> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Büyükleri > İmam-ı Zeyd > İmam Zeyd in fıkıh anlayışı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İmam Zeyd in fıkıh anlayışı  (Okunma Sayısı 1347 defa)
15 Eylül 2010, 18:06:11
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 15 Eylül 2010, 18:06:11 »



İMAM ZEYD´İN FIKIH ANLAYIŞI



190- Zeyd´in fakih oluşuyla ilgili haberler, tevatür yoluyla gelmiştir. İmam Zeyd fı­kıh sistemini hadis´e ve re´y´e dayandırmıştır. Ayrıca hadis anlayışında sadece Ehl-i Beyt hadisleri ile yetinmemiş aksine onların dişmdakilerden de hadis almıştır. Bütünüyle Ehl-i Beyt´in hadislerini ve fıkıh telakkilerini edinmiş ve aynca Hz. Ali´nin dışındaki sahabe­nin de hem hadislerini, hem de fıkıh anlayışlarını kavramıştır. Zeydiyye şiasının hadisçi ve fıkı fıçılarından olan Kasım b. Abdulaziz, bu konuda şöyle diyor:

"Zeyd b. Ali kendi zamamndakilerin gözdesi ve akranlarının en değerlisi, aynı za­manda o (a.s), kendi zamanındaki Nübüvvet aile ocağının imamıydı. Yaşadığı dönemde Kur´an´m yakın dostu olarak tanınıyordu. Onun Öyle takvası, keremi ve güzel ahlakı var­dı ki bunlar, dönemindeki akranları arasında yoktu. Ümmetin üst düzey faziletlilerinden oluşan, babası İmam Zeynel Abidin, Ali b. Hüseyin (r.a), sahabi Abdullah el-Ensari´nin arasından gelen diğer zevat gibi bir cemaatın Önderliğinde ilmi aldıktan sonra Allah ona ilmin kapılarını açtı. Ayrıca otorite kişilerden aldığının kat kat fazlasının kapılarını da Allah Teala O´na açmış oldu. Hatta kardeşi Muhammed Bakır şöyle dedi: "Vallahi dün­yaya ait ilim kardeşim Zeyd´e verilmiştir. Sorularınızı ona sorun. Bizim bilemedikleri­mizi o biliyor."[1]

Bu açıklama, aşağıdaki iki durumu ortaya koyuyor:

Birincisi: Zeyd (r.a)´ın Ehl-i Beyt´e ait ilmi babasından ders olarak almış olduğudur. Lakin Zeyd´in, Ali Beyt ilmini öğrenmeyi aralarında yaş farklılığı bulunan kardeşi Ba-kir´dan tamamladığının farzedilmesi gerekir. Bu duruma, Bakır (r.a)´ın Zeyd (r.a)´a nis-betle babası durumunda olması imkanmı tanır. Biz, iki kardeş arasındaki faziletlilik ya­nsı içerisine girmek istemiyoruz. Zira her ikisinde de, bu şerefli ve yüce soy nedeniyle ve kendilerini yalnızca ilme vermeleri yüzünden Nebevi nurun bir kor parçası vardır.

İkincisi: İmam Zeyd (r.a)´ın Al-i Beyt´in ilmini, onu aşmayacak şekilde olmakla ye­tinmeyip, aksine karşılaştığı her sahabiden ders almaya kadar vardırmış olmasıdır. Her­halde bu sahabilerin az sayıda olmaları gerekir. Zeyd´in bu konudaki örneği, Ebu Hani-fe´dir. Zira onun da karşılaştığı sahabenin sayısı cidden çok sınırlıdır. Sahabeden yalnız Abdullah el-Ensari´nin oğlu Cabir´in adı zikredilir. Fakat Zeyd, sahabe ve tabiin çocuk­larından, sahabenin fıkıh anlayışı ile rivayetlerinin bir çoğunu ders olarak almıştır. Böy­lece Zeyd, daha önce de belirttiğimiz gibi Al-i Beyt´in ilmiyle Medine ilminin tamamım bir araya getirmiş oluyor.

Şüphesiz Zeyd böyle bir ortamda güçlü zekasının yudumladığı çok yararlı besini el­de etmiş, bu şekilde elde ettiği besinle, araştırmasını yaptığı, bir kısmı akide etrafında gelişen felsefe ağırlıklı çeşitli görüşlerin sentezini yapmış, bundan da, fikri canlılığı içe­risinde temsil edilen hoş ve sağlam bir sentezle ortaya çıkmıştır. Böylece sika şahsiyet­lerden almış olduğu şeylerden, her ne kadar Zeyd´in özümlediği fikir ve çeşitli ilimlerin bir ürünü olsa bile tıpkı Zeydî bir şahsın dile getirip ilm-i ledünni olarak isimlendirdiği gibi çok güçlü bir madde meydana geldi.

191- Şüphesiz İmam Zeyd halen çeşitli İslam ülkelerinde yaşayan zeydilerin benim­sedikleri büyük bir fıkıh mirası bırakmıştır. Zeydiler bu fıkıh anlayışını esas alarak ay­rıntılı çözümler geliştirip yasalar çıkarmışlar, algıladıkları bu fıkhın dışından seçmeler yapmışlar, içtihatta bulunmuşlar ve kendi geliştirdikleri bu çözümlerin tamamını İmam Zeyd (r.a)´ın fıkıh anlayışından naklen aldıkları kaynak haberlerle mezcetmişlerdir. Böylece, benzeri ancak tedvin edilip, mezhebin temel ilkeleri esasına göre içtihat kapısı ve ayrıca kanun yapma kapısı açık bulunan mezheplerde görülebilen bir fıkıh sistemi oluşmuştur. Belki de bu fıkıh sistemi, diğer büyük mezheplerden daha yaygındı. Çünkü dört mezhebdeki kanun geliştirenler, mezheblerini aşarak diğer mezheplerden seçmeler yapma durumunda olmamışlardır. Evet, gerçi onlar Hanbeli´lemin el-Muğni´si, Hane­fi´nin el-Mebsut´u, Malikilerden îbn-i Rüşd´ün te´lif ettiği Bidaye tû´l-Müctehid ve Niha-ye tû´l-Muktesid´inde, ayrıca Şafii mezhebinden olan Şirazi´nin el-Mühezzeb´inde gör­düğümüz gibi, bazan mezhepler arası karşılaştırmalar yapıyorlardı. Lakin bu karşılaştır­malar, Serahsi´nİn el-Mebsut´u ile el-Mıığni´de gördüğümüz gibi ya müellifin mensubu olduğu mezhebi aklamaya ve onu müdafaa etmeye veya da tercih hakkını kullanmadan delilleri ve çeşitli bakış açılarını sunmaya yönelmesini sağlamaktan ibarettir. Bu mez-heplerarası seçmeye, böylesi bir çerçevenin dışına taşan İbn Teymiye´nin yaptığı seçme­lerde gördüğümüz gibi çok az derecede rastlanır. Nitekim İbn Teymiye, talak-ı selase ve talak-ı muallak mes´elelerinde, Al-i Beyt mezhebinden seçme yapmıştır. Yine biz, Ha­nefi mezhebinden Kemaleddin b. el-Humam´ın yaptığı seçmelerde, örneğin İmam Ma-lik´in "vakfedilmiş değerli malların mülkiyeti" konusundaki görüşünü seçmesinde müşa-hade ettiğimiz gibi bu tür seçme olaylarına çok az rastlanmaktadır.

Zeydiyye mezhebine gelince, bu mezhepte başka mezheplerden seçme yapma işi çok fazla ve çok geniş toleranslı idi. Hatta son asırlara kadar bu seçme işi süregelmiştir. Dolayısiyle Zeydiyye´nin gelişmesi ve diğer imamların fıkıh anlayışlarıyla uyum sağla­masında, bu durumun büyük payı vardır.

192- Böylesi bîr anlayış tarzı, yukarıdan beri dile getirdiğim "Zeydiyye Mezhe­bindeki gelişmişlik ve verimlilik ölçüsünde dosdoğru bir fikri ahenklik içinde bir araya topladığım, İmam Zeyd´in fıkıh anlaşışmı, İslam fıkhından oluşan bu zengin bahçe ortasırdan çekip çıkarma konusunda bir kısım engebeler ortaya koymuştur. İlk önce ve biz­zat İmam Zeyd´in fıkhını araştırıp sonra da büyük İmamın dikmiş olduğu ağacın kökleri­nin uzantısı olması itibariyle Zeydiyye´nin fıkıh anlayışını ele aldığımızda bizi evvela, Zeyd´in fkirlerini ve peşinden de metodunu iyice bellememiz ilgilendirir. Böylelikle kendisinden sonra gelenlerin seçme yaptıkları konularda İmama ters düşüp düşmedikle­rini veya bu seçme işlerinin Zeyd´in fıkhında nass getirilmeyen hususlar dairesinde olup-olmadığını hemen anlarız. Yine böylelikle, onlann Zeyd´in metodu üzere yürüyüp-yürümediklerini kavrarız. Onlar bu seçmelerini yaparlarken, Zeydiyye mezhebini esas alıyorlar mantığı ve temel ilkeleri bakımından Zeydiyye mezhebine diğer mezheplerden daha yakın olanları seçip almak suretiyle yasa düzenliyorlardı. Bu nedenle İmam Zeyd´in görüşlerine bağımsızlık kazandırarak netleştirmemiz zorunluluğu sözkonusûdur. Çünkü seçme işinin ölçüsü ne olursa olsun öğrencilerinin görüşlerinin kendi görüşlerin­den farklılık arzetmesine, aynca mezhep içinden kanun geliştirenlerin ufak-tefek ayrı­lıklarının nesilden nesile intikal edişinin tarihen kesinlik kazanmasına rağmen tıpkı İmam Ebu Hanife´nin görüşlerinin Hanefi mezhebinin temel direğini ve özünü oluştur­ması gibi imam Zeyd´in görüşleri de mezhebinin özünü ve esasını teşkil etmektedir. Bu­nunla birlikte Ebu Hanife´nin görüş ve metotları temel unsur olarak benimsenmektedir.

Şüphesiz ki Zeyd (r.a) şu anda bulunan kitapların mükemmel bir tedvininin yapıl­madığı dönemde yetişmiştir. Kuşkusuz İmam Zeyd´den sonra yirmisekiz yıl kadar daha yaşayan Ebu Hanife´nin fıkhı da kendi kalemiyle kitap haline getirilmemiş, aksine onun görüşlerini kendisinden sonra yetişen öğrencileri tedvin etmişlerdir. Nitekim Ebu Yu­suf un Kitab el-Harac, İhtilaf-ı İbn-İ Ebi Leyla, er Red ala Siyer-İ Evzai adlı kitapların­da olduğu gibi. Ayrıca İmam Muhammed b. Hasari´ın çeşitli kitaplarında, özellikle de Zahir er-Rivaye adlı kitaplarda olduğu gibi. Bu kitaplar, "el-Asi, el-Camiussağır, el-Camin´l-Kebir, Siyerüs-Sağîr, Siyer´ül-Kebirve ez-Ziyadat gibi kitaplardırlar.

Madem ki fikirlerin tedvini İmam Zeyd döneminde yaygın bir adet değildi, o halde Zeyd´in görüşleri nasıl nakledildi? İşte aşağıda buna cevap vereceğiz: [2]






A- ZEYDİYYE FIKHININ NAKLEDİLMESİ


193- İmam Zeyd´in bizzat miras bıraktığı Zeydiyye fıkhının nakledilişi, her imamın fikhindaki gelenek gibi iki yolla gerçekleşmiştir:

Birincisi; Kendi ders halkasına katılarak ondan nakillerde bulunan, yanından ayrıl­mayan veya onunla mülakatta bulunan öğrencilerdir. Nitekim onun, öğrencilerinin ilim öğrenmelerinde ve yönlendirilmelerinde üstün bir katkısı olmuştur.

ikincisi: Kendisine nisbet edilen el-Mecmu adlı kitaptır. Bu kitabın içinde hadisler ülunduğu gibi, birçok fıkıh kuralları da mevcuttur. Hadislerinin tamamı, Al-i Beyt tari-ından naklen gelmiştir. Şimdi her ikisi üzerinde, el-Mecmu´ adlı kitabın O´na nisbet edilişi ile, tedvin işinin gelenekleşmediği bir dönemde bulunmasının arasını bağdaştıra­rak açıklamada bulunalım. [3]



1- İmam Zeyd´in Öğrencileri


194- İmam Zeyd, Al-i Beyt içerisinde, en çok Öğrencisi bulunan bir şahsiyetti. Bu­nun nedeni, Medine´de oturmaya heves etmemesi olabilir. Nitekim Medine´de ikamet et­miş ve zorunlu olarak orada kendisinden ders alan talebeleri bulunmuştur. Daha sonra Basra´ya taşınmış oradaki fakihlerle müzakerelerde bulunmuştur. Bilahare Kufe´ye ta­şınmış orada da Abdurrahman b. Ebi Leyla, Ebu Hanife Nu´man b. Sabit, Süfyanaş Sev-ri ve diğer fakihlerle müzakereler yapmıştır. Madem ki bu gibi şahsiyetlerle müzakere­lerde bulunmuş, müzakere yoluyla onlardan nakiller yapmıştır. Öyleyse kendisinde bir alt yaş ve ilim sahibi kişilerle buluşması ve o kimselerin kendisiyle müzakerede bulun­mayıp sadece ders almış olmaları zorunluluk arzeder. Yine ilk görüştüğü fakihler kendi­siyle müzakerelerde bulunmalarına rağmen, görüşleri İmam Zeyd´i etkilese bile Zeyd´in bir mezhep oluşturduğunu nakletmemişler, ancak dersleri izleni...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İmam Zeyd in fıkıh anlayışı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 22:37:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İmam Zeyd in fıkıh anlayışı rüya tabiri,İmam Zeyd in fıkıh anlayışı mekke canlı, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı kabe canlı yayın, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı Üç boyutlu kuran oku İmam Zeyd in fıkıh anlayışı kuran ı kerim, İmam Zeyd in fıkıh anlayışı peygamber kıssaları,İmam Zeyd in fıkıh anlayışı ilitam ders soruları, İmam Zeyd in fıkıh anlayışıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes