulunmamaktadır. Minhac eî-Vusul sahibi bu konuda şöyle der:

"Şeriatte, hiçbir şer´i hükümde ne aynısıyla ve ne de cinsiyle muteber görmediği için münasib garib adını almıştır, Bu yüzden de bir kenara itilmiştir."[25]

Her ne kadar cinsinin şeriatte bir karşılığı bulunsa bile, nass ile çatışan hususa mülga olan münasib mürsel adı verilir. Bu olaya, Endülüs meliklerinden birine, ramazanda cariyesiyle buluşması nedeniyle altmış gün oruç tutmasının gerekli olduğu farzında fet­va veren fakihi örnek gösterirler. Oysa bu olayın keffareti konusunda gelen nass, o kim­seye önce köle azad etmesinin, buna gücü yetmiyorsa altmış gün oruç tutmasının, ona da gücü yetmiyorsa altmış yoksulu doyurmasının gerekeceğini belirtir. Fakih ise, ilgili melikin çok kölesi bulunması nedeniyle ona daha zorlayıcı bir tedbir uygulamak için altmış gün oruç tutmayı öne almıştır. Zorlayıcı tedbir uygulamak, şariin benimsediği hu­sustur. Haddizatında o, şer´i bir maslahattır. Lakin sari´ bu makamda o maslahatı çalıştır­mamıştır. Dolayisiyle bu durum, "mülğâ olan münasib" sayılmıştır.

Okuyucu, bu fakihin zor durumda bırakmasının sağlayacağı faydanın, itibar açısın­dan sari u´l-haki m´in gözettiği toplumsal çıkardan daha güçlü olduğu vehmine kapılma­sın. Bu fakih, maslahatı nass makamında görmekte hataya düştüğü gibi, toplumsal yarar sağlamanın şeklinde de hata etmiştir. Şari´in gözettiği bu noktadaki toplumsal yarar ev­renseldir. Çünkü eğer bu melik, mü´min bir cariyeyi azad etmekten engellenmeseydi, ra­mazanda kadınlarla buluşmaya devam edecek ve bu durum, müslüman cariyelerden otuz tanesini azad etmesine neden olacaktı. İslami maslahat açısından hangisi daha çok yarar sağlar, kölelik suretiyle ölü durumda bulunan otuz cariyeyi diriltmek ve hürriyete kavuşturarak ca...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sahabilerin fetvaları 3
« Posted on: 23 Nisan 2024, 20:32:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sahabilerin fetvaları 3 rüya tabiri,Sahabilerin fetvaları 3 mekke canlı, Sahabilerin fetvaları 3 kabe canlı yayın, Sahabilerin fetvaları 3 Üç boyutlu kuran oku Sahabilerin fetvaları 3 kuran ı kerim, Sahabilerin fetvaları 3 peygamber kıssaları,Sahabilerin fetvaları 3 ilitam ders soruları, Sahabilerin fetvaları 3önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes