> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > Kur an ve hadisin meftumları 2
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kur an ve hadisin meftumları 2  (Okunma Sayısı 961 defa)
15 Eylül 2010, 17:35:11
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Eylül 2010, 17:35:11 »



Kur an ve hadisin meftumları 2

b) İcma´nın Olabilirliği


358- Müslüman bilginler, gerçekleştirildiği takdirde hüccet olduğu noktasında oy­birliği etmelerine rağmen, icma´nın meydana gelişinde ayrılığa düştükleri gibi, meydana gelme imkanı üzerinde de görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Bir kısım bilginler, herhangi bir asırdaki müçtehidlerin aynı mes´elenin hükmü üzerinde oybirliği sağlamalarının mümkün olmadığını, çünkü müçtehidlerin çeşitli ana merkezlerde dağınık halde bulun­duklarını, onların tek bir merkezde toplanamayacakların!, ayrıca ana merkezlerin birbi­rinden uzaklığı ve ülkeler arasındaki mesafenin ırak düşmesi yanında görüş birliğine varmalarının esasen imkanı bulunmadığım söylemişlerdir. Dolayısıyla böyle bir oybirli-ğinin, ancak namazlar, kıbleye ve kabeye yönelme, oruç. zekat ve haccm farz oluşu ile, Rasulullah (s.a.v)´den tevatüren gelmekle desteklenen kafi bir nassla sabit konular üze­rinde sağladıkları icma´ gibi, icma´ın kesinlik belirten bir nassa yahut mütevatir haberle­re dayandığı takdirde mümkün olacağını ifade etmişlerdir. Bu durumda hüccet oluşun, kesinlik belirten nassa ve müatevatir haberlere ait bulunduğunu, dolayısıyla icma´ın mu­teber sayılmasında hiçbir yarar olmadığını, çünkü icma´ın muteber sayılmasının esasını, zanni bir mes´eleyi kafi mertebeye yükseltmek teşkil ettiğine göre. bu meselelerin esa­sen kendi zatında kesinlik varolduğunu söylemişlerdir. Sonra derler ki, onlardan icmaı gerçekleştirenler kimlerdir, bütünüyle aynı çağın insanları mı, yoksa içlerinden sadece müçtehid olanlar mı? Aynca içtihadda bulunan bu müçtehidlerin tanımları nedir? Şüp­hesiz Şafii (r.a) icma´ı hüccet olarak benimsiyor fakat onun sadece kat´i nassla ve müte­vatir haberlerle kesinlik kazanan farizaların temel ilkelerinde olabileceğini kabul ediyor. Nitekim Şafii, icma´ yapabilecek müçtehidlerin durumunu soruşturuyor ve Cima´ul-İlm adlı kitapta, metni aşağıda bulunan husus şöyle geçiyor:

"İcma ettikleri takdirde icmalan hüccet teşkil eden ilim adamları kimlerdir?" Kendisiyle münazara eden:

"Herhangi bir ülke halkının fakih olarak yüceltip görüşlerini baştacı ettikleri ve verdiği hükmü kabule şayan gördükleri kişilerdir." Şafii bu cevaplamadan sonra şöyle der:

"Hiçbir ülke yoktur ki, o ülke halikından birisi ortaya çıksın da, kendi ülkesiyle aynı Özellikleri taşıyan çağdaşları onun fıkıh anlayışından uzak olduğunu söylemesini, onu bilgisizlikle itham etmesini, yahut kendisine fetva sorulmasının veya hiçbir kimse­nin o şahsın görüşünü kabullenmesinin doğru olmayacağını ifade etmesin. Nitekim sen, bir ülkenin önce kendi halkı arasında, sonra da diğer ülkelerdeki insanlar arasında fırka-?aşmanın meydana geldiğini biliyorsun"

Münazaracısı:

" O halde icma´ olayı var mıdır?" Şafii şöyle cevap verir:

" Evet, elhamdülillah hiç kimsenin bilmemesi düşünülemeyen farizalar pek çok-

tur. Bu öyle bir icmadır ki sen, "halk bu konularda icma etti" dediğinde, etrafında, bir-şeyler bilip de "bu icma´ değildir" diyebilecek kimse göremezsin. Bu anlayış biçimi, ic-ma´ın varlığını iddia edenleri hakh çıkarmaktadır."»

İmam Şafii icma1 etrafında geliştirdiği münazaralarla birlikte, her ne kadar açıkla­maları sahabe döneminden sonra icma´m gerçekleşmesinin mümkün olmadığını ima et­mekte ise de, onun hüccet olduğuna karar vermiştir. Nitekim İmam Ahmed de sahabe icma´ının varlığını tanımaktadır. Ancak sahabe dışındaki icma´m mevcudiyetini tanıdığı noktasında herhangi bir rivayet kendisinden gelmemiştir.

Fakihlerin cumhuru ise icma´m hüccet olduğunu, birçok mes´eleler üzerinde gerçek­leştirildiğini ve icma´m gerçekleşmesinin mümkün olduğunu karar altına almışlardır.

359- Zeydiyye, icma´ın sahabeler ve diğerleri tarafından yapılabileceklerinin aklen mümkün olduğunda görüş birliği yapmışlardır. Onlara göre icma´ın yapılabilmesinde aklen hiçbir ihtilaf olmadığı gibi, sahabe döneminden sonra da yapılmasının düşünüle-miyeceği görüşünü benimsemezler.

İşte bunun için, eî-Fusûl el-Lû´lüiyye adh kitapta şöyle geçer: "İcma´ın, sahabe dö­neminde ve diğer dönemlerde yapılmasının aklen mümkün olduğu ittifakla benimsen­miştir."

Şüphe yok ki aklen mümkün oluş, adeten mümkün oluştan başkadır. Şafii, icma´ın gerçekleşebileceği konusunda diyalog kurduğu şahsiyetle tartışma yaparken, tartışmanın esasını "akli olabilirlik" teşkil etmiyordu. Çünkü akıl, pratikten uzak yahut pratik haya­tın yargismca varlığı düşünülemeyen birçok hususları varsayar. Dolayısıyla bu noktada, akli olabilirliğin sözkonusu olmayıp, alimlerin anamerkezlerde ayrı ayrı bulunmaların­dan sonra sadece pratikteki olabilirliğin gündeme geldiğini söyleyebiliriz. Şüphesiz Zeydiyye fakihleri, icma´ın sahabe döneminde ve daha sonraki dönemlerde meydana ge­lebilmesinin aklen mümkün olduğu konusunda görüş birliğine vardıktan sonra, meydana gelip-gelmediği üzerinde ihtilafa düşmüşlerdir. Bu noktadaki ihtilafları, şu üç görüş üze­rinde toplanmaktadır.

1- fcma´, gerek sahabe döneminde, gerekse daha sonraki dönemlerde meydana gel­miştir. Zeydiyye imamlarının çoğu bu görüştedir. Bu bakış açısı, kendi mezhepleriyle bir mantık bütünlüğü sağlar. Zira onların mezheplerine göre havassın icma´ı demek olan Peygamberin soylu sülalesinin icma´ı, tevatür yoîuyla kesinlik kazandığı takdirde, yaki-ni ilim ifade eder. Bu sülalenin icma´ı hem aklen, hem de adeten mümkündür. İmam Şa­fii´nin farzettiği varsayımlar, bu tür icma´ hakkında sözkonusu olamaz.

2- îcma´ ne sahabe döneminde, ne de onlardan sonra gelen hiçbir dönemde vuku bulmamıştır. Şüphe yok ki böyle bir görüş sadece, inkarı, dinin zorunlu olarak bilinmesi gereken herhangi bir fonksiyonunu inkar etmek anlamına gelen farizaların temel esasları dışında yapılan icma´ı kapsar.

3- Gerçekleştirilen icma´, sahabe döneminde yapılan icma´dır. Sahabeden sonra ic­ma´ meydana gelmemiştir. Bu görüş, İmam Ahmed (r.a)dan haber olarak gelen görüşle uyum sağlamaktadır. [23]



İcma´ın Şartları


360- Fukahanm cumhuru, icma´ın gerçekleşebilmesi için aynı asırdaki müçtehidle-rin ihtilaf etmeyecekleri şekilde tek bir görüş üzerinde birleşmelerini şart koşmuşlardır. Karşı çıkanlar bulunduğu takdirde icma´ gerçekleşmez. Bu görüşü, Zeydiyye imamları ortaya atmışlar, ancak bir veya iki kişinin karşı çıkmasının icma´ı bozmayacağı düşünce­sini benimsemişlerdir. Zira bu durum onlar arasında, kural dışı bir hareket sayılır. Lakin bu tür icma´ı muteber saymak, onlardaki müsamahakarlığın bir çeşididir. İşte bunun için bu tür icma´ı, düzenledikleri icma´ sıralamasının sonuna yerleştirmişlerdir.

Bazı bilginler, icma´ın tamamlanabilmesi için, icma´a katılan müçtehidlerin hayatta bulunmamalarının şart oîuduğunu söylemişlerdir. Aksi halde icma´a katılan müçtehidle­rin bir kısmı hayatta olduğunu takdirde icma´ın gerçekleştiği söylenemez. Kuşkusuz böyle bir şart, müçtehidlerden birisinin, görüşünden dönebifme hakkının bulunduğu; gö­rüşünden dönüğü anda icma´ın da bozulacağı sonucuna götürür. Şüphesiz İcma´ın ger­çekleştirildiği asrın insanları değil, daha sonra gelenler bu icma´m hükümleriyle bağımlı olurlar.

Fakat çoğu alimler, böyle bir şartın bulunmadığı görüşünü benimserler. Haddizatın­da makul olan görüş de budur. Çünkü yapılan icma´ ile, o icma´a katılıp, yapılış tarzını ve dayanaklarını iyi bilen kimse bağımlı olmadığı takdirde, onların dışındakiler hiç ba­ğımlı olmaz. Aksi halde sonradan gelenler, içtihad açısından değil de, taklid açısından bağımlı kılınmış olurlar.

Zeydiyye fakihlerinin çoğunluğu, bu son görüşe mensupturlar. Çünkü onlar, icma´ın gerçekleşmesi için, asrın geçmesini şart koşmazlar. Bunun için, el-Fusul el-Lû´lüiyye´te şöyle geçer:

"İcma´ konusunda o asrın geçmesi şart koşuîamaz." [24]



d) İcma´ın Çeşitleri


361- Fakihler, icma´ı üç bölüme ayırırlar, Aynı zamanda bu üç bölüm, icma´ın mer­tebelerini oluşturur:

1- Sarih İcma´; Bu, icma´a katılan bütün müçtehidlerin, üzerinde icma´ sağlanan gö­rüşü kabul ettiklerini açıkça ortaya koymalarıdır. Bu hususu Şafii şu sözüyle açıklamış­tır:

´Mutlaka karşılaşacağın her alim sana" bu görüş üzerinde icma´ sağlanmıştır" demedikçe ne hiçbir ilim ehli, ne de sen "bu konuda icma´ edilmiştir" diyemezsin."

Bu tür icma´, Zeydilerin de aralarında bulunduğu fasihlerin oybirliğiyle, kesinlik be­lirten bir hüccettir. Bu tür icma´ hakkında hiç kimse ihtilaf etmemiştir. Eğer bir ihtilaf noktası varsı, hüccet oluş ilkesi üzerinde değil, meydana gelişi konusundadır. Nitekim bu konudaki fikir ayrılıklarına daha önce işaret etmiştik.

362- 2- Sükuti İcma´: Bir müctehidin veya müçtehidlerden bir cemaatin ortaya gö­rüş atması ve asırlanndaki alimler tarafından duyulması, ancak hiç kimsenin aksi görüş beyan etmemesidir. İmam Şafii sükuti icma´ı benimsememiştir. Nitekim birçok fakihler, bu konuda İmam Şafii´ye karşı çıkmışlardır. Bir grup fakih de[25] böyle bir icma´ın icma´ olduğunu, ancak sarih icma´ın bir alt mertebesinde bulunduğunu, şöyle ki, her ikisi çe­liştiği takdirde sarih icma´ın öne alınacağını söylemişlerdir. Bu noktada, böyle bir ic­ma´ın hüccet olduğunu, fakat üzerinde ittifak edilen ıstılahı manada icma´ olmadığım be­nimseyen üçüncü bir görüş daha vardır.

Zeydiler, sükuti icma´ı benimserler. El-Fusuİ sahibi bu konuda şunları söylüyor: "Malum (yani mütevalir) icma´ ameli konularda malum nass gibi kesinlik belirten hüccettir. Bu icma, ya fiili, ya kavli, yahut bir düşünceye katılmamak, veya da katılmakla birlikte suskun davranmak suretiyle gerçekleşir."[26]

Şüphesiz bu açıklama, Zeydilere göre icma´ın dört bölüme ayrıldığını göstermekte­dir:
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kur an ve hadisin meftumları 2
« Posted on: 23 Nisan 2024, 16:38:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kur an ve hadisin meftumları 2 rüya tabiri,Kur an ve hadisin meftumları 2 mekke canlı, Kur an ve hadisin meftumları 2 kabe canlı yayın, Kur an ve hadisin meftumları 2 Üç boyutlu kuran oku Kur an ve hadisin meftumları 2 kuran ı kerim, Kur an ve hadisin meftumları 2 peygamber kıssaları,Kur an ve hadisin meftumları 2 ilitam ders soruları, Kur an ve hadisin meftumları 2önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes